ben öyle bi insan mıyım

dha'nın haberine göre, ciddi bir sakatlığa düşmüş olan top cambazıdır.

http://www.dha.com.tr/en-son-haber-besiktasa-ronaldinhodan-kotu-haber-son-dakika-haberleri_540440.html

58-62'lik sonuçla sona eren karşılaşma.

muratcan güler ve biraz da chris lofton ön plânda göründü, caner topaloğlu da gayretliydi; ama takımın geri kalanı, özellikle de yabancılar, neredeyse hiçbir katkı veremediler. takımın durumu hiç de iç açıcı görünmüyor ne yazık ki.

(bkz: önemli olan boyu değil işlevi)

"kafan çok güzelmiş canım güle güle kullan" cümlesiyle karşılık bulması kuvvetle muhtemel bir cümle.

not: ne olduğumuz kimseyi ilgilendirmez.

kavga olayının içyüzünü tam olarak bilmemekle birlikte; kavganın, her zamanki gibi, ibrahim toraman'ın kabadayılığından kaynaklanıyor olması durumunda, ipinin hemen çekilmesine gerek olmadığını düşündüğüm futbolcu.

taşınma, yerleşme işlerinden dolayı epeydir takip edemediğim ve yazamadığm, o dönemde de nispeten sakinleşmiş olduğunu gördüğüm sözlüğümüz.

vücut atar onu, ş'apmayın fazla.[ybkz]swh[/ybkz]

ikâmeti izmir'den devrettiğimiz gebze ilçesinde bulunan, çoğu maça gebze merkezinden otobüs kaldıran taraftar oluşumu. bir dernek binaları falan var mı bilmiyorum, gugıl dayıdan bir bilgi alamadım en azından.

(bkz: kim lan o çıksın ortaya)[ybkz]swh[/ybkz]

son bir haftadır hayatımı sürdürmeye başladığım; tedirgin bir atmosferi olan ve bunu insana fazlasıyla da hissettiren, kocaeli'nin "kozmopolit" ilçesi.
trafiği tam bir kaos; araç sürücüsü olarak dellendiğim gibi, yayayken de aynı duyguları hissetmek mümkün.
gezip dolaşacak, kafa dinleyebilecek pek bir yeri yok.
kafe, restoran tarzında da sadece birkaç mekân var, o kadar. içilebilecek bir mekân ise, zaten yok. olsa da kan gövdeyi götürürdü sanırım.[ybkz]swh[/ybkz]
neyse, içerisinde kafe, spor salonu, market, kapalı otopark vb. olan bir site içerisinde daire kiralayarak, nispeten izole olduk bazı olumsuz durumlardan.

hepsine bir şekilde katlanılır muhakkak ama, en büyük problem ruh yoksunluğu sanki. tamam sanayi kenti belki de, işin boku çıkmamış olaymış, iyiymiş.
son olarak; istanbul'a ulaşım, son dönemde sadece gebze-harem dolmuşlarına kalmış neredeyse. kara kara düşüncelere saldın bizi hayat.

hakkında art arda entryler girildiğini görünce, öldüğünü zanneden yazar.[ybkz]swh[/ybkz]

güzel dileklerini sunan güzel insanlara çok teşekkürler. izmir'den ve dostlardan ayrılacak olmak güç; fakat, hayat işte...

http://www.youtube.com/watch?v=5r2MzXLlvlo

ben bilmem, bakanım bilir.

yandaş olanın, istediğini yazabilme hakkını elde etmesini doğuruyorsa; "skerim öyle götü de sorunsalı da" dedirtendir.

mahkemece istenecek olası bilgi taleplerinin tümü reddedilmeyecekse, vicdanen müdahale yapılmalıdır moderasyon tarafından.

mahallenin tezcanlı, zıpır delikanlı gençlerine karşı; bir an için eski günlerin gazına gelmiş olan, orta yaşa dayanmış "abi"lerinin mücadelesi gibi, garip bir maçtı.

o kadar enerjisiz, o kadar soğuk, o kadar yıpranmış; bir o kadar da, aklı, maçtan sonra yuvarlayacağı biralarda olan, mahallenin millileri gibi... yazık.

abd temsilciler meclisi'nden onay çıktığına göre; orantısız bir şekilde, en yakın sürede başlaması kuvvetle muhtemel hâle gelmiştir.

ne için, kim için, ne adı altında... yine saçma sapan bir bahaneler silsilesi ve kasti olarak yaratılmış bir saldırı süreci izleyeceğiz.

2013-2014 sezonunun "abdurrahman çelebi"si olma yolunda ilerlemekte olduğu söylenen topçu.

son dönemde, sol frame'de görününce dahi, oyuncu transferi gerçekleştiğine dair, bünyede umut ve heyecan gibi duygular oluşturamayan pozisyon.

hakkında yorum yaparak dahi prim verildiğini düşündüğüm grup.

ciddiye alınacak bir tarafları yok; dikkat çekmediklerini artık fark ettikleri zaman, eriyip giderler zaten. o da olmadı diyelim; doğal seleksiyon diye bir şey var. biz gündoğdu'yu söylerken, bu adamlar yuhlayacak falan mı yani şimdi tribünde? orası birazcık sıkar müdürüm afedersin.

vedat türkali şiiri, onur akın bestesidir.

salkım salkım tan yelleri estiğinde
mavi patiskaları yırtan gemilerinle
uzaktan seni düşünür, düşünürüm
istanbul

binbir direkli haliç'inde akşamlar
adalarında bahar, süleymaniye'nde güneş
ey sen ne güzelsin, ey kavgamızın şehri
istanbul

boşuna çekilmedi bunca acılar
büyük ve sakin süleymaniye'nle bekle
parklarınla, köprülerinle, meydanlarınla
bekle bizi istanbul

tophane'nin karanlık sokaklarında
koyun koyuna yatan çocuklarınla bekle
bekle zafer şarkılarıyla geçişimizi
istanbul

haramilerin saltanatını yıkacağız
bekle o günler gelsin, gelsin istanbul
sen bize lâyıksın, biz de sana istanbul
istanbul

bekle bizi istanbul nidâlarıyla, uzun bir süre sonra ayak basacağımız şehir.

(bkz: 22 eylül 2013 beşiktaş galatasaray maçı)

sonrasında bir kez daha betonuna ayak basabilir, bir daha geri de dönmeyebiliriz, ki en büyük temennîmiz. sözlük bana dua et lan allahsız.[ybkz]swh[/ybkz]

işyerindeki otomatlarda bulunması gereken millî içeceğimiz, içkimiz.

ben bi patronu arayıp geleyim hele. gelmek konusunda pek net değilim ama... du bakalım, bi deniycez.

nickini "yoksa, sözlükte bir gümüşhaneli daha mı?" şaşkınlığıyla karşıladığım, hoş gelmiş yeni yazarımız.