mahalle kültürü

deniztarafindakikale
mahallenin muhtarları yada ekmek teknesi dizilerinde şahit olduğum ve imrendiğim kültür. öylesi ya bana denk gelmedi yada gerçekten yok öyle birşey.

bizim mahalle riya ve dedikodu üzerine bina edilmişti. insanlar birbirini sevmezken, sever gibi görünürdü. sonra bir bakmışsın en adi sözlerle sokakta birbirlerine saldırıyorlar. hemde koca koca kadınlar. kavga edersin tabii ki de sevsen o sözleri edermisin ulu orta acaba ?
glnr1903
sevmediğimdir. zahiri bi muhabbet koksa da, dedikodu ve riya dolu olandır.
peki böylesi daha mı iyi? tabii ki hayır! ama insanlar sınırlarını bilmiyorlar sözlük, nerede nasıl konuşulması gerektiğini, ne zaman soru soracaklarını, ne zaman yorum yapacaklarını. insanı günaha sokacaksa böyle iç içe yaşamak, soğuk olmak/resmi davranmak daha evladır. bilmiyoruz sözlük, haddimizi bilmiyoruz!
simsiyah
herkes bilmez bunu. anlatmaya kalkarsam bitmez zaten eksik kalır hep bi yerleri, ama şudur kısaca; özlersiniz 15 yıl sonra bile sadece adını bildiğiniz Hatice ablayı bakkal hüseyini. birde hiç aç kalmazssınız mahallede elbet bir kapı doyurur sizi bide dayak yemezsiniz kendi mahallenizde marangoz elinde keserle demirci elektrotla bakkal sopayla tamirci ingiliz anahtarıyla çıkar en kral mafyozanın önünde durur sizin için.
besiktaskli
herkesin birbirini tanıdığı, her akşam birinin kapısında çekirdek yiyilip çay içmenin anayasanın ilk maddesi sayıldığı, her pazar bakkalında selamlaşmaların yaşandığı, kimin kahvaltı sofrasında ne var bilindiği, kahvaltı sonrası mahallede arabalarla birlikte sokağın da yıkanması, akşam işten dönenlerin eve gelene dek her kağı önünde durup ayaküstü biraz sohbet ettiği, kocaman bir aileyi kapsayan, onları terbiye eden kültürdür.

site diye bir yapının ortaya çıkmasından ötürü 12 yıldır hasret kaldığımdır. oysa ne çok özlüyorum zeynep' in her sabah "ömeeeeeeeeeeeerrrr" diye çığlık atışlarını, tikos amcanın "gidin başka yerde oynayın topunuzu keserim" demesini, kuzenlerimle ve arkadaşlarımla gece yarısı saklambaç oynamayı, beni aralarına aldıklarında korkunç hikayeler anlatmalarını...
hepsi yok, hiçbiri yok...
ben mi onları terkettim, onlar mı benden gitti.
ben mi kaçtım çocukluğumdan yoksa o mu istemedi beni bilmiyorum...
ama çocukluğumdan kalan yalnızca anılarım oldu...
yazık oldu oradaki 15 seneme, gelecekleri olmadı...
bilmediği bir ilişkiye teslim etti çocukluğum kendini... bilmedi ki yetişkin yanım hoyrattı benim. silip attı geçmişi hiç acımadan bir kalemde.
bana kala kala acısı kaldı...
ağrısı kaldı...
kocaman bir kalp yarası kaldı...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol