play off maçlarında başarısız olursam giderim demiş.
inşallah öyle olur zira kendisi beşiktaşın büyüklüğünü kaldıracak birisi değil bence.
ibrahim toramana sağ bek demiş egemene sol bek demiş birisi kendisi.
ve yine kendisi eduyu , alvesi , veliyi getirerek ne kadar boş bi adam olduğunu göstermiştir.
tayfur havutçu
yeni sezonda takımın başında kalırsa yapacağı transferlerle en hayalperest olanlarımıza bile 'yuh amınakoyim' dedirtecek kişidir.menajer dostlarının kakalayacağı elemanlara beşiktaş forması giydirerek 'ali güneş-mustafa doğan-okan buruk-youla-veysel'li kadroyu los galacticos olarak anmamıza sebebiyet verebilir.
"karabük gibi bir takımdan dokuz kişiyle bir puan almak da iyi diyebiliriz" şeklinde açıklama yapmış (b: beşiktaş) teknik direktörü. hafızam beni yamultmuyorsa beşiktaş 85. dk'da dokuz kişi kaldı.
bu akşam karabük deplasmanın da Beşiktaşımızın hocası olamayacağını itina ile bizlere göstermiştir karabük deplasmanından alınan 1 puanı değerli gören korkağın tekidir ve gelecek için kendi adıma hiç bir umut ışığı alamadığımdır .
(bkz: balık baştan kokar)
(bkz: balık baştan kokar)
---------------6 nisan 2012 kardemir karabükspor beşiktaş maçı---------------
"Almeida'yı tam oyundan alacakken kart gördü."
---------------6 nisan 2012 kardemir karabükspor beşiktaş maçı---------------
cümledeki tek eksik: "derken uyanmışım.."
"Almeida'yı tam oyundan alacakken kart gördü."
---------------6 nisan 2012 kardemir karabükspor beşiktaş maçı---------------
cümledeki tek eksik: "derken uyanmışım.."
kimseye etmem şikayet ağlarım ben hâlime
titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime
şeklinde sözleri olan vurucu bir eserdir. hay allah yanlış oldu galiba.
titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime
şeklinde sözleri olan vurucu bir eserdir. hay allah yanlış oldu galiba.
futbol oynadığı dönemde başarılarının yanı sıra adamlığı ile hepimizin gönüllerini fethetmiş, eskilerin kaptanı şimdilerin hocası. Hoca olarak takımın başına ilk getirildiğinde olumluya yakın bir tablo çizmiştim kendisi için, lakin gerek şike soruşturması kapsamında yaşanan tutukluluk süreci ve sonrasında gelen peş peşe mağlubiyetler ve puan kayıpları ile sistematik bir şekilde bitmiş bir beşiktaş. ben artık iki değerin bir denklemde olmayacağını düşünüyorum, kulüp adına farklı görevler üstlenebilir lakin artık futbol takımı civarında olmamalıdır. kendisinden iyi bir spor yorumcusu olabilir, mustafa doğan bile yapabiliyor bu işi tayfur kaptan neden yapmasın ?
oyuncu değişiklik hakkının, gol yemeden yahut 70. dakikayı görmeden kullanılmasının yasak olduğunu zanneden; oyun okumaktan aciz teknik direktörümüz. yenilmemize, sırf onun yetersizliği bir kez daha gözler önüne serildi diye seviniyorum.
carvallıhın sıçıp sıvadığı hem fizik hem moral olarak bitik bu dönemde almıştır. oyuncuların vurdumduymazlığı ortadayken kendisini eleştirmek saçmalıktan öteye gitmememektedir.
Oyuncular bu kafa yapısında olduktan sonra yapacak bişey yok ayrıca zaten sezon kafaca herkes tarafından bitirildi. Carvallhal 12 maçta 1 galibiyet alırken eleştirilmezken tayfur hocayı böyle bir dönemde eleştirmek bana doğru gelmiyor.
Oyuncular bu kafa yapısında olduktan sonra yapacak bişey yok ayrıca zaten sezon kafaca herkes tarafından bitirildi. Carvallhal 12 maçta 1 galibiyet alırken eleştirilmezken tayfur hocayı böyle bir dönemde eleştirmek bana doğru gelmiyor.
yetersizliğine karar verebilmek için, elinde bir futbol takımı olması gereken teknik direktör.
2011-2012 sezonunda olduramadığı takım, bu sezonun başında kendi kurduğu takımdır, kendi isteğiyle yapılan transferlerdir. bu da yetersizliğini anlamamız için yeterlidir bana göre.
"... dört maç var, her şey olabilir." diye buyuran teknik direktör. evet. hatta daş düşebülü, ayu çıkabülü.
geçen de "ufak ufak bir şeyleri değiştiriyoruz." demişti. duyan da zannedecek 25 yıl abd'de kaldı da 15 gün önce apar topar bu takımın başına getirildi. takımın oluşum süreci yukarıda defaatle dile getirilmiş. bu takımın sezon başı yaptığı transferlerin tamamına yakını kendi onayı dahilinde gerçekleşmiştir. küçük bir örnek. ekrem dağ'dan sonra camia içerisinde en sert eleştirilen futbolcu olan veli kavlak'ı bizzatihi kendisi transfer etmiştir. sezon başı hazırlık kampında beşiktaş'ın bek sorunu olduğunu düşünmediğini söylemesi ise ayrı bir garabet örneğidir. neden tayfur ile olamayacağının başat referansıdır. bir hafta önceki basiretsizliğinin üzeri, hakemin ve tribün olaylarının maçın önüne geçmesiyle örtülmüştür. ama kapasiten yoksa en fazla bir hafta kurtarabiliyorsun durumu. çünkü bu sefer ikinci kez ofsayt golle mağlup olman da gizleyemiyor yetersizliğini.
takımın motivasyon kaybı yeni bir şey değil. tt arena'da son saniye golüyle galatasaray'a mağlup olduğu akşam şalteri indirmişti zaten futbolcular. peki sayın havutçu göreve geldiğinden bu yana gerek diziliş, gerek taktiksel, gerek mantalite bakımından carlos carvalhal'den farklı olarak bu takıma neler yansıtabilmiştir? radikal bir değişimden bahsetmiyorum, yanlış anlaşılmasın. değişimin ufak tefek emarelerine rastlayabildiğimiz veriler söz konusu mudur?
her şeyi geçelim gönül rahatlığı ile "tayfur havutçu'ya en azından bir sezon sabredilmeli" diyebiliyor muyuz? "başarısız olduğumu farkettiğim an giderim" diyor sayın havutçu. sizce beşiktaş'ın bek sorunu olduğunu düşünmeyen birisinin bunu farketmesi ne kadar sürer? nedir bu arkadaşa sonuna kadar güvenmemizi gerektirecek saikler?
bakın daha işin sadece teknik yönünü konuşuyoruz. henüz insani, etik boyutuna girmedik. daha telefon konuşmalarına değinmedik. kendi futbolcularına yakıştırdığı iğrenç sıfatlardan bahsetmedik. samet, mehmet, rıza, ziya gibi sembol isimler çalıştırdığı takımlarda en zor şartları yaşayıp, namüsait koşullarda bir şeyleri ispatlarken; 100. yıl kadrosunda kaptanlık yapmaktan ve süleyman seba'nın yeğeni olmaktan başka elle tutulur bir referansa sahip olmayan tayfur havutçu nasıl oluyor da bu kadar kolay gelebiliyor beşiktaş'ın başına? mircea lucescu gönderildikten sonra yardımcısı feyyaz uçar neden teknik diretör olmadı mesela? almanca bilmediği için mi? niçin nevio scala gönderildikten sonra yardımcısı ziya doğan olmadı beşiktaş'ın hocası? hem daha o zamanlar (b: ayman abdelaziz ) de yoktu piyasada.
fikret orman başkanlığındaki beşiktaş yönetiminin kendisini bu takımın başına layık görmesi fiyaskodur. süper finalin kötü tamamlanması üzerine olası bir görevine son verilmesi durumu ise demirören'den kalma bir alışkanlık olacaktır. bir yıl takımı teslim etmeyi düşündüğünü resmi olarak ilân ettiğin bir adamı altı maç sonra göndermek durumunda kalmamak için de biraz sportif ileri görüşlülük gerekir.
geçen de "ufak ufak bir şeyleri değiştiriyoruz." demişti. duyan da zannedecek 25 yıl abd'de kaldı da 15 gün önce apar topar bu takımın başına getirildi. takımın oluşum süreci yukarıda defaatle dile getirilmiş. bu takımın sezon başı yaptığı transferlerin tamamına yakını kendi onayı dahilinde gerçekleşmiştir. küçük bir örnek. ekrem dağ'dan sonra camia içerisinde en sert eleştirilen futbolcu olan veli kavlak'ı bizzatihi kendisi transfer etmiştir. sezon başı hazırlık kampında beşiktaş'ın bek sorunu olduğunu düşünmediğini söylemesi ise ayrı bir garabet örneğidir. neden tayfur ile olamayacağının başat referansıdır. bir hafta önceki basiretsizliğinin üzeri, hakemin ve tribün olaylarının maçın önüne geçmesiyle örtülmüştür. ama kapasiten yoksa en fazla bir hafta kurtarabiliyorsun durumu. çünkü bu sefer ikinci kez ofsayt golle mağlup olman da gizleyemiyor yetersizliğini.
takımın motivasyon kaybı yeni bir şey değil. tt arena'da son saniye golüyle galatasaray'a mağlup olduğu akşam şalteri indirmişti zaten futbolcular. peki sayın havutçu göreve geldiğinden bu yana gerek diziliş, gerek taktiksel, gerek mantalite bakımından carlos carvalhal'den farklı olarak bu takıma neler yansıtabilmiştir? radikal bir değişimden bahsetmiyorum, yanlış anlaşılmasın. değişimin ufak tefek emarelerine rastlayabildiğimiz veriler söz konusu mudur?
her şeyi geçelim gönül rahatlığı ile "tayfur havutçu'ya en azından bir sezon sabredilmeli" diyebiliyor muyuz? "başarısız olduğumu farkettiğim an giderim" diyor sayın havutçu. sizce beşiktaş'ın bek sorunu olduğunu düşünmeyen birisinin bunu farketmesi ne kadar sürer? nedir bu arkadaşa sonuna kadar güvenmemizi gerektirecek saikler?
bakın daha işin sadece teknik yönünü konuşuyoruz. henüz insani, etik boyutuna girmedik. daha telefon konuşmalarına değinmedik. kendi futbolcularına yakıştırdığı iğrenç sıfatlardan bahsetmedik. samet, mehmet, rıza, ziya gibi sembol isimler çalıştırdığı takımlarda en zor şartları yaşayıp, namüsait koşullarda bir şeyleri ispatlarken; 100. yıl kadrosunda kaptanlık yapmaktan ve süleyman seba'nın yeğeni olmaktan başka elle tutulur bir referansa sahip olmayan tayfur havutçu nasıl oluyor da bu kadar kolay gelebiliyor beşiktaş'ın başına? mircea lucescu gönderildikten sonra yardımcısı feyyaz uçar neden teknik diretör olmadı mesela? almanca bilmediği için mi? niçin nevio scala gönderildikten sonra yardımcısı ziya doğan olmadı beşiktaş'ın hocası? hem daha o zamanlar (b: ayman abdelaziz ) de yoktu piyasada.
fikret orman başkanlığındaki beşiktaş yönetiminin kendisini bu takımın başına layık görmesi fiyaskodur. süper finalin kötü tamamlanması üzerine olası bir görevine son verilmesi durumu ise demirören'den kalma bir alışkanlık olacaktır. bir yıl takımı teslim etmeyi düşündüğünü resmi olarak ilân ettiğin bir adamı altı maç sonra göndermek durumunda kalmamak için de biraz sportif ileri görüşlülük gerekir.
kendisi kesinlikle edu,sidnei, ve alves gibi transferleri istememiştir. ayrıca kanımca kendisi olsa bu adamlar kapıdan içeri giremezlerdi.Bütün sezon rezilleri oynatan şarlatan carvalhala yüklenmeyen sorumluluk bu adama yüklenme.22 puan fark , boluya elenmek bunlar kimin suçu belli.
Bu sezon zaten kayıp yani 6 da 6 mağlubiyet alsak bile burada suçlu tayfur hoca değildir. Kendi değerlerini yıpratmaya meraklı beşiktaş taraftarı kendine yine bir kurban seçti anlaşılan ama beyler geçiniz bunları, suç varsa herkeste var kendini takımın önüne koyan yıldılarda, seon ortasında bırakıp kaçan eski başkanda, sahaları kapatma rekoru kıran taraftarda, vurdumduymaz oyuncularda
Bu sezon zaten kayıp yani 6 da 6 mağlubiyet alsak bile burada suçlu tayfur hoca değildir. Kendi değerlerini yıpratmaya meraklı beşiktaş taraftarı kendine yine bir kurban seçti anlaşılan ama beyler geçiniz bunları, suç varsa herkeste var kendini takımın önüne koyan yıldılarda, seon ortasında bırakıp kaçan eski başkanda, sahaları kapatma rekoru kıran taraftarda, vurdumduymaz oyuncularda
Seba'nın yeğeni olup yıllarca bunun ekmeğini yemektir ve yemeye de devam etmektir.
http://ustunidman.blogspot.com/#!/2012/04/sebann-yegeni-olmak.html
http://ustunidman.blogspot.com/#!/2012/04/sebann-yegeni-olmak.html
yusuf turanlı ile yaptığı, şike davası sürecinde basına yansıyan o malum konuşmaları esnasında, ibne derken gerçekten, bildiğimiz ibneyi kasteden teknik adam. o sözün geçtiği konuşmanın tamamı okunduğunda, guti ve ersan'ın bir barda eğlenmelerinden, haddinden fazla samimi olmalarından bahsedildiği ve bu sebeple kendilerinden "ibne" diye bahsedildiği görülecektir. zaten sorun da buradadır; yoksa "aa küfür etti, pis tayfur, kaka tayfur" diyen yok.
http://tinyurl.com/c7zyvyk
http://tinyurl.com/c7zyvyk
dinlemeye takılan konuşmalarında, guti ye ibne diyen teknik direktör. onu da,
--------
ilk yarı hiç bir şey oynamadı guti ibnesi
---------------alıntı---------------
şeklinde kullanmıştır. başka bir deyişle, futbol camiasında konuşma şekillerinden birini sunmaktadır bize.
bunların hiç biri kendi oyuncusunu ne sikim olduğu belli olmayan bir adama çekiştirmesine bahane olamaz. yapılan iğrenç pazarlıklar da cabası.
gene aynı konuşmada, iki futbolcusunun daha önce de öpüştüğünü söylüyor, ama dikkat etmekte fayda var ki; ibne lafını bu konuşmada geçirmiyor
--------
ilk yarı hiç bir şey oynamadı guti ibnesi
---------------alıntı---------------
şeklinde kullanmıştır. başka bir deyişle, futbol camiasında konuşma şekillerinden birini sunmaktadır bize.
bunların hiç biri kendi oyuncusunu ne sikim olduğu belli olmayan bir adama çekiştirmesine bahane olamaz. yapılan iğrenç pazarlıklar da cabası.
gene aynı konuşmada, iki futbolcusunun daha önce de öpüştüğünü söylüyor, ama dikkat etmekte fayda var ki; ibne lafını bu konuşmada geçirmiyor
bu adam hakkında play-off başında takıma geldiğinde söylediklerim için allah benim belamı versin bu kadar açık ve net.bir takım daha ne kadar duyguların,umutların katili olabilir acaba.
29 nisan 2012 fenerbahçe beşiktaş maçında, takım geriye düşene kadar oyuna müdahale etmeyen, mehmet akyüz ve mustafa pektemek'i, dalga geçer gibi 87. dakikada oyuna sokan teknik direktör.
https://twitter.com/#!/jokond/status/196663282801721344
https://twitter.com/#!/jokond/status/196663282801721344
oyunu okuma becerisi ve teknik bilgisinin kesinlikle beşiktaş gibi bir takımda teknik direktörlük yapmaya yeterli olmadığını, olamayacağını düşündüğüm kişidir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?