fani madida

ülkemizin en ünlü düşünürlerinden olan nihat doğan'ın israil hakkında yaptığı sarsıcı açıklamalardan 3 gün sonra "otelde seks skandalı" iftirasına kurban gitmesinin nedeni. her ne kadar israil büyükelçisi tarafından yalanlansa da nihat doğan'dan kaçmaz. yer mi bu anadolu delikanlısı?

(bkz: ay ben gülerim)

genelde forum tarzı yazıların içine gizlemek için yapılır. yıldızlı bkz'ın amacı bu değildir oysa ki. bunu bir çeşit dipnot gibi de düşünmek mümkündür. cümlenin akışını bozmadan cümle arasında anlatılanla ilgili bkz verilmek istediğinde tercih edilmesi gerekir. ve yine bir çeşit bkz olduğundan başlık açma formatına uygun olması da esastır. bunları sikleyen yok tabi orası ayrı.

doğru kullanımını merak eden olursa #161571 nolu entryden görebilir.

1 aralık 2011 maccabi tel aviv fc beşiktaş maçı'nda maccabi tel aviv futbolcularından sık sık gördüğümüz savunma biçimi. hal böyle olunca quaresma yatırdı kaldırdı gibi lafları duymamamız da olanaksız oluyor haliyle.

dünkü futbolundan sonra bile eleştiri alıyor ya bu adam ben bir şey diyemiyorum artık. bir kere eğri oturup doğru konuşalım. bu adam dünyanın şu anki en yetenekli ilk 5 futbolcusu içinde. buna itirazı olan yoktur herhalde. bu noktadan sonra sonra olay şurada düğümleniyor "dünyanın en yetenekli futbolcularından biri niçin beşiktaş'ta forma giyer?" bu sorunun cevabı quaresma'ya yapılan eleştirilerin bir kısmında gizli zaten. evet quaresma kendine oynamayı sever, çok fazla mücadele etmez ve savunma yönü pek de iyi değildir. quaresma'nın bu eksileri olmasa kendisi şu anda ya barcelona ya da real madrid formasıyla harikalar yaratıyor olacaktı. sanırım buraya kadar kimsenin itirazı yoktur.

şimdi gelelim eleştirilerin diğer kısmına. "quaresma beşiktaş'tan büyük değil" deniyor ki doğrudur evet değil. ama bunu iddia eden mi oldu? bu mantıkla gideceksek baba hakkı da beşiktaş'tan büyük değil ağzımıza ne geliyorsa söyleyelim o zaman? olmuyor di mi? şimdi kalkıp quresmayla baba hakkı'yı mı kıyaslıyorsun diyenler olacaktır, analdığınız buysa zaten bu noktada okumayı bırakabilirsiniz.

quaresma'nın formasına bir saygısızlığı oldu da ben mi görmedim? kulüp hakkında olumsuz bir şeyler mi söyledi? bir taraftarla atıştı ki onda da deli gibi eleştirildi. muhtemelen kendisine küfür eden bir taraftara "gel sen oyna" dedi diye yerden yere vuruldu, bu mudur beşiktaş'tan üstün tutulması?"

gelelim saha içerisindeki bencilliğine. evet doğru -bazen- gereğinden fazla bencillik yapıyor. dünkü maç özelinde bakalım. quaresma,fernandes ve belki biraz da almeida. bunun dışında yetenekli oyuncumuz ne yazık ki yoktu dün. böylesi bir durumda yetenekli oyuncuların daha fazla sorumluluk alarak oynamaları da son derece normal.

kaldı ki bu adam dün elinden geldiğince koştu, defansa yardıma geldi, defanstan top çıkardı. şu performansından sonra bile bu kadar eleştiriliyorsa gerçekten siktirsin gitsin bu adam.

bakınız vermeyi bilmemekten ileri geliyor daha çok. Forum tarzı entryleri bakınız içerisinde verince formata uygun olduğu sanılıyor. Halbuki bu şekilde bir entry formata uygun hale getirilmez. Detaylı bilgi için sözlük içerisindeki muhtelif bakınız başlıkları incelenebilir.

ilkokul yıllarından kalma bir ilan-ı aşk çeşidi. bunun bir benzeri de aşık olunan kızın silgisini alıp vermemektir.

(bkz: abi seviyorsan git konuş bence)

(bkz: forzanarchy)[ybkz]swh[/ybkz]

blok ders yapmanın sıkıcı olmayacağı tek okul.

genelde laf sokulur bu smslerde. oysa ki son derece gereksizdir. ilişki iyi giderken iltifatlar sıraladığın adam/kadın ilişki bitti diye birden dünyanın en boktan adamı/kadını olmuyor. ve bazen öyle bir zaman gelir ki tükürdüğünüzü yalamak zorunda bile kalabilirsiniz. o yüzden hiç gerek yok böyle şeylere.

illa ki bir mesaj atmak gerekliyse "yolun açık olsun" denebilir mesela. yol vermek iyidir.

katılım listesi şimdilik aşağıdaki gibidir. tam sayının belirlenmesi zirveyi doğru şekilde organize edebilmemiz açısından önemli. lütfen ekleme ve çıkarımlar konusunda bilgi verin.

istanbul tayfası;

forzanarchy
dingoc
simsiyah[ybkz]swh[/ybkz]
avcarlıçürük
semt bizim aşk bizim[ybkz]swh[/ybkz]
maniac
hemsta34
siyahbeyazbiradam


ankara tayfası;

primus inter pares
gulay
cihan tekin
leia
ssm
babasınıntakımınıtutankız
skrito_more[ybkz]swh[/ybkz]
la bebe
ankartal
ahtapot +2

büyük olasılıkla ankara'nın dikmeninde yapılacak. Ankara'dan katılıp da dikmeni bilmeyen yazarlarımızı uygun bir yerden alabiliriz.

hatalı bir kullanım şekli olmuş. put it into your ass hole demeliydi bence. hem seviye hem üslup hem de ingilizceyi doğru kullanmak adına bu yakışırdı bakanımıza. ingilizcesi espri yeteneği kadar iyi değilmiş egemen bağış'ın bunu da görmüş olduk.

aşk çeşmesidir kendisi. çeşmesinden uzaylılar bile yararlanmıştır zamanında o derece.

http://www.facebook.com/photo.php?fbid=271761382876152&set=a.195233153862309.70230.195226647196293&type=1&theater

kokoreçleri şubesine göre değişmekle birlikte genel anlamda iyidir. midyelerini pek beğenmiyorum. bence en önemli eksikleri bira satmamalarıdır. böyle bir mekanda bira-midye-kokoreç üçlüsü dehşet gider sanki.

şu aşamada olağandır. çünkü -mahkemenin takdirine göre- tutukluluğu gerektiren sebeplerde herhangi bir değişiklik yok. fakat yeni yasa yürürlüğe girdiğinde çok çok büyük olasılıkla ilk tahliye talebi ile tahliyeler gelecektir. detaylandırmak gerekirse;

eski yasa şike ve şikeye teşebbüsü 5-12 yıl arası hapis cezası olarak öngörüyordu. yeni kanunla bu ceza 1-3 yıl arası olacak. tutuklulukta geçen süre ve suç karşılığında öngörülen cezanın çok büyük oranda düşüş göstermesi her 3 beşiktaşlı'nın da tahliyesini sağlayacaktır.

o nedenle şu anda yapılacak bir tahliye talebinin kabul edilmesini ben şaşırtıcı bulurdum. yeni kanun tasarısı şu an cumhurbaşkanlığında imza için bekliyor. cumhurbaşkanı onayladıktan sonra resmi gazetede yayınlanacak ve yürürlüğe girecek. bu aşamadan sonra yapılacak yeni tahliye talepleri bizim asıl umutlu olmamız gereken talepler olacak. bu da en az 1 hafta en çok 3 hafta gibi bir süreç gerektiryor. benim tahminimce 2 hafta içerisinde tahliye haberlerini alacağız.

biraz daha sabır sadece.

milli eğitim bakanı ömer dinçer'in atanamayan öğretmenler hakkındaki yorumu.

http://www.odatv.com/n.php?n=bu-kadar-ogretmene-ihtiyac-yok-baska-is-bulsunlar-2911111200

bazı taraftarların kendisine tiwtter aracılığıyla "gidersen çocuğumu keserim" ya da "babannemi balkondan atarım" demesinden dolayı korkuya kapılmış.

http://spor.milliyet.com.tr/ah-guzel-istanbul-/spor/spordetay/29.11.2011/1468740/default.htm

şimdiye kadar yanlış öğrenmişiz biz. demek ki kadına şiddete karşı çıkınca diğer şiddetleri meşru görmüş oluyormuşuz. vay amk.

kadın hakları insan haklarından ayrı tutulur evet. çünkü kadın "şiddet" konusu özelinde pozitif ayrımcılık görmek zorundadır. içinde bulunduğumuz toplumun feodal yapısını göz önüne aldığımızda bu pozitif ayrımcılığın "olmazsa olmaz" olduğu anlaşılacaktır zaten.

kadın fiziksel güç olarak erkeğin gerisindedir ve şiddete karşı kendini korumaktan genel anlamda yoksundur. bunun dışında feodal toplumun getirileri ile de her türlü anlamda eli kolu bağlanmış durumdadır. bu nedenle kadın hakları bu toplumun bir sorunudur ve bu sorunu da ancak kadın lehine pozitif ayrımcılık yaparak düzeltebilirsiniz.

bu anlatılanlardan "kadına yönelmediği sürece şiddet sikimde değil" anlamı çıkarmak biraz da meselenin bokunu çıkarmaktır sanki. aile içi şiddetin her türünü, güçsüze, ezilene yapılan şiddeti meşru görmek zaten makul bir davranış değil. bunu tartışmaya bile gerek yok.

fakat bu toplumun en büyük kanayan yaralarından biri kadına şiddettir. bunun çözümü için kadın haklarını insan haklarından ayrıştırmak gereklidir evet. ve bunun adı da pozitif ayrımcılıktır.

2 hafta daha sahalardan uzak kalacağı açıklanmış. 1 aralık 2011 maccabi tel aviv fc beşiktaş maçı 'nda kendisini aramayız umarım.

bu sabah bir duruşmaya katılmak için ankara adliyesine gittim. duruşma sıramı beklemek için duruşma salonunun önünde oturdum ve beklemeye başladım. hemen yanımda oturan bir kadın ve onun yanında ayakta duran bir erkek vardı. adam kadının gözlerinin içine bakıyor kadın ise ona kesinlikle bakmıyordu. başlangıçta pek de anormal bir durum gibi gelmedi.

bir süre sonra kadın ayağa kalktı ve mahkeme kapısında yazılı adliye karakolunun numarasını aldı. kadının telefonu üzerine bir polis geldi ve kadın, polise yanında adamı kendinden uzaklaştırmasını onunla konuşmak ve görüşmek istemediğini söyledi. polis adamı bir kenara çekti 2 dk kadar muhabbet ettiler ve sonra polis ayrıldı. polis gider gitmez adam yine kadının dibine girdi tabi.

daha sonra duruşma sıraları geldi. kadın içeri girdi, adam girmedi ve dışarda bekledi. kadın duruşmadan çıktıktan sonra duruşma zaptını okuyarak ilerlerken adam birden yolunu kesti ve kadına bir yumruk attı. bunun üzerine orada bulunanlar araya girdi ve yeniden polis çağırıldı. biraz önce adamla sohbet eden polis geldi adamı aldı ve gittiler. muhtemelen 1 saat içerisinde serbest kalmıştır adam.

duruşmamı bitirip dışarı çıktığımda ise bir grup kadın adliye önünde kadına şiddete karşı eylem yapıyordu. böyle de ironik bir ülkeyiz.

diyeceğim o ki eğer kadına şiddetin önüne geçilmek isteniyorsa öncelikli olarak devletin zihniyeti değişmelidir. yasama yürütme ve yargı tüm alt ve üst kurumlarıyla kadına şiddete engel olmayı istemeli, bunun için çözümler üretmeli ve bu çözümleri uygulamalıdır. yoksa bu işin önüne geçmek zor. ve her zaman her kadın bu kadar da ucuz atlatamıyor maalesef.

edit: şiddetin kadını erkeği vardır. kadın genel olarak erkekten fiziksel güç olarak geridedir. bu da onu daha çok savunulmasını ve korunmasını zorunlu kılar. hukuk düzeni de her zaman için güçsüz olanı güçlü olandan korumayı amaçlamak zorundadır. insanların haklarını aradığı adliyeler bile kadına şiddet yuvası haline geliyorsa biraz oturup düşünmekte de fayda vardır.