confessions

ciyanfranko

3. nesil Yazar - uzman yazar - Yazar -

  1. toplam entry 72
  2. takipçi 0
  3. puan 5674

pietro antonio locatelli

ciyanfranko
efsanevi keman virtiözü ve besteci. bunun konserlerinden önce elinde yelpazeyle yellenen karılar "loca hayatında hiç yanlış nota basmamış biliyo musun şekeriiim", "ah piyetro... ah..." diye iç geçirirmiş. böyle bi adam yani canlar, ayık olun.
(18. yy da yaşamış bu arada)

(kim lan bu futbolcu çıkaramadım bi an diye geldiğğniz değil mi? köftohorlar sizi)

müşterisi olmayan esnaf

ciyanfranko
bu adamların dükkanına girdiğinde metal dedektöründen geçmezsin. sabit bi ses tonuyla "kredi kartı mı nakit mi" diye sormazlar, cümlelerinde vurguya rastlanır ve yüzünüze bakarlar.

bazıları göt kadar dükkanda bütün gün sıkıldıklarından mı ne müşteri geldiğinde çok neşeli olur, taşak muhabbet yaparlar. gerçek esnaf, en kral alışveriş merkezinden, caddeden daha mutlu bir alışveriş sunar bana. 3 e 5 e bakmaz, para bozdurmaya 5 aşağı sokağa gider, dükkanı adeta sana bırakır.

o amına kodumun sikim sonik küçüklü büyüklü alışveriş merkezlerindeyse, 5 kuruş için sana bilmem kaç milyonluk şişeyi bıraktırırlar. çük gibi kalırsın. o indirimlerinizi alın götünüze sokun, nerden çıktıysanız oraya girin.

zaten alışveriş yapmak olayı benim için çocukken annemle gezmekten ibaretti. şimdi bizi sokuyolar plastik kokulu katana gibi binalara, işin yoksa peynir reyonuna git bilmem ne yap. ananı sikerim modern zamanlar!

edit: esnaf küçük değildir. esnaf dediğin adamın ticaret mentalitesinin merkezinde müşterisi olur. alışveriş merkezindeyse paran kadar adamsındır. esnaf kültürümüzü de piç etmişiz. ya bizi artık bölseler ya, hatta bizi sikseler artık haketmiyo muyuz sizce de? bi tek bana mı dokunuyor bu yozlaşma?

samet aybaba

ciyanfranko
sanırım bu adam, vaktiyle takım içinde ayrılık falan çıkarmış. gruplaşma falan olmuş galiba bu adamın ekseninde...

o zamanlar dişlerimi kaşımak için uzaktan kumanda kemirmek gibi dertlerim olduğundan pek takip edemedim gündemi.. rahmetli babam pek sevmezdi ben de önyargılıydım bu adama karşı... yine de şu gençlerden takım kurma muhabbetinin tam beşiktaş ruhuna göre bir şey olduğunu düşünüyorum. her şampiyonşip menejır oynayan gibi benim de fantezimdir... (ortaya iyi bi oyun kurucu ileriye de uzun bi forvet alıcan, salıcan gerisini gençlere... net... temiz!)

kırmızı kurdele

ciyanfranko
"yeaavrım da sana melez köynek alayım" şeklinde söylemek %15 moral bonus veriyormuş.

güne bu türküyle başlayan türk genci metrobüste falan "ipimle kuşağım..." modunda takılıyormuş... hatta ve hatta forda geldiğinde "malkara keşan hoppala paşam" diyerek uyarıyormuş.
kırmızı kürdilee kor olasın hemiiine stayla,
yavrım da sana kalıç potin alayım(?) stayla.


tarhana bulgur langır lungur stayla!

taşak tornavidası

ciyanfranko
en minik tornavida. babam derdi "oğlum şu taşak tornivadasını uzat" diye... tabi biz ne bilelim bunun az bilinen ya da babamıza ait bi espri olduğunu...

çocuğun evinde kalmışım, sabah yüzümü yıkamaya giderken kardeşi geldi, "abim uyuyo ciyanfranko abi sen bu kolu yapabilir misin" diye plestiş kumandası uzattı. serde de elektroniğe yatkınlık var tabi, "hayır" diyemedim velede... sabah mahmurluğu "tamam sen git bi taşak tornivadası bul gel yaparız" dedim...

demez olaydım. çocuk evi inletti "anniyaaa taşak tornavidası nerde vaaaar"

yerin dibine girdim sözlük... hele de kimse bi şey anlamayıp, annesi "nası bi tornavida istemiştin ciyanfranko" diye sorduğunda... kahvaltı masasında babası da vardı... keşke beni sikselerdi önceki gece, yorgun olup sabahın köründe uyanmasaydım...

komünizm

ciyanfranko
çökmemiş bir sistemdir. (hiç bir zaman tam olarak uygulanmamıştır, zira globaldir bütün dünya komunist olmadıkça komunizm uygulanabilirliğini yitirir.)

herkesin kardeş olduğu bir ütopya değildir. (o sandığınız şeyin adı komünizm değil, anarşizm oluyor)

faşizmin kardeşi değildir. (elmalar armutlar karışmak falan)

tek tip bir komunizm yoktur. tıpkı tek tip bir cumhuriyet olmadığı gibi. bu nedenle komünizm lafını duyduğunuzda, "komünizm derken kimin komünist anlayışından bahsediyosun hemşerim" diye sormak da fayda var.

komünizm atla deve değildir. imkansız da değildir, en iyi de değildir, yaşam biçimi de değildir. bu en basit haliyle, ekonomik hayatı bizim pek alışık olmadığımız şekilde düzenleyen bir yönetim biçimidir. bize göre değil diye, bizden sonrakiler için de mi imkansız olacak?(pek iyimserim bugün)

pena

ciyanfranko
gitarla olan münasebetinin dışında, tüm sözlükler içinde girilen en eski, en kadim entrydir. ekşi sözlüğün kurucusu, bu başlığı açarak "ya bismillah" demiş... (hmm)

entry girmiş olmak için entry girmek

ciyanfranko
alışkanlıktan giren yazarın yaptığı hadisedir. nşa'da(normal şartlar altında) default(sıradan) bir sözlük kulllanıcısının bilgisi, yazacak deneyimi ve pekala yeteneği; gerek yaşına, gerek kapasitesine bağlı olarak belli seviyelerde olacaktır. bir de bunlara "günlük konularda ahkam kesmekten sıkılma" modu eklenince, çeşitli konularda bir takım gerekli gereksiz -deyim yerindeyse zevzekçe belki de istemsizce- bir takım laflar yazabilir.

bu bir takım laflar, aslında ne yazarın boş beleşliğinden ne de, görmemişliğinden değil, bizzat bir şeyler yazma isteğinden ya da ihtiyacından kaynaklı olabilir. bu durumda örnek bir sözlük yöneticisinin yapması gereken, yazarların entry lerini silmek değil, onları uygun bir dille uyarmak ve bu yazma aşkını belki de araştırma yapmaya teşvik ederek, sözlüğe yazarların akıl süzgecinden geçmiş fikirlerle entry kazandırmaya yönlendirmeye çalışmak olmalıdır.

örneğin en çok kullanıcıya sahip olan ekşi sözlükte, işler doğal bir seyirle bu şekilde ilerlemiştir. birbirini hiç tanımayan bir güruh içindeki bireyler, farklarını yaratmak belki diğer yazarlarla iletişim kurabilmek ya da en azından tanınmak için "taşaklı" entryler yazmıştır.

bunu nereden mi biliyorum? şuradan biliyorum, herkesin bildiği yazarların ilk entrylerini inceleyin. "ulan şöyle dolu bi mevzu hakkında iki kelam edeyim de millet beni bi bok sansın" diye yola çıkarak bi başlık açacak olsanız bu adamların nicklerini göreceksiniz, (mesela yunan mitolojisiyle ilgili çoğu kimsenin bilmediği bi mitolojik figürü yazın) işte tam olarak bunun gibi ufak araştırmamsı çabalarımdan biliyorum. buradan da şu çıkar, bu adamlar kendi söyleyecekleri bittikten sonra, araştırma yapıp üstüne biraz da taşak usluplarını katıp kalabalıklar içinden sıyrılmışlar. belki de ilimlerin üzerinde zaman harcandıkça dipsiz kuyuya döndüğünü farketmişler ve caka satmak yerine cahilliklerine üzülüp küçük araştırmalarını bir çeşit hobi ya da okuma seanslarına çevirip daha bi kendilerini vererek entryler yazıp, bir nevi "entelektüelliğe giriş" yapmışlar...

bu yukarıda bahsettiğim paragraftan da bence çok değerli olan şu düşünce çıkar yakışıklılar:
"sözlük diğer yazarları okudukça değil yazmaya değer bir şeyler karalama ihtiyacıyla insanı geliştiren bir şey, yani eğlenceli olduğu söylenen ama en nihayetinde edilgen bir öğretici değil bizzat katılımcının etkin olduğu bir öğretici ya da platformdur... belki de ucubelerin dikkat çekmek için toplanıp kendilerini sergilediği bir panayırdır kim bilir?"

hee... şimdi gelelim yönetici abinin, entry girmek için entry giren yakışıklıyı uyarma şekline... büyük bir ihtimalle en etkilisi(gözlemlerime dayanark söylüyorum) şudur:

"lan at dallaması, entry girmek için entry girme, aç bi kitap, bi ansiklopedi gazete dergi bi sikim oku ya da google scholar search yap, en olmadı git babannene elini öp iki yaşlı lafı dinle bari gel öğrendiğini anlat... dingil gelmiş hala eski sevgili yazıyor, senin o eski seviglin var ya ohoooo... geçen motorcunun birinin arkasında caddebostan s virajında görmüşler, saçları rüzgarla ahenkle dans ederken elinde sütyeni varmış, yani motorcu senin ex aşkına ya koymuş ya da koymaya gidiyomuş anlayacağın o kızdan sana hayır yok, git şimdi ya kendini ilim irfan işlerine ver ya da sokağa çıkıp am peşinde yeni tecrübeler kazan ki sözlüğe de aktarabileceğini iki taşak anın olsun, adam ol efendi ol lan! sikik!"

evet en müthiş yönlendirme budur, ergenlikten çıkarır, askerliğe hazırlar, %100 etkilidir.

sözlük yazarlarının itirafları

ciyanfranko
18-19. yy da bir rus asilzadesi olarak dünyaya gelseydim, her gün sabah kahvaltısında börek ve ızgara et yer, öğlen kaz ciğeriyle kavrulmuş erişte ve mayonezli balıkla şarap içer, laf arasında fransızca deyim kullananlara kıl olur, akşam yatana kadar kanyak içer, ne kadar asilzade varsa kızlarına yazılır, müzik ve edebiyatla yaşayıp sefahat dolu bir yaşam sürer ve avrupa yı görmek bi yana, şehrimden ayrılıp st. petersburg a ya da moskova ya bile gitmezdim.

çok da mutlu olurdum.

peki şimdi napmak zorundayım? bunlara ulaşabilmek için çalışmak zorundayım. halbuki bunları hakettiğimi düşünüyorum, varoluşum bunları yanında getirmeli, hani ben çok değerliydim lan, adaletin bu mu dünya!

not: çocuğum olursa şımartanı siksinler.

bir kürt bireyinin türk'üm demesi

ciyanfranko
"kendine türk üm diyen herkes türktür" muhabbeti vardı. "ben kendimi çok acayip romalı hissediyorum, hatta ben romalıyım lan." desem, türkiye vatandaşı kalmak kaydıyla romalı mı olurum yoksa türk mü olurum?

tüm bunların ötesinde, dün akşam bi arkadaşla sinemaya gitmeye karar verdik, özcan deniz in filmi vardı "gidelim gidelim" diye tutturdu vatandaş, bense "ne işimiz var allah ın kürdünü mü izlicez" dedim, "ayıp, hem bizde de kürtlük varmış" dedi, bozuldu kızcağız... şimdi soruyorum, "kürt" bir küfür mü? "allah ın japonlarının yaptığı arabaya mı binicez" desem, geçmişinde japonluk olan biri bu kadar tribe girer mi? "türklerin yaptığı oyun bu kadar olur" dendiğinde, "ben de türklük var ühühü" diye tribe giren bi türk gördünüz mü?

kısaca türkü kürdü japonu... bunların hepsi aynı bokun laciverti arkadaş, ayrımcılık yapmıyorum, ben hümanistim, "hepiniz orospu çocuğusunuz" minvalinde bir dünya görüşüm var. işte enteresanlık da burda başlıyor, çünkü tüm orospu çocukları içinden "kürt" olduğunu söyleyen insanlar daha çok darılıyor. en azından allahın ingilizleri gibi beni centilmen olmamakla suçlayabiliyorlar... allah ın kürdü ya...

ahmet buhan

ciyanfranko
bu abinin, ben ilkokuldayken(96 ve ötesi) çok moda "zihinden problemler" diye bir kitabı vardı. kalem kullanmadan çözmeye o kadar alıştırmıştı ki, ilkokulda ilk kez, kopya çekiyor diye suçlanmıştım bu ibine yüzünden...

ha noldu, liseye giriş sınavında koydum çocuğu, kopya çektiğim söylenen kız da süper lise mi ne sikimse ona gitti. yıllar sonra aynı kızı facebook ta gördüm, o beni gördü mü bilmiyorum. ha ne diyorduk, ahmet buhan... yeşil kitap... hala aklımda... yıllar sonra benzeri soruların ingilizcelerini pilotlara pilotluk sınavında ortalama 7-8 saniye tanıyarak sorduklarını gördüm...

sonuç ne mi? sonuç şu, adamın tek rakibi thy miş kardeşim daha nolsun!
edit: benim de heh-heh-heh

folsom prison blues

ciyanfranko
ahmet buhan şarkısıdır(yersen... çok merak ediyorsan aç dinle kardeşim allah allah)

sözleri de şöyle bi şey, ama alkollüyken sözlere dikkat etmeyin çok acıklı vesselam.

I hear the train a comin'
It's rollin' 'round the bend,
And I ain't seen the sunshine,
Since, I don't know when,
I'm stuck in Folsom Prison,
And time keeps draggin' on,
But that train keeps a-rollin',
On down to San Antone.

When I was just a baby,
My Mama told me, "Son,
Always be a good boy,
Don't ever play with guns,"
But I shot a man in Reno,
Just to watch him die,
When I hear that whistle blowin',
I hang my head and cry.

I bet there's rich folks eatin',
In a fancy dining car,
They're probably drinkin' coffee,
And smokin' big cigars,
But I know I had it comin',
I know I can't be free,
But those people keep a-movin',
And that's what tortures me.

Well, if they freed me from this prison,
If that railroad train was mine,
I bet I'd move out over a little,
Farther down the line,
Far from Folsom Prison,
That's where I want to stay,
And I'd let that lonesome whistle,
Blow my Blues away.

unchained

ciyanfranko
johnny cash ten dinleyip tribe girilir. sanki şehir ışıklarından uzakta, yıldızların aydınlattığı bi yerde, tırdan ya da attan inip gökyüzünü seyre dalmak sabaha karşı tekrar tıra ya da ata atlayıp sigara yakmak gibi...
(gençliğimde hem tırcılık hem kovboyluk yaptım ordan biliyorum. bi de gençliğimi kimse bilmez, ağzımdan ay ışığı fışkırırdı benim, ceketimi yağmurlara astığımdan beri tehlikeli şiir okur, çekirdekle şalgam içerim ben)

sevgilinin ter kokusu

ciyanfranko
bizzat genital bölgelerinde yoğun olarak bulunan kokudur, yanlışlıkla otobüste minibüste benzeri bi kokuya rastlayınca "allah allah noluyoruz lan" moduna geçilir, bi an için yürüyen tüm karşı cinsten bireyler "yürüyen sex obje" lerine dönüşür.(tabi benim için, allah sonumu hayretsin, şu kudurmuşluktan çıkarsın, amin.)
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol