ederson

artık geleneksel haline gelmiş, beşiktaş'a transfer olma şenliğine bu sene de devam eden, 32 yaşındaki sırp hücumcu.

kariyerinin ikinci bir bahar yaşadığı doğrudur, ancak beşiktaş'a uzak, allah'a yakın olsundur.

"fm diyorsa doğrudur" ibaresini ters yüz eden gana asıllı amerikalı hücum oyuncusu. ayrıca pele'nin oyuncu potansiyel yargılama konusunda ne kadar berbat olduğunun kanıtıdır.

kendisinin kader ortakları için;

(bkz: maxim tsigalko)
(bkz: anatoli todorov)
(bkz: okan koç)

ilk olarak cm 2003/04 ile tanıştığım, şimdilerde "fm diyorsa doğrudur" ibaresini haklı çıkararak müthiş bir orta saha olmuş, yetenekli futbolcu.

beşiktaş'la ismi ciddi ciddi anılmaya başlanan, umarım gelmez dediğim teknik adam.

beşiktaş'ın bir proje adamına ihtiyacı var ve aranan kan kesinlikle kendisi değil. kaldı ki kendisine çok iyi bütçenin verilmesi durumunda başarılı olması da düşük ihtimal. çünkü burada kendisini saha içinde kollayan, maçları masa başında satın alan bir başkanı olmayacak, takımını kollayacak hakemler olmayacak.

çünkü burası beşiktaş.

ünlü film serileri üzerinden daha fazla para kırma hevesinde olan hollywood yapımcılarının ilk filmini 2004 yılında çektiği film serisi.

hadi ilk film geçmişe yönelik sorduğu epik sorularla bir nebze iyi de, 2007 yılında çekilmiş 2. film tam anlamıyla rezalet.

onun dışında 98 yapımı bir bir fps oyunu. zifiri karanlık ortamlarda, sürekli biten el feneri ile didişmek durumunda olduğunuzdan, insan olarak oynamak gerçekten ürperticiydi, predator olarak oynamak ise yorucuydu. daha sonra serinin yeni oyunları da çıktı, benim yetişemediğim evvelki oyunlar da var olabilir.

yanılmıyorsam bir pınar karşıyaka maçında 32 sayı atarak, maçı beşiktaş'ın kazanmasını sağlamış ve maçı tv'den izleyen ev ahalisini gururlandırmış eski şutör guard.

gerçekten çok iyi üçlük atardı.

başrolünde harrison ford'un oynadığı, ridley scott'un yönetmenliğindeki 82 yapımı bilim-kurgu filmi.

esasen bir bilim kurgudan daha fazlasıdır, izleyene insanlığını sorgulatır.

--spoiler--

"all those moments will be lost in time, like tears in rain..."

--spoiler--

atletik yetenekleri itibariyle kardeşine benzeyen (bkz: sinan güler) ama onun seviyesine çıkamamış oyun kurucu/şutör guard.

sağ bek olarak düşünülüyorsa bize hilbert'i mumla aratacak, yetenekli defansif orta saha oyuncusu.

kendisi bir bek oyuncusu için yeterli çevikliğe, tempoya ve sürate sahip değildir. fakat ön libero olarak düşünülüyorsa bu sene o mevkide en iyi performans gösteren toraman'dan çok daha iyi oynayacaktır ve orta saha rotasyonuna derinlik katacaktır.

içinde aradığım birçok şeyi bulabildiğim, bulgar torrent sitesi.

kat.ph ile beraber vazgeçilmeyenler arasında.

www.zamunda.net

#269896 kendi adıma söz konusu entry ile dahil olduğum entryler dizisi.

(bkz: yalan mı)

sabırsızlık ve kolayca itham etme konusunda tamamen katıldığım, ancak vizyonsuz ve çapsız bir hocaya da asla katlanamadığım, dolayısıyla benim de ister istemez içine dahil olduğum bakış açısı.

ya da sanırım.

cm 2003/04 isimli oyunda 1 milyon euro gibi bir serbest kalma maddesi olan iyi özelliklere sahip forvet oyuncusu.

nitekim biz kendisini hiç tercih etmemiş, yerine 10bin euro gibi komik bir ücretle ederson'u alarak kupaları silip süpürmüş, parlatıp milyonlara avrupalara satmışızdır.

(bkz: bu da böyle bi anımdı)

eğer tekrar chelsea'nin başına geçmesi halinde hoş bir tesadüfe yol açacak, bunun sonucunda benitez'in ne derece dandik bir teknik adam olduğunu ortaya çıkaracak başarılı teknik adam.

hatırlarsanız inter mourinho'dan sonra görevi rafa'ya vermiş, rafa güzelim takımı güzelce sıçıp sıvamakta geri kalmamıştı. mou'nun geri dönmesi halinde benitez'den devraldığı takımı hangi seviyelere çıkaracağını merakla beklemekteyiz.

machester city'nin arap, chelsea'nın abramovich sermayesine geçmesi ve bu kadar büyük ekonomilerin yanında liverpool ve arsenal'in rekabete ortak olamaması nedeniyle eski havası olmayan lig.

oynanan futbol yine üst düzeyde ancak rekabetin azalması bizleri üzmektedir. ferguson sonrası manchester'in geleceğini merakla beklediğim, transfere getirilen şartlarla takdirimi toplayan ligtir aynı zamanda.

hayallerimin teknik adamlarından. ama kulübün başına ibrahim altınsayvari işi bilen yöneticiler gelmediği sürece kendisi de benzerleri gibi sene sonunu göremeden takımdan gönderilecektir.

bu ülke 2 senede 2 farklı takımda 2 şampiyonluk yaşayan lucescu'yu bile paketlemişken, bu ülkeye çok fazla gelecek hocadır. ne yazık ki durum böyle.

beşiktaşımızı iyi güncü ve eziklerin diline dolamış, herkesin bildiği cemaat lobisiyle bir yerlerde tutunan ortalama teknik direktör.

büyük takım ve büyük maçların hocası değildir, oyuna müdahele yönü sıfırdır böyle maçlarda. bunu ne bizdeki liverpool faciasına ne kadıköy'deki maçlara bakarak söylüyorum. bursaspor'un twente ile deplasmanda oynadığı maçı hatırlayacak olursanız, turun nerelerden gittiğini görebilirsiniz.

transfer konusunda son dönemlerde güzel örnekler vermişse de, esasen başarısız bir teknik adamdır. beş para etmeyecek adamlara milyonlar harcatmaktan geri durmamıştır. holosko için, 5 milyon artı emek hırsızı ve koray nedir abi? zapotocny için 4.5 milyon nedir? tabi bu transferlerde çeşitli pis işler döndüğü ortadaysa da bursaspor'a aldırdığı tagoe, bangoura gibi adamlar da ortada değil midir?

sonra gözlemlediğim kadarıyla gelişimini tamamlamış ve olmuş bir hocadır. görev aldığı takımlara bakacak olursak, diziliş farklılaşmış olsa da, oynattığı futbol karakteristiktir. takım yönetimi adına kafasında belirli doğrular olan ve bunları aşamayacak bir yapısı vardır. oyuncuları disiplin altına alma şekli hep oyuncuları takımdan soyutlayarak ceza verme şeklindedir.

gençlerle çalışmayı sevse ve gençlere değer veren bir yapısı olsa bile eğer çok çok kaliteli değilse gençleri düzenli oynatacak bir cesarete sahip değildir. tersi bir durum olsa bursaspor gibi bir alt yapı fabrikasında parlattığı oyuncu sayısı fazlaca olurdu. oyuncu yetenek ve potansiyel yargılama özelliği ise düşüktür. emek hırsızı dersek, yeterli olur kanımca. yine serdar özkan'daki anlamsız ısrarını da örnek verebiliriz.

ligin dinamiklerini iyi bilir, şapkadan tavşan çıkarmaya çalışmadan doğruları yapmaya çalışır. ancak bu kendi fikrim, kendisine kademe atlatacak teknik adam zekasına sahip değildir kendisi. bu nedenle muhtemelen kariyerindeki zirve noktası abdullah avcı'dan sonra milli takımın başına geçmek olacaktır, eğer ileride beşiktaş kendisine bir şans daha vermezse.

ofansif anlamda yetenekli ve oyun vizyonu iyi olmasına rağmen, taraftarın beklentisinin çok yüksek olması ve zamane teknik adamlarının kendisine yüklediği saha içi sorumluluklar ve yanlış rollerde oynatılmasından dolayı başarısız olmuş eski 10 numaramız.

bu adam ne kadar yetenekli ve oyun vizyonu iyi olsa da, playmaker rolünde, üstelik 4-4-2 gibi bir sistemde tek ön liberonun önünde oynatılabilecek bir oyuncu değildir. bu adamı oyunu rakip sahaya yıktığın bir sistemde, kreatif kanat oyuncusu rolünde oynatmak daha mantıklıdır. tekniği, adam eksiltebilmesi, orta ve arapaslarıyla bu mevkiye yatkın bir oyuncudur.

o asla bir sergen gibi tek başına maç alıp götürecek türden bir adam değildi, bu yönüyle bonservisine verilen milyonlar yazık günahtır katılırım ama asla bir halı saha topçusu da değildir, doğruya doğru.

eintracht frankfurt'ta forma giyen, alt yaş gruplarında milli formayı terletmiş 20 yaşındaki türk kaleci.

kulübüyle sözleşmesini uzatmamış, seneye anadoluya, tahminim tolunay kafkas'ın bulunduğu trabzonspor'a ya da kayserispor'a gidebilecek oyuncu.

nedir, ne değildir yorum yapamam ama fm12'deki özellikleriyle vasat bir kaleci idi.

ismi şu günlerde beşiktaş'ımızla da anılan, borussia m'gladbach'ın 55 yaşındaki başarılı teknik direktörü. gençlerle çalışmayı seven, proje adamlarından biri kendisi. gelmesi halinde sözleşmesi biten mike hanke'yi de beraberinde getirirse forvet hattına sıkı bir alternatif eklemiş oluruz. edit: ya da vazgeçtim, düşen yabancı sınırını hatırlayarak. ama bundesliga'dan gelen oyuncuların lige gösterdiği uyum göz önüne alındığında verimli olabilir deyip kapatalım.