an itibariyle giyime hazır durumda olan ankara üniversiteli kartallar ürünüdür.
ön yüz: http://imageshack.us/photo/my-images/803/grnt0790.jpg/
arka yüz:http://imageshack.us/photo/my-images/407/grnt0791.jpg/
halk dilinde tasvip edilmeyen tavırlar sergileyen kişi olarak da kullanılabilir.
hiç bir zaman ruhunu 'bir'leştiremediğin biriden ayrılman da mümkün olamaz.zaten hiç sevmemişsindirki.ilişkiye son vermek,ilişkiyi bitirmek olur o tür durumlar.
'ayrılık'işin içinde sevgi varsa olur.severek ayrılmak,yıllar sonra birine 'onu' anlatırken hem senin hem dinleyenin gözlerini dolduran garip bir şeydir.severek ayrılmaktan değil de hani ıssız adamın sonunda o boğazlara düğümlenen cümleler vardı ya yıllar sonra karşılaşıp da söylenemeyen işte hep öyle anları yaşamaktan korkuyor insan.
'ayrılık'işin içinde sevgi varsa olur.severek ayrılmak,yıllar sonra birine 'onu' anlatırken hem senin hem dinleyenin gözlerini dolduran garip bir şeydir.severek ayrılmaktan değil de hani ıssız adamın sonunda o boğazlara düğümlenen cümleler vardı ya yıllar sonra karşılaşıp da söylenemeyen işte hep öyle anları yaşamaktan korkuyor insan.
uykun var mı ? sorusuna verilecek en güzel cevap
kimseyi anlamaya çalışmamak lazımmış.
hayat bazen sadece göründüğü kadar açık ve net olabiliyormuş.
birinin sana anlatsa da anlamayacağın şeyleri anlamanı,görmeni tek bir fotoğraf karesindeki küçük bir tebessüm anlatabiliyormuş.
insanlar anlık mutlulukları için başkalarını sonsuz üzüntüler içine sokabiliyorlarmış.
şımarık,bencil,ne istediğini bilmeyen insanlardan her ortamda uzak durmak gerekiyormuş.
gerçekten istediğimiz zaman herkesi hayatımızdan çıkarabiliyormuşuz.
hiçbir insan öyle uzun uzun sevmeye,yıllarca beklemeye,düşünmeye değmezmiş.
hayatta 'zaaf' diye bir şey yokmuş.o bencil insanların fazladan başka bir şeyler elde etmek için uydurdukları bir yalanmış.
her şeyin bi sonu varmış ve bazen daha fazla uzatmadan noktayı koymayı bilmek gerekiyormuş.
ek:tüm bunları öğrenerek elde ettiklerine;tecrübe,hissettiklerine de acı,üzüntü diyerek yoluna devam edilebiliyormuş.
hayat bazen sadece göründüğü kadar açık ve net olabiliyormuş.
birinin sana anlatsa da anlamayacağın şeyleri anlamanı,görmeni tek bir fotoğraf karesindeki küçük bir tebessüm anlatabiliyormuş.
insanlar anlık mutlulukları için başkalarını sonsuz üzüntüler içine sokabiliyorlarmış.
şımarık,bencil,ne istediğini bilmeyen insanlardan her ortamda uzak durmak gerekiyormuş.
gerçekten istediğimiz zaman herkesi hayatımızdan çıkarabiliyormuşuz.
hiçbir insan öyle uzun uzun sevmeye,yıllarca beklemeye,düşünmeye değmezmiş.
hayatta 'zaaf' diye bir şey yokmuş.o bencil insanların fazladan başka bir şeyler elde etmek için uydurdukları bir yalanmış.
her şeyin bi sonu varmış ve bazen daha fazla uzatmadan noktayı koymayı bilmek gerekiyormuş.
ek:tüm bunları öğrenerek elde ettiklerine;tecrübe,hissettiklerine de acı,üzüntü diyerek yoluna devam edilebiliyormuş.
'illa birini seveceksen dışını değil içini seveceksin. gördüğünü herkes sever, ama sen göremediklerini seveceksin.sözde değil özde aşk istiyorsan, şayet tene değil cana değeceksin.'
(bkz: mevlana)
(bkz: tipsiz bir kadına aşık olmak )
(bkz: mevlana)
(bkz: tipsiz bir kadına aşık olmak )
mecburiyetine boyun eğen'e
uzaklaş;
yoksa sana dokunurum,
yoksa yasak tanımam,
günahkâr olurum, günahım olursun,
kaç, görme,
görürsen hatırlama,
hatırlarsan ağlama.
gelme.
yoksa sana dokunurum,
dudaklarına konarım
gözlerini esir alırım
kölem olursun,
gecelerce kölen olurum,
didik didik ederim hayatını,
benden başkasına yaşatmam seni,
tarihini vururum, anılarını asarım,
yüreğine saplarım kendimi
bedeninde yatıya kalırım
teninde beklerim geleceğimi
yaklaşma;
seni alırım,
senin olurum,
özgürlüğüm yoldaş olur yanına,
sensiz düşüncelerim toprak olur,
taparım sana, yatağına tapınak derim,
yüzünde güneşler beklerim,
gitmezsen sana dokunurum
sahiplenirim seni,
sana aşkı yaşatırım,
daha küçük aşklara katlanamazsın,
benimle ölürsün...
'kavuşamayan iki dağdık, aramızda güneş vardı'
uzaklaş;
yoksa sana dokunurum,
yoksa yasak tanımam,
günahkâr olurum, günahım olursun,
kaç, görme,
görürsen hatırlama,
hatırlarsan ağlama.
gelme.
yoksa sana dokunurum,
dudaklarına konarım
gözlerini esir alırım
kölem olursun,
gecelerce kölen olurum,
didik didik ederim hayatını,
benden başkasına yaşatmam seni,
tarihini vururum, anılarını asarım,
yüreğine saplarım kendimi
bedeninde yatıya kalırım
teninde beklerim geleceğimi
yaklaşma;
seni alırım,
senin olurum,
özgürlüğüm yoldaş olur yanına,
sensiz düşüncelerim toprak olur,
taparım sana, yatağına tapınak derim,
yüzünde güneşler beklerim,
gitmezsen sana dokunurum
sahiplenirim seni,
sana aşkı yaşatırım,
daha küçük aşklara katlanamazsın,
benimle ölürsün...
'kavuşamayan iki dağdık, aramızda güneş vardı'
mesafenin nerede olduğuna göre değişen ve çeşitlenebilen ilişki türü.eğer sevgili yanıbaşında ama aranda dağlar,yıllar varsa bu da bir tür uzak mesafe ilişki olarak görülebilir.bazense başka şehirlerde hatta ülkelerde yaşama durumu söz konusu olabilir.işte eğer o zaman sorun sadece aradaki yollarsa,aslında ortada ne mesafe vardır ne de uzaklar.asla uzak bir şehirde bir sevgilim olmadı ama hep bana fersah fersah uzak sevgililerim oldu o yüzden varsın uzakta olsun uzakları yakın yapmak değil midir aşk diyorum.ki özlemek tavan yapar sarılmalar,kavuşmalar daha da bir anlamlı olabilir gibi geliyor bana.
'ben sana yanarken şimdi...sen kim bilir nerede
üşüyorsun'
üşüyorsun'
'zorunlu ''dün'' dersi verilse de biraz ders alsak yaşadıklarımızdan!'
yalnız ol(a)mayan çocuktur.yeni başlayan bir dizide geçen bir cümle bunu çoy iyi özetliyor:kaloriferli odalarımızda yalnızlıklarımıza gömülmeden önce sobalı evlerimiz vardı.
sinir bozucudur sözlük.şikayetim var.
bu sözlük troll takmaz alın birer skoll güzelleşelim demiştim.
(bkz: troll)
(bkz: troll)
yere yatsanaa yere yatsanaa tezahuratlarına maruz kalan hakemden bozma mahlukat
karların, insanlar için (b: (i: şimdi onlar düşünsün)) dercesine yağdığı, büyükşehir belediyesinin bu yağışa önlem almadığını gördüğüm[ybkz]swh[/ybkz] ve kar yağışından dolayı gecenin olmadığı güzide şehrimiz. yaşamkentimiz
sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği(b: nin) yıkılmasından sonra, rusya cumhuriyetinin ilk devlet başkanı. siyasi kariyerine komünist partiye seçilerek başlayan biri de olmuş olsa,9 yıllık başkanlığında[ybkz]swh[/ybkz] rusya federasyonunun bütün devlet elindeki işletmeleri,sektörleri özelleştiren ve adı devamlı yolsuzluklarla anılan neo-liberalizm(b: in) en amansız temsilcilerinden biri haline dönüşmüştür.anti-stalinist(b: tir) ve mihail gorbaçov(b: un) adam edip sonrasında kendisini ezmesine engel olamadığı liderdir. 23 nisan 2007 de kalp yetmezliğinden gitmiştir.
sağ ayağıyla (b: "alın lan artık yeter") tarzı bir vuruşla 24 ocak 2012 beşiktaş gaziantepspor maçının son dakikasında golü atarak bizi sevinç yumağı haline getiren futbolcumuzun borusu
24 ocak 2012 beşiktaş gaziantepspor maçında rakip takımın maçın son dakikalarına çirkefleşmesiyle
"- lan bunların zaman geçirmesine inat 96. dakikada gol atmak gerekir" dedikten sonra, topun başına manuel fernandes geçtiğinde golü atacağı içime doğan futbolcumuz, bu seneki en iyi transferimiz.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
"- lan bunların zaman geçirmesine inat 96. dakikada gol atmak gerekir" dedikten sonra, topun başına manuel fernandes geçtiğinde golü atacağı içime doğan futbolcumuz, bu seneki en iyi transferimiz.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
beşiktaşımızın, kendine has stili olan ve türlü yetenekleri bünyesinde barındıran ancak tecrübeye ihtiyacı olan,ikinci forvet pozisyonundaki ismi. ısrarla ikinci forvet diyorum çünkü almeidanın yerinde[ybkz]swh[/ybkz] almeidadan başka oynayacak alternatif yok.alternatif yaratmaya çalışmayın arkadaşım.
hugo almeidamı mustafa pektemeke değişen yazar.değiştirmem arkadaş[ybkz]swh[/ybkz]
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?