aramızdan ayrılışının 82. yılı bugün.
adını her duyduğumda keşkeler sıralanıyor. keşke bir kez görebilseydim seni.
canım atatürk.
mustafa kemal atatürk
yol gösterenimiz, karanlık günlerdeki engin deniz fenerimiz.
ebedi ve tek başkomutan...
on kasım anısı...
annem dün akşam şişli florence nightingale hastanesinde küçük bir operasyon geçirdi.
kendisine refakatçi olmak için ben eşlik ettim ve sabah sekiz civarında ilaçlarını alması için uyandırdım. doktorlar 8:30 gibi gelip "biraz daha işimiz var çıkış için acele etmeyin, kontrollerinizi bitirip sağlınızdan emin olalım öyle eve gidersiniz" diyerek bizi bir müddet daha misafir edeceklerinin söylediler.
annem 57 yaşında çok sıkı bir siyasi görüşü olmayan, ülkesini seven bir profildir.
saat 08:55 gibi hırkamı giymek için dolaba yöneldiğimde "nereye gidiyorsun" dedi. ben de 10 kasım dolayısıyla hastanenin önüne çıkıp saygı duruşunda bulunacağım dememe kalmadı, beni de aşağıya indir dedi. peki dedim ama doktorla konuşmamız gerek..
hayır dedi vakit kaybeder yetişemeyiz. ve ikimiz de yavaş adımlara asansöre binerek kapının önüne çıktık. aşağıda hastanenin bir çok personeli çoktan kapının önüne çıkmıştı. bir an ikimizin de gözleri dolunca birbirimze gülümseyerek baktık. o bakışı bilirsiniz biraz umut insanın yüzüne ne tatlı tebessümler yerleştiriyor.
09.04 civarı sessizleşme başladı ve bir dakika önceden nöbet pozisyonuna geçildi. sirenler çalmaya başladığı an önümüzdeki az ilerleyen trafik insanların kontak kapatarak arabadan inip saygı duruşunda bulunmasından ötürü durdu. saat 09:05 ve siren sesleri başladığı anda kalabalıktan yavaş yavaş istiklal marşı yükselmeye başladı.
gelelim hikayenin acı kısmına. bahsettiğim hastaneyi ve yolla ilişkisini bilen bilir. önünden işi olan olmayan herkes geçip gider buranın. yaklaşık 70/80 kişi istiklal marşına henüz başlamışken önümüzden 30 lu yaşlarda uzun saçlı, küpeli bir arkadaş yürümeye başladı. küpesini düzeltmeye çalışırken yavaş yavaş yürüyor ve bizlere bakarak gülümsüyordu ( tipini neden tariflerdin derseniz ülkenin durumu ortada hiç bana kızmayın ) o gülümsemenin ne manaya geldiğini hepimiz biliyoruzdur sanırım. arkadaş gülümsemesiyle bize, bizim hakkımızda ne düşündüğünü net bir şekilde anlatıyordu. derken ikinci kişi bir kadın "ne yapıyor bunlar yaa" şeklinde bir bakışla ve cidden yüzlerimize bakarken iğrenen bir ifade ile geçip diyordu. kalabalığın içinde herkes bir yandan duygu dolu anlar yaşarken bir yandan bu iki insanı izliyordu.
şöyle bir düşündüm. dünyanın hiçbir ülkesine düşman değilim. hiçbir vatandaşın görüşü beni bağlamıyor. insana saygı olgunluğunu kazanan herkesin görüşünü benimseyen birisiyim. çoğunluk tarafından bu ülkenin kurtarıcısı olarak kabul görmüş bir insanın anısına saygı duymamak, ona saygı duyan insanları küçümsemek başka bir şey,..
ben olsaydım o arkadaşın yerinde, eğer bir ülke liderine bir saygıda bulunuyorsa o milletin insanları ve bunu tüm sokaklarda caddelerde dile getiriyorsa hareketleriyle bir şekilde, kendimi engellerdim. ya hızlı adımlarla acelem var mesajı verirdim ya da bir köşede durur ve saygılarına eşlik ederdim. nasıl bir nefret ve nasıl bir umursamazlık örneği bir millet olduk çıktık anlamıyorum.
bunları üzülerek yazıyorum biliyor musunuz? başkası adına, başkası yüzünden üzülüyorum.
elimden geldiğince, gücüm yettiğince, ayağa kalkabildiğim müddetçe mustafa kemal atatürk için senede bir defa ayakta duracağım. ve bir şekilde onu az tanıyan, kulaktan doğma bilgilerle eleştiren zihniyete doğruları sabırla anlatmaya gayret göstereceğim.
iyi ki cumhuriyet, iyi ki iyi insan olmayı başarabilme çabası, iyi ki atatürk...
annem dün akşam şişli florence nightingale hastanesinde küçük bir operasyon geçirdi.
kendisine refakatçi olmak için ben eşlik ettim ve sabah sekiz civarında ilaçlarını alması için uyandırdım. doktorlar 8:30 gibi gelip "biraz daha işimiz var çıkış için acele etmeyin, kontrollerinizi bitirip sağlınızdan emin olalım öyle eve gidersiniz" diyerek bizi bir müddet daha misafir edeceklerinin söylediler.
annem 57 yaşında çok sıkı bir siyasi görüşü olmayan, ülkesini seven bir profildir.
saat 08:55 gibi hırkamı giymek için dolaba yöneldiğimde "nereye gidiyorsun" dedi. ben de 10 kasım dolayısıyla hastanenin önüne çıkıp saygı duruşunda bulunacağım dememe kalmadı, beni de aşağıya indir dedi. peki dedim ama doktorla konuşmamız gerek..
hayır dedi vakit kaybeder yetişemeyiz. ve ikimiz de yavaş adımlara asansöre binerek kapının önüne çıktık. aşağıda hastanenin bir çok personeli çoktan kapının önüne çıkmıştı. bir an ikimizin de gözleri dolunca birbirimze gülümseyerek baktık. o bakışı bilirsiniz biraz umut insanın yüzüne ne tatlı tebessümler yerleştiriyor.
09.04 civarı sessizleşme başladı ve bir dakika önceden nöbet pozisyonuna geçildi. sirenler çalmaya başladığı an önümüzdeki az ilerleyen trafik insanların kontak kapatarak arabadan inip saygı duruşunda bulunmasından ötürü durdu. saat 09:05 ve siren sesleri başladığı anda kalabalıktan yavaş yavaş istiklal marşı yükselmeye başladı.
gelelim hikayenin acı kısmına. bahsettiğim hastaneyi ve yolla ilişkisini bilen bilir. önünden işi olan olmayan herkes geçip gider buranın. yaklaşık 70/80 kişi istiklal marşına henüz başlamışken önümüzden 30 lu yaşlarda uzun saçlı, küpeli bir arkadaş yürümeye başladı. küpesini düzeltmeye çalışırken yavaş yavaş yürüyor ve bizlere bakarak gülümsüyordu ( tipini neden tariflerdin derseniz ülkenin durumu ortada hiç bana kızmayın ) o gülümsemenin ne manaya geldiğini hepimiz biliyoruzdur sanırım. arkadaş gülümsemesiyle bize, bizim hakkımızda ne düşündüğünü net bir şekilde anlatıyordu. derken ikinci kişi bir kadın "ne yapıyor bunlar yaa" şeklinde bir bakışla ve cidden yüzlerimize bakarken iğrenen bir ifade ile geçip diyordu. kalabalığın içinde herkes bir yandan duygu dolu anlar yaşarken bir yandan bu iki insanı izliyordu.
şöyle bir düşündüm. dünyanın hiçbir ülkesine düşman değilim. hiçbir vatandaşın görüşü beni bağlamıyor. insana saygı olgunluğunu kazanan herkesin görüşünü benimseyen birisiyim. çoğunluk tarafından bu ülkenin kurtarıcısı olarak kabul görmüş bir insanın anısına saygı duymamak, ona saygı duyan insanları küçümsemek başka bir şey,..
ben olsaydım o arkadaşın yerinde, eğer bir ülke liderine bir saygıda bulunuyorsa o milletin insanları ve bunu tüm sokaklarda caddelerde dile getiriyorsa hareketleriyle bir şekilde, kendimi engellerdim. ya hızlı adımlarla acelem var mesajı verirdim ya da bir köşede durur ve saygılarına eşlik ederdim. nasıl bir nefret ve nasıl bir umursamazlık örneği bir millet olduk çıktık anlamıyorum.
bunları üzülerek yazıyorum biliyor musunuz? başkası adına, başkası yüzünden üzülüyorum.
elimden geldiğince, gücüm yettiğince, ayağa kalkabildiğim müddetçe mustafa kemal atatürk için senede bir defa ayakta duracağım. ve bir şekilde onu az tanıyan, kulaktan doğma bilgilerle eleştiren zihniyete doğruları sabırla anlatmaya gayret göstereceğim.
iyi ki cumhuriyet, iyi ki iyi insan olmayı başarabilme çabası, iyi ki atatürk...
eşi benzeri tekrar dünyaya gelmeyecek, görmeden tanımadan sevdiğimiz lider. her 10 Kasım'da en yakınımı henüz kaybetmişim gibi yüreğim cız ediyor.
ayrıca şu yazıyı da buraya bırakıyorum;
[url_tasima]http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/yilmaz-ozdil/olumunden-15-yil-sonra-bir-kadin-tarafindan-yanagi-oksanan-adam-2084378/[/url_tasima]
ayrıca şu yazıyı da buraya bırakıyorum;
[url_tasima]http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/yilmaz-ozdil/olumunden-15-yil-sonra-bir-kadin-tarafindan-yanagi-oksanan-adam-2084378/[/url_tasima]
Geleceğe güvenle bakmak için ihtiyacımız olan yegane lider
olumunun ustunden uzun yillar gecmesine ragmen hala olmemis tek ve gercek lider.
türkiye'nin boka battığı mevcut durumda önemi daha iyi anlaşılan büyük lider. atatürk sevgisiyle büyütülmesem de büyüdükçe, olgunlaştıkça, kendi düşüncelerim ve hayat görüşüm oluşmaya başladıkça onu çok daha iyi anladım; minnettarım.
her geçen gün daha çok özlem duyduğumuz ulu önder.
fikirlerinin ve sevginin gölgesinden hiç ayrılmayacağız, huzur içinde uyu atam.
fikirlerinin ve sevginin gölgesinden hiç ayrılmayacağız, huzur içinde uyu atam.
özlenen, büyük bir minnet duyduğumuz atamız.
şüphesiz ki her an aklımızda, keşkelerle düşünüyoruz onu. biz seni çok seviyoruz, ruhun şad olsun.
şüphesiz ki her an aklımızda, keşkelerle düşünüyoruz onu. biz seni çok seviyoruz, ruhun şad olsun.
atatürk'ü allah'a borçluyuz, geri kalan her şeyi de atatürk'e.
sözlüğün taraf olduğu tek kişi...
bu toprakların gördüğü en büyük siyasi ve askeri deha. başkomutanımız, başöğretmenimiz, ebedi liderimiz.
zamanında yetiştiğim çevreden dolayı kendisiyle ilgili iyi şeyler düşünmesem de, büyüyüp olgunlaşmaya başlayınca ve elbette şu zor günlerin de etkisiyle kendisinin hem askeri, hem siyasi olarak ne kadar başarılı ve büyük bir lider olduğunu gördüm. eskiden kafama yatmayan her inkılap için artık ''ne kadar doğru imiş.'' diyor, hatta şu günleri gördükçe ''keşke bir 10 senesi daha olsaydı.'' diyorum. askeri olarak anlatmaya zaten gerek yok.
senin kurduğun cumhuriyeti özledik. huzur içinde uyu selanikli.
senin kurduğun cumhuriyeti özledik. huzur içinde uyu selanikli.
ölümünün 78. yılında saygı, minnet ve rahmetle andığımız en büyük beşiktaş'lı.
emanet ettiğin vatanı tembihlediğin gibi koruyamadık atam, affet...
emanet ettiğin vatanı tembihlediğin gibi koruyamadık atam, affet...
bi kereden bir şey olmaz diyerek çocuk istismarının meşru kılındığı günümüzde çocuklar için programını donduran ve onlarla ne olursa olsun birlikte duran ulu önder. şuanki yöneticilerde onun aklının kırıntısı olsa şuan bambaşka yerlerdeydik. 23 nisan vesilesiyle tekrar tekrar anılan dahidir.
öngörüde belki de dünyanın bir numaralı insanıydı.
fazla aramanıza gerek yok; gençliğe hitabesini okumanız yeterli.
affet bizi atam! emanetine sahip çıkamadık...
fazla aramanıza gerek yok; gençliğe hitabesini okumanız yeterli.
affet bizi atam! emanetine sahip çıkamadık...
Çok özlediğim. Ne olur gel ya! Sen gelmeden gitmeyecek bu sapıklar.
"Bir gün, ressamlar Türk'ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alsınlar, yapıversinler."
"hayattaki yegane üstünlüğüm, Türk doğmaktır! Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki; sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i asli'yi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin."
"Biz doğrudan doğruya millet severiz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur."
"Ülkeniz sizindir, Türklerindir. Bu ülke, tarihte Türk'tü bugün de Türk'tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır."
"Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, her şeyden evvel Türkiye'nin istikbaline, kendi benliğine, millî an'anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir."
"Türk aydınlarının kendi kendisini bilmemesinden ve başka milletlerde şu veya bu sebeple üstünlük olduğunu sanarak, kendini onlardan aşağı görmesinden doğmaktadır. Bu yanlış görüşe son vermek için Türklüğümüzü bütün asaleti ve tarihi ile tanımak ve tanıtmak şarttır."
(en sevdiğim)
dipnot: hokkabazların sığındığı türk lideridir. bekleme yapma ticari.
"hayattaki yegane üstünlüğüm, Türk doğmaktır! Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki; sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i asli'yi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin."
"Biz doğrudan doğruya millet severiz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur."
"Ülkeniz sizindir, Türklerindir. Bu ülke, tarihte Türk'tü bugün de Türk'tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır."
"Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, her şeyden evvel Türkiye'nin istikbaline, kendi benliğine, millî an'anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir."
"Türk aydınlarının kendi kendisini bilmemesinden ve başka milletlerde şu veya bu sebeple üstünlük olduğunu sanarak, kendini onlardan aşağı görmesinden doğmaktadır. Bu yanlış görüşe son vermek için Türklüğümüzü bütün asaleti ve tarihi ile tanımak ve tanıtmak şarttır."
(en sevdiğim)
dipnot: hokkabazların sığındığı türk lideridir. bekleme yapma ticari.
atatürk lafını ağzına alamayan leş ağızların adını ağzına almaması gereken ulu önder.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?