confessions

besiktaskli

2. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 3560
  2. takipçi 0
  3. puan 71840

yaran diyaloglar

besiktaskli
işverenimin bir arkadaşı aynı zamanda da kendisinin kuaförü. birgün ofisimize geldi -ki sıkça gelir kendisi- patron, o ve patronun bir arkadaşı daha oturuyorlar. kuaför olan arkadaşı beni pek sever. yalnız beni değil benim yaptığım kahveyi de sever ve her geldiğinde kahvesini benim elimden içmek ister. yine böyle bir günde yaşanan diyalog şu şekilde gelişti.
b=ben
k=kuaför
p=patron

k: bu fincanda bayağı büyükmüş.
p: (pis pis sırıtıyor)
b: (duymamazlıktan geliyorum)
k: fincan diyorum bayağı büyükmüş.
p: (pis pis sırıtmaya devam ediyor)
b: (duymamazlıktan gelmeye devam ediyorum.
k: ablacım bu fincanda bayağı büyükmüş, iki günlük kahve var bunda.
b: şimdi bu söze iki şekilde cevap verilir ama neyse susayım ben.
k: allah aşkına söyle
b: yok, söylemeyeyim. (sinirler tavan yapmaya ramak kalmış halde)
k: bacım vallahi söyle
b: peki, siz istediniz.
1) eğer bana bu sözü bir arkadaşım söylemiş olsaydı aynen şöyle cevap verirdim;
"iki günlük kahveni verdim, iki gün boyunca uğrama buralara"
(k iptal ne söyleyeceğini bilemez halde donup kalmış, patron gülüyor, patronun diğer arkadaşı cümlenin devamını merak ediyor şekildeler)
2) ama siz büyüğümsünüz ve misafirimsiniz, bu yüzden sizin için şu cevabı kullanıyorum;
"fincanı bilerek büyük tuttum ki kahveler bol, sohbetler uzun olsun"

sabır sabır da bir yere kadar ama

20 nisan 2011 real madrid fc barcelona maçı

besiktaskli
yorgunluktan izlerken sızdığım, skorunu sabah öğrendiğim ve ne yazık ki üzüldüğüm maçtır.

kanımın ısınmadığı mourinho' nun kazanması beni alenen rahatsız etmekte. hem de sempatizanı olduğum barca' ya karşı. ve zaten yorumlardan da gördüğüm kadarıyla spor dünyasında aziz yıldırım ve takımı neyse, mourinho ve takımı da aynı otun suyu.

kolej günlüğü

besiktaskli
beni gözyaşlarına boğan dizidir.
küçük bir çocuğun beşiktaş aşkıyla nasıl yandığını, o formayı giymek için nasıl mücadele verdiğini ve formayı giyeceği söylendiğinde nasıl sevineceğini gösteren ve o formayı hakkıyla terletmeyenlere ders niteliği taşıyan muhteşem sahnelerin olduğu dizi.

yaran diyaloglar

besiktaskli
Annem ve abim arasında geçmiş diyalogtur.

Annem diğer odadan seslenmek suretiyle:
"mehmeeeettt çıktın mı oğlum?"
Abim: "Çıktım anne, taksim' deyim.
Annem: tüh bak kahvaltı için sana sandviç hazırlamıştım, arabada yerdin.
Abim: anne yaaa....

**********************************************************

akşam yemeğindeyiz ailecek. yer sofrasında yiyoruz yemeği. bizim köpeğimizde koltukta oturuyor.
kapı çaldı, köpek koltuktan atladı ve sırtıma düştü. elimdeki kaşıkla birlikte tabağın içine girdim. ve sonrasında gelişen diyalog:

sırtıma düşen köpekten sonra
ben: hayvan yaa.
ablam: nasıl anladın hayvan olduğunu.
ben: gayet basit. sana benziyor.
ev ahalisi: iptal....

***************************************************************************

üniversite de dış ticaret dersinin final sınavındayız. sınav test. her zaman ki gibi oturma düzeni tamam. ortadan öne ve arkaya kopya yayılıyor. derken arkamda oturan arkadaşlarımdan şöyle bir diyalog duyduk bütün sınıf olarak:
f: üçüncü sorunun cevabı ne?
m: bilmiyorum.
f: canana sorsana
m: canan üç ne?
c: bursa (b)
m: bursa' ymış.
f: neymiş?
m: bursa (ses tonu biraz daha yükseliyor burada)
f: anlamadım yaa kağıdını açsana
m: bursa bursaaaa! (kağıt açık, ses tavan yapmış şekilde)
hoca: kızlar ne oluyor orada?
f: yok bir şey hocam.
m: hocam hem duymuyor hem görmüyor bir de üzerine kopya istiyor. bıktım bundan yaaa.
bütün sınıf: iptal.

sonrasında f' ye grup arkadaşları olarak bir adet büyüteç ve bir paket kulak temizleme çubuğu hedi etmiştik.

bdp

besiktaskli
Türkiye cumhuriyeti içindeki etnik kökenlerden kürtlüğü kullanarak amaçlamış oldukları bölücülük eylemini gerçekleştirmek için çabalayan kişilerin bir araya toplandığı partidir.
bırakın be, kürtlerin birçoğu türk diye anılmaktan memnun. size mi kaldı onların hakkını savunmak?

her şeyi yak ı duman şarkısı sanmak

besiktaskli
seri üretim yapan fabrikadan çıkmış mamüller gibi birbirinin tıpatıp aynısı olan ve yeni yetme diye tabir edilen ergenus cinsi yaratıkların görmüş olduğu halüsinasyondur.
farklı düşünmek, araştırmak, doğru bilgiye ulaşmak gibi çabaları olmadan sadece yaşayan, önüne yayla çorbası koyup "domates çorbası bu, iç" diye kandırabileceğin bir neslin yetişmekte olduğunu, kırmızı alarmların devreye sokulması gerektiğini düşündüren durumdur aynı zamanda.
174 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol