beşiktaş'ın bu seneki ingiliz takımlarına karşı oynadığı futbolu görünce biliç'e gerçekten yakışacağını düşündüğüm durum...
gitsin kurtarsın kendini bu tetikçi hakemlerden, başkanının yıldırım demirören olduğu federasyondan, melolardan, emrelerden kurtarsın kendini...
yayıncı kuruluşun dekoder satmasına endeksli hediye edilen şampiyonluklardan, siyasetin oyuncağı olmuş bu futbol sirkinden kurtarsın kendini...
anasının ak sütü gibi de helaldir...
bence artık dingoc olmalı...
türkiye'nin en iyi takımı filan demiş bize...
bununla aslında şunu demek istediğini düşünüyorum:
"ya harbiden sahada oynanan oyundan da belli ki bu takımın hakkıydı şampiyonluk... ama bizimkiler saraya gitti mitti bir şeyler karıştırdılar yukarlarda, sonra hakemler filan ite kaka önümüze gelenden 4 yerken, bu futbolla şampiyonluk potasında bulduk kendimizi valla..."
yani melo gibi biri bile vicdana geldi ya lan! ben bir şey demiyorum...
bununla aslında şunu demek istediğini düşünüyorum:
"ya harbiden sahada oynanan oyundan da belli ki bu takımın hakkıydı şampiyonluk... ama bizimkiler saraya gitti mitti bir şeyler karıştırdılar yukarlarda, sonra hakemler filan ite kaka önümüze gelenden 4 yerken, bu futbolla şampiyonluk potasında bulduk kendimizi valla..."
yani melo gibi biri bile vicdana geldi ya lan! ben bir şey demiyorum...
bu şerefsizin karakterinde adam çöpçü olsa, karakterinden dolayı iki haftaya kalmaz işten atılır...
hiçbir meslek kolunda barınamaz bu karakterde işini yapan bir insan...
maalesef ki bizim ülkemizde futbolcu işte...
hiçbir meslek kolunda barınamaz bu karakterde işini yapan bir insan...
maalesef ki bizim ülkemizde futbolcu işte...
ya afedersiniz ama ben umudumu kestim bu vitaminsizden...
lan, ben beşiktaş'ta oynayacağım şu yaşta, şimdi kendimi geliştirmek için gece demem gündüz demem çalışır, 5 ayda gözle fark edilecek gelişme gösteririm... mesela en göze çarpan eksiği vücut zayıflığı konusunda ne biraz ilerleme gösterdi ne başka bir şey... nefret ediyorum bu tip sorumsuz, nerede olduğunun farkında olamayan, olsa da o mevkiye yakışır davranmayan kadir kıymet bilmezlerden... biri de necip'ti de allah'tan artık onun ne olduğunu herkes anlamış gibi, yıllar sonra sözlüğe girdiğimde gördüm... ben 31 yaşıma bastım, şimdi versinler o formayı bana 6 ayda ideal futbolcu fiziğine ulaşmak için gece gündüz çalışırım, ilerleme kaydederim...
ne demek lan o formayı giymek, beşiktaş taraftarının önünde futbol oynamak... ne demek? ne sanıyorsunuz ben bilmiyorum...
lan, ben beşiktaş'ta oynayacağım şu yaşta, şimdi kendimi geliştirmek için gece demem gündüz demem çalışır, 5 ayda gözle fark edilecek gelişme gösteririm... mesela en göze çarpan eksiği vücut zayıflığı konusunda ne biraz ilerleme gösterdi ne başka bir şey... nefret ediyorum bu tip sorumsuz, nerede olduğunun farkında olamayan, olsa da o mevkiye yakışır davranmayan kadir kıymet bilmezlerden... biri de necip'ti de allah'tan artık onun ne olduğunu herkes anlamış gibi, yıllar sonra sözlüğe girdiğimde gördüm... ben 31 yaşıma bastım, şimdi versinler o formayı bana 6 ayda ideal futbolcu fiziğine ulaşmak için gece gündüz çalışırım, ilerleme kaydederim...
ne demek lan o formayı giymek, beşiktaş taraftarının önünde futbol oynamak... ne demek? ne sanıyorsunuz ben bilmiyorum...
liverpool, tottenham, arsenal üçlüsüne kan kusturduğu, bayramı gösterip arifeyi göstermediği taktiği yok sayıp galatasaray, fenerbahçe, akshisar, antep gibi takımlara ısrarla uygulamadığı taktiktir... sanki bu takımlar daha güçlü, daha korkulası, daha müthiş takımlar... kendini de yaktı, bir seneyi de yaktı bu hatayla... yazık oldu...
biliç'i sevdim, gitmesini de istemedim açıkçası, bir şansı daha hak ettiğini düşünenlerdenim ama bir şekilde gidecekse beşiktaş'ın başına gelecek, getirilmesi gereken tek isim olmalıdır... bu sene bursaspor'un oynadığı futbolla da bunu göstermiştir... o kadroyla bunu başardı, şöyle oyun oynattı denecek bir isim varsa o kendisidir, biliç değil... biliç'in elindeki kadro kendinin elindekinden 10 gömlek iyi bir kadrodur...
yıllar yıllar önce kendisindeki odunluğu yazdığım zaman buralarda linç ediliyordum,
beşiktaş özkaynağına düşman diye yaftalanıyordum,
neredeeeeen nereye, hey gidi günler demek istiyorum...
beşiktaş özkaynağına düşman diye yaftalanıyordum,
neredeeeeen nereye, hey gidi günler demek istiyorum...
almeida'ya olan sempatimin artık hayranlığa dönüştüğü maç olmuştur. evet, hayranı olduğum bir golcüdür artık almeida... cok sempatik seviniyor ayrıca. koca adam seni.
kalbimin manchester united ile birlikte atacağı maç... robin van persie'den bekliyorum bir kobra...
kayseri'deki istanbul bb türkiye kupası final maçında canlı canlı izleyip "zencim benim, reyizim" dediğim adam...
toplarını yalamaktan da geri kalmamıştım... her gün, har hafta "iyi ki yalamışım" dedirten reyizdir, candır, kaptan, önder, abidir...
toplarını yalamaktan da geri kalmamıştım... her gün, har hafta "iyi ki yalamışım" dedirten reyizdir, candır, kaptan, önder, abidir...
tamam, eleştiriyoruz yeri geliyor ama şu sevinci izleyip de ağlamayan bizden değildir arkadaş...
http://tinyurl.com/bj9mdxt
http://tinyurl.com/bj9mdxt
gaziantepspor maçındaki hamleleri maç 1-0 iken fifa oynarken bile yapmazdım ben... var gerisini sen düşün...
kartalyuvasıankara sitesinde bir-iki ay önce satıştaydı fakat tükenmiş görünüyor... kartalyuvası resmi sitesinde ise hiç (evet hiç!) satışa sunulmadı... yönetimler gelip geçiyor, oyuncular, teknik kadrolar vs... ama şu boktan pazarlama stratejimiz bir türlü değişmiyor... hep aynı pazarlama umursamazlığı, hep aynı, zevksiz ürünler... kasıtlı yapıldığına inanıyorum artık... gerçekten beşiktaş'ı 3. büyük olmaya zorlayan gizli bir güç var sanki... saha içinde değil sadece, içimize de sızmış bu güç...
samet aybaba'nın vaktinde yaptığı yanlışlarını eleştirmeyi sanki bir suçmuşçasına gören, her iyi sonuçtan sonra "beşiktaş için sevinmek" dururken gelip buraya yazarlara laf sokma yarışına girenleri yeniden göstermiş teknik adam... evet, vaktinde samet aybaba'yı eleştirenlerden biri bendim ama bu gece var ya bu gece... benden daha mutlusu yoktur... beşiktaş'ımı 121 hafta sonra lider görmek var ya pahabiçilemez... açıp açıp 10 dakikada bir puan tablosuna bakıyorum... gs-fb-antalya yenilsin diye dualar ediyorum... attığı doğru adımlarla bana bunları yaşatan samet hocaya'da teşekkür ediyorum...
fakat sen var ya sen! ah sen! sen ve senin gibiler... sayın şakraban! bugün bu sevinci yaşıyor olmam, samet hoca'nın daha kısa bir süre önce oğuzhan'ı yedek kulübesinde bile oturtmamasını haklı çıkarmaz... böyle bir adamı oynatmayıp haftalarca veli kavlak denen ömür törpüsünü gözümüze sokmasını haklı çıkarmaz...
fenerbahçe maçında stoper adamı bek oynatıp, fenerbahçe'ye karşı tarihimizin istatistik olarak en ezici mağlubiyetini almamızı haklı çıkartmaz...
quaresma'ya 3,5 milyon ödeyip de, onu en azından yedek kulübesinde oturtmamasını, en azından işe yarayacağı anlarda kullanarak hem ondan faydalanmayı hem de iyi bir paraya pazarlama şansını tepmesini haklı çıkartmaz...
gençleşme adı altında "don kişot" gibi sahaya çıkıp dandik dandik puan kayıpları yaşamasını haklı çıkartmaz... ki bu hatalar olmasa şu an belki yarınki gs-fb maçlarının skorlarını zerre sklemiyor, 6-7 puan önde kral kral liderliğimizin tadını yaşıyor olurduk...
işte şimdi şimdi, oğuzhan oynuyor, formunu yakaladı, kendini gösterdi, gençleşme adı altında don kişot gibi sahaya çıkılmıyor, tecrübeli oyuncular ile genç oyuncular güzel harmanlandı ve başarılar ardı arkasına geliyor... quaresma konusu zaten artık emin ol var ya, beni bile baydı... sklemediğim bir konu haline geldi...
ama sen var ya sen şakraban! sen bu takımın en büyük belasısın... sen beni ve benim gibileri "senin isteğine ve mantığına uymayan" eleştiriler yaptık diye "beşiktaşlılıktan çıkarttın, benim beşiktaşlılığımı ölçtün hatta beşiktaşlılığımı sorguladın... bak! halen buraya iyi sonuçlardan sonra gelip ben ve benim gibilere laf sokma yarışı içindesin... ama ben ne yaptım bugün biliyor musun... ben sadece sevindim... deliler gibi sevindim... saat sabahın 5'i olmuş halen açıp açıp puan tablosuna bakıyorum... bunlarla meşguldüm... ta ki o entry'ni görene kadar... bu gece ki beşiktaşlılık sevincim var ya... sen ve senin gibilerinin gözüne girsin..." daha da bir şey demiyorum ben...
fakat sen var ya sen! ah sen! sen ve senin gibiler... sayın şakraban! bugün bu sevinci yaşıyor olmam, samet hoca'nın daha kısa bir süre önce oğuzhan'ı yedek kulübesinde bile oturtmamasını haklı çıkarmaz... böyle bir adamı oynatmayıp haftalarca veli kavlak denen ömür törpüsünü gözümüze sokmasını haklı çıkarmaz...
fenerbahçe maçında stoper adamı bek oynatıp, fenerbahçe'ye karşı tarihimizin istatistik olarak en ezici mağlubiyetini almamızı haklı çıkartmaz...
quaresma'ya 3,5 milyon ödeyip de, onu en azından yedek kulübesinde oturtmamasını, en azından işe yarayacağı anlarda kullanarak hem ondan faydalanmayı hem de iyi bir paraya pazarlama şansını tepmesini haklı çıkartmaz...
gençleşme adı altında "don kişot" gibi sahaya çıkıp dandik dandik puan kayıpları yaşamasını haklı çıkartmaz... ki bu hatalar olmasa şu an belki yarınki gs-fb maçlarının skorlarını zerre sklemiyor, 6-7 puan önde kral kral liderliğimizin tadını yaşıyor olurduk...
işte şimdi şimdi, oğuzhan oynuyor, formunu yakaladı, kendini gösterdi, gençleşme adı altında don kişot gibi sahaya çıkılmıyor, tecrübeli oyuncular ile genç oyuncular güzel harmanlandı ve başarılar ardı arkasına geliyor... quaresma konusu zaten artık emin ol var ya, beni bile baydı... sklemediğim bir konu haline geldi...
ama sen var ya sen şakraban! sen bu takımın en büyük belasısın... sen beni ve benim gibileri "senin isteğine ve mantığına uymayan" eleştiriler yaptık diye "beşiktaşlılıktan çıkarttın, benim beşiktaşlılığımı ölçtün hatta beşiktaşlılığımı sorguladın... bak! halen buraya iyi sonuçlardan sonra gelip ben ve benim gibilere laf sokma yarışı içindesin... ama ben ne yaptım bugün biliyor musun... ben sadece sevindim... deliler gibi sevindim... saat sabahın 5'i olmuş halen açıp açıp puan tablosuna bakıyorum... bunlarla meşguldüm... ta ki o entry'ni görene kadar... bu gece ki beşiktaşlılık sevincim var ya... sen ve senin gibilerinin gözüne girsin..." daha da bir şey demiyorum ben...
bu haftaki antalyaspor maçından sonra olması gerekendir... oğuzhan, fernandes, almeida, holosko hücum hattı artık tottenham, arsenal tadı vermeye başladı... 3 yerim 4 atarım, 6 yerim 7 atarım havası yakaladık... 3-3 lük- 4-3 lük, 5-4 lük maçlar çıkıyor... bu felsefe karşıdaki rakibi de açık futbol oynamaya itiyor ve ortaya tadına doyulmaz maçlar çıkmaya başlıyor...
http://kisalt.com/4vp
http://kisalt.com/4vq
söz konusu videolar ile kendisini 50 milyon euro'ya real madrid'e satabiliriz.
500.000 euro'ya akhisar belediyespor'a da razıyım gerçi.
http://kisalt.com/4vq
söz konusu videolar ile kendisini 50 milyon euro'ya real madrid'e satabiliriz.
500.000 euro'ya akhisar belediyespor'a da razıyım gerçi.
(bkz: ibrahim altınsay)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?