bir yıl boyunca bir kez bile tribünlerin çağrısına kulak asmayan, bize geldiği yıl avrupa'nın en iyi kalecisi seçilmiş olan, alemin diline makara konusu yaptığımız 1976 doğumlu hırvat eski kalecimiz. 2006-2007 sezonunda kalemizi korumuştur.
vedran runje
kaybettırdıgı maclar oldugu gıbı daha cok kazandırdıgı maclarda olmustur takımda kalması halınde efsanelerden olacagını dusundugum hırvat kaleci
kendi futbolcusunu saçma sapan üzen, tepki gösteren tribünlere gereken cevabı layıkıyla vermiş başarılı kalecimiz.
inönü stadında sivasspor'dan 35 metreden kafa golü yiyerek tarihe geçen,taraftarla yıldızı bir türlü barışmayan kaleci.
taraftarları kanser eden adam .
medyanın yemi olan daha acısı kendi ellerimizle kurban ettiğimiz kaleci.
Bana göre beşiktaş kalesine oscar cordoba'dan sonra en çok yakışan kaleci.
zamanında arkadaşlarımın benimle 'runjeee runjeee hep yeee hep yeee' nidalarıyla dalga geçtiği kaleci.
oynadığı sezon 32 lig maçında 29 gol yemiştir.
--alıntı--
* bilic beşiktaş için beşiktaş da bilic için bir şans. beşiktaş'a gittiğini duyduğumda çok doğru bir tercih olduğunu düşündüm. hemen onu arayarak çok özel bir kulübe gittiğine söyledim.
* türkiye’ye geldiğim ilk bir ayda evimin en çok sevdiğim yeri tuvaletti. organizmam türk yemeklerine bir ayda alışabildi.
* çarşı’nın en önemli özelliği, kırdıkları desibel rekorları.
* beşiktaş tribünleri ile bir problemim yoktu. bir grup beni çağırıyor ama başka bir grup çağırmıyordu. bu nedenle maçtan önce tribünlere gitmiyordum.
* şu anki takımdan ibrahim toraman ile serdar kurtuluş’u tanıyorum. serdar’ın saçları dökülmüş. sanırım evlilikten!
* bir gün evde trabzonspor’un şampiyonlar ligi maçını seyrettim. tanıdık birini görünce sesini açtım. evet, burak yılmaz’mış.
* istanbul’a ilk geldiğimde şehrin büyüklüğü beni çok korkutmuştu. özellikle trafiğin sonu yok diye düşünüyordum.
* beşiktaş’ta oynarken bir gün soyunma odasının çok kalabalık olduğunu gördüm. tigana’yı bir türlü bulamıyordum ve “burada ne çok insan var” diye bağırdım. o an soyunma odasındaki yöneticilerin hepsi şaşkınlıkla bana bakıyordu.
--alıntı--
http://skorer.milliyet.com.tr/-bilic-bir-sans-/besiktas/detay/1778420/default.htm
* bilic beşiktaş için beşiktaş da bilic için bir şans. beşiktaş'a gittiğini duyduğumda çok doğru bir tercih olduğunu düşündüm. hemen onu arayarak çok özel bir kulübe gittiğine söyledim.
* türkiye’ye geldiğim ilk bir ayda evimin en çok sevdiğim yeri tuvaletti. organizmam türk yemeklerine bir ayda alışabildi.
* çarşı’nın en önemli özelliği, kırdıkları desibel rekorları.
* beşiktaş tribünleri ile bir problemim yoktu. bir grup beni çağırıyor ama başka bir grup çağırmıyordu. bu nedenle maçtan önce tribünlere gitmiyordum.
* şu anki takımdan ibrahim toraman ile serdar kurtuluş’u tanıyorum. serdar’ın saçları dökülmüş. sanırım evlilikten!
* bir gün evde trabzonspor’un şampiyonlar ligi maçını seyrettim. tanıdık birini görünce sesini açtım. evet, burak yılmaz’mış.
* istanbul’a ilk geldiğimde şehrin büyüklüğü beni çok korkutmuştu. özellikle trafiğin sonu yok diye düşünüyordum.
* beşiktaş’ta oynarken bir gün soyunma odasının çok kalabalık olduğunu gördüm. tigana’yı bir türlü bulamıyordum ve “burada ne çok insan var” diye bağırdım. o an soyunma odasındaki yöneticilerin hepsi şaşkınlıkla bana bakıyordu.
--alıntı--
http://skorer.milliyet.com.tr/-bilic-bir-sans-/besiktas/detay/1778420/default.htm
fenerbahçe taraftarının son dönem emmanuel emenikeye sarması sonrası aklıma gelen kalecimiz
fc porto'da teknik direktör sergio conceiçao'nun ekibine kaleci antrenörü olarak dahil olmuştur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?