Yeni sezonda gönderilme ihtimalinin beni hem üzüp hem sinirlendirdiği gerçeği var. Yeri nasıl dolar hiçbir fikrim yok. Ligin en iyi savunmacılarından olduğu görüşündeyim. Pedro ile mükemmel bir ikili olabilirlerdi. Eğer bu adamı yollayacaklarsa yerine Joleon Lescott ayarında bir stoper gelmeli.
Everton taraftarı olduğumdan dolayı nefret ettiğim bir kulüptür. Ayrıca sürekli deşilen bir yaram var bize çektirdiklerinden dolayı. Şampiyon da olamayacaklar hayırlısıyla.
Savaşçı ruhu, mücadeleciliği, 90. dakikada bile deparlarını ilerde baskısını bırakmayışı beni kendisine hayran bırakıyor. Ama şampiyonlar liginde iş görür mü orası tartışmaya açık.
12 kasım 2014 çarşamba günü brezilya milli takımı ile hazırlık maçı oynayacakmışız. Brezilya ile hazırlık maçı ayarlamak iyi iş. Bizden çok daha güçlü olsalar da ben bu takımın Fatih Terim önderliğinde iyi işler yapacağına inanıyorum.
Bu adam 'menajerlik oyununda dandik takımı alıp şampiyon yapan bir çocuk' adeta...
Mancister United ligde başarısız olunca Şampiyonalr Ligi'ne yüklendi. Turu geçmelerini isterim şahsen. Fellaini çok güzel oynadı.
Anlamadığım bir konu var. Neden Necip sağ bekte? Madem Serdar Kurtuluş'a güvenmiyorsun Atiba'yı çek oraya, orta sahaya Jones'u koy olsun bitsin.
0-1 galipken 2-1 geriye düşmek sezonun en iyi deplasman takımı olan takımına yakışmadı. Daha da önemlisi Beşiktaşımıza yakışmadı. İzliyorum maçı diyorum bu oyuncular ne yapıyor. En çok koşan, çaba sarf eden yine Veli yine Veli. Oğuzhan'a bakıyorum 2 kere ani atakta top kaptırdı. Sen tekniksin, yaratıcısın, oyun görüşün yüksek pas atsana be abi. Karşısında adam var dümdüz top sürerek geçmeye çalışıyor. Onun dışında da birkaç basit hatası oldu yine. Motta yine her zamanki gibi gereksiz yere heyecan yaratıyor. Gökhan ve Olcay çok etkili değil. İlk golü yedikten sonra takım aşırı derecede düştü. Bilic ne der ne yapar bilmiyorum soyunma odasında ama acil müdahale lazım.
Şahsi görüşüm Necip - Jones ile Oğuzhan - Kerim Frie değişikliği. Sağ beke Atiba, ortaya Jones geçecek. Kerim Frie ofansif orta saha da oynayabilir, sol açıkta. Ama eğer ikinci yarı Oğuzhan daha iyi olacaksa kalsın. Yine de Necip değişmeli. İlerleyen dakikalarda da mutlaka Kerim Frie lazım. Yaratıcı, adam eksiltebilen, hızlı, oyun görüşü yüksek, teknik neredeyse her şey var. Fiziği yetersiz oynatmayalım diye bir durum söz konusu olmamalı.
0-1 galipken 2-1 geriye düşmek sezonun en iyi deplasman takımı olan takımına yakışmadı. Daha da önemlisi Beşiktaşımıza yakışmadı. İzliyorum maçı diyorum bu oyuncular ne yapıyor. En çok koşan, çaba sarf eden yine Veli yine Veli. Oğuzhan'a bakıyorum 2 kere ani atakta top kaptırdı. Sen tekniksin, yaratıcısın, oyun görüşün yüksek pas atsana be abi. Karşısında adam var dümdüz top sürerek geçmeye çalışıyor. Onun dışında da birkaç basit hatası oldu yine. Motta yine her zamanki gibi gereksiz yere heyecan yaratıyor. Gökhan ve Olcay çok etkili değil. İlk golü yedikten sonra takım aşırı derecede düştü. Bilic ne der ne yapar bilmiyorum soyunma odasında ama acil müdahale lazım.
Şahsi görüşüm Necip - Jones ile Oğuzhan - Kerim Frie değişikliği. Sağ beke Atiba, ortaya Jones geçecek. Kerim Frie ofansif orta saha da oynayabilir, sol açıkta. Ama eğer ikinci yarı Oğuzhan daha iyi olacaksa kalsın. Yine de Necip değişmeli. İlerleyen dakikalarda da mutlaka Kerim Frie lazım. Yaratıcı, adam eksiltebilen, hızlı, oyun görüşü yüksek, teknik neredeyse her şey var. Fiziği yetersiz oynatmayalım diye bir durum söz konusu olmamalı.
Orta sahanın veli-jones-oğuzhan üçlüsünden oluşmasını dilediğim maç. Atiba sağ beke çekilmeli serdarla çıkarsak o kanadı yol yaparlar. Gönlümden geçen ilk 11 şu şekilde:
Tolga-Atiba-Franco-Dany-Motta-Jones-Veli-Oğuzhan-Olcay-Gökhan-Almeida
Tolga-Atiba-Franco-Dany-Motta-Jones-Veli-Oğuzhan-Olcay-Gökhan-Almeida
Trabzonspor'a yazık oldu. Son anlarda iyi de oynamaya başlamıştı. Gol yemeseydi ikinci maçta geçme ihtimali olacaktı. Hatta belki bir gol bile atabilirdi.
Adrian Mierzejewski gibi bir oyuncu varken elinde Özer Hurmacı'yı oynatırsan ileride varlık gösteremezsin. Adamı 80. dakikada oyuna aldın hemen oyunu ileri taşıdı, ara pası attı klasını gösterdi. Sonradan alacaksan da al dakika 60-70 gibi katkıda bulunsun.
Adrian Mierzejewski gibi bir oyuncu varken elinde Özer Hurmacı'yı oynatırsan ileride varlık gösteremezsin. Adamı 80. dakikada oyuna aldın hemen oyunu ileri taşıdı, ara pası attı klasını gösterdi. Sonradan alacaksan da al dakika 60-70 gibi katkıda bulunsun.
alıntı--
Bu ülke ''ailesi 100.000 euroluk tekne aldı diye mutluluktan ağlayan çocuk'' gördü. Bundan bir süre önce ulaşım yetersizliği nedeniyle vefat edip, babası tarafından sırtındaki çuvalla cenazesini kilometrelerce taşınan 3 yaşındaki çocuğu da gördük. Evinde ısınamadığı için soğuktan donarak ölen 40 günlük bebeği de gördük. Peki 100.000 euroluk teknenin verdiği mutluluğun getirdiği gözyaşı, bu ölen 2 çocuğun ailesinin gözyaşlarından daha mı önemli de haber değeri taşıyor? Peki ya oradaki muhabir? Çocuğun sanki annesi babası ölmüş gibi üzülürcesine teselli etmeye çalışıyor. Gidişat hiç iyi değil. Zenginin çocuğuna 100.000 euroluk tekne alınırken, fakirin çocuğu hizmet yetersizliğinden ölüyorsa sıkıntı var...
alıntı--
Anladığımız bir şey varsa insanların haklarının ne kadar kolay yenildiği ve yenilmeye devam edeceğidir. Gerçi zengin değiliz biz. Hak yemeyiz biz. Beşiktaşlı adamlarız,. Eşitlikten başla bir şey bilmez, haksızlığı kabullenemeyiz. Anlayamayız.
Bu ülke ''ailesi 100.000 euroluk tekne aldı diye mutluluktan ağlayan çocuk'' gördü. Bundan bir süre önce ulaşım yetersizliği nedeniyle vefat edip, babası tarafından sırtındaki çuvalla cenazesini kilometrelerce taşınan 3 yaşındaki çocuğu da gördük. Evinde ısınamadığı için soğuktan donarak ölen 40 günlük bebeği de gördük. Peki 100.000 euroluk teknenin verdiği mutluluğun getirdiği gözyaşı, bu ölen 2 çocuğun ailesinin gözyaşlarından daha mı önemli de haber değeri taşıyor? Peki ya oradaki muhabir? Çocuğun sanki annesi babası ölmüş gibi üzülürcesine teselli etmeye çalışıyor. Gidişat hiç iyi değil. Zenginin çocuğuna 100.000 euroluk tekne alınırken, fakirin çocuğu hizmet yetersizliğinden ölüyorsa sıkıntı var...
alıntı--
Anladığımız bir şey varsa insanların haklarının ne kadar kolay yenildiği ve yenilmeye devam edeceğidir. Gerçi zengin değiliz biz. Hak yemeyiz biz. Beşiktaşlı adamlarız,. Eşitlikten başla bir şey bilmez, haksızlığı kabullenemeyiz. Anlayamayız.
Umarım 22 şubat 2014 galatasaray beşiktaş maçı'nda forma giyer. Melo için herkes çok hırslı falan diyor ama Melo, Jones'u görünce donuna damlatacaktır.
Türk sinemasının en büyük isimlerinden olan rahmetli yönetmen. 85. doğum günüdür bugün. Rahmetle anıyoruz.
17 şubat 2014 medical park antalyaspor galatasaray maçı'ndan sonra:
alıntı--
''Galatasaray ile dört maçımız da berabere bitti. 5. maç kupa finali olacak ve orada yeneceğiz.''
alıntı--
alıntı--
''Galatasaray ile dört maçımız da berabere bitti. 5. maç kupa finali olacak ve orada yeneceğiz.''
alıntı--
Galatasaray'ın dün geceki açıklamasından sonra Burak Yılmaz'ın verilmeyen kırmızı kartı 'hadi yiyorsa şimdi de konuşun' dedirtiyor.
Ali Ağaoğlu'nun evsiz olması gibi bir şey.
Maçı dakika 30'da açtım yaklaşık. Ben doğru düzgün izlemeye başladığımda Drogba sağ taraftan yerden içeri kesmişti ve topu kaleci almıştı. Sonrasında Antalyaspor ilk atakta gol attı zaten. Ne uğurlu adammışım be.
Çok iyi bir futbolcu ama futbolu ne kadar iyiyse karakteri de o kadar kötü.
Bugünkü Bursaspor maçındaki takımımızı yönetim şekliyle saygınlığım daha da artmıştır. ve her geçen gün artmaktadır. Maçın ilk 11'i, kırmızı karttan sonra gelen oyunu şekillendirmesi ve değişiklikleri tamamen mantıklıydı.
Önder Özen ilk göreve geldiğinde teknik direktör seçimi için iki farklı tip söylemişti: ''Teknik direktör, ya başarıya aç ve başarıya giden bir potansiyele sahip olmalı ya da 56 - 57 yaşında başarılar yaşamış birisi olmalı. Bunun sonucunda başarıya aç ve başarıya giden bir potansiyele sahip olan Bilic'i tercih etmişti. Zaman geçtikçe daha da iyi anlaşılıyor Önder Özen'in ne kadar doğru bir seçim yaptığı. Slaven Bilic, tamamen başarıya aç, kazanmak için her şeyi yapan ve potansiyelli bir teknik direktör. İlk geldiğinde bunu direk söyleyemezdi kimse kolay kolay. Bir kişi söyledi, o da Önder Özen. Görüldüğü gibi haklı da çıktı zaten.
Geldiğinden bu zamana kadar yaptığı birçok hata oldu ama ilk günden bu güne kadar geçen sürece baktığımızda, sürekli kendini geliştiriyor ve yaptığı hataları tekrar yapmıyor.
Misal önceden geriye düştüğü maçlarda oyuna Muhammed Demirci'yi alırdı sürekli. Oyuncu tecrübesiz olduğundan vasatın da altında bir oyun sergiliyordu zaten. Ama son maçlarda baktığımızda oyuna sonradan giren isimler Uğur Boral başta olmak üzere tecrübeli isimler.
Oyuna Almeida'yı çıkartıp Mustafa Pektemek'i alırdı. Baktı adam gol atamıyor Ömer Şişmanoğlu'na şans verdi. Oda yine golünü attı.
Fernandes'i sürekli oynatırdı, yedeğe bir türlü çekemezdi. Nedeni bilinmez, belki taraftar tepki verecek diye korktuğundan, belki de eninde sonunda iyi oynayacağını düşündüğünden. Ama en sonunda yedeğe çekebildi. Ve ben Fernandes'siz Beşiktaş'ta inanılmaz bir takım oyunu, destek, yardımlaşma görüyorum. Fernandes doğru dürüst koşmaz, koştuğunda gereksiz koşar ve top ayağındayken sürekli kaptırırdı. Şimdi ise takımda koşmayan oyuncu yok. Takım 10 kişi kalınca bile inanılmaz mücadele var. Asla pes etmiyor kimse.
Bunların en önemli mimarı da kuşkusuz Slaven Bilic. Eminim zamanla daha çok gelişecek ve daha başarılı olacaktır.
Önder Özen ilk göreve geldiğinde teknik direktör seçimi için iki farklı tip söylemişti: ''Teknik direktör, ya başarıya aç ve başarıya giden bir potansiyele sahip olmalı ya da 56 - 57 yaşında başarılar yaşamış birisi olmalı. Bunun sonucunda başarıya aç ve başarıya giden bir potansiyele sahip olan Bilic'i tercih etmişti. Zaman geçtikçe daha da iyi anlaşılıyor Önder Özen'in ne kadar doğru bir seçim yaptığı. Slaven Bilic, tamamen başarıya aç, kazanmak için her şeyi yapan ve potansiyelli bir teknik direktör. İlk geldiğinde bunu direk söyleyemezdi kimse kolay kolay. Bir kişi söyledi, o da Önder Özen. Görüldüğü gibi haklı da çıktı zaten.
Geldiğinden bu zamana kadar yaptığı birçok hata oldu ama ilk günden bu güne kadar geçen sürece baktığımızda, sürekli kendini geliştiriyor ve yaptığı hataları tekrar yapmıyor.
Misal önceden geriye düştüğü maçlarda oyuna Muhammed Demirci'yi alırdı sürekli. Oyuncu tecrübesiz olduğundan vasatın da altında bir oyun sergiliyordu zaten. Ama son maçlarda baktığımızda oyuna sonradan giren isimler Uğur Boral başta olmak üzere tecrübeli isimler.
Oyuna Almeida'yı çıkartıp Mustafa Pektemek'i alırdı. Baktı adam gol atamıyor Ömer Şişmanoğlu'na şans verdi. Oda yine golünü attı.
Fernandes'i sürekli oynatırdı, yedeğe bir türlü çekemezdi. Nedeni bilinmez, belki taraftar tepki verecek diye korktuğundan, belki de eninde sonunda iyi oynayacağını düşündüğünden. Ama en sonunda yedeğe çekebildi. Ve ben Fernandes'siz Beşiktaş'ta inanılmaz bir takım oyunu, destek, yardımlaşma görüyorum. Fernandes doğru dürüst koşmaz, koştuğunda gereksiz koşar ve top ayağındayken sürekli kaptırırdı. Şimdi ise takımda koşmayan oyuncu yok. Takım 10 kişi kalınca bile inanılmaz mücadele var. Asla pes etmiyor kimse.
Bunların en önemli mimarı da kuşkusuz Slaven Bilic. Eminim zamanla daha çok gelişecek ve daha başarılı olacaktır.
Redd adlı grubun 1 Ocak 2005 tarihinde çıkardığı 10 adet şarkıdan oluşan ilk albümüdür. Sözlerini grubun vokalisti Doğan Duru yazmıştır. Müziklerini ise Doğan Duru ve Berke Hatipoğlu birlikte bestelemiştir. Düzenlemelerini ve müzikal prodüktörlüğünü de Redd ve Levent Büyük üstlenmiştir.
Tam oyundan çıkmak için 4. hakemin yanına gelmişken oyundan çıkmayıp ilk atakta gol atmış ve galibiyeti getirmiştir. Yine boş geçmedi, golünü atıp çıktı oyundan.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?