apolas lermi'nin çok fena okuduğu şarkıdır.
Mektup yazdum acele da
Oku oku hecele
Mektup bendendur yarum da
At koynuna gecele
Mektup yazdum sevdama
Okusun heceleri
Geleceğum akluna da
Cuma geceleri
Getur beni akluna da
Cuma geceleri
Mektubumun uçlari da
Bağlamadur bağlama
Ben yazarken ağladum da
Sen okurken ağlama
Mektup yazdum sevdama
Okusun heceleri
Geleceğum akluna da
Cuma geceleri
Getur beni akluna da
Cuma geceleri
Mektup yazdum kış idi da
Kalemum gümüş idi
Okuyan incinmesun da
Yüreğum yanmiş idi
Mektup yazdum sevdama
Okusun heceleri
Geleceğum akluna da
Cuma geceleri
Getur beni akluna da
Cuma geceleri
mektup
mesaj iletme amacı taşıyan yazılardır. halide edip'in handan adlı yapıtı buna güzel bir örnektir.
güzel bir birhan keskin şiiri.
Sevgilim, sen bunu aldığında
-ki mektup denemez buna-
umarım bağışlarsın beni:
yazamadığım mektuplarda biriktirdim kederimi.
Sevgilim istanbulda yaz bitiyor,
bu güze gecelerinde ben, sardunyaların arasında
senin getirdiğin mumları yakıyorum.
Bir fotoğrafa bakıp "deniz" diyorum:
Ne kadar dingin, nasıl sonsuz, olduğu yerde.
Sevgilim beni bağışla,
sana mektup yazamıyorum.
Yüzümün bir yarısı acı çekiyor,
mavi
bir fotoğrafta, kızıl bir ufuk
biriktiriyor kış için
öteki yarısı
coşkuyla ilgili değil elbet hayatım.
Sevgilim seni bilmemenin kederli gölgesi altındayım.
Deniz "öylece" duruyor, orada, yazda.
Hayat öylesine caydırıcı ki, korkuyorum
Sevgilim...bu dünyayı ben uydurdum
desem, sonrasını diyemiyorum.
Sevgilim, günün belli saatlerinde seni unutmayı deniyorum.
Sen bunu aldığında
-ki mektup denemez buna-
umarım bağışlarsın kederimi, haylazlığımı,
umutsuzluğumu, dalgınlığımı; yani
benden geçtiğinde anlamı sarsılan ne varsa...
Umarım her şey olacağına varıyor der,
ve kabullenirsin
kum nasıl çizmişse incecik bir camı.
Sevgilim, sen bunu aldığında
-ki mektup denemez buna-
umarım bağışlarsın beni:
yazamadığım mektuplarda biriktirdim kederimi.
Sevgilim istanbulda yaz bitiyor,
bu güze gecelerinde ben, sardunyaların arasında
senin getirdiğin mumları yakıyorum.
Bir fotoğrafa bakıp "deniz" diyorum:
Ne kadar dingin, nasıl sonsuz, olduğu yerde.
Sevgilim beni bağışla,
sana mektup yazamıyorum.
Yüzümün bir yarısı acı çekiyor,
mavi
bir fotoğrafta, kızıl bir ufuk
biriktiriyor kış için
öteki yarısı
coşkuyla ilgili değil elbet hayatım.
Sevgilim seni bilmemenin kederli gölgesi altındayım.
Deniz "öylece" duruyor, orada, yazda.
Hayat öylesine caydırıcı ki, korkuyorum
Sevgilim...bu dünyayı ben uydurdum
desem, sonrasını diyemiyorum.
Sevgilim, günün belli saatlerinde seni unutmayı deniyorum.
Sen bunu aldığında
-ki mektup denemez buna-
umarım bağışlarsın kederimi, haylazlığımı,
umutsuzluğumu, dalgınlığımı; yani
benden geçtiğinde anlamı sarsılan ne varsa...
Umarım her şey olacağına varıyor der,
ve kabullenirsin
kum nasıl çizmişse incecik bir camı.
Bir şey haber vermek, sormak, istemek veya duyguları bildirmek için birine çoğunlukla posta yoluyla gönderilen, zarfa konulmuş yazılı kâğıt...
askerdeki en büyük dayanağım, salt haberi değil kokuyu, rengi, göz yaşınıda taşıyan haberleşme aracı. okumasını da çok severim, yazmasını da.
bir zamanların romantizm aracı olarak bilinir.sevdicekler arasında kokulu mektuplar uçuşmakta olduğu bir dönemde...içinde kullanılan en büyük hile ise saatlerin hep gece 12 den sonra atılmasıdır,o saatte yazılmamasına rağmen...
internetin çıkıp mertliğin bozulmasıyla artık kağıt kalem ve el yazısının unutulması sonucu tedahülden kalkmış iletişim aracıdır...
eskiden insanlar özel kağıtlara,kokularla,çiçeklerle ve özenle senelerce saklanacak mektuplar yazarlarmış..şimdi herşey daha kolay ve özensiz be sözlük..
eskiden insanlar özel kağıtlara,kokularla,çiçeklerle ve özenle senelerce saklanacak mektuplar yazarlarmış..şimdi herşey daha kolay ve özensiz be sözlük..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?