mahalle maçı

0 /
last director
evimizin karşısında boş bir arazi vardı. "dı"...

yıllarca mahallede top oynadık hep beraber. o zamanlar kaptanımız mert uzun aradan sonra takıma kral adını koymuştu. sonra taşa yazıp, peçeteye sarıp oynadığımız sahaya gömmüştük :)

mert'e ilhan mansız derdik, ben solak olmama rağmen beckham'dım, bir de revivo ve figo arasında mekik dokuyan burak vardı.

üçümüz değişmezdik ama takıma katılan çıkan bir sürü kişi olurdu. birinci kaptan mert, ikinci kaptan burak ve bendeniz yunem hemen her aksam güneş batana kadar oynardık. bazen karşı mahalleyle, bazen kendi aramızda, bazen teke tek turnuva...

kendi aramızda oynadığımız zaman burak'ların evinin önüne giderdik, orada feyyaz amca vardı, rahmetli... evinin önünde küçük bir bahçe vardı, yan taraf da apartman girişi, biz orada oynarken az kesilmedi topumuz :)

o maçları yaptığımız arazinin karşısında da o zamanlar kız arkadaşım vardı o bakarken herkes bana oynardı gol atayım diye. yardımlaşmanın her türlüsü anlayacağın...

aynı ilkokulda mert, burak ben birer sınıf arayla okuduk. sabah okula gider, akdeniz yakıcı güneşi etkisini hafif kaybedince sokağa inerdik, telefon yoktu, haberleşirdik yine de, bazen bira şişeleri toplamaya çıkardık, "250 bin" depozito parası için, bazen maç yapar maçtan sonra da camiye su içmeye giderdik...

yıllar geçti, mert doktor oldu, ben medya sektörü, burak nerede ne yapıyor bilmiyorum ama eminim o da güzel yerlere gelmiştir...

biz o sokakta, o arazide oynayan son nesil olduk... sonra apartman diktiler her köşe başına, marketler açıldı, yollar yapıldı, her şey evlenen, iş sahibi olan, arabası olan insanlar için düzenlendi ama çocuklar unutuldu...

günümüzde mahalle maçı çok gol olan resmi maçlarda kullanılan bir benzetme olarak kaldı...
ssm
''yavaş vur lan burayı inönü mü sandın.'' repliklerinin hemen her maç duyulduğu maçlardı, olsa da oynasak.
pepük
oruçluyken zaman geçsin diye saatlerce oynadığımız oyun. [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
bornova
Garip kurallarını,gereksiz saçmalıklarını ve adaletli hallerini çok özlediğim annemin hadi mert diyerek hep kursağımda bıraktığı oyundur.Birde ezan okununca eve gidersin kuralına bayılırdım.
besiktaskli
bitiş düdüğünü, cami imamının, akşam ezanıyla çaldığı maçtır.
bizzat oynamışlığım vardır, hem de kalede değil orta sahada...
koca ayak
eğer bir sokak arasında oynuyorsanız bekleyin araba geliyor, bekleyin teyze geçsin şeklinde duraklamaların yaşandığı maçlardır.
wolkykartal
kale direğinden biri sokağın elektrik lambasının direği diğeride taştan oluşuyosa eğer topu özellikle elektrik direğinin olduğu köşeye atmaya özen gösterdiiğim ve çocukken mahallenin yıldızı olduğum maçlardır

(bkz: hey gidi günler hey)
ger0nim0
genelde sokaklarda yapılırdı...arabalar şimdiki sıklıkta geçmediği için çok fazla durmazdı maç...kale direği farzedilen şey taş olunca üstünden geçen her top gol gol değil tartışmalarına vesile olurdu...mahalle maçı oldukları için kadroya genelde en iyi oynayanlar alınırdı...aldım verdim yapılmazdı yani diğer maçlardaki gibi...yenilen takım oyuncuları arasında kesin tartışma çıkardı ve bu yenilen takım birkaç gün sonra yenilenmiş bir takımla yeni bir maç teklif ederdi...[ybkz]swh[/ybkz]
semt bizim aşk bizim
akşam ezanı ile son bulan maçlardır. zira akşam ezanı okundu mu bütün anne kafaları balkondan çıkar çocuğuna seslenir. o saatte dışarda çocuk kalmamalıdır. oysa şimdi öyle mi? dışarıda zaten çocuk yok.
alicank
Kaleleri iki tane tasın belirledigi,üst diregin ise kalecinin boyuna göre degisebilcegi,en zevkli oyunlardan biridir.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol