kadına yönelik tacizler. gün geçmiyor ki yeni bir rezalete uyanmayalım. 'nasıl ya' diye sormayı bıraktık uzun zaman önce. 'yine mi' diyoruz artık sadece, ne acı.
kırıklık ile tıkalı kursağın en etkili çözücüsü gözyaşıdır.
(bkz: samsun'da sıradan bir gün)
saat olmuş yine karanlığın çeyreği, hüznün buçuğu, kederin tamı. en çok geceleri severmiş harfler ve en anlamlı cümleler devrik olarak bu saatte doğarmış dünyaya. birini sevmek için en güzel saat dilimindeyiz, birini özlemek de diğer dilimi bu pastanın. yeni güne buradan merhaba diyorum ey karanlığın uykulu rüyacıları. kaderin puntosu değişir miydi geceleri? yahut rengi hayatın? ellerimi üşüten soğuğa mani olur muydu nefesim? kış geliyor ve sert geçecek hayal kırıklıklarının sancıları. ağrı kesici cümleler biriktirdim ecza dolabımda. artık çalmayacak kapıların zilini söküyorum ve ellerimi cebime koyarak yürüyorum. biliyorum, beklentilerin nefes borundan geçen oksijen gibi ve sen ölümüne öksürüyorsun. yalnız kaldık dostum bu savaşta. bak bir beyaz ışık eşlik ediyor bize bir klavye ve dağınık biçimde bir sürü harf. bu saatte bu kadar cümle de kurulmaz mesela. susulur bu saatte; kimi uykusunda susar, kimi ölüme susar, kimi karanlıkta susar... susar işte tüm insanlar. zaten bağırarak konuşulması gerektiğinde hep susar insan. gece sabaha çalıyor. cümlelerim korkuyor güneşten, bir başka karanlıkta buluşmak üzere. siz hoşca kalın, ben giderim.
değiştiremediklerinin toplamı, sevinçlerinden büyük çıkıyorsa; bir eşittir koy: hayat.
(bkz: şairler parkı )
sonuna geldik. bir ömürün azraille tanışma fasılı kadar kısa bakışmalar ve ebediyet kadar sessizlik sarmıştı. kelimelere anlamlar yüklendiği tarihte bile bu tür çaresizliklere uygun sözcükler bulunamıyordu. yorgunduk, doğarken yüklenmiş yüklerin gizliliği kayboluyor ve her şey açığa çıkıyordu. bir cümle için o kadar az kelime kalmıştı ki daarcığımda, bir savaş sonrası hazinesi boşaltılmış bir ülke gibi çaresizdim. bir uçurum kenarı veya bir binanın çatısında gibiydik, atılacak her adım bir düşüştü bizim için. soluklarımız stoklarla sınırlıydı. geldik o malûm sonlu cümlelerin noktalama işaretlerini eklemeye. ee bolca noktalar kaldı bize, gerek ardı ardına dizilmiş, gerekse yalnız. bugün en güzel noktaları doldurmuş cebime öyle gelmiştim. güneş ufukta bekliyordu bizi. şimdi sussam yalnızlıklar doğacak dünyaya konuşsam bir ömürlük yalnızlık...
(bkz: sezen aksun- tükeneceğiz )
haber bültenlerindeki konserve haberler gibi başlık. ne zaman haber bulamadıklarında servis ettikleri klişe haberler gibi olay vesselam.
yalnızlığın netliği, flu kalabalıklardan iyidir.
-nasıl gidiyor?
-iyi...
-iyi...
hayatta yaşanılan her hayal kırıklığından sonra, kafamı kaldırıp bir ümide yelken açma şeklim.
paradoks.
her zaman bulunmadığın yer en güzel değil midir zaten? yaşayamadığın zamanlar ya da kazanılmamış zaferler, hep keşke ile başlayan cümlelerin öznesi değil midir hayatın içinde? eksik bir parça hep yok mudur yaşamın puzzle'nda? kalabalıklar, aslında en büyük yalnızlıkların toplanma yerleri değil miydi yüzyıllardır ve aranan hep biraz eksiliğin parçaları değil miydi meydanlarda? yahut bir annenin aç kalan çocuğunu düşünerek aç kalktığı sofralar hep bir tabak eksik değil miydi? eksik değiliz aslında, çünkü hayat asla 'tamam'lanamayacak cümlelerin gizli öznesi olarak kalacak.
her zaman bulunmadığın yer en güzel değil midir zaten? yaşayamadığın zamanlar ya da kazanılmamış zaferler, hep keşke ile başlayan cümlelerin öznesi değil midir hayatın içinde? eksik bir parça hep yok mudur yaşamın puzzle'nda? kalabalıklar, aslında en büyük yalnızlıkların toplanma yerleri değil miydi yüzyıllardır ve aranan hep biraz eksiliğin parçaları değil miydi meydanlarda? yahut bir annenin aç kalan çocuğunu düşünerek aç kalktığı sofralar hep bir tabak eksik değil miydi? eksik değiliz aslında, çünkü hayat asla 'tamam'lanamayacak cümlelerin gizli öznesi olarak kalacak.
geceler eşitliğe en yakın zaman dilimidir. çünkü karanlık yeryüzüne çekilmiş en büyük örtüdür.
bir türlü istenilen seviyeye gelmemiş eski genç potansiyellerden. çok zaman izledim, bir şeyler eksik abi bu adamda ve öyle bir eksik ki tamamlaması pek mümkün olmayacak şeylerden. galiba buldum; akıl ya akıl.
karanlık bile aydınlığa dargın kalamıyor her gün, oysa insan tüm evrene küsebiliyor bazen.
ve bir teşekkür daha edildi güneşe, uğurlandı gün ve karşılandı ay; hoş gelişler eşliğinde. karanlığa sığmayacak kadar keder yüklü sözcüklerle gezinemiyorum yollarda gündüzleri ve kararmasını bekliyorum kaldırımların. adımlarım iz bırakmasın ve sürüklenmesin peşimden herhangi biri diye sokak lambalarının uğramadığı ara yolları seçiyorum. hiç bir ara sokağın hayallere çıkmadığını öğrendiğimden beri gözyaşları kumbaram birikiyor ve taşacak gibi oluyor bazen. en büyük birikimleri; bir kaç yerden defalarca kırılmış hevesleri, dolu göz altı torbaları ve güneş görmemiş umutları olan biri çıkıp iyi geceler dileklerini iletiyor sizlere. sıkı tutun dileklerimi çünkü kaçan balonları ve uçurtmalarımı hep böyle kaybettim. sıkı tutun hayalleri ama sıkmayın kırılıyor sonra hevesler gibi. siz en iyisi sarılın güneşe hem eli kulağında gelir bir kaç saate. tutun çekin kenara ve öğretin gitmemeyi. gidenin mahcupluğundan ve kalanın yükünden; iyi geceler sözlük.
tüm insanlar kalabalık doğar, yalnız büyür ve hep biraz erken ölürler.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?