6 ağustos 2014 beşiktaş feyenoord maçında demba ba'ya attırdığı gol, ne yazık ki ofsayttır. pozisyonu yoktan var etmesine ve üstün çabasına şapka çıkarmamak olanaksız; fakat içeri gitmekte olan topu perdelemesi, pozisyonun içerisine girmesi demektir ve en uçtaki oyuncu olduğu için de pozisyon ofsayttır.
her şey bir yana, 2014-2015 sezonuna, hazırlık dönemi performansı da göz önüne alınarak, bomba gibi giriyor çocuk. ortak temennimiz ise mâlûm, dillendirmiyorum bile.[ybkz]swh[/ybkz]
gökhan töre'nin, maç içerisindeki o âni patlamaları da yapamayan versiyonu. patlatıyor belki ama, elinde yani. 1-2 çalım, güzel; ama sonrasında topu hiçbir yere aktaramıyor veya isabetli bir orta açamıyor çoğu zaman.
negatif özellikleri ise ortak. evet, mental problemlerden bahsediyorum maalesef.
negatif özellikleri ise ortak. evet, mental problemlerden bahsediyorum maalesef.
sol bek bile olamamış bir futbolcu için, haklı olabileceğini düşündüğüm önerme.
fakat, denemekten hiçbir zaman zarar gelmez; burada hemfikir olmak lâzım. yine fakat diyeceğim, koca bir hazırlık döneminde bunu denemeyip de, ligin ve şampiyonlar ligi elemesinin başlangıcına kısa süre kalmışken bu işe girişmek, absürdlükten başka bir şey değil.
fakat, denemekten hiçbir zaman zarar gelmez; burada hemfikir olmak lâzım. yine fakat diyeceğim, koca bir hazırlık döneminde bunu denemeyip de, ligin ve şampiyonlar ligi elemesinin başlangıcına kısa süre kalmışken bu işe girişmek, absürdlükten başka bir şey değil.
beşiktaş futbol takımı'nın, oyunu rölantide tutma beceriksizliğini bir kez daha sergilediği ve kimi zaman beşiktaş kanserine dair belirtileri bizlere yine yaşattığı karşılaşma olmuştur.
turu 2 galibiyetle atlamış olduk, demba ba hat trick yaptı; bunlar çok güzel gelişmeler. fakat, bu hoşlukların bizi körleştirmeyeceğini umuyorum. zira iki maçta da görüldü ki: bu takım, oyun kuramıyor, ayağında top tutamıyor, cılız ve zorlama 1-2 pozisyon dışında kanat varyasyonları gerçekleştiremiyor. bunlar 1 veya 2 transferle, özellikle 2 haftalık bir süreçte ve bu sistem ısrarında aşılabilecek şeyler değil ne yazık ki.
birinci olarak vurgulamak istediğim: önce işe yatırım yapılır, sonra meyveleri toplanır işin. "ilk eleme turunu geçelim hele, transferi ona göre yaparız" mantığı, beşiktaş'a bu sezonu, ne yazık ki, kaybettirecek bir saçmalık olabilir. şu maçtan sonra alacağın hiçbir futbolcu, şampiyonlar ligi vizesini almak için cebelleşeceğin turda, taş gibi rakiplere karşı, hazır olup veya takıma uyum sağlayıp da bir katma değer sunamaz. ancak yerli ve beşiktaş camiâsını, oyuncu kadrosunu bilen ve hazırlık döneminde iyi çalışmış bir oyuncuyla dolar bu boşluk bu kısa süreçte ama; ne o tip bir transfer hedefimiz ne de o yapıda bir yerli futbolcu yok ne yazık ki şu an. yusuf şimşek geldi aklıma birden, 2008-2009 sezonunu, ikinci yarısında, tersine çevirmişti. işte o tip oyuncuları köreltti, zamanın 4-4-2 düzeni. sistem uygulayacağız, sistem takımı olacağız derken, dümdüz kalaslar imâl ettik ülkece. neyse, konuyu dağıtmayalım...
ikincisi ise: bu takım, artık oyun mantalitesini değiştirmeli. önde demba ba gibi, mustafa pektemek gibi, yeri geldiğinde cenk tosun gibi caydırıcı oyuncuları varken, hiçbir maçta ve hiçbir koşulda bu kadar kapanmamalı. rakip zaten binbir endişeyle geliyor üstüne; öndeki baskıyı bırakma, topu hâkimiyetine al, yaşatma artık şu kanseri bize de... 4-2-3-1 olmadı, biliyoruz; 4-4-1-1 de oynayacaksan, ba'yı forvet arkasında oynatmak intihar olur. 1 forvet arkası oyun kurucuyla[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] bu olay çözülebilir aslında. ama, başta da değindiğim gibi, slaven bilic'in aşması gerek artık bu 4-2-3-1 takıntısını. fakat, hazırlık maçlarında da yeni bir şeyler denediğini göremedik ne yazık ki. bu sezon işimizi zorlaştıracak diğer bir etken de bu olacak gibi görünüyor.
turu 2 galibiyetle atlamış olduk, demba ba hat trick yaptı; bunlar çok güzel gelişmeler. fakat, bu hoşlukların bizi körleştirmeyeceğini umuyorum. zira iki maçta da görüldü ki: bu takım, oyun kuramıyor, ayağında top tutamıyor, cılız ve zorlama 1-2 pozisyon dışında kanat varyasyonları gerçekleştiremiyor. bunlar 1 veya 2 transferle, özellikle 2 haftalık bir süreçte ve bu sistem ısrarında aşılabilecek şeyler değil ne yazık ki.
birinci olarak vurgulamak istediğim: önce işe yatırım yapılır, sonra meyveleri toplanır işin. "ilk eleme turunu geçelim hele, transferi ona göre yaparız" mantığı, beşiktaş'a bu sezonu, ne yazık ki, kaybettirecek bir saçmalık olabilir. şu maçtan sonra alacağın hiçbir futbolcu, şampiyonlar ligi vizesini almak için cebelleşeceğin turda, taş gibi rakiplere karşı, hazır olup veya takıma uyum sağlayıp da bir katma değer sunamaz. ancak yerli ve beşiktaş camiâsını, oyuncu kadrosunu bilen ve hazırlık döneminde iyi çalışmış bir oyuncuyla dolar bu boşluk bu kısa süreçte ama; ne o tip bir transfer hedefimiz ne de o yapıda bir yerli futbolcu yok ne yazık ki şu an. yusuf şimşek geldi aklıma birden, 2008-2009 sezonunu, ikinci yarısında, tersine çevirmişti. işte o tip oyuncuları köreltti, zamanın 4-4-2 düzeni. sistem uygulayacağız, sistem takımı olacağız derken, dümdüz kalaslar imâl ettik ülkece. neyse, konuyu dağıtmayalım...
ikincisi ise: bu takım, artık oyun mantalitesini değiştirmeli. önde demba ba gibi, mustafa pektemek gibi, yeri geldiğinde cenk tosun gibi caydırıcı oyuncuları varken, hiçbir maçta ve hiçbir koşulda bu kadar kapanmamalı. rakip zaten binbir endişeyle geliyor üstüne; öndeki baskıyı bırakma, topu hâkimiyetine al, yaşatma artık şu kanseri bize de... 4-2-3-1 olmadı, biliyoruz; 4-4-1-1 de oynayacaksan, ba'yı forvet arkasında oynatmak intihar olur. 1 forvet arkası oyun kurucuyla[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] bu olay çözülebilir aslında. ama, başta da değindiğim gibi, slaven bilic'in aşması gerek artık bu 4-2-3-1 takıntısını. fakat, hazırlık maçlarında da yeni bir şeyler denediğini göremedik ne yazık ki. bu sezon işimizi zorlaştıracak diğer bir etken de bu olacak gibi görünüyor.
duracağı yeri, yapacağı hamleyi, vuracağı noktayı bilen tertemiz bir forvet oyuncusu.
john carew'den beri, yıllarca, ne çileleri ne gereksiz yere çekmişiz biz be arkadaş.
john carew'den beri, yıllarca, ne çileleri ne gereksiz yere çekmişiz biz be arkadaş.
1981 çanakkale doğumlu, ulan istanbul dizisi ile âdetâ parlamakta olan tiyatrocu.
uzun ve içi dolu entry'ler girmeyi tercih eden taze yazar.
hoş gelmiş.
hoş gelmiş.
(bkz: siktin formatı eyledin viran)
son dönemde, bilhassa işe veya "fitness" salonuna adım atan kızlar tarafından yapılan "check in"lerde sıklıkla karşılaşabileceğiniz ifade.
askerlik sonrasında, krizin bağrında iş aramak durumunda kaldığım dönemlerde içtiğim zımbırtı idi. endüstriyel olmamasından mütevellit, hiçbir sigara tutamaz o tütünün, sarmanın yerini.
hazır iş güç yokken bi' görüşsek kendisiyle diyorum ama, diriltip diriltip öldüren izmir sıcağı yine en sağlam bahanem olarak önüne geçiyor bu dürtünün.[ybkz]swh[/ybkz]
hazır iş güç yokken bi' görüşsek kendisiyle diyorum ama, diriltip diriltip öldüren izmir sıcağı yine en sağlam bahanem olarak önüne geçiyor bu dürtünün.[ybkz]swh[/ybkz]
günün anlam ve önemine binâen[ybkz]swh[/ybkz] akşam vakti malta düşecek olan tayfa. tayfacık yani.
türkiye cumhuriyeti vatandaşının eriştiği kafanın simgesi olarak, 12 yıldır başbakanlık koltuğunda oturan şahıs. cumhurbaşkanı da olacak, devlet başkanı da; biraz daha zorlarsak, tarihe dahi geçecek.
bizler de tarihin o kara sayfasında yer alacağız kendisiyle beraber, çanak tutucular olarak.
bizler de tarihin o kara sayfasında yer alacağız kendisiyle beraber, çanak tutucular olarak.
yan gelip yatan, servetine servet katanlardan.
"duruş"u çok yanlış anladıysa demek...
"duruş"u çok yanlış anladıysa demek...
ulan istanbul'daki yâren karakteri ile, canım ailem'de bıraktığı yerden[ybkz]swh[/ybkz] devam etmekte olan oyuncu.
17 yaşından itibaren sürekli dizi ve filmlerde rol almış, fakat ilgisini daha ziyade yönetmenlik üzerine odakladığını düşündüğüm tiyatrocu hayta.
çektiği kısa filmler ve oynadığı oyunlarla dikkat çekmiş, son yıllarda ise sinema ve dizi sektöründe rol almaya başlamış olan yetenekli tiyatrocu.
1961 doğumlu tiyatrocu, son dönemlerin[ybkz]swh[/ybkz] meşhur sinema/dizi oyuncusu. seveni kadar sevmeyeni de boldur kendisinin.
kardeş payı ile birlikte, dönemin izlenesi olan dizilerinden.
zihni göktay, uğur polat, şebnem bozoklu gibi ünlü; erkan kolçak köstendil, beyti engin ve caner özyurtlu gibi yetenekli oyuncular[ybkz]swh[/ybkz] yer alıyor bu çılgın porocede.
edüt: zihni üstat'ın ismini girmemek gibi bir eşeklik etmişim, affola.
zihni göktay, uğur polat, şebnem bozoklu gibi ünlü; erkan kolçak köstendil, beyti engin ve caner özyurtlu gibi yetenekli oyuncular[ybkz]swh[/ybkz] yer alıyor bu çılgın porocede.
edüt: zihni üstat'ın ismini girmemek gibi bir eşeklik etmişim, affola.
game of thrones karakterlerinden; esaretin, kaderini sarıp sarmaladığı bir garip kardeşimiz.
futbolcudan çok dizi yıldızına benzeyen futbolcu.
dizi karakteri derken, yerli "liseli" dizilerini kastetmek istemiştim; fakat bu adam bildiğin theon greyjoy ya la!
çağrışmasıyla birlikte ufkum sekiz katına çıktı birden çocuklar. siz gidin, ben arkanızdan geliyorum.[ybkz]swh[/ybkz]
greyjoy:http://images5.fanpop.com/image/polls/1066000/1066835_1341334962382_full.png
bu da bizim erhan:http://www.itusozluk.com/image/erhan-guven_191520.jpg
dizi karakteri derken, yerli "liseli" dizilerini kastetmek istemiştim; fakat bu adam bildiğin theon greyjoy ya la!
çağrışmasıyla birlikte ufkum sekiz katına çıktı birden çocuklar. siz gidin, ben arkanızdan geliyorum.[ybkz]swh[/ybkz]
greyjoy:http://images5.fanpop.com/image/polls/1066000/1066835_1341334962382_full.png
bu da bizim erhan:http://www.itusozluk.com/image/erhan-guven_191520.jpg
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?