kartal sözlük'ün yayın hayatına veda etmesi

2 /
pepük

kabahat aranırsa çok şey söylenebilir fakat gider ayak saçmalamanın alemi yok.
sözlüğün kapanacağını öğrendiğimde boğazımda titremeyi hissetmedim değil.
sözlüğü bir galatasaray'lı sayesinde tanımıştım. galatasaray sözlük yazarlarından birinen almıştım tavsiyeyi.
"olm sözlüğünüz var sizin yazsana sende, bol bol maç sonrası kritik yaparsınız, deplasman yaparsınız, maçlara gidersin, istanbul'da da pek çevren yok."
bu cümle üzerine üye olmuştum. pek tabi sonrası; dingoc ve sıcak karşılaması...

uzun zaman geçti. evlendirdiğimiz oldu, baba olanlar oldu, göçüp gidenler oldu, oldu da oldu...
sırf girdi olsun diye, ortam kalabalık görünsün diye bir çok gafa imza attığım oldu. 8-10 maçı bir arada takip edip sözlüğe aktardığımda oldu bunlar yetersiz kaldı, bir şekilde buralara kadar geldik.

lakin unutamayacağım bir çok ilki yaşadım en burada....
mesela ilk deplasman maçımı kartal sözlük ile yaşadım. yaşadığım en güzel tecrübelerden biriydi. bir kez daha beşiktaş'lı olduğumu hissettim.
beste çıktı bu sözlükten...
"bir derdim var bir dermana" diye haykırdığında bütün stad. emeğim olmamasına rağmen müthiş duygulandım.
sosyal sorumluluk projelerinde etkin rol oynadı sözlüğümüz...
bir çok iyi şey yaptı aslında. tutunmaması için, devam etmemesi için hiç bir sebep yoktu.
mihenk taşı olan, düzenli yazar olanlar egolarına yenik düşüp bir bir gittiler önce. sözlüğün sadece beşiktaş için var olduğu anlamakta güçlük çektiler.
bu da kan kaybına sebep oldu ve tuğlalar söküldü bir bir yerinden.

zaman zaman belli ataklarla toparlanmaya çalıştı, arayüz değişti, sistem değişti, moderasyon değişti...
ama hiç biri olmadı. bir basiretsizlik mi vardı bilmiyorum ama sahip çıkamadık.

girdik, sadece okuyup çıktık, bir şey göremeyince girmemeye başladık belki...
bildiğim tek şey; taraftar kitlelerine forum mantığına yenik düştüğümüzdü.
ben bu şekilde yorumladım bu geriye gidişi...

yorumlarına kıymet verdiğim yığınla insan tanıdım. yığınla entry okudum. çok güzel tespitler, çok güzel analizlere denk geldim.
öğrendim, öğrettim, taraftar oldum en nihayetinde.

bir hamle daha yapamaz mıyız?
bir şeyleri belki değiştirebiliriz düşüncesindeyim hala...
2009'dan yana hizmet veren oluşumun çöp kutusuna gitmesine gönlüm hiç razı değil.

zaman ayırıp girdilerimi okuyanlara teşekkür ederim. kırdığım, üzdüğüm yazar dostlardan özür dilerim.
gerçi ne olduysa arma sevdamızdan oldu bize.

acayip buruk ve sıkılıyorum. konduramıyorum...
umarım son gün gelmeden bir değişiklik olur ve sözlüğümüz öylece kalır...

prince of turk
açık durunca ne oluyor merak ediyorum kira'sımı var sigortasımı ödeniyor standart vergiyemi tabi akarı yok kokarı yok sanal bir ortam yani kapanmasının ne gibi bir getirisi olacak? bilgilendirirseniz sevinirim.
blackeagle1903
sözlüğün kurucularının aldığı, bana göre doğru bir karar. gerek kurucular, gerekse sözlüğe her gün yazan 5-6 yazar olarak hepimiz sözlüğün artık daha ileriye gideceğini düşünmüyoruz. yani en azından ben düşünmüyorum. herkes az veya çok bir şeyler katmaya çalıştı ve kattı da. kimse suçlu değil bana göre. eski yazarlar sözlüğe uğramıyor, yeni üye ise kazanamıyoruz. bu durumda elbette kapanması çok olağan.

sözlüğe ilk geldiğimde günde 500 entry yazıyorduk. alt limit 300 falandı. o zamanlar elbette kapanması yanlış olurdu lakin günde 10-80 entry girilen şu zamanda kapanması gayet olağan. en azından eski yazarlar sözlüğe yazmaya devam etseydi şu gün şu durumda olmazdık. asla ama asla kimse suçlu değil. lakin yıllardır sözlüğe girmeyen veya 3-5 ayda bir 1-2 entry girip çıkan arkadaşlarımızın da sözlüğün kapanmasına üzülmesi bana biraz ''şov'' geliyor. twitter'da her gün twit atıp da, işler yoğun sözlüğe vakit ayıramıyoruz deyip, sözlüğün kapanacağını duyunca üzüntüden komaya giren arkadaşları samimi bulmuyorum sadece. bakın ben onları da suçlamıyorum. kimse suçlu değil. gerçekten. zaten haddime değil. canı istemez girmez bana ne veya bize ne? kimse buraya yazmak zorunda değil çünkü. lakin yazmayıp da sonra üzülmek ''şov'' bana göre.

ne yapılabilir sorusuna gelirsek, bana göre artık 1-2 şey dışında yapacak bir şey yok. lakin onu da uygulamak için zaman ayırması gereken arkadaşlar/abiler var. o yüzden bu da olmayacağı için sözlüğün kapatılması kararı elbette doğru. en azından sözlük için çabalayan insanlar her gün 30-40 entry girildiğini görüp sözlüğün o cansız ve ruhsuz haliyle göz göze gelip ızdırap çekmezler.

konu günde kaç entry girildiği değil, kaç kişinin entry girdiği. yoksa benim günde 100 entry girdiğim zamanlar olmuştu. 3-4 yazarla günde 300-400 entry girilir. orada sorun yok. önemli olan gece saatleri hariç her an minimum 5-6 online yazarın olması. yoğun saatlerde şairler parkında 20-25 kişinin online olması gerek. bu şekilde yazılan 300-400 entrynin önemi var. bunu da yakalayamadığımız için kapanma kararı gayet normal.
anlayamaz kimse bu aşkı
hem üzüntüyle hem de mahcup mahcup karşıladığım karar.

buraya geldiğimde nasıl yazılır edilir bilmiyordum, biraz baktım, herkes samimi, öyle içimden geldiği gibi yazdım ben de. kendimce, iyi de karşılandım. iyi muhabbetlerle, güzel insanlarla karşılaştım. eğlendim, dertlendim, hafifledim falan. kötü zamanlarımda buradaydım, sonrası galiba biraz hayatın düzene girmesi, biraz mutluluk hissi, biraz koşuşturma, biraz da vefasızlık.

neyse, söyleyecek çok bir şey kalmadı galiba.

kendinize iyi bakın, daha güzel günlere.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol