bir nevi rahatlama, deşarj olma yoludur. Hele yeni, hiç kullanılmamış diş macununu hıncınan ortasından sıkması ayrı bir zevklidir. bir kaç kullanımda ortası boşaldıktan sonra alttan sıkıp ortayı geri doldurmak da yine rahatladır beni. [ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
Yoldaki halini sevmediğim, sadece kadehte görmeyi tercih edeceğim, suyun katı hali.
top tekniği ve hava hakimiyeti oldukça iyi, ancak biraz ağır olan kiralık olarak kadromuzda bulunan, son zamanlarda yedek kulübesine demir atmış, genç oyuncumuzdur. ağır olması bir stoper için büyük dezavantajdır ancak bana göre bu adam fernandes'in yedeği olabilir, onun kadar iyi olamaz belki ama bence bu işi veli kavlak'tan daha iyi yapabilir. genç olması avantajdır, kaçırmamak lazım...
10 numara gibi oynatılmaya çalışılan oyuncumuz. asıl mevkiisi bana göre ön libero olmalıdır. oyun okuması, oyunu açması oldukça zayıftır, uzaktan şutları genellikle dağlara taşlara gider, golcü değildir, asist yönü de pek yoktur. ancak koşar, mücadele eder, top tekniği ortalamadır, yerli olması da avantajıdır. kesinlikle maçın kaderini değiştirecek, takımın sahadaki beyni olabilecek bir oyuncu değildir.
yıllardır bu takımın oyuncusu olup da kaydadeğer bir katkı yapamayandır. boş alanda depar atmak dışında bir özelliği yoktur. karşısındaki oyuncunun içinden geçebileceğine inanır, bir türlü öğrenemez geçilemeyeceğini. kocaman adam oldu hala gol pozisyonuna girince ayakları birbirine dolanır, pozisyonu yok eder. bence bu adamı oynatmaktansa gençlere şans vermek daha akıllıcadır.
beşiktaş'ımızın gelecek vadeden oyuncusudur. bu adam futbol oynamayı biliyor en azından, şimdiden görünen o. oynadıkça daha iyi olacağına da ben inanıyorum. aslında şu an ki hali bile ekrem'den kat kat iyidir. 5 şubat 2012 fenerbahçe beşiktaş maçı'nda ayakta kalıp bir şeyler yapmaya çalışan ender oyuncularımızdandı.
5 şubat 2012 fenerbahçe beşiktaş maçı ile uzun aradan sonra sahalara dönen oyuncumuz. maç eksiği net olarak görülüyordu, aslında bekleniyordu da. suç onda değildi zaten, bu durumdayken onu ilk 11de sahaya süren teknik direktördeydi.
5 şubat 2012 fenerbahçe beşiktaş maçı 'nda topun sibobunu aramayan ender oyunculardandı. bariz bir yalnızlık çekti. ama o golü atacaktı. hele direkten dönen topu filelere gitseydi çok iyi çok da güzel bir gol olurdu.
doğuştan beşiktaş'lıyım, fanatiğim, maçlarda bağırır çağırırım, gol atınca havalara sıçrarım falan, sempatik de sayılırım. hele stadın içinde olsam, kötü oynayan oyuncuya sinirden tekme tokat dalabilirim, gol atan oyuncuya depar atıp sarılabilirim. halı sahada bir topçuluk geçmişim var, fmden gelen bir de teknik direktörlük geçmişim. uzun lafın kısası, beşiktaş'ımızın teknik direktörlüğüne talibim.
tanım: geldiği günden bu yana 1 gün olsun "(vurgula: helal olsun lan sana!)" demediğim, bundan sonra da demeyeceğim kişidir.
tanım: geldiği günden bu yana 1 gün olsun "(vurgula: helal olsun lan sana!)" demediğim, bundan sonra da demeyeceğim kişidir.
Sabaha kadar oynasak yine gol atamayacağımız karşılaşma. fener 3 korner attı birini gol yaptı, son dakikada 3 pasta yine topu filelerimize gönderdi. biz bal yapamayan arı misalı topu evirip çevirelim, ağır ağır takılalım... aferin çocuklar, aferin carlos. ulan insanda biraz ruh olur, azim olur, hırs olur yaa...
severdim lan ben seni. gol kaçırman, top kaptırman pek umrumda değildi. futbolun görsel tarafını bana beşiktaş forması altında yaşattığın için seviyordum, hırsın için seviyordum, sempatik olduğun için seviyordum... ama gördüm ki sen aslında futbol katilden başka birisi değilmişsin. ulan ayağındaki topu kaptı diye rakibi makasa alıp biçmek nedir be vicdansız!? kasabın hasısın lan sen! şu durumda takımı satmana mı yanayım yoksa beşiktaş'ın kaptanının karaktersiz bir kasap olduğuna mı yanayım bilemedim ben. Ama bildiğim şey şu ki, ne nouma'nın, ne ilhan'ın ne de sergen'in tırnağı olamazsın..! açık ve net.
oyunun seyir zevki düşer açık bir şekilde. sonuca katkısı iyi de olabilir kötü de...
takım eksik, yönetim kayıp, taraftar bölünmüş, taraftar umutsuz, taraftarın aklı karışık... ancak olası bir galibiyet unutturur herşeyi... kavak yelleri eser yine başımızda. sorunlar, bir sonraki mağlubiyeti bekler gün yüzüne çıkmak için...
tanju var, burak var, alves var, mehmet var, pektemek var, necip var şeklinde cevap verilebilecek sorudur. Ancak, karşı soru olarak, "(i: bu gençlere gerekli gazı verip sahaya sürecek hoca var mı?)" gelirse başımızı öne eğmek kalır geriye...
bir çok as oyuncumuzdan yoksun mücadele edeceğimiz karşılaşmadır. ama buradaki kritik sözcük "(b: mücadele)"dir. eğer ki takımımız "(b: beşiktaş)" gibi oynarsa, kadıköyde efsane bir zafer daha bizim olabilir. bir diğeri için :
(bkz: 17 nisan 2005 fenerbahçe beşiktaş maçı)
(bkz: 17 nisan 2005 fenerbahçe beşiktaş maçı)
lanet bir şeydir. biraz mutluluğa benzer bu bakımdan.
onu istediğin vakit kavuşamazsın, etrafında birileri olur, sevgilin olur; oysaki sen kendinle baş başa kalıp kafayı dinlemek istersin, yalnızlığı özlersin ama nafile. yalnız kalmak istiyorum dediğin zaman daha da gelirler üzerine, "neden?" diye üstelerler... Sorun ben miyim diye tepene çıkarlar. oysaki tek istediğin yalnız kalmaktır, belirli bir nedeni yoktur, olmayacaktır...
sonra bir gün gelir ve yalnız olduğunu farkedersin, etrafında kimse yoktur; tamam şimdi yalnızlığımın tadını çıkarayım dersin, ama 2 gün sonra ondan sıkıldığını farkedersin, git dediğin zaman da gitmez, yalnızlık seni istemiyorum dedikçe yalnızlaştığını farkedersin. ihtiyacın olduğu bir anda ne arkadaşların ne de ailen "gerçekten" yanında değildir. bir başına kalmışsındır. insanoğlunun doğasında yer alan bencilliği farkedersin, tıpkı bir zamanlar senin beni yalnız bırakın derken yaptığın gibi...
onu istediğin vakit kavuşamazsın, etrafında birileri olur, sevgilin olur; oysaki sen kendinle baş başa kalıp kafayı dinlemek istersin, yalnızlığı özlersin ama nafile. yalnız kalmak istiyorum dediğin zaman daha da gelirler üzerine, "neden?" diye üstelerler... Sorun ben miyim diye tepene çıkarlar. oysaki tek istediğin yalnız kalmaktır, belirli bir nedeni yoktur, olmayacaktır...
sonra bir gün gelir ve yalnız olduğunu farkedersin, etrafında kimse yoktur; tamam şimdi yalnızlığımın tadını çıkarayım dersin, ama 2 gün sonra ondan sıkıldığını farkedersin, git dediğin zaman da gitmez, yalnızlık seni istemiyorum dedikçe yalnızlaştığını farkedersin. ihtiyacın olduğu bir anda ne arkadaşların ne de ailen "gerçekten" yanında değildir. bir başına kalmışsındır. insanoğlunun doğasında yer alan bencilliği farkedersin, tıpkı bir zamanlar senin beni yalnız bırakın derken yaptığın gibi...
yenersek liderle aramızdaki puan farkı 2ye inecek. bu durumda beşiktaş kanserinin devreye gireceğini ve puanlar kaybedeceğimizi düşündüğüm karşılaşmadır.
şişe tasarımı ile beni baştan çıkaran, farklı tadı ile takdirimi toplayan, çerez niyetine, cila niyetine tüketilebilecek efes pilsenin ürettiği aromalı biradır.
"cam her türlü candır, sağlıktır, lezzettir." önermesi sonucu şişe biranın teneke kutunun eline vereceği karşılaştırmadır.
Her ortamda, her zaman ve her şekilde içilebilen bir içki olma özelliği taşıyan biranın [ybkz]swh[/ybkz] bu özelliğini fiyatı ile de pekiştirdiği zamanlar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?