trabzon'un galibiyetiyle, yine yeni yeniden hevesi kursağında kalan spor kulübü olmuş, liderlik umudunu önümüzdeki maçlara bırakmıştır.
geçen hafta bursa maçına, bu hafta da trabzon maçına atanmış hakemdir. bu iki haftada fenerbahçe her zamanki gibi hak etmediği puanlar kazanırken, bursa puan kaybetmiştir. trabzon maçı da [ybkz]swh[/ybkz] an itibariyle 1-1 devam etmektedir.
[ybkz]swh[/ybkz]
düzenleme: trabzon'un öne geçmesiyle korkulan olmamıştır (şimdilik).
[ybkz]swh[/ybkz]
düzenleme: trabzon'un öne geçmesiyle korkulan olmamıştır (şimdilik).
avcarlıçürük: adana'da bilimum çorbacı ve ciğercilerde içilebilecek, mantık olarak işkembe çorbasına benzetebileceğimiz bir çorba türü.
##72988
##72988
dinamo kiev ve fenerbahçe maçlarının ardından schuster'i göndermek için ara gazı vermeyi bırakıp, gazı bir anda kökleyip yardırmakta olan organ.
(bkz: al medya alamaz mısın)
(bkz: al medya alamaz mısın)
bazısının çocuk oyuncağı zannettiği bir kavramdır. böyle zannettiğini açıkça söylemekten de çekinmez bu bazısı. evcilik oynayalım mı der gibi sevgili olmak ister, komiktir, eğlendirir.[ybkz]swh[/ybkz]
dünkü maçı beşiktaş taraftarlarının arasında izleyip, bir de üstüne utanmadan fenerbahçe atınca gol sevinci yaşayan, bunu yaparken de arkasını dönüp gözümün içine bakmayı ihmal etmeyen, gerek kendisine yönelttiğim delici bakışlar gerekse yanındaki abinin dürtmesi sonucu kendine gelip edebiyle oturmak zorunda kalan insanları da içinde bulunduran güruh.
(bkz: kral tökezleyince soytarılar gülermiş)
ellemeyin bırakın nirvanaya ersinler. nasıl olsa ilahi adalet denen şey bir şekilde yerini buluyor.
http://tinyurl.com/5wajglt
ellemeyin bırakın nirvanaya ersinler. nasıl olsa ilahi adalet denen şey bir şekilde yerini buluyor.
http://tinyurl.com/5wajglt
dev boyutlarda bastırılıp çerçeveletilerek, ilgili mercilerin ilgili yerlerine asılası söz.
20 şubat 2011 beşiktaş fenerbahçe maçı öncesi çalan ve üzerine yazılmış sözlerle hepimizi coşturan marş. o anın videosunu çekebilmiş biri vardır diye umut ediyorum.
en son ne zaman federasyon olduğu hatırlanmayan, bir garip kurum.
beşiktaş haberleri yayınlayan siteler ve adam gibi yazan köşe yazarları haricinde hiçbir yayın organının (burası hariç her nevi sözlük ve hatta facebook dahil) yüzüne bakmayarak sayısı azaltılabilen nedenler bütünüdür.
galatasaraylıların bile mutluluktan uçtuğunu gördükten sonra tekrar tekrar yaptığım eylemdir. tökezleyince herkesi zevkten dört köşe edebiliyorsak, ne kadar büyük olduğumuzu ve beşiktaşlı olduğumuz için ne kadar şanslı olduğumuzu kelimelerle ifade etmeye gerek bile yoktur.
insanın ilgisini çeken ve onu mutlu eden şeylerle ilgilenmesine kimsenin kulp takmaması ve anlamsız yorumlar getirmemesidir. sevdiğin şeyleri rahat rahat yapabilmektir.
beşiktaşımız'ın defans oyuncularının -ersan hariç- birer kazma olmasını faturasını ısrarla ödetmeye çalıştığımız adamdır kendisi. istenilen muhteşem futbolu onun sayesinde izleyebildiğimizi inatla gözardı ediyoruz. bu adam gitse bile, bu defansla isterse mourinho gelsin yine de sonucun değişmeyeceğini anlamak istemiyoruz. asla geçmişten ders almıyoruz çünkü kolaycıyız. en kolay yol: schuster gitsin. beklemek yok, sabretmek hiç yok (6 aylık süreyi sabır kriteri olarak göstermeye kalkmasın kimse). "bizim geçen seneki halimizsiniz ehe ehe" diye salyalar akıtan galatasaray taraftarını haklı çıkarmadan rahat etmeyeceğiz belli. medya 6 aydır organize bir şekilde yapmaya çalıştığı şeyi başarmaya çok yakındır. hem schuster yıpratma çabaları meyvelerini vermeye başlamış hem de taraftar bölünmüştür. 5-0'lık buca galibiyetinden sonra her maçta ufak ufak (!) yapılan doğramalarla birlikte pek çok kişi şu an muradına ermiş ve keyifle izlemeye koyulmuştur olan biteni. hadi devam edelim şimdi, "pis schuster lanet schuster neden öyle yapmadı, neden onu değil de bunu oynattı, neden öyle dedi, neden şöyle demedi.." her şeye ama her şeye biz karar verelim ve asla kimseye saygı duymayalım. adam "beğenmeyenler stada gelmesin eve gitsin" der ortalık yıkılır ama "bana istediklerini söyleyebilirler zaten türkçe bilmiyorum ve buna alışkınım ama futbolcularıma laf söylemesinler. o gün o lafı söyleme sebebim buydu." dediğinde, üstelik de schuster gibi bir adam dediğinde, bunu kimse konuşmaz. göndeririz schuster'i, tıpkı odasını toplaması istendiğinde hepsini yatağın altına tıkıştıran çocuklar gibi. ondan sonra 1 yıla kalmaz oda yeniden dağılmaya başlar, "ah schuster ah eşek kafamız" diye ağlamaya başlarız. geleni göndeririz geleni göndeririz, hep kendi yolumuza en büyük taşı kendimiz koyarız.
(hızımı alamadım devam ediyorum.)
bu yaptığımızın, yani schuster'i gönderme çabasının, dün gece cüneyt çakır'ın yaptığından hibçir farkı yok bence. hani bize faul yapılan hiçbir pozisyonda avantaja bırakmayıp her defasında atağı kesti ve sonunda simao isyan etti ya.. aynı o hesap işte. ferrari kendine hakim olup o dirseği atmasa quaresma muhtemelen gole gidecekti ya, aynı o hesap işte.. hani ferrarinin ihaneti olmasa o maç %100 farka gidecekti ya, aynı o hesap işte.. olur da schuster giderse, işler kötü gitmeye başladığı an biz de "schuster'e sabretmiş olsak belki şimdi çok daha iyi olacaktı her şey." diyeceğiz. yani halamın bıyıkları olsa hesabı. ama iş işten geçmiş olacak. bazı yerlerde şaka gibi haberler okuyorum, bazı isimler geçiyor ve dün akşamkinden daha fazla sinirleniyorum. yönetimin akılı davranmasını ve sabretmesini dilemekten başka da bir şey gelmiyor elimden.
(hızımı alamadım devam ediyorum.)
bu yaptığımızın, yani schuster'i gönderme çabasının, dün gece cüneyt çakır'ın yaptığından hibçir farkı yok bence. hani bize faul yapılan hiçbir pozisyonda avantaja bırakmayıp her defasında atağı kesti ve sonunda simao isyan etti ya.. aynı o hesap işte. ferrari kendine hakim olup o dirseği atmasa quaresma muhtemelen gole gidecekti ya, aynı o hesap işte.. hani ferrarinin ihaneti olmasa o maç %100 farka gidecekti ya, aynı o hesap işte.. olur da schuster giderse, işler kötü gitmeye başladığı an biz de "schuster'e sabretmiş olsak belki şimdi çok daha iyi olacaktı her şey." diyeceğiz. yani halamın bıyıkları olsa hesabı. ama iş işten geçmiş olacak. bazı yerlerde şaka gibi haberler okuyorum, bazı isimler geçiyor ve dün akşamkinden daha fazla sinirleniyorum. yönetimin akılı davranmasını ve sabretmesini dilemekten başka da bir şey gelmiyor elimden.
çok koyu bir beşiktaşlı ölüm döşeğindeyken başında bekleyenlere demiş ki, çocuklar ben ölüyorum ama ölmeden önce fenevbahçeli olmaya karar verdim, tabi çocukları çok şaşırmışlar niye böyle bir şey yapıyor babaları diye, adama da sormuşlar doğal olarak. adam son nefesini verirken şöyle demiş, dünyadan bir fenevli daha eksilsin diye fenevli oldum.
20 şubat 2011 beşiktaş fenerbahçe maçında, haftalardır özlediğimiz ruhu sahaya fazlasıyla yansıtan, bir kişi hariç[ybkz]swh[/ybkz] hepsi yüreğiyle oynayan ve bizi mest eden futbol takımına ve futbolculara sahip kulübümüz, tek aşkımız, her şeyimiz.
20 şubat 2011 beşiktaş fenerbahçe maçında, matteo ferrari marifetiyle öne geçmelerinin ardından "yeter yıldırım demirören yeter" tezahüratını yaparak t****ın kralını geçen, bu esnada kapalının da sus pus olmuş vaziyette bu durumu izlediği, sözde taraftar topluluğu.
ilk yarı kötü oynasak da ikinci yarı kendimize gelip mükemmel oynadığımız, maçı adeta tek kaleye çevirip adamları[ybkz]swh[/ybkz] aptala çevirdiğimiz maçı, elleriyle katleden futbolcu bozuntusudur. pozisyon tekrar tekrar izlense de yaptığı harekete anlam verilememektedir. ersan'ın sakatlığına 945674956. kez sövdürendir ve fenerlilerin teşekkür borçlu olduğu adam(!)dır...
(bkz: 20 şubat 2011 beşiktaş fenerbahçe maçı)
(bkz: 20 şubat 2011 beşiktaş fenerbahçe maçı)
ayrıca yine bugünkü inanılmaz maçta [ybkz]swh[/ybkz] alex ve niang adlı oyuncuları takdir edilmesi gereken kulüptür. [ybkz]swh[/ybkz]
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?