saat olmuş yine karanlığın çeyreği, hüznün buçuğu, kederin tamı. en çok geceleri severmiş harfler ve en anlamlı cümleler devrik olarak bu saatte doğarmış dünyaya. birini sevmek için en güzel saat dilimindeyiz, birini özlemek de diğer dilimi bu pastanın. yeni güne buradan merhaba diyorum ey karanlığın uykulu rüyacıları. kaderin puntosu değişir miydi geceleri? yahut rengi hayatın? ellerimi üşüten soğuğa mani olur muydu nefesim? kış geliyor ve sert geçecek hayal kırıklıklarının sancıları. ağrı kesici cümleler biriktirdim ecza dolabımda. artık çalmayacak kapıların zilini söküyorum ve ellerimi cebime koyarak yürüyorum. biliyorum, beklentilerin nefes borundan geçen oksijen gibi ve sen ölümüne öksürüyorsun. yalnız kaldık dostum bu savaşta. bak bir beyaz ışık eşlik ediyor bize bir klavye ve dağınık biçimde bir sürü harf. bu saatte bu kadar cümle de kurulmaz mesela. susulur bu saatte; kimi uykusunda susar, kimi ölüme susar, kimi karanlıkta susar... susar işte tüm insanlar. zaten bağırarak konuşulması gerektiğinde hep susar insan. gece sabaha çalıyor. cümlelerim korkuyor güneşten, bir başka karanlıkta buluşmak üzere. siz hoşca kalın, ben giderim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?