otobüs tıka basa doluyken yandaki arabadakilerle göz göze gelmek

böyle bir durumda yandaki arabadaki güneş gözlüklü sarışın ablayla 3 sn. kesişmişliğimiz vardır. ayrıca bazı ablaları mini etek giydiklerine pişman ettiklerimi saymıyorum...

göz göze gelinen ve gelen kişiye göre değişebilen durum.

eğer arabanın sahibi yakışıklı ve yalnızsa bir durak sonra inip yanına geçenleri bile görülmüştür.

(bkz: bu gözler neler gördü)

yandaki arabanın eş değerde bir otobüs olduğunu düşünürsek pek sıkıntı olacak bir durum değildir. [ybkz]swh[/ybkz]
yalnız körüklüdeyseniz eğer;
... allah yardım etsin ne diyim[ybkz]swh[/ybkz]

iç acıtıcı, cansıkarâne bir durumdur. hele siz yaşlarda biriyse göz göze geldiğiniz, hepten tadınız kaçar ve anında kendi kendinize sorgulamalara girişirsiniz.[ybkz]swh[/ybkz]

ha ama tam tersi söz konusuysa işbu başlığa konu durumu yaşamış biri olarak otobüs ahalisiyle göz göze gelmemeye çalışırsınız. sanki tüm otobüs geçmişinizi bilmekte, sizi bu yüzden yargılamakta, otobüsün en başörtülü teyzesi yanındakine sizi çekiştirmekteymiş gibi gelebilir:

"bak görüyor musun pezemengi! daha dün körükte zıplayan oğlan bana araba sahibi olmuş, peh..."

ha eğer tıka basa dolu bir hususi araçtayken, rahat yolculuk eden otobüs yolcularıyla göz göze gelmişsen, kusura bakma hacı can ama sende çok ciddi bir bedevi elektriği var demektir.

ne saçma ne budalaca bi harekettir o görmemişlerin yaptıkları şey. porşun varsa yoluna bak kardeşim neden bizle göz göze gelme zahmetine girip bizi yorarlar anlamış değilim peeh...

sonradan görme, göt, avam bir millet olduğumuz için toplu taşıma ağı londra düzeyine de gelse eminim 4x4'lerde bir başına götünü yaymış birçok hanım abla, kelli felli amcalar göreceğiz. 2 günde 2 reşit olmayan kızın pompalıyla vurulduğu, tecavüze uğrayan kızların intihara zorlandığı, insanların kadın ayak serçe parmağı görünce elini penisine götürdüğü bir ülkede toplu taşıma ağı gelişince herkes senin gibi onu kullanacak düzeye, bilince erişecek sanıyorsun.

otobüsteki için de arabadaki için de kötü bir durumdur. Otobüsteki adam "oh amk rahat rahat yayıl sen orada, kliman da açık mis gibi..." diye iç geçirirken, arabadaki (i: insan) da "böyle toplu taşımanın te amk, balık istifi gibi bu ne la!" diye iç geçirir. çünkü o arabadaki ayı, görgüsüz de zamanında o toplu taşımayı kullanmıştır, hem de en boktan hatlarda kullanmıştır. O da göz göze gelmiştir arabadakilerle, bir gün benim de arabam olacak lan demiştir içinden...

şehrin medeniyet düzeyini belirleyen bir sürü etken vardır. bunlardan birisi de toplu taşıma (b: kalitesidir). Sen kaliteli ve yaygın bir ağ ile donat, ondan sonra insanlar zaten kullanır, kimse bu benzin fiyatlarında kolay kolay arabasını kullanmaz. elin adamı metroya biniyor çünkü adamlar kaç yıl önce şehrin altını metro ağı ile örmüşler, kat be kat... otobüsleri desen taksi konforunda, balık istifi diye birşey yok.

Benim evimle işim arası 8 km. Araba ile 10 dk sürüyor. toplu taşıma kullanayım desem 2 vasıta değiştireceğim. duraklara yürümeleri falan da hesaba katınca en az 45 dk. o da otobüslerin kullandığı ana arterler tıkanmazsa. metro ne evimin yakınında var ne de iş yerimin. 2 dolmuşa vereceğim yol parası arabamın yaktığından fazlaya gelecek. otobüs kullanayım transfer yaparım desem çok az ucuza gelecek ama otobüs için daha fazla yürüyeceğim. hal böyle olunca, ben arabamı kullanırım arkadaş; ayı da, görgüsüz de, sonradan görme de, göt de ben olurum, tamam kabul.

gerekli duygusal yoğunluk yüklenilmişseniz, aşık bile olunabilecek bir durumdur.

bir şehrin medeniyeti, o şehirdeki toplu taşıma aracını tercih edenlerin çokluğu ile orantılıdır... hiç canını sıkma o yüzden... koskoca arabada götünü yaymış bir başına trafiği tıkayan ayı medeniyeti veya zenginliği değil, görgüsüzlüğü, geri kalmışlığı simgeliyor. günümüzde ayağını yerden kesecek bir araba almak çok da zor bir şey değil... bir ehliyet almaya bakıyor. maksimum 8-10 bin liraya orta sınıf bir araba almakta hiçbir şey yok... bankalar veya bizzat araba firması çok uygun ödeme koşulları sunuyorlar artık çeşitli yöntemlerle. elalemin isveçlisi, isviçrelisi, belçikalısı bisikletle, metro ile işe gitmeye övünür, biz tek kişi koskoca arabayla trafiğe çıkmayla... işte böyle de ayı, görgüsüz, sonradan görme, göt bir milletiz...

otobüsdekiler için zor bi durumdur. zira karşıdan gelen kasım kasım kasılan tiplerin rahatlığı bizleri çileden çıkarır. ben arabadayken aynı tavırlarını sergilemiyo değilim yani yapıyorum bu kötülüğüde. amma velakin dövecek gibi bakmakla yetiniyoruz elden bişey gelmez

bakmıyorum bile artık gözlerimdeki alt yazılı küfürler anlaşılmasın diye.
pis zenginler.