sergen yalçın'dan sonra takımın gördüğü ilk saf yetenekli topçu. daha gelişimini tamamlamamış haliyle bile birçok yerli isimden daha üstün.
çok güzel umutlar besliyorum kendisi adına. [ybkz]swh[/ybkz]
oğuzhan özyakup
bir çok değil, bütün beşiktaş'lılar tarafından sevilen, sayılan oyuncu. buna çok az insan nail olabilir.
manuel fernandes'in sakatlığından ötürü oynayamayacak olma ihtimalinde oyun kuruculuğunu üstlenecek kartal yürekli.
25 kasım 2013 beşiktaş torku konyaspor maçında oynasa bir dert, oynamasa başka bir dert olan futbolcumuz.
oynarsa kesin yedirecekler sarıyı, 30 kasım 2013 fenerbahçe beşiktaş maçına mehmet akgün ile falan çıkacağız. içim ürperiyor sözlük.
oynarsa kesin yedirecekler sarıyı, 30 kasım 2013 fenerbahçe beşiktaş maçına mehmet akgün ile falan çıkacağız. içim ürperiyor sözlük.
beşiktaş'ın şu an kadrosundaki en değerli isim. Oğuzhan kaybedilmemeli.
Türk futbolunun geleceği tartışmasız en iyi futbolcusu
manuel fernandes'in yoklugunda yapacaklari cok onemli. eger fernandes olmadan ciktigimiz maclarda oyuna agirligini koyabilir ve ''fernandes olsaydi...'' dedirtmezse, fernandes'in istedigi ucuk rakamlar otomatik olarak dusecektir. her ne kadar sadece laf kalabaligindan ibaret olsa da, ufukta sessizce gezinen bir andrea pirlo soylentisini de unutmamak lazim tabi...
http://www.ntvspor.net/haber/futbol/97894/oguzhandan-aybabayi-kizdiracak-sozler
hollanda basınına konuşan yıldız adayımız.
hollanda basınına konuşan yıldız adayımız.
potensiyeli hakkında yorum yapmaya gerek duymadığım futbolcumuz.umarım uzun süre bizimle kalır.
belki premier lig ve arsenal seviyesinde olmadığı ve olamayacağı doğrudur. arsene wenger'in de onu gönderme sebebi budur herhalde. lakin şu da var ki kendisi bu ligin kesinlikle üst düzey amc'lerinden birisidir. hatta türk olanların içinde en iyisidir. onu beşiktaş için vazgeçilmez yapan da budur. hatta manuel fernandes acil dmc'ye çekilip kendisi hücuma yakın oynatılmalıdır. ki fernandes'in esas mevkisi de [ybkz]swh[/ybkz] dmc'dir.
bonservis bedeli 12 milyon euro olarak belirlenen yetenek
yükselen performansı ile tedbiri elden bırakmayarak bonservis bedeli 12 milyon euro'ya çıkarılan genç yetenek.
30 kasım 2013 fenerbahçe beşiktaş maçı öncesi sarı kart sınırındadır.
iyi oynadığı 25 kasım 2013 beşiktaş torku konyaspor maçından sonra yazayım da sonra kötü günde, yere düşene bir tekme de ben vurmuş olmayalım.
kendisi beşiktaş'ın yıldızı olarak görülüyor. ben şahsen potansiyel yıldız olarak görüyorum. 2012-2013 sezonunda onun sonradan oyuna girdiği oynadığı maçlarda evet galip geldik, etkisini gördük ve bu yüzden taraftar olarak büyük baskı oluşturduk ilk 11 oynaması için ama bu mevzular sonrası ilk 11 sahaya çıktığı ilk maç olan akhisar maçında takım rezil rüsva oldu 2 pas yapamadık ileride.
fiziğini geliştirmeli kesinlikle. akıllı bir defansif orta saha oğuzhan'ı çok rahat tutar. ayrıca top kaybedince geri kovalamıyor, hemen oyuna küsüyor. gözümüze pek batmıyor ama kaybettiği toplar az değil. yarın sezon sonuna doğru işler kötü giderse anca o zaman görür herkes.
tekniğine laf etmiyorum ama ligimizde teknik çok da önemli değil. messl bizim süper ligde top oynasın 1. adamı geçer, 2. adamda onu yere yapıştırırlar, ayağına eline verirler, 4. haftadan itibaren de sakatlanır sürekli. ispanya liginde cin cücüğü gibi aradan sıyrılıyor. burada kazma yalçınlar var, ezerler adamı. oğuzhan için de geçerli bunlar. nitekim zamanında quaresma'da da gördük. açın youtube'dan "quaresma skill besiktas bla bla" yazın, videoda 1 çalım atıyor sonra düşürülerek durduruluyor.hep aynı senaryo bi klas hareket son pat yerdesin. ülkemiz futbolunda fizik her şey. bu sebeplerle oğuzhan'ın kalıcı bir başarı için fiziğini çok güçlendirmesi lazım. önder hoca pedro franco'ya uyguladığı antremanı oğuzhan'a da uygulatmalı. bir de az daha mücadele be koçum. takım top kaybettiğinde gözüm direk oğuzhan'a dikiliyor, 100. yılda koşamayan göbekli sergen gibi uzaktan bakıyor topa.
umarım beşiktaş'ın gelecek yıllarına damga vuracak bir yıldız olur. ama oğuzhan bu kadar göklere çıkarılınca zamanında yerli messi dediğimiz serdar özkan ve aydın karabulut geliyor aklıma. kaderleri benzemesin.
kendisi beşiktaş'ın yıldızı olarak görülüyor. ben şahsen potansiyel yıldız olarak görüyorum. 2012-2013 sezonunda onun sonradan oyuna girdiği oynadığı maçlarda evet galip geldik, etkisini gördük ve bu yüzden taraftar olarak büyük baskı oluşturduk ilk 11 oynaması için ama bu mevzular sonrası ilk 11 sahaya çıktığı ilk maç olan akhisar maçında takım rezil rüsva oldu 2 pas yapamadık ileride.
fiziğini geliştirmeli kesinlikle. akıllı bir defansif orta saha oğuzhan'ı çok rahat tutar. ayrıca top kaybedince geri kovalamıyor, hemen oyuna küsüyor. gözümüze pek batmıyor ama kaybettiği toplar az değil. yarın sezon sonuna doğru işler kötü giderse anca o zaman görür herkes.
tekniğine laf etmiyorum ama ligimizde teknik çok da önemli değil. messl bizim süper ligde top oynasın 1. adamı geçer, 2. adamda onu yere yapıştırırlar, ayağına eline verirler, 4. haftadan itibaren de sakatlanır sürekli. ispanya liginde cin cücüğü gibi aradan sıyrılıyor. burada kazma yalçınlar var, ezerler adamı. oğuzhan için de geçerli bunlar. nitekim zamanında quaresma'da da gördük. açın youtube'dan "quaresma skill besiktas bla bla" yazın, videoda 1 çalım atıyor sonra düşürülerek durduruluyor.hep aynı senaryo bi klas hareket son pat yerdesin. ülkemiz futbolunda fizik her şey. bu sebeplerle oğuzhan'ın kalıcı bir başarı için fiziğini çok güçlendirmesi lazım. önder hoca pedro franco'ya uyguladığı antremanı oğuzhan'a da uygulatmalı. bir de az daha mücadele be koçum. takım top kaybettiğinde gözüm direk oğuzhan'a dikiliyor, 100. yılda koşamayan göbekli sergen gibi uzaktan bakıyor topa.
umarım beşiktaş'ın gelecek yıllarına damga vuracak bir yıldız olur. ama oğuzhan bu kadar göklere çıkarılınca zamanında yerli messi dediğimiz serdar özkan ve aydın karabulut geliyor aklıma. kaderleri benzemesin.
çok çabuk oyuncu eksiltebilen yetenek. pozisyonu çok fazla zorluyor ve bire bir mücadelelerde ister istemez kaybediyor. fiziği topu kapmak için yetersiz. fizik ve kondisyon üzerine çok ciddi olarak eğilmelidir.
komple oyuncu olma yolunda dev adımlar atmakta olan oyuncu.
bilic kendisi için “hücumda her şeyi yapmaya çalışıyor, haliyle takım savunmasındaki rolünü yerine getirmeye çalışırken yorulup oyundan düşüyor” demişti.
konyaspor karşısında[ybkz]swh[/ybkz] gücünü idareli kullanan ve 90 dakika sahada kalan bir oğuzhan vardı. attığı gol zaten inanılmaz. oyun görüşü olarak şahane durumda, tv karşısında izlerken göremediğiniz boşluğu görüp pasını atabiliyor, şut feyki gösterip ilerleyerek pozisyonu daha tehlikeli hale getirebiliyor, her şeyi yapıyor işte.
gelişimini tamamladığında onu izlemek şahane olacak. bilic'e kulak vermeye devam etsin.
bilic kendisi için “hücumda her şeyi yapmaya çalışıyor, haliyle takım savunmasındaki rolünü yerine getirmeye çalışırken yorulup oyundan düşüyor” demişti.
konyaspor karşısında[ybkz]swh[/ybkz] gücünü idareli kullanan ve 90 dakika sahada kalan bir oğuzhan vardı. attığı gol zaten inanılmaz. oyun görüşü olarak şahane durumda, tv karşısında izlerken göremediğiniz boşluğu görüp pasını atabiliyor, şut feyki gösterip ilerleyerek pozisyonu daha tehlikeli hale getirebiliyor, her şeyi yapıyor işte.
gelişimini tamamladığında onu izlemek şahane olacak. bilic'e kulak vermeye devam etsin.
fiziksel yetersizliği dışında, özellikle mental olarak 2 senede oldukça önemli bir gelişme göstererek, düşmana da korku salmaya başlamış olan futbolcu. necip uysal'ın 2012-2013 sezonu öncesi birden kaslanması gibi bir gelişim kaydedebilirse önümüzdeki sezon[ybkz]swh[/ybkz] hazırlıklarında, elimizde tutmak her ne kadar zorlaşacak olsa da, sırtımızı dayadığımız isim olacaktır.
beşiktaş futbol takımında oyunda fark yaratan ve skora direkt etkisi olan 2-3 futbolcudan biridir kendisi.
25 kasım 2013 beşiktaş torku konyaspor maçında ayağına gelen her topu verimli kullandı ve neredeyse pas hatası yapmadan oynadı.
hatırlayacaksınız ; 29 ağustos 2013 beşiktaş tromsö maçında da oyunu direkt çözerek galibiyeti getiren isimlerin başında gelmişti. arsenal ve az alkmaar altyapısı görmüş çok yetenekli bir adam bu. enerjisini daha verimli kullanması dileklerimle.
25 kasım 2013 beşiktaş torku konyaspor maçında ayağına gelen her topu verimli kullandı ve neredeyse pas hatası yapmadan oynadı.
hatırlayacaksınız ; 29 ağustos 2013 beşiktaş tromsö maçında da oyunu direkt çözerek galibiyeti getiren isimlerin başında gelmişti. arsenal ve az alkmaar altyapısı görmüş çok yetenekli bir adam bu. enerjisini daha verimli kullanması dileklerimle.
spoiler--
Maça iyi başladık. Rakibe pozisyon vermedik. Çok iyi goller attık. İkinci yarıda rakibe pozisyon verdik. Karşılıklı ataklar oldu. Gol atabilirdik. Kazandığımız için mutluyuz. Haftaya önemli bir derbi maçımız var. Orada da kazanmak istiyoruz
spoiler--
[ybkz]swh[/ybkz]
Maça iyi başladık. Rakibe pozisyon vermedik. Çok iyi goller attık. İkinci yarıda rakibe pozisyon verdik. Karşılıklı ataklar oldu. Gol atabilirdik. Kazandığımız için mutluyuz. Haftaya önemli bir derbi maçımız var. Orada da kazanmak istiyoruz
spoiler--
[ybkz]swh[/ybkz]
spoiler--
İlk 5 dakikada 5 uzun top yollayıp 5’te 0 çekti Beşiktaşlı oyuncular. 6. dakikada Slaven Biliç kulübeden fırladı ve takımın kalanına Oğuzhan ile Fernandes’i işaret ederek gösterip orta sahanın ortasında bu kadar kudretli 2 pas sanatçısı varken uzun oynamanın anlamsızlığını anlatmaya çalıştı.
Antalya ve Rize maçlarında kaybedilen puanlara göre en büyük fark Biliç’in saha kenarında ilk 4 maçtaki gibi aktif şekilde yer almasıydı: Biliç’in uyarısını dinleyen Beşiktaş ilk yarıyı dakika başına 4 isabetli pasla bitirdi.
Inter’in Oğuzhan’ı istediği ama Beşiktaş teknik heyetinin ısrarla bırakmadığı haberleri palavra değil. Dünyada modern futbola hâkim her teknik adam kadrosunda Oğuzhan gibi bu genç yaşta oyun zekâsı bu kadar olgun bir oyuncuyu ister. Oğuzhan’ı beğenmeyen bir “hoca” vardı, şükürler olsun ki artık Beşiktaş’ın başında değil!
Önder Özen ile Biliç gelir gelmez, Oğuzhan’a özel olarak şut çalıştırmaya başladılar. Dün 41’de çok güzel bir şutla attığı gol de tesadüf değil bu planlı çalışmanın eseri. 45 + 1’de Oğuzhan’ın sol bekinin kademesine girip korner direğinin yakınında çizgiye paralel yaptığı defansif müdahale ile rakip takım atağını kesmesi de Oğuzhan’ın mental-taktiksel açıdan da ne kadar olumlu mesafe kat ettiğinin bir diğer örneği. Kaybedilen Galatasaray ve Antalyaspor maçlarının “saha içindeki” en önemli eksiği Oğuzhan’dı! İlk 4 haftanın yıldızlarından Gökhan Töre uzun süre hasta hasta oynamıştı. Dün gece ilk kez fiziksel açıdan % 100 fitti. Konyaspor kilidinin erkenden açılmasında Töre’nin usta çilingir işi 2 asisti büyük rol oynadı.
BEŞİKTAŞ’A HER YER DEPLASMAN
İşin aslı Beşiktaş’ın dün geceki rakibi Konyaspor’dan çok saha zemini oldu. Kasımpaşa maçlarında ya zemin bu kadar kötü değil ya da Kasımpaşalı oyuncular doğru kramponu giyiyorlar. İşin aslı bu zemin meselesi bile Beşiktaş’ın bu sezon “aslında her maçı deplasmanda” oynadığının en büyük kanıtı.
Bu maç İnönü’de olsaydı, Beşiktaş 2. yarıda daha az zorlanırdı. Tabii bu maç nerede oynanırsa oynansın Beşiktaş adına ilk yarı ile 2. yarı arasındaki en önemli fark “koşu konsantrasyonu”ydu. Atiba ile Oğuzhan hariç diğer Beşiktaşlı oyuncular ya çok koşuyor ya da tamamen duruyorlar. Derbiye kadar Biliç birkaç Bundesliga maçı izletip “çok eforlu koşmadan kademeli jogging temposunda” oyundan düşmemeyi öğretmeli.
Beşiktaş 2. yarıda ilk 45’i mumla arattı. Neyse ki ışıklar gitti diye hakem Oğuzhan ya da oyundan çıkan Fernandes’e sarı kart göstermedi, buna da şükür!
spoiler--
[ybkz]swh[/ybkz]
İlk 5 dakikada 5 uzun top yollayıp 5’te 0 çekti Beşiktaşlı oyuncular. 6. dakikada Slaven Biliç kulübeden fırladı ve takımın kalanına Oğuzhan ile Fernandes’i işaret ederek gösterip orta sahanın ortasında bu kadar kudretli 2 pas sanatçısı varken uzun oynamanın anlamsızlığını anlatmaya çalıştı.
Antalya ve Rize maçlarında kaybedilen puanlara göre en büyük fark Biliç’in saha kenarında ilk 4 maçtaki gibi aktif şekilde yer almasıydı: Biliç’in uyarısını dinleyen Beşiktaş ilk yarıyı dakika başına 4 isabetli pasla bitirdi.
Inter’in Oğuzhan’ı istediği ama Beşiktaş teknik heyetinin ısrarla bırakmadığı haberleri palavra değil. Dünyada modern futbola hâkim her teknik adam kadrosunda Oğuzhan gibi bu genç yaşta oyun zekâsı bu kadar olgun bir oyuncuyu ister. Oğuzhan’ı beğenmeyen bir “hoca” vardı, şükürler olsun ki artık Beşiktaş’ın başında değil!
Önder Özen ile Biliç gelir gelmez, Oğuzhan’a özel olarak şut çalıştırmaya başladılar. Dün 41’de çok güzel bir şutla attığı gol de tesadüf değil bu planlı çalışmanın eseri. 45 + 1’de Oğuzhan’ın sol bekinin kademesine girip korner direğinin yakınında çizgiye paralel yaptığı defansif müdahale ile rakip takım atağını kesmesi de Oğuzhan’ın mental-taktiksel açıdan da ne kadar olumlu mesafe kat ettiğinin bir diğer örneği. Kaybedilen Galatasaray ve Antalyaspor maçlarının “saha içindeki” en önemli eksiği Oğuzhan’dı! İlk 4 haftanın yıldızlarından Gökhan Töre uzun süre hasta hasta oynamıştı. Dün gece ilk kez fiziksel açıdan % 100 fitti. Konyaspor kilidinin erkenden açılmasında Töre’nin usta çilingir işi 2 asisti büyük rol oynadı.
BEŞİKTAŞ’A HER YER DEPLASMAN
İşin aslı Beşiktaş’ın dün geceki rakibi Konyaspor’dan çok saha zemini oldu. Kasımpaşa maçlarında ya zemin bu kadar kötü değil ya da Kasımpaşalı oyuncular doğru kramponu giyiyorlar. İşin aslı bu zemin meselesi bile Beşiktaş’ın bu sezon “aslında her maçı deplasmanda” oynadığının en büyük kanıtı.
Bu maç İnönü’de olsaydı, Beşiktaş 2. yarıda daha az zorlanırdı. Tabii bu maç nerede oynanırsa oynansın Beşiktaş adına ilk yarı ile 2. yarı arasındaki en önemli fark “koşu konsantrasyonu”ydu. Atiba ile Oğuzhan hariç diğer Beşiktaşlı oyuncular ya çok koşuyor ya da tamamen duruyorlar. Derbiye kadar Biliç birkaç Bundesliga maçı izletip “çok eforlu koşmadan kademeli jogging temposunda” oyundan düşmemeyi öğretmeli.
Beşiktaş 2. yarıda ilk 45’i mumla arattı. Neyse ki ışıklar gitti diye hakem Oğuzhan ya da oyundan çıkan Fernandes’e sarı kart göstermedi, buna da şükür!
spoiler--
[ybkz]swh[/ybkz]
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?