ronaldinho beşiktaş'ın kapısından geçemez

transfer dedikoduları daha ilk ortaya çıktığı gün yapılsaydı, arkasında durabileceğim açıklama olacaktı. şimdi ise, tam aksine, zıvanadan çıkmama neden oldu. ronaldinho transferini istediğim için falan değil, bu noktaya geliş sürecimizden...

feda sezonu (ki, aslında bu sadece bir sezonluk bir özveri değil; bir anlayış olması gerekirdi) sonrasında temelinden sarsılan dengeler ile birlikte söz konusu arkadaşın transfer haberleri beni zaten dellendirmiş ve hemen sonrasında bezdirmişti. bir sene önce yüz bin euro'ları dahi kafaya takıyorken, 1 senede nasıl 3-5 milyon euro'ları konuşmaya başladık be başkan? başarı, iyi oyuncularla kazanılır, kabul; ama yönetici başarısı da, iyi oyuncuyu nispeten uygun maliyetle transfer edebilmektir. "burası türkiye, yabancı oyuncular gelmek istemiyor bik bik" diyecekseniz de, gidip bunu dert etmeyen ve astronomik ücret beklentisine girmeyen adamları bulun bir zahmet. sizin işiniz lan bu! bizlerin her gün yedi ceddini sikiyorlar iş hayatında, yaşam telaşında; hem zengin, olanak sahibi, hem de durumdan şikayetçisiniz lan bu nasıl hayat amına koyim.

"şeyşu'ları falan alır bizimkiler anca ehuahea" diyenler az da şöyle baksın duruma rica ediyorum: ulan bu adamları niye biz bulup da getiremiyoruz ülkeye? başarıyı bu tip futbolcularla kazanamayız belki ama, başarıyı sağlayacağımız isimlere ulaşmamızı sağlarlar belki he? bunda, oyuncu izleme komitesinden slaven bilic'e, zeki önder özen'e kadar herkes sorumludur, ama hoca daha 1 senedir burada ve sezon başına yakın attı imzayı; o nedenle kendisine bu anlamda yüklenmek gereksiz. önder özen için ise, bu başlık altında konuşmak pek uygun değil.

neyse... ibrahim altınsay gibi adamları küstürüp, ahmet kavalcı deniz atalay ahmet nur çebi üçlüsü tarzında cengâverlere dayarsanız sırtınızı, öncekilerden farklı bir sonuç alamazsınız ne yazık ki. kısır döngüye girdik anasını satayım süleyman seba başkandan sonra, sonumuz hayır ola...

(bkz: bence sen de şimdi herkes gibisin)