ronaldinho beşiktaş'ın kapısından geçemez

fikret orman beyanatı. kime kafa tutuyor; kime sinirleniyor anlamak mümkün değil. lan adamı istanbul'a kadar getiren, yediren içiren, kameralar önünde poz veren ben miyim ameka?

''beşiktaş istemeden beşiktaş ile görüşmeye gelen kişi ronaldinho'nun abisidir, ronaldinho kimsenin reddedemeyeceği bir isim olup, beşiktaş'ın o bölgeye de ihtiyacı vardı. bu yüzden de görüşüldü. fakat abisi teklifimize cevap vermeden brezilya'ya döndü ve önerdiğimiz paranın yarısına oraya imza attı. kızmamak elde değil, şimdi dönmek için 50 kere haber yolluyor, ama olmaz, beşiktaş'ın kapısından geçemez.''

kelime kelime olmasa da açıklama budur. biçip kırpıp açıklama paylaşmaya gerek yoktur. kime veya neye sinirlendiğini anlamak için sebepleri bilmek lazım, sebepleri duyduysak da yazmak lazım. ahanda sebepleri bu entrynin ilk paragrafında.

#355267

bu açıklamayı bir inkar kabul edip ronaldinho beşiktaş'ımıza hayırlı olsun diyebiliriz.

Fikret Orman beyanatı.

bir duruş örneği olarak fikret orman

"geçemez değil, tenezzül edip geçmez" olarak düzeltme ihtiyacı duyduğum cümle. adamın götünü öptünüz geçen sene. yine başkanın saçmalaması.

tum cumleye bakilinca neden soylendigi anlasilan cumle. var ya ayip ediyorsunuz amk, hadi bilici elestir teknik taktik işler sen gorursun ben goremem bilic goremez boyle olabilirdi dersin. ama siktimin gazete mansetlerine inanip baskana inanmamak nedir lan pezevenk?

bu açıklamanın iki yönü vardır; ya gerçekten dogrudur yada baglar tamamen koptugu icin baskan rahatca yalan soyluyordur.

ancak taraftarin iki yonu degil tek yonu vardir; yanindadir. adam orda yalan bile soyluyosa besiktasin itibari icin yalan soyluyor ki sen yine bi futbolcuyu kulup ustunde tutup baskani itin gotune sokuyor kulup ile dalga gecilmesine izin vermekle kalmiyor ustune sende dalga geciyorsun. feda imis kuculmusuz, siz kucuk dusuruyorsunuz besiktasi ipneler.

pesin not: genel bi isyandir, sozluk yazarina ters yapmak isim degildir. uste alinjp ispitlemeyin tamam mi lutfen, calistigim icin zaten az girebiliyorum, yeniden canlandirmam mumkun degil, opuldunuz sevgili yazarlar.

gereksiz bir cümle. şimdi durduk yerde ne alaka amua goim.

gazete manşeti değildir. #355240 programda; bizzat başkanın ağzından çıkmış cümledir.

bu adamın menajeri beşiktaş ile görüşmeye gelip; günlerce saatlerce ortalarda dolaştı mı? evet
bu adamın menajeri beşiktaş ile görüşmeye gelip; beşiktaş yöneticileri ile poz verdi mi? evet
bu adamın menajeri beşiktaş ile görüşmeye gelip; beşiktaş dahil tüm türkiye kamuoyuna transfer gerçekleşmek üzere fikri yayıldı mı? evet

bütün bunların üzerine bu adamın transferi bitirilemedi mi? bitirilemedi.

hala neyi savunuyorsunuz be kardeşlerim? hele de başkanı dinlemediniz; gazete manşetinden laf uyduruyorsunuz gibi fikirler neyin ürünü? başarısızlığı kabul edelim; eleştirilerilim ki tekrarına fırsat vermeyelim.

tanım: beşiktaş taraftarını 2'ye bölen fikret orman beyenatıdır. ''maalesef kabul edin, bizim yönetim bu adamı alamadı, 2+2=4 eder'' gibi yorumları üzüntüyle okumaktayım.

fikret orman diyor ki, ronaldinho'ya bir teklif yaptık, cuma günü cevap vereceklerdi, ama abisi perşembe akşamı uçakla brezilya'ya kaçıp gitti birşey demeden, orada da bizim önerdiğimiz paranın yarısına imza attı diyor. buna menajer orospu çocukluğu değil de yönetim başarısızlığı demek acımasızlıktır kanımca. haa yönetim de iyi yönetememiştir, kendini kullandırmamalıydı. onu da söyleyelim. ama el insaf be kardeşim !

transfer dedikoduları daha ilk ortaya çıktığı gün yapılsaydı, arkasında durabileceğim açıklama olacaktı. şimdi ise, tam aksine, zıvanadan çıkmama neden oldu. ronaldinho transferini istediğim için falan değil, bu noktaya geliş sürecimizden...

feda sezonu (ki, aslında bu sadece bir sezonluk bir özveri değil; bir anlayış olması gerekirdi) sonrasında temelinden sarsılan dengeler ile birlikte söz konusu arkadaşın transfer haberleri beni zaten dellendirmiş ve hemen sonrasında bezdirmişti. bir sene önce yüz bin euro'ları dahi kafaya takıyorken, 1 senede nasıl 3-5 milyon euro'ları konuşmaya başladık be başkan? başarı, iyi oyuncularla kazanılır, kabul; ama yönetici başarısı da, iyi oyuncuyu nispeten uygun maliyetle transfer edebilmektir. "burası türkiye, yabancı oyuncular gelmek istemiyor bik bik" diyecekseniz de, gidip bunu dert etmeyen ve astronomik ücret beklentisine girmeyen adamları bulun bir zahmet. sizin işiniz lan bu! bizlerin her gün yedi ceddini sikiyorlar iş hayatında, yaşam telaşında; hem zengin, olanak sahibi, hem de durumdan şikayetçisiniz lan bu nasıl hayat amına koyim.

"şeyşu'ları falan alır bizimkiler anca ehuahea" diyenler az da şöyle baksın duruma rica ediyorum: ulan bu adamları niye biz bulup da getiremiyoruz ülkeye? başarıyı bu tip futbolcularla kazanamayız belki ama, başarıyı sağlayacağımız isimlere ulaşmamızı sağlarlar belki he? bunda, oyuncu izleme komitesinden slaven bilic'e, zeki önder özen'e kadar herkes sorumludur, ama hoca daha 1 senedir burada ve sezon başına yakın attı imzayı; o nedenle kendisine bu anlamda yüklenmek gereksiz. önder özen için ise, bu başlık altında konuşmak pek uygun değil.

neyse... ibrahim altınsay gibi adamları küstürüp, ahmet kavalcı deniz atalay ahmet nur çebi üçlüsü tarzında cengâverlere dayarsanız sırtınızı, öncekilerden farklı bir sonuç alamazsınız ne yazık ki. kısır döngüye girdik anasını satayım süleyman seba başkandan sonra, sonumuz hayır ola...

(bkz: bence sen de şimdi herkes gibisin)