erman kunter

12 /
gidiyorum bu
--alıntı--

"beşiktaş basketbol şubesi olarak yeniden bir yapılanma içine girmiş bulunuyoruz. bu süreçte altyapımıza büyük önem veriyoruz. altyapımızda idari ve teknik anlamda birtakım yeniliklere gittik. bjk basketbol okullarımız’da da değişimler yapmaya hazırlanıyoruz. basketbol okullarındaki sistemi değiştireceğiz. bjk basketbol okulları’nı daha ciddi bir yapıya kavuşturup, beşiktaş basketbol altyapısını destekleyici bir düzene getirmeyi hedefliyoruz. bu yönde çalışmalarımız başladı. kısa bir süre içinde altyapımız için seçmeler olacak. bununla ilgili detayları resmi siteden duyuracağız. beşiktaş basketbol şubesi olarak amacımız; altyapıda alınacak dereceler değil, a takım düzeyinde oyuncu yetiştirmektir."

--alıntı--

gidiyorum bu
kendimizi dev aynasında gördüğümüzü, kendi ülkemiz dışında düzenlenen hiçbir uluslararası turnuvada favori olarak kabul edilmediğimizi söylediğinde umursanmayan, hatta tepki gören adam.

peki eurobasket 2013 avrupa basketbol şampiyonası öncesi ne demiş kunter? #298076

peki kim bu erman kunter? final oynadığımız şampiyonalar da dahil olmak üzere tüm basketbol otoritelerinin gelmiş geçmiş en iyi basketbolu oynadığımızı söylediği ve ev sahibi fransa'ya çeyrek finalde son topta kaybettiğimiz 1999 avrupa basketbol şampiyonasında milli takımın koçu. peki kimlerle oynadı bu en doğru basketbolu? 19-25 yaş aralığında olan şu isimlerle:

ibrahim kutluay
hidayet türkoğlu
mehmet okur
kerem tunçeri
cüneyt erden
mirsad türkcan
asım pars
hüseyin beşok

takımın en tecrübeli oyuncularını da söyleyeyim ister misiniz?

tamer oyguç
ufuk sarıca
murat konuk
haluk yıldırım

başarısız(!) kabul edilip turgay demirel tarafından görevine son verildikten sonra, aydın örs bu mirasa konarak 2000'li yılların "başarılı milli takım koçu" olmuştur.

söylediklerine "ya hoca sen önce beşiktaş'a oynattığın basketbola bak yeeeaaaa" deyip sırıtanlar; şimdi rahatlıkla açıp kıçlarına gülebilirler.

(bkz: turgay demirel)
(bkz: bogdan tanjevic)
(bkz: 4 eylül 2013 türkiye isveç maçı)
(bkz: 5 eylül 2013 türkiye italya maçı)
(bkz: eurobasket 2013 avrupa basketbol şampiyonası)
gidiyorum bu
--2 eylül 2013--

"dış basın bizi şampiyonluk adayları arasında görmüyor. bence de ispanya, fransa, sırbistan ve ev sahibi olmanın avantajlarını kullanacak slovenya ilk 4 için daha şanslı."

--2 eylül 2013--

ispanya ve fransa ilk dörde kaldı. sırbistan ve slovenya ilk dörde kalma mücadelesinde ispanya ve fransa'ya elendi.[ybkz]swh[/ybkz]

ondan sonra "arroyo sistemimize nasıl uymaz yeaaaa". eşekler kovalasın sizi.
gidiyorum bu
4 ekim 2013 beşiktaş integral forex galatasaray liv hospital maçı öncesi ve sonrası yaptığı saygısızlıktan dolayı ergin ataman'a az önce hararetli bir şekilde bir şeyler söylerken gördüğüm sportif direktörümüz. ( bizim maçtan sonra galatasaray'ın maçı var aynı salonda. orada karşılaştılar. lig tv kamerası da çekti.)

sonra da ataman'ı dinlemeden dönüp arkasını gitti. boşver hocam hiç muhatap olma şununla sen. hiç senin sınıfında bir adam değil. görmezden gel.
gidiyorum bu
--alıntı--

"eşim ve kızım türkiye’ye dönmemi istediler. burada daha mutlu olduklarını defalarca bana hissetirdiler. bu nedenle ülkemden gelen teklifleri değerlendirdim ve döndüm. beşiktaş’ta göreve başlamamın en büyük nedeni, öncelikle beşiktaşlı olmamda ve camianın beni istemesinde yatar.

geçen sezon istediğim gibi gitmedi. yeni bir kadro oluşturdum. fransa’dan tanıdığım ve daha once benim sistemime uyan oyuncuları transfer ettim. sahada üç yabancı ve iki türk oyuncu uygulaması, dar bütçeli bir takım için, üç kulvarda mücadele etmek açısından imkansız gibi bir şeydi. euroleague sezonuna çok iyi başlamamıza rağmen daha ikinci turda ne kadar güçsüz bir takım olduğumuz çıktı ortaya. bu gerçeği görünce, bu sezon gerekli organizasyonları daha sağlıklı yapabilmeki için tribüne çıkmayı yeğledim. kurumsallaşma yolunda bir takım hamleler yaptım. ama istediklerimin uygulamaya geçmesinin zaman alacağı gerçeği çıktı karşıma.

on yedi yıldır aralıksız çalışıyorum. hem antrenör hem de yönetici olarak çalışmak açıkçası zor geldi. çok yoruldum ve yıprandım. bu nedenle sadece üst düzey yönetici olarak olarak organizasyonu büyütmek ve geleceğin sağlam temellere oturması için çaba sarfediyorum.

ilk işimiz sağlam ve devamlılığı olacak güçlü bir ana sponsor bulmaktı. kalıcı bir şeyler yapmak istiyorsanız ekonomik problemleriniz olmamalı. verdiğiniz sözleri zamanında yerine getirmelisiniz. şu an basketbol şubesi, paraları zamanında ödeyen ve borcu bulunmayan bir konuma gelmiştir.

ikinci hamlem alt yapıya önem vererek, geleceğin beşiktaş’ını öz kaynaklarından yetiştirdiği oyunculardan oluşmasını sağlamaktır. türk basketbolunun en büyük sorunlarından birisi, yeni bir oyuncu jenarasyonu yetiştirememizdir. bu da sahada iki türk oyuncunun bulunması şartından kaynaklanıyor. kalitesi ne olursa olsun, 'kontenjan oyuncusu' olduklarından işleri kolaylaşıyor. yarışmaya girmeden oynuyorlar. milli takımın son haline bakın. 15 yıldır aynı oyuncular... başarıyı yakalamak için kesinlikle en az üç yıllık yeni bir yapılanmaya gitmeli ve takımı tamamen değiştirerek yola devam edilmelidir.

üzülerek söylüyorum antrenör yetiştirme konusunda çağ dışı kalmışız. bugün üç beş uluslararası antrenörümüz varsa, bunlar tamamen kendi çabalarıyla bu seviyeye gelmişlerdir. antrenör ve oyuncu yetiştirmek istiyorsak, her takımın ikinci ve üçüncü liglerde oynayan bir ikinci takımı olmalıdır. bu takımların küme düşme ve çıkma derdi olmamalı, devamlı o liglerde genç ve ümit oyuncularla mücadele etmelidir. ayrıca yabancı oyuncu kısıtlaması kaldırmalı, yetenekli oyuncuları saptayarak, özel antremanlarla gelişmelerini çabuklaştırmalıdır. böylece, bir çok genç antrenöre de iş sahası açılacak, onlar da hedefleri yükselterek, araştırmalarını yoğunlaştıracaklardır."

--alıntı--

avcarlıçürük
beşiktaş erkek basketbol takımı'nın, ilk kez euroleague'e katıldığı 2012-2013 sezonundaki coach'u. kimselere beğendiremediğimiz bu takım, euroleague normal sezonda [ybkz]swh[/ybkz] cska ve barcelona haricinde hiçbir takımdan 20+ fark yemedi ve gruptaki en zorlu rakipleri olan bu takımlarla, deplasmanda başa baş oynadı. sonunu getiremedi, o ayrı. ama hedef maçlarının hepsini kazandı ve top 16'ya kalmayı başardı. sonra top 16'da işler kötü gitmeye başlayınca, dağılan beşiktaş milangaz kadrosuna ağıtlar yakılmaya başlandı ve son olarak pops mensah bonsu'nun da galatasaray'a gitmesiyle, günümüze dek ulaşmış durumda bu ağıtlar. artık biraz susmanın zamanı geldi ama sanki, ha?

http://www.euroleague.net/competition/teams/showteam?clubcode=GAL&seasoncode=E2013
http://www.euroleague.net/competition/teams/showteam?gamenumber=2&phasetypecode=RS%20%20%20%20%20%20%20%20&clubcode=BES&seasoncode=E2012
antakyalı
taraftarlarımızca şişirildikçe şişirilen ve en sonunda patlayan balon.

(bkz: overrated)

edit: duygusal arkadaşlar kötülemiş de bu bir gerçek yapacak bir şey yok.
gidiyorum bu
bu coğrafyada ülke basketbolunun geleceği hakkında kafa yoran, tutarlı analizlerini ortaya döken, öne sürdüğü savları rasyonel bir zeminde temellendiren sayılı spor adamlarındandır.

eleştiriden değil ama avam yakıştırmalardan uzak kalması en büyük temennimizdir.
gidiyorum bu
--alıntı--

"benim ne yapmamı istediklerini anlamadım. ben ne yapabilirim? tabii ki takım yenildiği zaman tepkiler normaldir. fazla büyütmemek lazım. beşiktaş, elindeki kadroyla bir proje oturtmaya çalışıyor. geçmiş dönemlerden kalan ciddi mali sıkıntıları olan bir kulübüz. elimizden geleni yapıp, hem geçmiş dönemlerin açıklarını kapatmaya, hem de kendi yağımızda kavrulmaya çalışıyoruz. bu tip durumlarda düzen oturtulması kolay değildir.

bundan sonraki dönemlerde, içinde bulunduğumuz durumlara tekrar düşülmemesi için çaba sarf ediyoruz. beşiktaş, yapabileceği, ödeyebileceği, altından kalkabileceği maliyetlerle çalışıyor. eski dönemlerde olduğu gibi ‘sonraki yıllarda ödenir’ mantığıyla gitmemiz mümkün değil. ben buna kesinlikle karşıyım. bu tepkiler bizi kamçılıyor ve daha çok çalışıyoruz. zor günler oldu, yine olacaktır. yapıcı davranmak gerekir. biz projeler üzerinden çalışıyoruz. ben de zaten teknik konulardan ziyade bu projelerle ilgili çalışıyorum.

bir anda büyük oyuncular getirmekten ziyade, ayağını yere basan, bütçesi doğrultusunda hareket eden, sonraki yönetimlere borç bırakmayacak bir yapıyı kurmaya çalışıyoruz. bu sırada tabii ki taraftarımız da başarı bekliyor. imkanlarımız ölçüsünde kurabileceğimiz en iyi takımlardan birini oluşturduk. her şeyin daha iyisi vardır. kimse bizden büyük risklere girecek şeyler beklemesin. kötü sonuçlarda taraftar tepkisi de olacaktır. takımımız uleb avrupa kupası’nda üst üste 5 maç kazanmıştı. kazanırken, grup birincisi olurken iyi de şimdi mi kötü? bu durumu büyütmemek lazım. tepkinin mercisi yanlış. niye biz? onlar da takımın iyi olmasını istiyorlar ve bu isteklerine saygı duyuyoruz.

bu yatırımın geri dönüşü hemen olmaz. üç senelik bir yatırımdır. beşiktaş’ın 2-3 sene sonrasının çok iyi olacağını düşünüyorum. yoksa sürekli oyuncu transfer etmemiz mümkün değil. modern sporda böyle bir şey yok. ‘gerekirse ödemeyiz’ mantığı bugüne kadar kulüplerimizin başına hep sorunlar açtı. beşiktaş basketbol takımı’nı, borçlarını temizlemiş, sağlıklı altyapısı olan bir takım haline getireceğiz. altyapısından kendi a takımına çıkaracağı, hatta nba’e göndereceği oyuncuları olacak. bunlar tabii ki bir anda olacak şeyler değil ama tüm çabamız bu hedeflere ulaşmak için."

--alıntı--

avcarlıçürük
sanırım kendisinin görev tanımı, tam olarak anlaşılmamış. gerek 27 kasım 2013 beşiktaş integral forex neptunas klaipeda maçında kendisine gösterilen tepki, gerekse sonrasında gördüğümüz bazı yorumlar bunu gösteriyor. yanlışım varsa düzeltin lütfen; erman kunter'in, ahmet kandemir'e "şunu oynatacaksın, bunları kenarda oturtacaksın. şu oyuncuyu alacaksın, bunu alamazsın." gibisinden emir buyurma gibi bir yetkisi yok. kadroyu hoca kurar, istediği transferleri yönetime hoca bildirir. erman kunter'in görevi, basketbolda uzun vadeli bir yapılanmayı gerçekleştirmek. her sene sil baştan takım kurmak yerine, belirli bir düzen oturtmak. ama kendisinin de vurguladığı maddi sıkıntılar nedeniyle, ergin ataman gibi her istediği oyuncuyu getirtme şansı yok beşiktaş'ın. ama eldeki kadroyu akıllıca kullanma şansı var. bu noktada itiraz etmemiz gereken kişi de basketbol koordinatörü değil, başantrenördür. ha, geçen sene kendisinin arkasından yaptığı onca terbiyesizliğe rağmen, ahmet kandemir'i neden onayladığını sorgulayabilirsiniz belki. ama kartal özmızrak'ın kadro dışı kalması, doğukan şanlı'nın, harikalar yarattığı maçta birden kenara alınıp tekrar süre alamaması gibi akılalmaz şeyleri, ahmet koğça sorun bi' zahmet. belki bir şiirle cevap verir size twitter'dan.

"sessizlik bazen, sensizlik, doğukan..."
gidiyorum bu
--29 haziran 2013--

"bir antrenörümüz olacak. o antrenörün de rahatlıkla hareket sahası olmasını ve baskıyı hissetmemesini istiyorum. ana hatlarıyla benim sportif direktör olarak verdiğim kararlar önemlidir. ama yabancı oyuncu tercihleri ve buna benzer konulara karışamam."

--29 haziran 2013--

gidiyorum bu
en tepedeki iradeyi tartışamayıp, meselelere esastan tavır almadığımız müddetçe tribünler tarafından periyodik olarak istifaya davet edilecek adam.

sezer öztürk'ü beşiktaş'ta görmek istemesine rağmen camia tepkisinden çekindiğini açıkça ifade eden profesyonel yönetcisine "baktın çok bunalıyorsun sorumluluğu benim üzerime atarsın, başkan istedi dersin" diyebilen ve doğacak bütün tepkileri peşinen göğüsleyeceğinin garantisini veren irade, kunter'e dönüp "hocam integral forex'ten gelen para bu, hadi göreyim seni ehe ehe" dediğinde sesini çıkaramayanlar akatlar'da gözlerine kestirdiklerini istifaya çağırıyorlar.

şunu net söyleyeyim beşiktaş'ta basketbolun çok iyi yerlere gelmesini öncelikle seni-beni temsil noktasındaki en üst makam isteyecek. istemesi de yetmez bunun için gerekli olan tüm maddi imkânlarını ve fiziki şartlarını fazlasıyla seferber edecek. ondan sonra yetki ve sorumluluk sahibi profesyonellerinden icraat bekleyecek.

net söyledim. net sorayım. fikret orman beşiktaş basketbolu için ortaya koyduğu beklenti ve hedeflerinde ne kadar samimidir? içinde bulunulan kötü durumu kendisine dert edinen her taraftar öncelikle bunun üzerinde bir düşünmelidir. mesele kulübün resmi dergisine güleç yüzlü vesikalığını koyup "beşiktaş'ın hedefi her branşta şampiyonluktur" demekle çözülüyor mu? madem öyle neden beşiktaş'ın ismi devre arasında andre pirlo ile, ronaldinho ile anılıyor da vassilis spanoulis ile, ante tomic ile, nikola mirotic ile anılmıyor? tüm vizyon melekeleri popüler olana odaklanan idareci modeli beni çok fazla heyecanlandırmıyor açıkçası.

27 kasım 2013 beşiktaş integral forex neptunas klaipeda maçı sonrası yapılan çıkışlardan en anlamlı bulduğum, hâl ve gidişe esastan muhalefet eden çıkış "beşiktaş yalnızca futbol değildir" oldu. muhatap ve mesaj son derece açık ve olması gereken yere idi. bir yerlere yürünecekse bu kanal üzerinden yürünmelidir.

çok uzatmak da istemiyorum. icra makamı önceliklerini hangi başlıklar üzerinden belirlemişse gündemini de ona göre şekillendirir. bugün spor sayfalarına, bültenlerine yahut beşiktaş orjinli haber sitelerine baktığınızda ne görüyorsanız, beşiktaş yönetiminin aklındaki de odur.

ne zaman ki sende ikinci lig kalibresinde bir çalıştırıcı varken, royal halı gaziantep'in başına koç olarak jure zdovc'un getirilmesine, ronaldinho transferinin gerçekleşmeme ihtimalinden daha çok hayıflanır ve tepki verirsek o zaman bir şeyler değişir.

bu da taraftarın önüne geleni istifaya çağırmasıyla değil, bilinçli ve demokratik bir baskı grubuna evrilmesiyle gerçekleşir.


gidiyorum bu
altyapı için sırbistan'ın kızılyıldız takımıyla ortak proje başlatacaktır.

alıntı--

“kızılyıldız çok büyük bir basketbol ekolü onlarla beraber bir proje yapacağız. kızılyıldız takımı ile birlikte 7-17 veya 9-17 yaş grubundaki gençleri, kızılyıldız’dan 3 tane hoca ve bizim vereceğimiz hocalarla birlikte altyapı kampına alacağız. bu kamp 27 ocak – 1 şubat arasında gerçekleşecek. bu ilk adım bundan sonra; almanya, hollanda ve ingiltere’de de aynı projeyi gerçekleştirmeyi planlıyoruz. basketbol’da altyapıyı türkiye’de de geliştirmek istiyoruz ve bu yaz kampları olarak da türkiye’ye getirmek istiyoruz. beşiktaş olarak çok ciddi bir altyapı oluşturmak istiyoruz."

alıntı--

12 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol