confessions

david ginola

3. nesil Yazar - uzman yazar - Yazar -

  1. toplam entry 37
  2. takipçi 0
  3. puan 5032

samet aybaba

david ginola
destek olunması gereken beşiktaş teknik direktörü.

kişisel olarak sevmem. belki ön yargı, belki çalıştırdığı takımların beşiktaş'a karşı aşırı motivasyonla oynaması belki çok ve ters konuşması. ya da bunların hepsinden ötesi, kulis meselesi.

işin bu kısmı kişisel bir yaklaşım. benim veya bir başkasının bu adamı sevmemesi kimsenin sikinde olmaz.

ancak beşiktaş'ın mevcut şartlarına baktığımızda; mustafa denizli[ybkz]swh[/ybkz] ile anlaşılmayıp, samet aybaba ile anlaşılması bir mesaj veriyor. takımda büyük bir temizlik yapılacak. rekabetçi bir takımdan çok, bütçeyi rahatlatacak bir takım düşünülüyor.

hal böyleyken takımın başına yabancı bir teknik direktör getirip hem maliyetin amına koymak hemde türkiye ligine zerre vakıf olmayan o yabancı teknik direktörü fatih terim'in, aykut kocaman'ın, şenol güneş'in kucağına atmak saçmalık olurdu.

avrupadan üst düzey, 4-5 milyon euroluk bir teknik direktör getirilmesinden 40 kat iyi bir tercihtir samet aybaba. bunu artık kabul etmek lazım.

daha önce üst düzey takım -trabzonspor hariç- çalıştırmamış olmasıyla eleştiriliyor. tuhaf.

mustafa denizli ile iplerin koptuğu gün oturdum araştırdım bu arkadaşın kariyerini. verdiği demeçlerden, çıkardığı genç futbolculara kadar...

benim gördüğüm şu; bir defa eleman 17-18 demiyor -bu zaten bilinen bir şey- oynatıyor. ben öyle sanıyorum ki, seneye muhammed'ler vs. oynayacak. ikincisi, hemen hemen teknik direktörlüğü yaptığı tüm takımlarından kendisi istifa etmiştir.

zırt pırt kovulan insan gibi bir durum söz konusu değil. katıldığı her panelde herif üstüne basa basa türk futbolundaki en büyük sorunun yöneticiler olduğundan bahsediyor zaten.

bugün baktığımızda, beşiktaş 600 milyon euro harcayarak 2 defa şampiyon olmuş son dönemde.

geçen sene bu takım 4. olmuş.
2 sene önce 5. olmuş.
3 sene önce 4. olmuş.

geçen seneyi geçiyorum, ligin hali ve futbolcuların alacak meseleleri falan ortada. bir önceki sene yakın tarihin en görkemli kadrosuyla beşiktaş 5. oldu. o takımın başında 6.500.000 tl alan schuster vardı.

sonuç? 5.lik. 7 günde 12 gol yiyen o takımı destekleyen, schuster'e zaman verilmesini arzulayan bir taraftar kitlesi vardı. işte bu desteğin 100'de 1'ini vermek lazım. özellikle böyle bir dönemde.

belki 3-5 ay önce samet aybaba tercihi çok eğreti dururdu. ancak gelinen nokta bu.

şunu da belirtmek lazım.

sosyal medya'da rakip takım taraftarları tuhaf kulplar takıyor samet aybaba'ya.

pardon da bilader;

(b: bülent kormaz)'dan medet uman, her götün sıkıştığında çareyi (b: hagi)'de bulan çok değil daha geçen sezon, sezonu bülent ünder'le bitiren veya hali hazırda çalıştırdığı her takım küme düşmüş, (b: konyaspor, istanbulspor, ankaraspor, malatyaspor) gibi leş bir kariyere sahip teknik direktöre tapan adamlar olarak çok mu tuhaf karşılıyorsunuz samet aybaba'yı?

(b: schuster'lere, rijkaard'lara, aragones)'lere milyonlarca euro domalıp, ilk 5'e giremedi bu takımlar.

bizim lig, şikesiyle, şaibesiyle, futbolcu ayartmasıyla, çirkefliğiyle, medya etkisiyle falan özel bir lig. kaşar olmayan teknik direktör iş yapmaz bu ligde.

beşiktaş'ta bu ligin en kaşar teknik direktörlerinden birini getirmiştir takımın başına.

ha sezon başlar, yaptıklarını, yapacaklarını, oynattığı futbolu vs. eleştirirsin. orası ayrı. ben eminim en çok eleştirecek adam benim kendisini. ama tercih konusunda, günün şartlarında kötü bi hamle değildir.

son olarak şunu belirteyim;

(b: fenerbahçe)'nin teknik direktörü aykut kocaman'dır.

cvsi de şudur; (b: istanbulspor, Malatyaspor, Konyaspor, Ankaraspor).

türk milli takımının teknik direktörü abdullah avcı'dır.

hayatında yalnızca belediyeyi[ybkz]swh[/ybkz] çalıştırmıştır. başarıları; 2 defa 12. olmak, 1 defa 9. olmak ve 1 defa 6. olmak. milli takım diyorum bak.

samet; aykut'un aldığı paranın 1/3'ne terim'in aldığı paranın 1/4'üne bu şartlarda bu takımın başına geçti.

ve tüm bu sorunlara, maddi sıkıntılara rağmen henüz ilk idmanına çıkmadan eleştiriliyor.

bi durun amına koyayım. önce performansına bakalım.

mustafa denizli

david ginola
2012-13 sezonu için (b: beşiktaş)'ın gündemindeki hocadır.

mesele şu ki, bir grup beşiktaş taraftarı kendisini istemiyor. şimdi ben bu arkadaşlara sizin ben beyninizi sikeyim diyerek kısa kesebilirim. ama uzatacağım.

önce apoletinden başlayalım; bilindiği gibi kendisi 3 büyük kulübü şampiyon yapan tek teknik direktördür.

kariyerine baktığımızda; teknik direktörlüğe başladığı ilk sezon, başına geçtiği galatasaray'ı şampiyon yapmıştır. üstelik en yakın rakibi beşiktaş'a 12 puan fark atarak. bir sezon sonra ise; (b: şampiyon Kulüpler Kupası)nda yarı final gördü denizli.

bir adam düşünün, henüz teknik direktörlüğe başlayalı 2 yıl olsun ve 40 yaşında türk futbol tarihinin en büyük başarısına imza atsın...

devam ediyorum; denizli bu başarıların ardından (b: Alemannia Aachen)'e transfer olur. tuhaf değil mi? bir türk teknik direktör yurt dışına transfer oluyor... neyse orada karşılaştığı ırkçı muhabbetler ve taraftarla takışması sonucu bu macera fazla uzun sürmez ve tekrar (b: galatasaray)'a döner.

(b: galatasaray'daki ikinci dönemi)nde ilk sezon türkiye kupasını alır ve ligde ikinci olur. ertesi sezon bu defa kupa galipleri kupasında çeyrek finale yükselir... ve bu sezonun sonunda kulüpten ayrılır.

daha sonra (b: kocaelispor)'a imza atar. berbat giden kocaelispor'la harika işler başarır ve (b: uefa)'ya katılmaya hak kazanır. ve bu başarısının ardından (b: milli takım) teknik direktörü yapılır.

milli takımla beraber, (b: 2000 avrupa şampiyonası)na katılır ve (b: çeyrek final)e yükselir. turnuva sonunda görevi bırakır ve (b: fenerbahçe)'yle anlaşır.

uzun zamandır ligde saltanatlığını ilan etmiş (b: galatasaray)'ı alt ederek henüz ilk sezonunda şampiyon yapar (b: fenerbahçe)'yi. o dönem ki galatasaray kadrosu düşünüldüğünde bunun nasıl zor bir hadise olduğu görülebilir.

daha sonra şampiyonlar ligindeki başarısız performansın ardından görevden alınır.

2003 yılında vestel sponsorluğunda büyük hedeflerle yola çıkan manisaspor'un başına geçti. proje patladı. tüm ligi lider götürmelerine rağmen, olmadı. belki de kariyerindeki en büyük hata manisa tercihiydi.

daha sonra iran'a gitti. ve iranda da başarılı işler yaparak, orada baya baya sevilen bir sima haline geldi.

iran dönüşü bir süre yorumculuk yaptı. daha sonra tam anlamıyla siki tutmuş (b: beşiktaş)'ın başına geçti.

uefa'dan elenmiş, en büyük yıldızı holosko olan bir takımdan bahsediyorum. belki de yakın tarihin en berbat kadrosuydu o kadro...

ve (b: mustafa denizli) berbat geçen ilk yarının son maçı olan galatasaray deplasmanının ardından; "(b: 26. hafta görüşürüz)" dedi...

herkesin umudunu kestiği o takıma; fabian ernst ve yusuf şimşek'i aldı. bu iki isminde mucizevi katkısıyla o rezalet kadro mustafa denizli önderliğinde çifte kupa aldı.

o sezon ki durumu hatırlatmak maksadıyla şu videoyu izlemeniz yeterli;http://tinyurl.com/86peal2 [ybkz]swh[/ybkz]

ve o takım çifte kupa aldı.

bir sene sonra ise; beşiktaş tüpçünün abuk transfer politikasıyla ve bunun sonucu denizliyle arasının açılmasıyla beraber lige berbat başladı. tabata'ların, nihat'ların alındığı sezondan bahsediyorum.(b: tribün-başkan-hoca) gerilimi hiç bitmedi hemen hemen her maç başkana protestoyla geçti ve denizli sağlık sorunlarını bahane ederek bu ortamdan uzaklaştı. bence iyi de yaptı, zira tüpçü niyeti bozmuştu.

daha sonraki süreçte beşiktaş 2 yıldır -kadro kalitesi çok iyi olsa da- bir türlü toparlanamadı ve çöküş içerisinde...

şimdi mustafa denizli ile alakalı eleştirilere bakıyoruz;

- (b: takımı defansif oynatıyor).

yıllardır oynattığı hücum futboluyla adını duyuran, gerek milli takım düzeyinde gerekse kulüp bazında türkiye'nin "(b: az gol yiyelim, rezil olmayalım)" mantığını yok edip, deplasmanda dünyanın en büyük kulüo ve milli takımlarına karşı atak futbolu oynatmış ve neticesini de almış bir adam defans oynatıyor diye eleştiriliyor...

bu adam (b: galatasaray'la şampiyon olduğunda); 86 gol atarak ligin en çok gol atan takımı durumda. o sezon en yakın rakibine 20 gol fark atmış. sene (b: 87-88)
bu adam (b: fenerbahçe ile şampiyon olduğunda); 82 gol atarak ligin en çok gol atan takımı durumda. o sezon en yakın rakibine 5 gol fark atmış. sene (b: 2000-01)
bu adam (b: beşiktaş'la şampiyon olduğunda); 60 gol atarak ligin en çok gol atan 2 takımından biri. diğeri yine 60 gol atan fenerbahçe. sene (b: 2008-09)

çifte şampiyonluğun geldiği sene, aynı zamanda türkiye kupasında da -açık ara- en çok gol atan takımdı beşiktaş. (b: 9 maç 23 gol).

ertesi sezonu geç zaten. o sezon hiçbir şey yolunda gitmiyordu.

özet olarak; şuan ki mevcut durumda (b: bu takımın ilacı mustafa denizlidir).

onun kriz yönetimi hakkında ayrıca bir destan yazılabilir. önemli adamdır denizli.

şenol güneş

david ginola
efsane kaleci, başarılı teknik direktör.

bunların dışında, türk spor tarihinin en büyük başarısının altındaki imzaya sahip spor adamı.

ve de;

2002 dünya kupasında karizması yok(!) diye eleştirilen adam. hani şu "milli takıma yakışmayan adam"

biz ülke olarak bu adamın saçlarına jöle sürdürüp geriye tarattık ya, zihniyetimizi sikeyim.

"çoğu zaman zonguldak maden işçilerinin eldivenleri ile kalecilik yaptım. eskiden açlar futbol oynar toklar izlerdi, şimdi toklar futbol oynuyor açlar izliyor."

şenol güneş

demek ki saçla değil kafayla oluyormuş karizma.

endüstriyel futbol

david ginola
rakamlardan oluşur.

hatta öyle ki, bu olguyu eleştirdiğiniz anda çağın gerisinde kalmış olmakla itham edilirsiniz "(b: her dönemin adamları)" tarafından...

ancak şu bilinmelidir ki, içinde duygu, hırs ve tarih barındırmayan hiçbir şey uzun sürmez. bizler[ybkz]swh[/ybkz] borsa kağıtlarını sevdiğimiz gibi sevmeyiz futbolu.

anneler yazar olsa açacakları başlıklar

david ginola
(bkz: yeni başlayanlar için annelik)
(bkz: 68 doğumlu ergenler)
(bkz: memur maaşı)
(bkz: alternatif taş doğurma yöntemleri)
(bkz: cinsel münasebet esnasında çocuğa yakalanmak)
(bkz: tüm kufurlerin annelere yönelik olmasi sorunsalı)
(bkz: durup durup ben güzel miyim anne diye soran kız çocuğu)
(bkz: filmle ilgili soru sorunca tersleyen dallama çocuk modeli)
(bkz: güzel yemek yapan gelin sorunsalı)
(bkz: çocuklara sebze yedirme yöntemleri)
(bkz: yemedim yedirdim)
(bkz: doğum anıları)
(bkz: aşermek)
(bkz: en etkili duygu sömürüleri)
(bkz: dokuz ay karnında taşımak)
(bkz: karıyı kızı görünce anneyi unutan hayırsız evlat modeli)
(bkz: bi siktir git dedirten evlat lafları)
(bkz: sabah sabah seda sayan a gidiyoruz zirvesi)
(bkz: fırında makarna capsliii)[ybkz]swh[/ybkz]
(bkz: kimsenin bilmediği dantel örnekleri)
(bkz: sözlük bana gelin bul lan allahsız)
(bkz: nutella vs helva)
(bkz: 25 yaşındaki kıza yemek yapmayı öğretememek)
(bkz: gece yatmak bilmiyosun sabah kalkmak bilmiyosun)
(bkz: terli terli soğuk su içen embesil çocuk sorunsalı)
(bkz: elalemin çocuklarının yaptıkları)
(bkz: oğlumdaki inanılmaz mantık hatası)

12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı

david ginola
ömrü hayatımda ilk defa bir maçta fenerbahçe'nin kazanmasını isteyeceğim.

galatasaray uefa'yı aldığında tura çıkmıştım, süper kupa maçında fatih akyel sağ kanattan akarken, benim gözlerim jardel'i arıyordu... gençlerbirliği 2003-04 sezonunda uefa'da yardırırken, beşiktaş'ın maçıymış gibi beklerdim gençlerin maçlarını, filip daems valencia'ya o penaltıyı atarken heyecanlanan az sayıdaki insandan biri de bendim... aynı bir sezon önce mustafa özkan'ın, ali tandoğan'ın attığı gollere heyecanlanan az sayıdaki insan gibi...

hangi türk takımı avrupada maç yapsa desteklerim. bir defa futbolu seviyorum ve daha önemlisi taraf olmayı seviyorum. ancak bu (b: fenerbahçe) için geçerli değil. aslında fenerbahçe ile alakalı değil bu durum. benim futbol anlayışımda aziz yıldırım gibi adamlara yer yoktur.

benimle aynı kafada birçok insan var diye düşünüyorum. ve fenerbahçe taraftarının geneli; "(b: adam başarılı çekemiyorsunuz, biz en büyüğüz...)" vs. gibi klişelerle olayı çözerler kafalarında.

olay öyle değil aslında. galatasaray türk futbolunun çıktığı en yüksek noktada iken de ben galatasaray'ı destekledim avrupada... veya 4 yıl üst üste şampiyon olurken, uefa ve süper kupayı alırlarken, kısaca mevcut dönemin en iyisi onlarken ben hiç faruk süren'e küfrettiğimi hatırlamıyorum...

(b: fatih terim'li mor menekşeleri), (b: emre'li okan'lı inter'i) de destekledim ben. tıpkı (b: nihat'lı sociedad'ı) desteklediğim gibi.

tekrar ediyorum, ben futbolu seviyorum. ama bugün (b: aykut) milan'ın başına geçse destekler miyim? veya (b: arda)'yı destekliyor muyum? hayır. neticede ben bu adamları "türk" oldukları için desteklemiyorum. birinin herhangi bir millete ait olması benim zerre sikimde değil. bu zaten övünülecek bir olay da değil.

ben bu adamları seviyorum ve destekliyorum. türk futbolunun herhangi bir kulvarda ön plana çıkması, her hafta takip ettiğimiz ve aslında kocaman bir bütün olan bizleri mutlu ediyor. milli duygularla alakası yok bunun, vakıf olmak diyebiliriz.

bir önceki satırda da bahsettiğim o "(b: bütün)" aziz'i ve dahil olduğu kurumu kapsamaz. zira bunun sebebi aziz'in fenerbahçe'nin başına geldiği daha ilk günkü tavırlarından kaynaklanır. gelişen süreçte aziz her sene üstüne koyarak devam etti benim gibi insanların nefretini kazanmaya...

benim bu keskin tavrımı daha iyi özetler belki; ben ali şen'i çok severim. benim gözümde türkiyede futboldan anlayan ve bu oyunun kimyası hakkında konuştukları değerli olan az sayıda adamdan biridir. kişilik olarak da gayet keyifli bir adamdır.

diyorum ya konu fenerbahçe değil. sadece demiyorum, iyi niyetimi ispat etmek için fenerden örnek veriyorum amına koyayım... geldiğimiz nokta bu çünkü.

12 mayısta ki maça gelirsek, fenerbahçe'nin kazanmasını istiyorum, çünkü; bu maçı (b: galatasaray kazanırsa) şike muhabbeti hasır altı edilecek, galatasaray camiası şampiyonluğunu kutlarken, beşiktaş kendi başına açılmış sorunlarla mücadele etmeye devam edecek... her şey güllük gülistanlık olacak, tüm bu yaşanan kepazelik hiç olmamış gibi hayatımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz...

2 hafta sonra, hooop forlan geliyor, alanzinho gidiyor, ronaldinho geliyor... vs.

ama bu maçı (b: fenerbahçe kazanırsa); işte o zaman her şey kopacak. bu gerçekleşirse, altından kalkılmayacak bir tepki doğacak... neler olacağını ben kestiremiyorum şahsen ama şunu biliyorum ki, 3 temmuzdan beri yaşanan bu iğrenç senaryoyu kurgulayan insanlarla hesaplaşma vakti gelecek.

ben tff bu riski alamaz diye düşünüyorum. çok tuhaf hakem kararları olabilir bu maçta galatasaray lehine. başta da dediğim gibi umarım fenerbahçe kazanır bu maçı.

cas davası namusumuzdur

david ginola
(b: sabit 1: aziz yıldırım masum.)
(b: sabit 2: fenerbahçe'nin tüm hamleleri olumludur.)

bu veriler eşliğinde değerlendirdiğimiz de geri geçilmesi son derece yerinde olmuş. o kadar evrakla falan uğraşmaya gerek yok.

kestik.

milyonlarca fenerbahçe taraftarı açısından büyük hayal kırıklığı olmuştur bu karar. benim tanıdığım birçok fenerbahçeliyi şampiyonlar liginden men edilmek kadar germiştir. ki olması gereken de budur.

evet tam bu aşamada;

- fenerbahçe yönetimi basını şekillendirmek veya taraftarı arkasına almak için çok büyük söylemlerin altına girip "namusumuz" dedikleri bu davayı öne sürmüş olamaz. neden? çünkü fenerbahçe yönetimi biz taraftarlarını kandırmaz.

demek gerekiyor.

aynen devam kapayın gözlerinizi sımsıkı. yalnızca tek bir gün şu içinde bulunduğunuz olayı/kitleyi dışarıdan gözlemleme şansınız olsa kendinizden tiksinirsiniz.

ama ben beşiktaşlı olduğum için söylediklerimin hiçbir önemi yok. keza diğer takım taraftarları içinde aynı şey geçerli. çünkü biz hepimiz yalancıyız.

benim, onun, bunun söylediklerini duyduğunuz anda söylenenleri zerre siklemeden karşı argüman üretmeye kasın. gerekirse hiç olmayan olayları, suçlu olduğuna dair elinizde tek kanıt olmayan insanları suçlayın, ortada bir oyun olduğunu iddia edin hiçbir delil sahibi olmadan... tabii bu esnada hakkında destan destan delil olan, kayıt olan kişileri şuursuzca savunmaya devam edin.

tüm bunları yaparken kurabildiğiniz kadar cümle kurun. çok konuşun, çok yazın. uzun uzun yazın. bu taktik 3 temmuzdan beri işe yarıyor. şayet fenerbahçe taraftarları bu tavrı göstermeyip, güce tapmasaydı... hakkında zerre fikri olmayan kişileri ölümüne savunmasaydı, şu tarihte bunlardan bahsediyor olmazdık.

şike mevzusu aylar önce biter, sonuca bağlanırdı. ama yaratılan baskı ortamında kimsenin bunu yapmaya götü yemiyor. bu çok net.

beyler hepimiz okuduk o iddianameyi... o iddianamede yer alan olaylar suç teşkil etmiyorsa, hapishaneler boş kalırdı. bunu hepimiz biliyoruz.

tanım: fenerbahçe yönetimi tarafından fenerbahçe taraftarına atılmış çok büyük bir kazıktır.

7 mayıs 2012 aziz yıldırım açıklaması

david ginola
şudur;http://fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=29161

aziz yıldırım konseptine birebir uygun, son derece gaz ve tabii ki soru işaretleriyle dolu bir açıklama. her zaman olduğu gibi ufaktan bir tehdit barındırıyor içinde. ve yine her zaman olduğu gibi sürece göre yazılmış, bir önceki açıklamaları ve kulübün tavrını yalanlayan bir yazı.

adama sormazlar mı;

- şuan ki durumda "58. maddenin değiştirilmesi bir komplodur" diyen sen, ikinci başkanın "58. madde değişmezse türk sporu batar" derken neredeydin? trabzonspor, bursaspor ve galatasaray bu karara itiraz ettiğinde fenerbahçe kulübünün tavrı ne oldu? madem öyle neden itiraz etmedi?

- neden namusumuz dediğin cas davası geri çekildi? neyin pazarlığı yapıldı? buna tepkin ne oldu? neden hakkında tek kelime edemiyorsun? öyle "(b: benim haberim yok)" demekle olmuyor maalesef.

- hala nasıl delil yok diyebiliyorsun?

- işin içine retorik mantık katarak inandırıcı olabileceğini düşünüyor musun gerçekten? fenerbahçe taraftarına uygulanan şiddet teröriste uygulanmıyormuş, tebrikler aynştayn... türk polisinin uyguladığı şiddet mi haklı çıkaracak seni? fener, galatasaray, beşiktaş farketmez 10 yaşındaki çocuğa da aynı muameleyi yapıyor o polis. bu ciddi ve genel bir sorun. ama maalesef dostum bu konuyla alakası yok.

- tff'nin tamamen lehine aldığı bir kararı dahi koz olarak kullanmak, taraftarı kışkırtmak nasıl bir tercih? neyi amaçlıyor? mesela ciddi derecede kalabalık ve aktif bir kitleyi arkana almayı amaçlıyor olabilir misin? bu sayede bir şeylerden yırtmak falan... ha?

(b: a). (b: biz fenerbahçeliyiz o yüzden) polis bize vurdu.
(b: b). (b: biz fenerbahçeliyiz o yüzden) aleyhimizde verilen kararlar yalan.
(b: c). (b: biz fenerbahçeliyiz o yüzden) yapılıyor bu operasyon. aslında şike, teşvik yok. tarlalar, kaheler, para dolu poşetler, itiraf eden futbolcular hep totem.
(b: d). (b: biz fenerbahçeliyiz o yüzden) federasyona kim başkan olsa bizim aleyhimize karar veriyor.

ve daha zilyon tanesi... hiç sıkılmadın mı?

- yöneticiler ve camia nasıl bir bütün olabiliyor? bunun kadar havada kalan bir laf olabilir mi? milyonlarca insan sırf aynı takımı tutuyor diye birbirine koşulsuz kefil nasıl olabilir? senin yöneticinin yaptığı ve gün itibariyle resmileşmiş şikenin cezasını daha ne kadar çekecek taraftar?

- "(b: fenerbahçe bütün olarak her şeyin farkındadır)" bu nedir azizim? neyin farkında bi söylesene? yıllardır fenerbahçe'nin tek bir maçını kaçırmamış, deplasmandan deplasmana koşan adamlar bırak maça gitmeyi gazetelerde okumaya bile tahammül edemiyor bu olayları. adın geçtiği anda sövmeye başlıyor...

- Ve yine kamuoyu bilmelidir ki; (b: Aziz Yıldırım duruşmada da açıkladığı üzere) "(b: Fenerbahçe için ödenecek her türlü bedeli tek başına ödemeye hazırdır.)" demişsin aziz... sen çok güçlüsün aziz, sen en güçlüsün aziz, şike şike çaktınız hepimize aziz, fenerle kimse başa çıkamaz aziz...

genellikle anaokulu öğretmenlerinin inandırıcılık açısından tercih ettiği kalıplarla daha ne kadar gideceksin aziz? kaç insan daha sana inanacak? nereye kadar?

zeki adamsın aziz, sende biliyorsun ki bu ülkede bağıran dinlenir, yapılanlar unutulur, sözler akılda kalır... sende biliyorsun meydanlarda aziz baba diye bağıran adamların tek bir fikri yok hakkında...

sen bu ülkenin tercih ettiği lider profilisin, sen kralsın aziz.

çarşamba konuşacağım türkiyede yer yerinden oynayacak, perşembe konuşacağım yer yerinden oynayacak, cuma ko... fenerle kimse başa çıka... onlarda yapt... cas davası nam... biz fenerbahçeliyiz o yüz...

sende haklısın azizim, sen insanlara istediklerini veriyorsun...

kurtarma planı

david ginola
en mantıklısı ve makulü şu şekildedir;

(b: x) suçludur. (b: y), (b: z), (b: n) bu durumda mağdurdur. sen de yavşaksındır.

önce (b: y), (b: z) ve (b: n)'i suçun içine çekersin. verdiğin gözdağının akabinde (b: y), (b: z) ve (b: n)'i aklarsın ve onları tatmin edersin. (b: x)'e ise verilebilecek en hafif cezayı vererek olayı kapatırsın.

bu şekilde asıl amaç olan; (b: x'i kayırma eylemini), ortamdaki herkesten minimum tepki alarak başarırsın.

(bkz: 3 temmuz 2011 şike operasyonu)

beşiktaş

david ginola
tarihin en kötü sezonlarından birinde, amaçsız kalmış, binbir türlü dertle uğraşırken, çaylak bir teknik direktör ve aylardır paraları ödenmeyen futbolcularla...

tüm sezon basın tarafından pompalanan, türkiyenin en iyi futbolunu oynadığı iddia edilen ve en önemlisi maçlara 12 kişi başlayan rakibine, deplasmanda binlerce taraftarı önünde maçın son 5 dakikası öyle bir göt korkusu yaşatmıştır ki, şampiyonluk maçına çıkan takım, kendi yarı sahasından çıkamayarak top çevirmiştir...

sen sahasında şampiyonluk maçına çıkan bir takımı, kendi seyircisine ıslıklatabiliyorsan, olay bitmiştir.

oktay derelioğlu

david ginola
türk futbolunun yakın tarihte sergen'den[ybkz]sergen yalçın[/ybkz] sonra en büyük yeteneğidir. ancak kendisinin başına gelenlerden 6 sezonluk drama dizisi çıkar. sanılanın aksine beşiktaş altyapsında değil, karagümrük'de başladı futbol hayatına. hatta ilk transferini trabzonspor'a yaptı. orada bir yıl kaldıktan sonra beşiktaş!a geldi. burada karagümrük'den takım arkadaşı serdar topraktepe'nin nişanlısıyla yasak aşk olayına girdi ve akabinde süleyman seba tarafından takımdan kovuldu. üstelik oktay takımdan kovulduğunda hem milli takımın hem beşiktaş'ın göz bebeği durumundaydı. serdar topraktepe'nin eski nişanlısıyla evlenerek, tuhaf işler yapmaya devam etti. aynı zamanda türkiyenin en çok gelecek vaat eden oyuncu konumundayken biraz daha para kazanmak adına, jet fadıl'ın[ybkz]fadıl akgündüz[/ybkz] oyuncağı olan siirt jetpa'ya transfer oldu. oktay burada yapamazdı, yapamadı da. daha sonra gaziantepspor'a transfer oldu. tam tarihini hatırlamıyorum ancak ya bu transferden önce ya da aynı zamanda eşi intihar etti. oktay, haliyle yıkıldı. bir süre futbola ara verdi. daha sonra ispanya'ya, las palmas'a transfer oldu. orada da takım arkadaşlarıyla sorunlar yaşadı ve hatta bir idman sonrası taraftarlar kendisinin evini bastı. bu olayların akabinde oktay yine türkiye'ye dönüp, bu kez fenerbahçe ile anlaştı. cl'de sıfır puan çektiği zamanlardı fenerin. ardından mustafa denizli görevi bıraktı. ve kaos ortamındaki fenerbahçe'de de tutunamadı oktay. ardından fc nürnberg, samsunspor, akçaabat sebatspor, istanbulspor ve yalovaspor gibi takımların formasını giydi. bir ara azerbeycan!a transfer olup gol kralı falan olmuştu orada. 2008 yılında, karagümrük formasıyla bıraktı futbolu oktay. karagümrük forması altında futbolu bırakan bu adam soccercenter.net tarafından yüzyılın golünü atan, ve birçok taşaklı kuruluş tarafından tarihte atılmış en güzel gol sıralamasında maradonayla yarışan adam...
1 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol