yaran fıkralar

0 /
coyom
kayseri'de bir gün biri yolda yürürken küçük bir ayakkabı boyacısına rastlar. çocuk müşterilerinin ayaklarını ufak bir tarihi eser üstüne alıp boyamaktadır. işten anlayan adam "nasıl olsa bu çocuğun aklı ermez, şu tarihi eseri elinden alayım" diye düşünür. çocuğun yanına yaklaşıp gülümseyerek çocuğu sever ve tatlı bir dille:
-sen bu elindekini bana ver, ben sana güzel bir boya sandığı alayım şöyle afillisinden. bu senin işine yaramaz.
-tamam vereyim ama bir şartla, önce yolun ortasına çıkıp eşek gibi anıracaksın.
ermeni pişman olur, ne yapalım der ve sokak ortasında eşek gibi anırır. döner gelir boyacı çocuğun yanına. çocuk eseri vermez.
-e hani anlaşmıştık? verecektin heykeli...
-sen eşek aklınla bunun değerini biliyorsun da, ben bilmez miyim?
coyom
temel çok güzel bir rus kadınıyla evlenen dursun'un karısına kafayı takmış. ne yapsam da bu kadınla birlikte olsam? diye içi içini yiyormuş. bir gün temel dayanamayıp eva'nın yanına gitmiş:

temel: senden çok hoşlandım seninle birlikte olmak istiyorum.
eva: hay hay, neden olmasın ama 100 dolarını alırım müsait olunca ben seni ararım gelirsin.

ertesi gün eva, dursun işe gittikten sonra temeli aramış.

eva: 100 doların hazırsa hemen gel demiş:
temel: hazır hazır, hemen geliyorum.

temel 100 dolari eva'ya verdikten sonra işi bitirmişler ve temel evden çıkıp gitmiş. akşam dursun eve geldiğinde:

dursun: hanım temel bugün buraya geldi mi ?
eva: şeeeyyy geelldii...
dursun: peki sana 100 dolar verdimi
eva: şeyyy dursunnnn verdii ama dinlee beni bii
dursun: temel sabah koştur koştur yanıma geldi " dursun bana acil 100 dolar lazım öğleden sonra size uğrar yengeye bırakırım" dedi.
coyom
elmayla elmaşekeri yolda karşılaşmışlar. elma jest olsun diye “elbisen ne güzel” demiş. elmaşekeri havaya girmiş, “armani” demiş. elma gülümsemiş: “kıçındaki kazıktan belli!”
no error
iki tane sinek çiftleşiyormuş. bunu gören küçük çocuk, dedesine sorar:

-dede ne yapıyor bunlar?
-şakalaşıyorlar yavrum.
-şaka maka iyi koyuyo ama.
blackeagle1903
temel bir gün yolda yürüyorken aniden büyük tuvaleti gelmiş.
ne bir tuvalet ne bir cami bulabilmiş.
ardından yerde bir lokum kutusu görmüş ve içine tuvaletini yapmış.
sonrasında bir turist yolda yürürken yerdeki lokum kutusunu görmüş ve
ooo lokum lokum törkiş lokum demiş
temel de yok yok o benim bokum bokum demiş.

[ybkz]swh[/ybkz]
coyom
adamin biri bara girmis.. üç duble viski içtikten sonra barmene
-"ödeyecek param yok ama cebimde 25 santimlik bir piyanist var. sana istedigin herseyi çalabilir.."
-"hadi ordan sarhos" demis barmen. adam elini cebine atmis. çikarmis 25 santim boyunda bir piyanist. piyanosu da önünde..
barmen saskin bir vaziyette:
-"türk marsi"diyebilmis. bir döktürmüs 25 santimlik piyanist mozart'i.. beethoven..türk sanat müziği..her telden çalıyor..
-"bu nasil is" demis barmen saskinlik içinde..
-"hurdalikta bir lamba buldum bin yillik.. parlatmak için ovarken içinden bir cin çikti..
bin yasinda. çökmüs. kulaklari da zor duyuyor.." elini öbür cebine atmis bir eski lamba çikarmis. barmen'in önüne koymus.
-"ovala ve dilek dile" demis...
barmen ovalamis lambayi. hakikaten bir ihtiyar ayakta zor duran cin. bir eli kulaginda
sormuş barmen'e dileği nedir diye.
-"burada bu sigara dumani ve içki kokulari arasinda iki cigerim de perisan hale geldi.. bana iki yeni ciger" demis barmen..
hooop!.. barin basinda pos biyiklari kocaman sapkalari yesil kirmizi kiliklari ile iki yeniçeri.
-"ama ben yeniçeri degil yeni ciger istemistim" demis barmen..
-"ya ben 25 santimlik piyanist mi istedim sanmistin!.."
coyom
dede sperm, bebek spermlere ne yapmalarını gerektiğini anlatmaktadır: "burdan çıkınca dümdüz gideceksiniz, sonu yokmuş gibi görünen koridorda hızla ilerlerken karşınıza büyük kırmızı bir duvar çıkacak, ona sarılın, iyi davranın ki içeri girmenize izin versin, zaten sadece birinizi içeri alacaktır.."

gün gelir, şartlar olgunlaşır, ve sonunda büyük yarış başlar.. en önde usain bolt adlı spermimiz gitmektedir, sonsuz koridoru geçer ve gerçekten karşısına büyük kırmızı duvar gelir..

dede spermin sözleri kulaklarında yankılanır.. "ona sarılın, iyi davranın!!""
hemen sarılır, sırnaşır: "merhaba! ben sperm, nasılsın?"
kırmızı duvar dile gelir: "merhaba! ben de bademcik.. "
coyom
adamin kucuk oglu sorar;

babacigim, 'potansiyel' ile 'fiili' arasindaki fark nedir?

babasi; anlatayim' der.

sonra karisina doner ve sorar:
1 milyon dolar verseler robert redford'la yatar misin?
karisi:
tabii, sorulur mu? hayatta kacirmam!
bunun üzerine adam kizina 1 milyon dolar karsiliginda brad pitt ile yatip yatmayacagini sorar.
kizi:
vay be! tabii ki! hep hayalini kurdugum sey!

daha sonra adam buyuk ogluna donerek:
sen 1 milyon dolar için tom cruise ile yatar misin, diye sorar.

buyuk oglan:
evet! neden yatmayayim? dusunsene 1 milyon dolarla neler
yapilmaz! bir saniye beklemem!' der.

bunun üzerine babasi kucuk ogluna doner ve:

anladinmi oglum? 'potansiyel olarak' 3 milyon dolarin üzerinde
oturuyoruz,
ama 'fiili olarak' 2 orospu ve 1 ibneyle yasiyoruz...
coyom
temel ile dursun her gün mendirekte balık tutarlarmış.. bir gün dursun, 'ula temel', demiş, 'haçan sen boyle paluk tutariken, pen senun eve sızsam, senin fadimeyla aşna-fişna edup, hamile piraksam, penden çocuğu olsa, senle pen ne olurduk?'

temel sakin, cevap vermiş: 'ödeşmiş olurduk...
coyom
dünya polis teşkilatlanması örgütü bir gün alman, fransız ve türk polislerin katıldığı bir yarışma düzenler. buna göre ormana bir yaban tavşanı bırakılacak ve en organize, en çabuk şekilde tavşanı bulup görevlilere teslim edecek teşkilat büyük ödülün sahibi olacaktır. bütün hazırlıklar tamamlandığında yarışma başlar. fizik gücü yüksek disiplinli polizeiler ormana girerler, sağlı sollu koşuşturmacalar, değişik tuzaklarla birlikte yakalanması hayli zor olan yaban tavşanını 5 dakikaya yakın bir sürede görevlilere teslim ederler. sıra gelir fransızlara. kartezyen fransızlar, "ulan ben bir yaban tavşanı olsam nereye saklanırdım acaba?" diye düşünerek, arayarak yaban tavşanını bulurlar, böylece 3 dakikalık bir zaman dilimi içerisinde tavşanı görevlilere teslim ederler. türkler son yarışmacı olarak ormana dalarlar, bir curcuna olur ve ortalıktan kaybolurlar. yarım saat olur, bir saat olur, iki saat olur hiçbir haber alınamaz. yetkililer tam dağılmaya hazırlanıyorken, türk polisler çıkagelir, yanlarında kelepçelenmiş, ağzı burnu kan içinde bir boz ayı da onlara eşlik etmektedir. yetkililer sorar:
- hani kardeşim yaban tavşanı? onca saattir nerdeydiniz?
- (polis boz ayıya dönerek) konuş ulan!
- (boz ayı ağlayarak) ben bir küçük yaban tavşanıyım, ben bir küçük yaban tavşanıyım..
coyom
temel ile fadime evli. fadime bir akşam yemek yerken dayanamaz ve "temel, ben de diğer kadınlar gibi sevişmeden önce uyarılmak istiyorum." der. temel hiç birşey söylemez. ertesi sabah kahvaltısını bitiren temel "bağa bak fadime, ben şimdi çıkıyorum. akşama da seni sikicem. ondan sonra uyarmadı deme." der.
glnr1903
Hoca cemaate sorar;
hanımından korkanlar ayağa kalksın!
Herkes kalkar adamın biri oturur,
Hoca sorar;
sen hanımından korkmuyormusun diye?
Adamcağız derki ;
Hanımın ismini duyunca dizlerimin bağı çözüldü,
kalkamıyorum.
leia
Bir italyan, bir Rus, bir Fransız bide bizim Temel. şampiyonlar liginde
karşılaşmışlar başlamışlar muhabbete; italyan demiş ki bizim ülkemizde şampiyon olan takım iki gün iki gece kutlamalar yapar. Rus demiş ki bizim ülkemizde şampiyon olan takım iki tanker votka içerek kutlama yapar. Fransız demiş ki bizim ülkemizde şampiyon olan takım 400 güzel kızla şampiyonluk kutlar. Bizim Temelde demiş ki ''haçan pizum orda şampiyon kim olursa olsun kutlamasini fenerbahçe yapar...''
huzur tribünde
türkiye kupası ile şampiyonluk kupası bir barda oturup içki içiyorlarmış [ybkz]swh[/ybkz]
birden türkiye kupası dertlenmiş..

-ah ulan ah 29 yıl oldu fenerbahçe beni hala kazanamadı.. çok hüzünlüyüm be şampiyon.
+üzülme be kardeş bak 4 senedir de beni alamıyorlar, ben takmıyorum kafama.
-abi seni alamasalar da kutluyorlar, bende o da yok.
besiktaskli
gülümsemenin çeşitli şekillerinin oluşmasına sebep olan fıkralardır.

Trabzonlu imamlar kendi aralarında sürekli Futbol maçı yaparlarmış lakin ne hikmetse hep merkez imamlarının takımı maçı kaybedermiş..Bir gün merkezin hocalardan biri demiş ki: ? Bu Böyle olmayacak..En iyisi biz Trabzonsporlu Hamiye rica edelim gelsin takımda oynasın..Soran olursa merkez cami imamı Hami Hoca deriz demiş..Hami?den rica etmişler..Hami de kabul etmiş..Maç oynanmış ama merkezin imamları yine mağlup olmuşlar..Maç dönüşü merkez imamlarının arkadaşlarından biri sormuş:
-Hoca bu hafta kazandık değil mi?
-Malesef 2-1 yenildik..
-Yapma ya nasıl olur Hami oynamadı mı?
-Oynadı ve bizim golümüzü de o attı..
-Peki onların gollerini kim attı?
-Roberto Carlos Hocayla Ronaldo Hoca..
leia
Öğretmen temel'e sorar hangi takımlısın ?

-Temel :BEŞİKTAŞ

-Öğretmen : Neden ?

-Temel : Babam BEŞİKTAŞLı'da ondan

-Öğretmen Fenerbahçelidir ve bu cevaba sinirlenip : Baban Gerizekalı olsa ne olcaktın?

-Temel : o zaman fenerbahçeli olurdum der!!!
kaptan
Babası çocuğuna güzel bir iş kurmak için paçaları sıvamış...
Ancak oğlan salak olduğu için hiç bir işi beceremiyormuş...
Babası ona ne iş bulduysa hepsini elini yüzüne bulaştırmış berbat etmiş...
En sonunda babası tam otomatik bir sosis fabrikası kurdurmuş...
Çocuğunu elinden tutup, bari işi öğrensin diye hemen fabrikadaki bir sosis makinesinin başına götürmüş...

- "Bak oğlum" demiş... "Buradan böyle öküzü yolluyorsun... aha diğer taraftan sosis olarak çıkıyor, bu kadar basit anladın mı..?"

Çocuk dinlemeden başını sallamış, sallamış ta... sonra babasının yüzüne salak salak bakmış ve;

- "peki baba, buradan sosisi koysak, öteki taraftan öküz olarak çıkar mı..?" diye merakla sormuş... Babası hemen cevaplamış:

- "Maalesef evladım, o teknoloji bir tek senin ananda var..!
besiktaskli
adamın biri allah' a dua etmiş.
"allah' ım, bana şeytanı bir şişe içinde verir misin?" şeklinde.
Allah kuluna cevap yollamış:
"40 yıl bana ibadet eder, dünya işleri ile uğraşmazsan sana şeytanı şişe içinde veririm"
bunun üzerine adam evinin bir odasına kapanmış ve kırk yıl boyunca allah' a ibadet etmiş. kırk yılın sonunda mükafatı verilmiş ve adam şişe içindeki şeytanı alıp odadan çıkmış. üzerini dğeiştirmiş. eşine dönerek:
"bu şişeyi al sakla. bunun içinde benim kırk yılımın mükafatı var. ben biraz dışarı çıkacağım. ama sen, sen ol. sakın kapağını açma" demiş.
kadın "tamam" diyerek eşini yollamış. ancak eşi gider gitmez merakından şişenin kapağını açmış. kapağı açmasıyla şeytan içinden çıkmmış ve:
"sen" demiş. " kocanın kırk yıllık emeğini heba ettin."
kadın:
"aa, niçin?" demiş.
şeytan:
"kocan bana sahip olabilmek için 40 yıl dünya nimetlerinden uzak durdu, ibadet etti ve beni şişe içinde teslim alabildi. ama sen merakına yenik düşüp kapağı açtın ve ben serbest kaldım." demiş.
bunun üzerine kadın:
"çocuk mu var senin karşında. koskocaman yaratıksın, küçücük şişenin içine nasıl sığarsın?" demiş.
şeytan kendisine inanmayan kadına öfkeyle bakmış ve:
"en bana inanmıyor musun? eğer istersen bunu sana ispat edebilirim" demiş.
kadın:
"ispat et bakalım o zaman" demiş.
şeytan:
"tamam" diyerek şişenin içine girmiş ve onun içeri girmesiyle birlikte kadın şişenin ağzını kapatmış.
sonrasında ise ağzından şu sözler dökülmüş.
"ey yüce allah' ım. madem beni yarattın kadını niye yarattın. yok kadını yarattın, beni niye yarattın?"
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol