ben öyle bi insan mıyım

başında bucaspor, sonunda manisaspor takımının bulduğu gollerle 1-1 tamamlanmıştır.

4 mayıs 2015 adana demirspor samsunspor maçında demirspor'un puan kaybetmesi sonucu, sezonun[ybkz]swh[/ybkz] tamamlanmasına üç maç kala süper lig'e direkt olarak çıkmayı garantilemiştir.

golsüz eşitlikle sona ermiştir.

altınordu'nun 3-0'lık galibiyeti ile sona ermiştir.

bugün doğum gününü kutlamakta olan ara sıra yazar.

nice mutlu seneleri olsun.

alanyaspor'un 5-1'lik galibiyetiyle sona ermiştir.

0-0'lık skorla sona ermiştir.

5-1 sona ermiştir.

0-3 sona ermiştir.

golsüz sona ermiştir.

2-0 sona ermiştir.

göründüğü gibi olmak, olduğu gibi görünmektir.

doğusu var, ortası, var, batısı var karadeniz'in; bambaşka kültür ve anlayışı var her birinin. ama özü ve tek ortak yanı budur: ne ise odur karadeniz insanı. yavşağın veya namussuzun önde gideni ise, bunu, birkaç dakika içerisinde anlamanız mümkündür.

ismail tunçbilek'in, ortalığı yakıp yıkan şarkısı.

gönlüm anlat, benden gizli derdin ne?
akla danışmadan aşka mı düştün, derdin ne?

gönlüm neden dertli dertli ağlarsın, derdin ne?
ağladıkça ömrümden gün çalarsın, derdin ne?

sen verdiğin sözün ardında durdun, kıyamam, üzülme
mahrum kalmış görme, gel deli aşka sil baştan, gel dinle


https://www.youtube.com/watch?v=kN9l9t-ggN4

nazım hikmet ran'ın, yalnızca birkaç satırda, sevginin en güzel tasvirlerinden birini yapıp, üzerine bir de ironisini eklediği şiir.

"seni düşünmek güzel şey
ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden, en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey
fakat, artık ümit yetmiyor bana
ben artık şarkı dinlemek değil
şarkı söylemek istiyorum"

var. bu kadar rahatsız insanlar oluşumuzun altında yatan şey, bir şeylerin eksikliği kuşkusuz.

insanoğlunun, psikolojik anlamda iki temel gereksinimi var: üretmek ve sevilmek. kulağa bencilce geliyor olabilir, lâkin durum budur.

üretmek... beynin içindeki soyutluklara bir vücut biçmek. "yaratma" duygusu belki, belki "bir iş yapabilmenin saadeti"; fakat üretmeyen, kendisini tüketiyor bir noktadan sonra. sadece hayallerle, düşlerle yaşayamaz insan, gerçeğe dönüşmeyen umutların ardından kendi varlığı soyutlaşmaya başlar. eksiğin ta kendisi olur sonunda.

sevilmek... sevmekten çok daha farklı bir motivasyon. birileri için "gerçekten" büyük anlam ifade ediyor olmak... tabii bunun için, öncelikle, sevebilecek kadar terbiye edebilmiş olması gerekiyor insanın kendisini. şu içi boşaltılmış on üç harften bahsetmiyorum, bilakis, sevdiğin için yapabildiklerinin ölçütü... karşılıklı olana denmiyor sevgi diye elbette ama, ondan sonra böyle şarkılar söylerken buluyorsun kendini işte.

nazım hikmet ran'ın, onur akın'ın bestelediğinden çok daha fazlası olan şiiri.

seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
ağır posta paketini, neyin nesi belirsiz
telâşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
seviyorum seni, denizi ilk defa uçakla geçer gibi
istanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldanan bir şeyler gibi
seviyorum seni
"yaşıyorum çok şükür" der gibi

murat yılmazyıldırım'ın, nazan öncel ile düet yaptığı bir fena şarkı.

aşk ateşi, yak gönlümü
ben ölürüm, ver ömrümü
hiç durmam, yâre koşarım
candan değil, aşktan yanarım
hiç durmam, coşar taşarım
külde değil, karda yanarım

aşkın aldı şu gönlümü yar
içimdeki ateşi kimler dağlar

ben yürüdüm, yar yolunda
dağlar aştım, şarkılarda
hiç gülmedim, yağmur oldum
ateşte değil, suda kurudum
hiç gülmedim, yaralar sardım
yaramdan değil, aşktan kanadım

aşkın aldı şu gönlümü yar
içimdeki ateşi kimler dağlar

dar gelir dünya bana
yollara düşerim her sancıda
gözyaşlarım ateş olur
aşkına büyürüm kavgalarımda

aşkın aldı şu gönlümü yar
içimdeki ateşi kimler dağlar


dinlemek isteyenler için link:https://www.youtube.com/watch?v=dwHnMdVn82U

sabaha karşı duyulan endişeden kaynaklanır kimi zaman.

sabah; gün doğumunu, karanlıkların çekilerek aydınlığın ve dolayısıyla umutların tazelenmesini, dinlenmenin ardından kişinin daha güçlü olmasını ve hayata karşı olan savaşma gücünü ifade eder belki çoğu zaman; ama hiçbir umut, çaresizliğin üzerini örtecek kadar gerçek değildir.

ve gerçeklerle başbaşa kalan kişinin aklından geçecek olan son şeydir, gözlerini kapatarak hayata teslim olmak.

(bkz: kahrolsun bağzı şeyler)

erkin koray'ın, hâlen yaşayan şarkılarından biri.

(bkz: sözlerini de yazayım tam olsun)

her gece ben, senin için
döküyorum gözyaşları
neden böyle değişti yâr
gözlerinin bakışları

aşk oyunu bunun adı
ayrılınca kalmaz tadı
her aklıma gelince sen
yüreğimde başlar acı

aşkımız bir serap oldu
gül yüzüm, bak, nasıl soldu
kurduğumuz hayallerin
sonu neden böyle oldu

aşk oyunu bunun adı
ayrılınca kalmaz tadı
her aklıma gelince sen
yüreğimde başlar acı