Kendisi azılı bir amerikan ulus-devleti ve cumhuriyyetçi parti destekçisidir.
başta uğur meleke olmakla sempatizanı olan türkiye'deki futbol romantikleri yüzünden itici gelen takım. adamlar son 3 senede transfere 360 milyon pound harcamışlar. ondan önce de duglish zamanında yine caroll, downing gibi oyunculara her transfer sezonunda en az 120-150 milyon pound harcıyorlardı. kulübün sahibi j. henry wall street'in zenginlerinden beyaz anglosaskson bir para babası. bak altını çizerek yine yazıyorum wall street'in. ama türkiye'deki beyinsizlerin algısı ne; liman işçilerinin takımıymış da, fakirliğin sembolüymüş de bilmem ne. romantizm arıyorsan leicester; 60 milyon bütçeyle şampiyon oldular. romantizm arıyorsan tüpçünün enkazını alan, feda sezonuyla birlikte akılcı politikalar beşiktaş'ı şampiyon yapmış fikret orman yönetimini söyleyeceksin. manchester city 45 milyona aguero'yu alıyor; bunlar 45 milyona benteke gibi odunları. sonra city şampiyon olduğunda öyle bir algı yaratılıyor ki, sanki ''para kazandı.'' ama işin gerçeği city'nin aynı parayı daha mantıklı harcaması. yani endüstriyel futbolun işçilere karşı kazandığı bir zafer falan yok ortada. iyi kadrolardan oluşan takım yetersiz futbolculara karşı kazanıyor. dün de bu oldu zaten. mükemmel pas oyunuyla zevk veren sevilla, liverpool'u yendi.
ever banega gibi bir sanatkara sahip takım. ilerisinde de vitolo ve gameiro gibi bireysel olarak yetenekli oyuncular olunca müthiş zevkli futbol oynuyorlar. defansiv orta sahaları da kryschowiak. bu sene şl-de olmayı fazlasıyla hak etmişlerdi zaten. avrupa ligini kazanmalarına çok sevindim.
neven subotic tarzı kaliteli yabancı oyuncu alınmayacaksa 2 tane 4-er milyonluk vasat yabancıdansa kendisine 8 milyon verilmesini desteklediğim kaliteli yerli futbolcu.
Zaza dururken borini ve pellenin davet edilmesi ile şaşırtmış milli takım.
psikolojik açıdan rekabette bize avantaj sağlayacağı için gelmesini çok istediğim futbolcu. tümer metin sonrası camianın geç de olsa buna ihtiyacı vardı.
beşiktaş taraftarının hepsinin solcu/dhkp-cli olma zorunluluğu olduğu sanan ve beşiktaş başkanına futbol dışı konular dolayısıyla hakaretler eden twitter figürlerinden. adam ciddi ciddi beşiktaş başkanı mevkisini ana muhalefet partisi başkanı falan zannediyor ve bunun üzerinden yönetime yükleniyor. işin komiği bu adam kafasında bir çok beşiktaşlı mevcut.
azpilicueta yerine bu sezonu mükemmel geçiren vilarrealli mario gaspar, pedro yerine de jesus navas'ın kadroya çağırılmamasına şaşırdığım takım. bir de fabregas'ın yerine bayern'den martinez daha mantıklı olurdu gibime geldi.
2016-2017 sezonu için birinci torbadan benfica ve ya leicester'in gelmesini istediğim[ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz] turnuva. aksi olursa gergin bir ilkbahar bizi bekliyor. bu seneki takımlar hakikaten de önceki senelere göre çok güçlü.
2016-17 sezonunda şampiyon olursa zerre şaşırmayacağım kulüp. nedeni, bir kere 50. yıllarına giriyorlar bu sembolik olarak onlar için büyük bir motivasyon. ikincisi başbakanlık koltuğuna futbolla ilgilenen fanatik trabzonsporlu berat albayrak'ın geçmesi muhtemel. bu lobi ve güç açısından trabzonspor'a muazzam bir katkı sağlayacaktır. üçüncüsü de ersun yanal'ı başlarına getirerek fenerbahçe ve aziz'e meydan okudular. ki lig tv böyle hikayeleri sever: fener'den kovulan ersun'un intikam alarak şampiyon olması. şenol hocanın hikayesi[ybkz]swh[/ybkz] nasıl bu sene beğeni topladıysa bu da böyle beğenilecek bir hikaye.
gerek televizyon kanalları sky türk ve 24 tv'de, gerekse de gazeteleri star, akşam, güneş vasıtasıyla dolaylı yolla beşiktaş'ın hakkını savundurtan beşiktaşlı iş adamı. fener propagandası yapan doğan medyası, hürriyet, sözcü, cumhuriyet ve ertuğrul özkök karşısında iyi bir panzehir oldu. bir şekilde ikna edilip yeni yönetimde yer alması lazım. gücü, lobisi ve bağlantıları beşiktaş'a katkı sağlayacaktır.
muhtemelen yine şampiyonlar ligi ön elemesinde elenecek olan takım. kaliteli ayakları olsa da avrupa temposunu kaldıramıyorlar bu şaktar, molde ve braga maçlarında görülde. ki ayrıyetten bu kadro bir az daha da yaşlanacak.
fener medyasının baş ayağı. bu sene de fenerlerinin rakibi biz olduğumuz için bizimle uğraştılar. bünyesinde ne kadar antipatik fenerli varsa toplamışlar
(bkz: ercan saatçi)
(bkz: ertuğrul özkök)
(bkz: ahmet ercanlar)
hani şu an binalarında bomba patladığı haberi gelse zerre üzülmem. o kadar iğrenç manipulyasiyonlar yaptılar başkan, şenol güneş ve takım hakkında.
(bkz: ercan saatçi)
(bkz: ertuğrul özkök)
(bkz: ahmet ercanlar)
hani şu an binalarında bomba patladığı haberi gelse zerre üzülmem. o kadar iğrenç manipulyasiyonlar yaptılar başkan, şenol güneş ve takım hakkında.
bu sene şampiyonluğun medya ayağında çok büyük ve olumlu rol oynadı. özellikle özel spor kanallarında bir çok beşiktaşlı bize karşı yapılan hakem hatalarına, ertelemelere susarken kendisi işini kaybetmekten zerre korkmayarak açıkca takımı korudu. ama yinede 3-4 senedir yaptığı bir hata var-galatasarayı beşiktaşlılara en büyük düşman gibi göstermek. bakın galatasaray ve beşiktaş iki farklı sosyolojik yapıda olan camia ve rakip camialar ama kesinlikle galatasaray spor kulübü düşman olarak belirlememiz gereken camia değil. güntekin feneri değil galatasarayı düşman olarak görüyor. ben bunun bilerek yaptığının kanaatinde değilim ama o da bu rüzgara kendini kaptırmış. kendisi burayı okuyorsa belirtmek isterim ki italyada juventus medyası [ybkz]swh[/ybkz] aynı burdaki fener medyası gibi interi napoliye düşman olarak sundu ve sarri juventusla şampiyonluk yarışında kapışırken manciniyle kavga etdi ve sonunda şampiyonluğu kaybetdi. ama napolinin rakibi juventusdu inter değil. aynı bizim muhtemelen gelecek senelerde şampiyonluk rakibimizin fenerbahçe olacağı gibi. yani doktorları doping diye gönderen, medyada oyuncularımıza iftiralar atan, takımıza karşı kampanya yürüten, bürokraside önümüzü tıkamak isteyen gs değil fener. onun için başta güntekin onay olmakla beşiktaşlı spor yazarlarının düşmanı doğru belirlemesi ve gereksiz algı operasyonlarından uzak olmaları gerekiyor.
en büyük başarısı şampiyonluk, stad ve ya belirli transferler olmayan başkan. en büyük başarısı türkiyenin bu sıkışık ve gergin poltik konjöktüründe güç dengelerini iyi idare edip hem istanbullu kimliğini kullanarak beyaz türklere ait istanbul sermayesi şirketleri (bkz: beko) (bkz: vodafone) sponsor olarak çekmesi ve karadenizli (kendisi rize kökenli) kimliğini kullanarak mevcut devlet ve cumhurbaşkanı nezdine legitimacysini koruması oldu. örnek olarak gösterirsek ünal aysal devlete çok aykırı profilde biriydi ve zaten koltuğundan indirdiler devlet gs-yle 2013-14 sezonunda uğraşıyordu. dönemi hatırlayanlar bilir. ama yerine gelen abdürrahim albayrak da sermaye için çok çekinceli bir isimdir ve bu dönemde de galatasaray sponsor çekememişti. dediklerim dilde kolay olabilir ama fikret orman hakikaten de çok usta manevralar sergileyen bir başkan ve bu konuda da en büyük avantajı da ikili kimliği.
Bire birlerde ve uzaktan şutlardaki performansını ceza sahası ve oyun başlamaya da aktaramayan kaleci. Özellikle ceza sahasındakı zaaflığının sık-sık partner yani önündeki merkez defans oyuncularının değişilmesine bağlıyorum.
İyi niyyetli gibi gözüken maddi olarak zor zamanda elini taşın altına koyan lakin ünal aysal gibi gücü ve lobisi olmadığndan fener karşısında galatasarayı ezdirdiği(eceği) için galatasaraylıların genellikle hakkında olumsuz düşündüğü galatasaray başkanı.
Fenerbahçe ile aralarında game theory benzeri bir şey olan kulüp. Bugün şampiyonluğumuzu ilan edersek son turda fenerbahçenin bunlara yenileceğini eminim. Aynı şekilde fener şampiyonluk için mücadele etseydi bunlar onlara yenilecekti.
Kötü olduğuna inanmadığım kaleci. Sadece formsuz.Bu adam uefa yılın takımına hart, buffon ve neuer ile birlikte gösterilmiş biri. Yani kumaşı var. Özgüveni yerine gelince istediğimiz performansı göstereceğine eminim.
karyeri boyunca şampiyonlar ligi yarıfinali görmemiş mario gomez gibi şl finalisti bir adamla karşılaştırılması ileri derecede komik olan abartılmış futbolcu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?