confessions

ederson

4. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 722
  2. takipçi 0
  3. puan 19610

gökhan töre

ederson
kendisinin sezon öncesi son hazırlık karşılaması olan olimpiyattaki rize maçında bilic'i çıldırtan top ezişlerini hatırlıyorum da, ciddi ciddi mental anlamda bayağı bir mesafe katetti bu çocuk bu sezon. özellikle bilic'in hakkını vermemiz lazım bu konuda. ne var ki, bir sonraki mental eşik dünyadaki mevkidaşlarına bakılırsa kolay atlanan türden değil. klasik bir örnek olarak robben'in chelsea ügünleri verilebilir. o eşiği geçerse byük futbolcu olacak bu belli, ama geçememe riski de mevcut ve hiç de azımsanacak türden bir ihtimal değil.

eğer yerli futbolcuya yatırım yapmaktan bahsediyorsak, gökhan töre'yi el mecbur transfer edeceğiz ancak g.saray'ın yabancı oyuncu konusundaki tutumu bu kadar aşağılık türdeyken, ellerinden gelen her zorluğu çıkartması muhtemel bize karşı. 7.5 ciddi bir bedel ama töre gibi özel yeteneği olan ve çift ayaklı yerli oyuncu da bulmak zor. leverkusen-chelsea altyapısı, bundesliga geçmişi, rusya'nın soğuğunu kı.cında hissetmesi, milli takımın bankosu olması, dededen beşiktaşlı olması hep artıları. dribblinginin yanına yerli piyasasında nadir görülen gücü, deliciliği ve servisçiliği katması saha içi artıları.

5 milyona kapatabilirsek lokum olur lokum. stadı yetiştirip şl vizesini alırsak hiç tatava yapmayız zaten. santraforu, merkez defansı free piyasadan kapatmışsın babalar gibi, ne gerek var derde tasaya. [ybkz]swh[/ybkz]

manuel fernandes

ederson
yaklaşık 2 senedir sözleşme muhabbetini dinlemek zorunda kaldığımız bir oyuncu idi kendisi. fikret orman'ın daha sezon başında sözleşme yenilemeyi düşünmüyoruz tarzı açıklamalarını hatırlıyorum da, kendi krizimizi her zaman olduğu gibi kendimiz yarattığımız gibi kriz yönetimi denen hede de berbatız hakikaten. şu adamın sözleşmede istediği rakamlar 1.5 yıldan beri aşağı yukarı belliydi, oynadığı oyun belliydi, bu kadar zor değildi 3e 5e bakmadan satıp en azından bir sezonluk idare edecek bir gerçek 10 numara transfer etmek bence.

kim ne derse desin kaliteli bir futbolcu olduğu gerçeği değişmiyor. aybaba'nın sistemsiz takımına +15 puanı katkısı vardı aşağı yukarı. takımdan kesilmesinden sonra sıklıkla "zaten sadece korner atıyor" diye eleştirenler, duran top etkinliğimizin sıfıra düştüğünü de görmeliler. yahu herşeyi geçtim parasını tıkır tıkır ödediğimiz oyunculardan yararlanamayacak kadar ne ara keriz olduk biz böyle? toraman, sezer, süzen, fernandes vs. satmıyoruz da, sezon boyunca a2'ye yollayıp ceza kesiyoruz anca. garibiz vesselam.

karaktere girmeye hiç gerek yok, al sana drogba-selçuk örnekleri yanında duruyor. alex'in sözleşmesinin son senesine girdiği her sezon çıkardığı çıngar aklında duruyor. sorsan profesör, sorsan efendi adam. bu işler böyle.

yolu açık olsun.

monday night wars

ederson
wwf ve wcw ismindeki iki amerikan güreşi şirketinin/federasyonunun milenyuma 3 kala başladığı reyting savaşlarıdır.

ünlü medya patronu ted turner sahipliğinde wcw, normalde perşembe günleri yayınlandığı nitro şovunu wwf'in raw şovunu yayınladığı pazartesi gününe ve aynı saate çekince savaş patlak vermiştir. hakimiyeti 2 sene kadar elinde tutmayı başarmışsa da, hızla gerileme trendine girmiş ve bu trendin sonunda iflas ederek wwf tarafından satın alınmıştır.

bu dönemde iki şirketin çıkardığı konsol oyunları ekseninde yazılmış ayrıntılı bir değerlendirme yazısı için;

http://baytaskafa.blogspot.com.tr/2014/04/monday-night-wars-playstation-cephesi.html

rüzgar sağnak

ederson
dany nounkeu transferinde "yama olarak transfer edildi" minvalinde twit'ler atıp (cenk tosun'un transferinin gerçekleştiği günler) bugünlerde "almayın dedim" diyebilen bir zat. jermaine jones'u box to box olarak allayıp pullayıp taraftarı gazlayan, şimdi ise oyunun tek tarafında yaptığı işleri gösterip lafı "siz bunu görmezsiniz, görmediğiniz için oyundan-oyuncudan anlamazsınız"a getiren ve soytarılığın allah'ını yapan zat. katıldığım görüşleri yok değil ama kıvırmakta da üstüne yok kendisinin, kusura bakmasın.

selçuk inan

ederson
türk taraftarının yetenekli oyuncuya sardırma huyuna yeni bir örnek teşkil etmiş futbolcu. terim'in gidişinin ardından medya sanki sözleşmişçesine her maçın ardından vurdu öldürdü kendisini. ne kadar baskı altında kaldığını "artık burak'a pas atmaktan korkar oldum" açıklamasıyla ortaya çıkarmıştı geçenlerde. nihayetinde gectigimiz 3 yılın "xelcuk"u oldu sana hain şimdi. mancini'nin takımında top dağıtma görevi olan oyuncuyu hep sağa-sola oynuyor diye eleştiren taraftara derdini anlatamadı ve patladı gitti.

jermaine jones

ederson
muhtemelen seneye takımda olmayacak olan amerikalı futbolcu. 200 bin € gibi uygun bir fiyata kiralanmış olduğu göz önüne alınırsa maliyet-performans açısından verimsiz denemez kendisi için. verimsiz olduğu algısını oluşturanlar, transferi açıklandığı gün box to box'a kavuştuk diyenler oldu maalesef. jones özünde tek yönlü bir oyuncu olduğunu kendi de ifade etmesine rağmen üstelik.

kaldı ki kasım ayında 33'üne girecek kendisi.

dino crisis

ederson
capcom tarafından playstation için piyasaya sürülmüş korku/macera oyunu.

resident evil'in dinozorlusu denilebilir rahatlıkla dino crisis için. iki oyun serisinin de yapımcısının capcom olduğuna ve kullanılan kamera açılarından tutun, oyunun dinamiklerine kadar benzeştiğine göre oyunları eşlemekte fayda var.

ilk dino crisis kesinlikle resident evil 2'nin üvey kardeşidir efenim. dinazorlar az ama özdür, eşşek gibi bulmacalar vardır, oyunun geçtiği complex yapı olarak r.c.p.d binasına benzer falan. bakın tasarım demedim dikkat ederseniz, yapı dedim. her yer kilitlidir, sürekli bir anahtar, kart arama mecburiyeti vardır, ikisinin de gizli bölgeleri vardır sonradan öğrenilir vesaire.

dino crisis 2 ise resident evil 3'den başkası değildir. oyunun çoğunluğu dış mekânlarda geçer, envai çeşit dinozor sayesinde sokaklarda kan gövdeyi götürür, silah alma geliştirme olayı vardır, aksiyon tabanlıdır, çabuk biter. ancak dc 2'de saçma bir şekilde arcade mantığı bulunur, sadece o yönüyle ayrışırlar diyebiliriz. sığır yapımcılar sınırsız sayıda dinozor ve sınırsız sayıda mermi verip, "ne kadar ekmek o kadar köfte" mantığıyla hareket etmiş, ölümüne dinozor öldürüp puan toplayıp item almak üzerine bir sistem kurmuştur bu oyunda. fakat hikaye ölümüne kısa ve puan toplamak olabildiğine kolay olduğu için tutmuş mudur? tutmamıştır elbette.

crash bandicoot

ederson
96 yılında naughty dog tarafından piyasaya sürülmüş über eğlenceli platform oyunu/aynı oyunun baş karakteri.

(bkz: playstation)

karakter yaratılırken sonic'den esinlenildiği söylenebilir. sonic'in meşhur yuvarlanmasına karşılık crash'in kendi ekseni etrafında dönüşleri vardır misal. oyuna gelince, nasıl ki nintendo'nun mario'su, sega'nın sonic'i var ise sony'nin de crash'i vardır denilebilir. konuyla ilgili ayrıntılı bir yazı için;

http://baytaskafa.blogspot.com.tr/2014/04/supersonic-mariodan-bandicoota.html

olcay şahan

ederson
kendisini beğenenin de beğenmeyenin de normal karşılanması gereken futbolcu. aynı şey veli için de, almeida için de geçerli. ama sevgili taraftarımız ne yapıyor? yok veli'yi beğenen futbol fakiridir, olcay'ı beğenmeyen quaresma fanboyu'dur diye ancak birbirine laf çakıyor.

olcay'ın topu hücuma kanatlardan taşıyan bir takımın winger'i olmasını beklerseniz, haliyle başarısız olur. ceza sahası ve çevresinde topla buluşturursanız da size asist ya da gol olarak geri döner. olcay budur, futbol aklı üst düzeydir ama adam eksiltemez, dribblingi yoktur ama topla doğru yerde buluşma becerisiyle 3 büyüklerin hepsinde de pekala forma giyebilir, sakatlık eğilimi minimum düzeydedir, dribblinge dayalı geniş oyunda sıçar, koşuya dayalı dar oyunda zirveye çıkar. çok ekstra artıları olduğu gibi, temel eksileri de vardır oynadığı bölgeye göre. yani komple bir futbolcu değildir olcay. zaten bugün beşiktaş takımında hangi futbolcu kompedir ki zaten?

şahsi fikrim, kendisi şampiyonlar ligi seviyesinde başarı (min. 2.tur) hedefleyen bir takımın 11 oyuncusu olcay değildir ki, olcay'ı çok severim. şampiyon bir takımın 11 oyuncusu ise pekala olur ama elindeki malzemeyi bilen ve verimli kullanan kurt bir hocanın elinde. bilic'in inatçı yönü dolayısıyla hatalarını çok geç görmesi ne yazık ki teknik adamlığının potansiyeli hakkında soru işaretleri doğuruyor. veli-atiba-jones 3'lüsünü antalyaspor'a karşı sahaya süren bir teknik adamın adı aybaba olsa misal neler okurduk şimdi? bunları görmek lazım. bu sorudan aybaba övgüsü çıkaranlar olabilir mi? olabilir pekâlâ ama olmasın lütfen, olmamalı. aybaba carvalhal sınıfıdır, bilic tigana sınıfıdır çünkü.

neyse, konudan daha fazla sapmadan, olcay'ın sözleşme yenilemesiyle ilgili de bir iki şey eklemek isterim. max. 1.2 milyonluk ederi var bana göre olcay'ın. ama kulüp aynı parayı eneramo'ya verirken, sözleşmelerde tavan fiyatı tolga olarak gösterip cenk'e 1.7 milyonlar verirken, rakiplerin yerlilere verdiği zarar ziyan rakamlar ortadayken anlaşılan beklentisi daha yüksek olcay'ın. seneye kadro yarı yarıya yenilenecek gibi gözüküyor ve artan ekonomik imkanlarla elimizde takıma seviye atlatmak için iyi bir bütçe olacağa benziyor. olcay için 1.5 milyona kadar neden verildi demem ama bollaşan bütçe ve yenilenen sözleşmenin diğer oyuncularda oluşturacağı beklentinin yönetim kanadında bonkörleşme oluşturmasından da korkarım. umarım dikkatli davranılır.

fire 'n ice

ederson
şeker gibi bir nes oyunu.

uyku tutmayan gecelere çok harika bir yoldaştır bu güzide oyun. dana isimli minik büyücüyle haritaları tamamlamaya çalıştığımız bu oyunla 2 geceden beri süren seviyeli birlikteliğimizi bitirmenin üzüntüsü içindeyim bu entry'i yazarken. başlarda çocuk oyuncağı gelen puzzle'lar sonlara doğru öyle böyle kastırmamakta. mantık olarak sokoban'la uzaktan akraba kendisi. yanlış bir hamle yaptığınızda puzzle'a tekrar başlamak zorunda kalıyorsunuz ki, başta düşünemediğiz bir ayrıntının puzzle'ı bitirmenize engel olduğunu anlayınca sinir kat sayınızın artmaması mümkün değil. buna rağmen müzikleriyle olsun, oynanışıyla olsun çok ama çok keyifli bir oyun fire 'n ice.

şuradan sorunsuzca oynanabilir;
http://nesbox.com/tr/game/nes/fire-n-ice/rom/0c257968c5f57978fe354563e3e5ff43
6 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol