uğur mumcu

1 /
konuşkankartal
---------------spoiler---------------
Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. Babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.

Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun ışığında bitirirdik kitaplarımızı. Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini, yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük. dövüldük, vurulduk, asıldık.

Vurulduk ey halkım, unutma bizi...

Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı. işkence hücrelerinde sabahladık kaç kez. isteseydik, diplomalarımızı, mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık. yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu. Yüreğimiz, işçiyle birlikte attı. Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep. öldürüldük ey halkım unutma bizi...

Fidan gibi genç kızlardık. Hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden. Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında, işkencecilerin acımasız ellerine terk edildik. Direndik küçük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla. tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven gibi. Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden. Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi...

ölümcül hastaydık. Bağırsaklarımız düğümlenmişti. Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acımaksızın. Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha. Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk. Vicdan sustu. Hukuk sustu, insanlık sustu.

Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi..

Kanserdik. ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde. Uydurma davalarla kapattılar hücrelere. Hastaydık. yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki. Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık. önce kolumuzu, omuz başından keserek yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık önlerine. sonra da otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.

öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

Giresun'daki köylüler, sizin için öldük. Ege'deki tütün işçileri, sizin için öldük. Doğudaki topraksız köylüler, sizin için öldük. istanbul'daki, Ankara'daki işçiler sizin için öldük. Adana7da, paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.

Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

Bağımsızlık, Mustafa Kemal'den armağandı bize. Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara. mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler. Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.

Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi...

Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk; komunist dediler. ülkemiz bağımsız değil dedik; kelepçeyle geldiler üstümüze. Kurtuluş Savaşında emperyalizme karşı dalgalandırdığımız bayrağımızı daha dik tutabilmekti bütün çabamız. bir kez dinlemediler bizi. Bir kez anlamak istemediler.

Vurulduk ey halkım unutma bizi...

Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık. Bir kadın eli değmemişti ellerimiz. bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha. bir gece sabaha karşı, pranga vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına. herkes tanıktır ki korkmadık. içimiz titremedi hiç. Mezar toprağı gibi taptaze, mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.

Asıldık ey halkım, unutma bizi...

Bizi öldürenler , bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar, ağabeyimiz, babamız yaşlarındaydılar. ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı ya da susmuşlardı bütün olup bitenlere. öfkelerini bir gün bile karşısındakilere bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük. Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına, batı uygarlığı adına, bizleri, bir şafak vakti ipe çektiler.

Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi...

Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi...Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi.

özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi., hep birlikteyiz ey halkım, unutma bizi,

unutma bizi,

unutma bizi...
---------------spoiler---------------

[ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
siyah beyaz
insanın gazeteci dendiğinde aklına gelen ilk isim. yok şimdi böyle gazeteci, bırak onun gibi olmayı yanına yaklaşanı bile yok.
hurremsoultan
yarın saat 14:00 da taksimde adına ve daha bir sürü faili meçhul yazarımız için yürüyüş yapılacak olan nadide kişilik.
zor bir daha gelmesi.
zagor
kahpece öldürülmesinin 18. yıl dönümünde unutmadık unutmayacağız.

Bir Pazar Sabahıydı Ankara Kar Altında
Zemheri Ayazıydı Yaz Güneşi Koynunda
Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana
Zalımlar Pusudaydı Bedenim Paramparça
Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana

Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun
Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun
Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük
Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun

çevirdim Anahtarı Apansız Bir ölüme
şarapnel Parçaları Saplandı Ciğerime
Ucuz Can Pazarıydı Kan Doldu Gözlerime
isimsiz Korkuları Katmadım Yüreğime
Bembeyaz Doğruları Yaşadım ölümüne

Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun
Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun
Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük
Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun

http://tinyurl.com/4udg566
konuşkankartal
faili halen meçhul olan,saçmasapan bir şekilde cinayeti ergenekon'a bağlanmış,gerçek bir kemalist ve vatanseverdir.
bugün ölümünün 18.senesi ve tek yapabildiğimiz face profillerimizi o'nun resmi olarak seçmek ve birkaç paylaşımda bulunmak.
o'nun katledilmesine giden yolda izlediği ilkelere sahip çıkmamak hepimizi biraz katil yapıyor gibi geliyor...uğur mumcu'nun katili değiliz belki ama bu vurdumduymazlıkla yeni suikastların ve bu ülkenin katili oluyoruz yavaş yavaş...
konuşkankartal
bu adam için nasıl bir entry girilir bilemedim..sanırım yaşarken gördüğüm,bildiğim son şovalyeydi..o hep bu ülkenin karanlığa girmemesi için uğraştı,mücadele etti..ama karanlık o nu aldı götürdü şimdi bu ülkeyi yuttuğu gibi..
Vurulduk ey halkım unutma bizi!! diyor ya...unutmayacağız elbet bir gün birilerinin kafasına kafasına vurarak hatırlatacağız..
nickbulmakdanezorişmiş
babası şinasi bey oğlunun olacağını öğrenince diğer 2 çocuğunun isimlerine uyak olsun diye(beyhan ve ceyhan) 3.sünün adını seyhan koymaya karar verir.
yılbaşında-oğlu doğmadan önce- bir piyango bileti alır ve büyük ikramiye bu bilete çıkar.doğacak olan oğlunun uğur getirdiğine inanır ve adını seyhan değil de uğur koyar.
konuşkankartal
her yıldönümünde anlamlı sözlerle anılan, kanının yerde kalmayacağına dair yeminler verilen ancak tek yapılabilinen yürekte her ismi duyulduğunda, tutulamayan sözlerin utancını yaşamaktır.
acı olan diğer bir taraf ise öngörülerinin hepsinin doğru çıkmasıdır.
la bebe
tüm öngörüleri gibi bu öngörüsünün de bir an evvel gerçekleşmesini dilediğim, ruhu şad olası büyük insan.

---------------alıntı---------------

hangi iktidar din sömürüsüne dayanmis, mutlaka yikilmistir. chp iktidari 1949 yilinda din derslerini kabul etti, yıkıldı, kurtaramadi bu ödünü. demokrat parti 1957'de saidi nursi'nin cübbesini bayrak yapti, n'oldu, yıkıldı. süleyman demirel 1960'larin ortasinda nurcularin, tarikatların, süleymancilarin sakallarini okşadı, n'oldu, yıkıldı. hac seferleri duzenleyen anap n'oldu, %20'ye indi. halka güvenmek lazım. her kim ki din sömürüsünü kullanır, bir süre yararlı olur belki, ama sonunda seçim sandığında yenilgiye ugrar, halk affetmiyor, din sömürüsünü affetmiyor halk, bu çok önemli bir olgu, cok önemli bir sonuç, çok onemli bir gerçektir.

---------------alıntı---------------
gagam koptu sira pencelerimde
koca bir hiç uğruna ölüme yürümüş üstaddır. uğruna uğraştığı, didindiği, bir şeyleri ortaya çıkarmak için çabaladığı halk şimdi onun mücadele ettiği güruhun arkasında saf tutmakta.

(b: sustuk, durduk, satıldık uğur abi! affet bizi...)
leia
dün doğum günü olan yazardır. [ybkz]swh[/ybkz]

ayrıca

''ben atatürkçüyüm, ben cumhuriyetçiyim..
ben laikim,
ben anti-emperyalistim..
ben özgürlükçüyüm..
ben bağımsız türkiye’den yanayım..
ben insan hakları savunucusuyum..
ben terörün karşısındayım..
ben yobazların, hırsızların,
vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım..
öyleyse, vurun, parçalayın..!
her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar çıkacaktır.”

24 ocak 1993'ten bu yana kaç tane hükümet, içişleri bakanı ya da başbakan değişmiştir ama o hala sadece caddelere verilen bir isim olarak kalmıştır. unutuyor muyuz? yoksa unutturuluyor muyuz?

ankara'da bir cadde adıdır.
forzaquila
ölümünün üzerinden 20 yıl geçtikten sonra hiçbir faili bulamayan devlet, bombalı saldırı sonrası hurdaya dönen arabasının mirasçılarına bırakılmasına karar vermiştir.
kızı özge mumcu bu konuda bir yazı yazmış;
http://www.gercekedebiyat.com/haber-detay/ozge-mumcu-arabanin-enkazi-ni-yaziyor/679
ben öyle bi insan mıyım
fâilleri artık nâil olmuş; meçhule giden yolda halkı tarafından da vurulmuş, unutulmuş büyük insandır.

bir tek allah'ı unutmuyoruz, gerisi tıraş; balık hafızasının kitabını baştan yazarız milletçe.
o derece...
1 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol