yapılan çalışmalara akıl sır ermeyen yönetimdir.Arkadaş biz mi bişeyden anlamıyoruz bilmiyorum ki;yani Ernst gibi bir adamı gönderip q7 bencilini[ybkz]swh[/ybkz] takımda tutuyosan sen hala güvenemem arkadaş ben sana.yap bi şov şaşırt bizi Fikret başgan bu sezon yüzümüz gülsün Fikret başgan.
fikret orman başkanlığındaki beşiktaş yönetimi
evet sonuna kadar destek veriyoruz tabi ki ama şu aralar ne işlerle uğraştığını çok merak ettiğim oluşum.
basketbol takımının durumu ortada işte. hala sponsor yok, sözleşmeli tek oyuncu var. sadece hocayla anlaşıldı. en önemli oyuncularımızı patır patır kaybettik; hatta kaybetmekle kalmadık, ezeli rakibe kaptırdık kendilerini.
hayır, euroleague den ihraç edilmemiz de an meselesi hani. bu adamlar turnuvaya davet ettikleri takımları yakından takip ediyor ve uefa gibi yazılı çizili hükümlere göre hareket etmiyorlar.
sonuç olarak ben giden basketbolculara bir şey diyemiyorum şahsen. yabancı oyuncu bir sene formasını giydiği takıma duygusal olarak ne kadar bağlanabilir ki? taraftar olarak belki de en önemli problemlerimizden biri bu sanırım. hep kendi açımızdan bakıyoruz olaylara.
neyse izleyelim, görelim bakalım...
futbol takımına gelecek olursak, bonservis değeri yüksek oyunculardan ne kadar da kolay vazgeçiliyor, inanamıyorum. önce q7 kadrodışı bırakıldı, ardından egemen mevzuu patladı. e hani krizdeydik? alacaklarına karşılık adamın bonservisini yok pahasına bırakmak da neyin nesi? orada durum böyleyken, öte yandan olcay şahan'a yıllık 1 meu vermeyi hangi mantıkla açıklayacağız?ya peki takımı gençleştireceğim derken, fabian ernst'ten vazgeçip paul robinson ismini zikretmek nedir? nereye varmaya çalışıyoruz? hani yapılan işler kendi içinde bir tutarlılık arz eder, dersin ki bu adamların sistemi, gidişatı, hareket tarzı bu yönde. ama tutarlı hareketler değil ki bunlar.
diyeceksiniz ki, basının gazına gelmemek lazım; haklısınız. peki o zaman yönetimden bir allahın kulu çıkıp da neden herşeyin yolunda olduğu yönünde bir yalanlama, beyanat vs. vermez?
hiç anlamıyorum artık ve cidden meraktayım; bu kadar insan[ybkz]swh[/ybkz] şu an ne işle meşgul, şu an hangi meselenin çözümüne ilişkin mesaideler?
beşiktaş konusunda artık taraftar olarak en azından maçların oynanmadığı günlerde biraz arkama yaslanmak istiyorum, çok şey mi?
edit: ##212199
ben cevabımı aldım, teşekkürler dingoc. yalnız, bu işler 3-5 kişi koşturulacak işler değil. umarım camiada herkes üzerine düşeni yapıp, böyle ciddi çaba verenleri destekler.
basketbol takımının durumu ortada işte. hala sponsor yok, sözleşmeli tek oyuncu var. sadece hocayla anlaşıldı. en önemli oyuncularımızı patır patır kaybettik; hatta kaybetmekle kalmadık, ezeli rakibe kaptırdık kendilerini.
hayır, euroleague den ihraç edilmemiz de an meselesi hani. bu adamlar turnuvaya davet ettikleri takımları yakından takip ediyor ve uefa gibi yazılı çizili hükümlere göre hareket etmiyorlar.
sonuç olarak ben giden basketbolculara bir şey diyemiyorum şahsen. yabancı oyuncu bir sene formasını giydiği takıma duygusal olarak ne kadar bağlanabilir ki? taraftar olarak belki de en önemli problemlerimizden biri bu sanırım. hep kendi açımızdan bakıyoruz olaylara.
neyse izleyelim, görelim bakalım...
futbol takımına gelecek olursak, bonservis değeri yüksek oyunculardan ne kadar da kolay vazgeçiliyor, inanamıyorum. önce q7 kadrodışı bırakıldı, ardından egemen mevzuu patladı. e hani krizdeydik? alacaklarına karşılık adamın bonservisini yok pahasına bırakmak da neyin nesi? orada durum böyleyken, öte yandan olcay şahan'a yıllık 1 meu vermeyi hangi mantıkla açıklayacağız?ya peki takımı gençleştireceğim derken, fabian ernst'ten vazgeçip paul robinson ismini zikretmek nedir? nereye varmaya çalışıyoruz? hani yapılan işler kendi içinde bir tutarlılık arz eder, dersin ki bu adamların sistemi, gidişatı, hareket tarzı bu yönde. ama tutarlı hareketler değil ki bunlar.
diyeceksiniz ki, basının gazına gelmemek lazım; haklısınız. peki o zaman yönetimden bir allahın kulu çıkıp da neden herşeyin yolunda olduğu yönünde bir yalanlama, beyanat vs. vermez?
hiç anlamıyorum artık ve cidden meraktayım; bu kadar insan[ybkz]swh[/ybkz] şu an ne işle meşgul, şu an hangi meselenin çözümüne ilişkin mesaideler?
beşiktaş konusunda artık taraftar olarak en azından maçların oynanmadığı günlerde biraz arkama yaslanmak istiyorum, çok şey mi?
edit: ##212199
ben cevabımı aldım, teşekkürler dingoc. yalnız, bu işler 3-5 kişi koşturulacak işler değil. umarım camiada herkes üzerine düşeni yapıp, böyle ciddi çaba verenleri destekler.
kısa ve net: iyice saçmalamaya başlayan yönetim. ben ne olursa olsun destek vereceğimi söylemiştim ama işler öyle bir çığrından çıktı ki, önünü alamadık. hiç mi profesyonel bir adım atılmaz? hiç mi profesyonel adamlarla çalışılmaz? tutundular feda'ya, hallaç pamuğu gibi atıyorlar kulübü. erkek basketbol takımının dağılmasına göz yumulmasını, kimse bana mantıklı bir şekilde açıklayamaz.
türk basketbolunda bir ilke imza atıp tarih yazmış bir takımın bir tane oyuncusunun bile elde tutulamamasının izahı yok.
ortada böyle bir başarı varken, sanki çok öncelikli bir meseleymiş gibi "stat da stat" diye tutturmanın izahı yok.
a2'deki en değerli oyuncuları gönderip "gençlere yöneliyoruz, metin-ali-feyyaz ruhu" demenin izahı yok.
kombinelerin satışa çıkmamasının, formaların halen belli olmamasının izahı yok.
varsa yoksa "o feda dedi, bu demedi". yani kimse kusura bakmasın ama yıldırım demirören'in duruş'u ağzına sakız etmesi eşittir fikret orman yönetiminin her şeyi feda ile ilişkilendirmesi. milleti "feda" ile uyutup, stadı, taraftarı alıştıra alıştıra peşkeş çekip, yıldırım demirören'e tekrar başkanlık yolu açmaya geldiyseniz -ki durum onu göstermeye başlıyor yavaş yavaş- elbet bir gün foyanız çıkacaktır ortaya. ama o gün geldiğinde beşiktaş ne halde olur, işte ben asıl bunu düşünmekten korkuyorum. dilerim birkaç ay sonra bu laflarımı bana kapak yapacak gelişmeler olur ve ben utanırım ama bu konudaki umutlarım hızla tükeniyor.
türk basketbolunda bir ilke imza atıp tarih yazmış bir takımın bir tane oyuncusunun bile elde tutulamamasının izahı yok.
ortada böyle bir başarı varken, sanki çok öncelikli bir meseleymiş gibi "stat da stat" diye tutturmanın izahı yok.
a2'deki en değerli oyuncuları gönderip "gençlere yöneliyoruz, metin-ali-feyyaz ruhu" demenin izahı yok.
kombinelerin satışa çıkmamasının, formaların halen belli olmamasının izahı yok.
varsa yoksa "o feda dedi, bu demedi". yani kimse kusura bakmasın ama yıldırım demirören'in duruş'u ağzına sakız etmesi eşittir fikret orman yönetiminin her şeyi feda ile ilişkilendirmesi. milleti "feda" ile uyutup, stadı, taraftarı alıştıra alıştıra peşkeş çekip, yıldırım demirören'e tekrar başkanlık yolu açmaya geldiyseniz -ki durum onu göstermeye başlıyor yavaş yavaş- elbet bir gün foyanız çıkacaktır ortaya. ama o gün geldiğinde beşiktaş ne halde olur, işte ben asıl bunu düşünmekten korkuyorum. dilerim birkaç ay sonra bu laflarımı bana kapak yapacak gelişmeler olur ve ben utanırım ama bu konudaki umutlarım hızla tükeniyor.
beşiktaş erkek basketbol takımının bütçesine 6.5 milyon euro ayıran yönetim. bu açıklama çok önemliydi. emnim artık herkes önünü daha rahat görecektir
bir türlü ne yapmaya çalıştıklarını anlayamadığım yönetim.kolej takımı olucaz,özkaynağa dönücez diyip avrupa kupalarında yer almayacağımız bir sezonda kalemizi cenk ile umut'a emanet edemeyecek kadar korkak bir tavır sergilemeleri beni fazlasıyla üzüyor.yabancı kaleci alınmasa kulübün parası harcanmasa fena mı olur?küçülecez derken futbolculardan indirim isterken diğer taraftan yapılanlar gerçekten tek kelimeyle üzücü.
kaleye 3. alternatifi yarattığı için eleştirilen yönetim. hangi takıma bakarsanız kaleci mevkiinde 3 kişiyi görürsünüz zaten.
şu sıralar herkes glasgow'dan kaçmak için uğraşıyor. dolayısıyla bize çok da büyük olmayan bir paraya imza atacaktır mcgregor. attıramazsak o zaman bir eleştiriyi hakedebilir.
şu sıralar herkes glasgow'dan kaçmak için uğraşıyor. dolayısıyla bize çok da büyük olmayan bir paraya imza atacaktır mcgregor. attıramazsak o zaman bir eleştiriyi hakedebilir.
hayal kırıklığına uğratma konusunda yıldırım demirörenle kesinlikle yarışabilecek yönetimdir .. yaptıkları yanlışlar o kadar fazla ki iyi niyetli oluşlarını pek önemseyemiyorum.. ilk önce fikret başkanımız şeffaflık konusunun bokunu çıkarmıştır. mcgregor transferi bunun en önemli göstergesi daha kulübü ve kendisiyle görüşmeden basına bu kadar malzeme veriseniz şeffaflık ayağına yarınki gazetelerin manşetlerini belli edersiniz . . ekonomik sıkıntıdaki kartal ospinayı alamadı diye taşak geçerler sizle .. kulübün sıcak paraya ihtiyacı varken hala stad konusu belli değil ve hala pasifler bu konuda önceki yönetim bu külübü çok kötü hale getirdi her konuda maddi ve manevi olarak dibe vurduk böyle karaktersiz ve vizyonsuz bir yönetimin başkanı sana sponsor olmuş sen bunun ne mal olduğunu bile bile seneyede kalırlar diye onun sponsorluğuna güveniyorsan biz bitmişiz demektir .. 3 kupalı bir takımın avrupada kupa alan bir takımın sponsor bulamaması bana göre acizlikten başka birşey değildir .. tabiki kolay birşey değil ama önceden anlaşılıp demirören bırakınca hemen sözleşme imzalansaydı şuan bu durumda olmazdık sizden kimse futbolda başarı beklemiyor ama bu kadar başarılı bir basketbol takımının göz göre göre gitmesini de hazmedemiyor ve buna rağmen yöneticilerden biri çıkıp 6.5 milyon euro ayırdık sponsorlarla görüşmeyi durdurduk diyebiliyor ve sponsorlara biz gitmeyiz onlar bizim ayağımıza gelirler diyor tıpkı demirören mantığı çok iyi bir beşiktaşlı olan avea ceosunu bu sözlerle kulüpten uzaklaştırmıştı demirören ve şuan aynı zihniyetteki yönetim onların klonlanmış hali gibi. hiç bu kadar yanılmak istemedim ama bu yönetime zerre güvenim yok
yapılan hatalara rağmen desteklenmesi gerektiğine inandığım yönetimdir.
belki bir gün bundan pişman olacağım ama bundan daha iyi bir alternatif var ise ltf söylesin...önceki yönetim beş yüz milyon tl borçla bırakmışken ve fikret orman haricinde kimse başkan olma cesaretini gösterememişken elimizde tutunabileceğimiz tek dalımız olan bu ekibe destek vermek zorundayız.
eleştirmek elbette kötü birşey değil, hatalı konular dile getirilmeli ancak son bir aydır adamlar göreve geleli iki ay olmadan birçok beşiktaş temalı sitede yerden yere vuruluyor.
paramız yok ama isteğimiz çok....burnumuz yere düşmesin, yıldızlar oynasın, basketbol takımı yine kupalar alsın, stadımız yenilensin, istediğimiz stadda oynayalım, altyapıdan oyuncular oynasın, eski tribün geri gelsin, üç büyükler yarışından geri kalmayalım, amatör ekipler başarılar kazansın, kombine fiyatları düşük olsun, feda tişörtü gibi kampanyalarla taraftardan birşey beklenmesin gibi gibi... he yaprağam he ...
şu istenilenleri aynı anda bir kendi hayatımıza türevleyelim biz ne kadar başarılıyız böyle muhteşem organizasyonlarda görelim.
az sabredelim, şu saatten sonra ya batacağız ya da küllerimizden doğacağız...
belki bir gün bundan pişman olacağım ama bundan daha iyi bir alternatif var ise ltf söylesin...önceki yönetim beş yüz milyon tl borçla bırakmışken ve fikret orman haricinde kimse başkan olma cesaretini gösterememişken elimizde tutunabileceğimiz tek dalımız olan bu ekibe destek vermek zorundayız.
eleştirmek elbette kötü birşey değil, hatalı konular dile getirilmeli ancak son bir aydır adamlar göreve geleli iki ay olmadan birçok beşiktaş temalı sitede yerden yere vuruluyor.
paramız yok ama isteğimiz çok....burnumuz yere düşmesin, yıldızlar oynasın, basketbol takımı yine kupalar alsın, stadımız yenilensin, istediğimiz stadda oynayalım, altyapıdan oyuncular oynasın, eski tribün geri gelsin, üç büyükler yarışından geri kalmayalım, amatör ekipler başarılar kazansın, kombine fiyatları düşük olsun, feda tişörtü gibi kampanyalarla taraftardan birşey beklenmesin gibi gibi... he yaprağam he ...
şu istenilenleri aynı anda bir kendi hayatımıza türevleyelim biz ne kadar başarılıyız böyle muhteşem organizasyonlarda görelim.
az sabredelim, şu saatten sonra ya batacağız ya da küllerimizden doğacağız...
sonuna kadar arkasında olduğum yönetim. isterse kaleye peter schmeichelı alsınlar. yetmezse yedeği olarak primus inter paresi trasnfer etsinler. destekçileriyim. adamlar her attıkları adımı bizimle paylaşıyorlar, başarısız oluyorlar. bomboş bir kasa ile bütçe kurup, transfer yapıyorlar, kulübü rezil etmekle suçlanıyorlar.
2012-2013 futbol sezonunda maçlarımızı beşiktaş inönü stadyumu'nda oynama kararı alarak yüzümü güldüren yönetimdir.kombine alacağımın garantisini verir,fikret orman başkana ve yöneticilere teşekürlerimi sunarım.
peki peki anladık.. akıllı çocuklarsınız.
ciddi bir bocalama evresine girdiler sanki. her hareketlerinde bir panik havası sezinlemek mümkün. ve artık "vardır bir bildikleri" deyip avutamıyorum da kendimi. bariz yanlış olmaya başladı artık bazı şeyler. umarım bu süreci bir an önce atlatıp daha doğru işlerle adlarını duyurmayı başarabilirler.
peşin not: evet ben yd'ye layığım.
peşin not: evet ben yd'ye layığım.
yanan eve girdik söylemleri artık kabak tadı vermeye başlayan yönetim. ben destek olmak için götümü yırttıkça beni kendilerinden uzaklaştıran yönetim. neresinden tutsalar beceremediler bu zamana kadar ne feda yı ne stadı ne transfer politikasını ne teknik direktörü tek olumlu hareket kırmızı forma.
peşin edit: ben ihsan kalkavana layığım. hemde şakirt mis gibi ohhh.
peşin edit: ben ihsan kalkavana layığım. hemde şakirt mis gibi ohhh.
futbolcularına güven vermiyorlar. net. evet iddia ediyorum ama böyle olduğuna inanıyorum.
hayat da böyledir. sen ne kadar yaman yürekli olsan da, ayakları yere sağlam basan bir babaya sahip olamamanın verdiği güvensizlik, çocukluktan itibaren her eyleminde, her hareketinde biraz kendini gösterir. hele erkek evlatlar dediğimi çok daha iyi anlayacaktır. baba sadece baba değildir. bir yerde senin arkandaki daimi güç, o evde senin kalendir. eğer kalene güvenin sağlamsa, hayattaki her adımını ve hareketini daha güçlü daha güvenli atarsın. çünkü babana hep güvenirsin.
yönetim ve futbolcular arasındaki ilişki de neredeyse aynı. sen bu acz içindeki tavırlar ve açıklamalarla futbolcuların kendine olan güvenlerine ne ölçüde katkı yaptığını sanıyorsun?
"biz beşiktaş'ız, beşiktaş forması her durumda her şartta şampiyonluğa oynar" dediğinde o çocukların "her şartta, her durumda" lafınla neye işaret ettiğini, ya da onun altındaki anlamı anlamadıklarını mı sanıyorsun?
hayat da böyledir. sen ne kadar yaman yürekli olsan da, ayakları yere sağlam basan bir babaya sahip olamamanın verdiği güvensizlik, çocukluktan itibaren her eyleminde, her hareketinde biraz kendini gösterir. hele erkek evlatlar dediğimi çok daha iyi anlayacaktır. baba sadece baba değildir. bir yerde senin arkandaki daimi güç, o evde senin kalendir. eğer kalene güvenin sağlamsa, hayattaki her adımını ve hareketini daha güçlü daha güvenli atarsın. çünkü babana hep güvenirsin.
yönetim ve futbolcular arasındaki ilişki de neredeyse aynı. sen bu acz içindeki tavırlar ve açıklamalarla futbolcuların kendine olan güvenlerine ne ölçüde katkı yaptığını sanıyorsun?
"biz beşiktaş'ız, beşiktaş forması her durumda her şartta şampiyonluğa oynar" dediğinde o çocukların "her şartta, her durumda" lafınla neye işaret ettiğini, ya da onun altındaki anlamı anlamadıklarını mı sanıyorsun?
yanan eve girdiklerinde, ayakları ile alevi söndüreceklerini idda etmeyen; aksine can sıkıcı işlere imza atacağını en başından bildiren yönetim. başkanlık sürecinde ortada bir çok isim dolaşsa da, gerçek anlamda seçimde kimse karşılarına rakip olarak çıkamadı ne yazık ki. kimi gitti kasımpaşasporu şaha kaldırdı, kimileri kendi cukkalarını doldurup cristiano ronaldolar ile oteller kurdu. başkanın kabahati yokluk içinde, bir şeyler yapmaya çalışması.
seçim süresinde kendisini desteklememe rağmen tek aday olmadığını adaylardan birinin kendisi adına yönetime girdiğini birinin son süreçte seçimden çekildiğini ve seçime girdiğinde de kendisinden başka 2 adayın daha olduğunu belirtmekte yarar var ayrıca kendisi beşiktaş dergisine başkan olarak ilk mesajında ezici bir galibiyetle geldim diyerek karşısındaki rakiplerimede gönderme yapmış büyük bir sevinç yaşamıştır.
şimdi gelelim söndürelecek yangına kimse onlardan mucize beklemiyor ama bu kadar zaafiyette beklemiyor. şimdi kendilerinin söyledikleri ile çelişen politikalarını teker teker hesaplayan adamlar gibi buradan yazacağıma kendilerine sağlıklı düşünceli kararlar diliyorum.
şimdi gelelim söndürelecek yangına kimse onlardan mucize beklemiyor ama bu kadar zaafiyette beklemiyor. şimdi kendilerinin söyledikleri ile çelişen politikalarını teker teker hesaplayan adamlar gibi buradan yazacağıma kendilerine sağlıklı düşünceli kararlar diliyorum.
---------------alıntı---------------
Ernst çok iyi bir oyuncu. Gideceği her takıma katkıda bulunabilecek bir oyuncu. Ernst, oynamadığı zaman Beşiktaş adına olumlu şeyler söyleyemiyorduk. Ama biz olaylara dışarıdan çok rahat bir şekilde bakıyoruz. Fikret Orman ve ekibinin şu anda uğraştığı o kadar çok şey var ki, biz rahat bir şekilde, "Ernst de kaybedilmez ki, Egemen gönderilmez ki" diyoruz. Bir de onlara sormak lazım. Onların yaşadığı sorunları yaşamamız lazım. O zaman yönetimi anlayabiliriz. Bu nedenle de Beşiktaş yönetimini çok fazla eleştiremiyorum." diyerek sözlerini tamamladı.
---------------alıntı---------------
(bkz: mert aydın)
Ernst çok iyi bir oyuncu. Gideceği her takıma katkıda bulunabilecek bir oyuncu. Ernst, oynamadığı zaman Beşiktaş adına olumlu şeyler söyleyemiyorduk. Ama biz olaylara dışarıdan çok rahat bir şekilde bakıyoruz. Fikret Orman ve ekibinin şu anda uğraştığı o kadar çok şey var ki, biz rahat bir şekilde, "Ernst de kaybedilmez ki, Egemen gönderilmez ki" diyoruz. Bir de onlara sormak lazım. Onların yaşadığı sorunları yaşamamız lazım. O zaman yönetimi anlayabiliriz. Bu nedenle de Beşiktaş yönetimini çok fazla eleştiremiyorum." diyerek sözlerini tamamladı.
---------------alıntı---------------
(bkz: mert aydın)
kendilerinin iş başına geldiğinde bu kulübün küçülmeye gideceğini biliyorduk. ki zaten yapılan transferlere falan istisnalar dışında kimse de ses çıkarmadı. ama yaptıkları artık küçülmek değil panik havasıyla acemice tavırlar sergilemek olmaya başladı. esas sorun da burada çıkıyor zaten.
mesela küçülmek istiyorsan futbol takımı kampı için yurt dışını seçmezsin, kamp yerini yurt içinde bir yerde seçip pek çok ekstra maliyetten kulübünü korursun. ya da kombine fiyatlarını makul seviyelerde tutarsıun ki kulübe ciddi oranda nakit girdisi sağlarsın.
ama küçülmeyi futbol dışı branşları kapatmak, kulübe faydalı olan futbolcuyu dahi takımdan göndermek olarak algılarsan burada bir sorun var bence. o zaman senin yaptığın iş feda ettirmekten ziyade veda ettirmek oluyor.
beşiktaş arması her branşta aynıdır ve kutsaldır. yönetimin yaptığı yanlışları kulübün düze çıkması için diye görmek bence hem kulübe hem de bu insanlara en büyük zarar olur. o zaman kulübün kapısına vuralım zinciri iflasımızı açıklayalım ortada ne beşiktaş kalsın ne de borç. eğer borç azaltmayı bu şekilde bir küçülmeye bağlarsak ileride elimizde sadece futbol takımı kalacak. "sadece futbolda beşiktaş bana yeter" diyen için sorun olmaz tabii ama "her branşta beşiktaş" diyen taraftar için kabul edilemez bu.
mesela küçülmek istiyorsan futbol takımı kampı için yurt dışını seçmezsin, kamp yerini yurt içinde bir yerde seçip pek çok ekstra maliyetten kulübünü korursun. ya da kombine fiyatlarını makul seviyelerde tutarsıun ki kulübe ciddi oranda nakit girdisi sağlarsın.
ama küçülmeyi futbol dışı branşları kapatmak, kulübe faydalı olan futbolcuyu dahi takımdan göndermek olarak algılarsan burada bir sorun var bence. o zaman senin yaptığın iş feda ettirmekten ziyade veda ettirmek oluyor.
beşiktaş arması her branşta aynıdır ve kutsaldır. yönetimin yaptığı yanlışları kulübün düze çıkması için diye görmek bence hem kulübe hem de bu insanlara en büyük zarar olur. o zaman kulübün kapısına vuralım zinciri iflasımızı açıklayalım ortada ne beşiktaş kalsın ne de borç. eğer borç azaltmayı bu şekilde bir küçülmeye bağlarsak ileride elimizde sadece futbol takımı kalacak. "sadece futbolda beşiktaş bana yeter" diyen için sorun olmaz tabii ama "her branşta beşiktaş" diyen taraftar için kabul edilemez bu.
hakkında yazılanları üzülerek okuduğum yönetim. keşke çıkmasaymış aday olarak da, glasgow gibi 75. kümeye düşürülseymişiz.
çok doluyum bu konuda da, kocaman bi neyse.
çok doluyum bu konuda da, kocaman bi neyse.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?