sarhoşken yaptıklarından çok da farklı değildir.
ikisinde de konuştukça batar, sebepsiz yere sırıtır, düşüncelere dalar, aptalca hareketler yaparlar. sonucu da aynıdır, dayanılmaz bir baş ağrısı.
erkeklerin aşık olduklarında yaptıkları
şayet erkek beşiktaşlı ise; beşiktaş'a daha çok sarılır adam. çünkü kalbe ikinci bir aşk girmiştir; rekabet ortamı ister istemez başlamıştır. zaman ayırma; önem verme konuları hep bir tercih konusudur artık
en yakın erkek ardaşlarını satarlar.kız arkadaşlarıylada hiç görüşmezler
kendi cinsine uyuz olmakla başlayıp, paranoyanın a.q. duğu aktivasyon paketini toptan işleme koymaktır.
şanslı olan bazıları da bir papaz bulurlar kendilerine ve günah çıkartmaya başlarlar.
siktir olup gitmektir.
sağ elini unutur her aşık olan
kaybetmek için ne gerekiyorsa onu yaparız hemen. bu hiç değişmez. daha sonra olayı anlayınca daha bir yapıcı tavır başlar.
hayvani duygulardan arinmak.
sevişebilirliği düşünmek. ne demiş şebnem ablamız, sevişmek sevmekten gelir inanmışım.
birbirini tamamlamayan parçaları bir araya toplamaktır ilk yaptıkları şey. önce bir aptallaşırlar. anlayamazlar neye uğradıklarını. kimyalarının değişmesi sersemletir onları. bünyeleri buna alışkın olmadığı için de anlamlandıramazlar. ama bir şeyin onların elini kollarını bağladıklarını hissederler. bu da onların güçlü görüntülerine zıt düşer. ki bir erkek için güçsüz düşmek acziyet olarak adlandırılır. oysaki en insani yanıdır bu onun. ne yaparsa yapsın bir kızı "sana aşk oldum" sözüyle (içten gelerek söylemesi şart tabii) etkileyebileceğinden daha fazla etkileyemez.
neyse, devam edelim. güçsüz düştüklerini zannettikleri bu anlarda ne yapacaklarını düşünürler. hani sigarayı bırakmaya çalışmak gibi. içmek istersin aslında, son nefesine kadar ciğerlerine çekmek istersin o dumanı. ama içemezsin. ve kaçmaya başlarsın onun bulunduğu ortamdan. işte aynen böyle olur erkek aşık olduğu kişiye karşıda. gidip söylemek kolayken o zoru seçer. onu uzaktan severler. kaçarlar, ona ters davranırlar ve sonunda vazgeçerler genellikle. ve bilmezler belki de açmak üzere olan bir çiçeği soldurduklarını.
ya da belki başka şeyler yaparlar aşık olunca bilemem ama. bir tek şey var be sözlük. eğer sizin erkek olanlarınız bir gün gerçekten aşık olduğunu hissederse, ondan kaçmasın, söylesin. çünkü kızlar güçlü erkeklerden ziyade, ne istediğini bilen, kararlı ve cesur erkeklerden haz alırlar. cesaret be sözlük. cesaret...
neyse, devam edelim. güçsüz düştüklerini zannettikleri bu anlarda ne yapacaklarını düşünürler. hani sigarayı bırakmaya çalışmak gibi. içmek istersin aslında, son nefesine kadar ciğerlerine çekmek istersin o dumanı. ama içemezsin. ve kaçmaya başlarsın onun bulunduğu ortamdan. işte aynen böyle olur erkek aşık olduğu kişiye karşıda. gidip söylemek kolayken o zoru seçer. onu uzaktan severler. kaçarlar, ona ters davranırlar ve sonunda vazgeçerler genellikle. ve bilmezler belki de açmak üzere olan bir çiçeği soldurduklarını.
ya da belki başka şeyler yaparlar aşık olunca bilemem ama. bir tek şey var be sözlük. eğer sizin erkek olanlarınız bir gün gerçekten aşık olduğunu hissederse, ondan kaçmasın, söylesin. çünkü kızlar güçlü erkeklerden ziyade, ne istediğini bilen, kararlı ve cesur erkeklerden haz alırlar. cesaret be sözlük. cesaret...
aidiyet yaratmak
sahiplenmeye çalışmaktır hemen.
kaçmaktır diye tahmin ediyorum, tabii gene debir bilene sormak lazım.. ama erkekler genelde kendilerini incitebileceğini düşündükleri bir durum karşısında çoğunlukla kaçarlar, çünkü bu onların güç merakına epey ters düşer, yermek amaçlı söylemiyorum, gözlemlediğim budur.. özgürlüğüne meraklı olan bir erkek bunu bozmayı ve özgürlüğünü bir başkasıyla paylaşmayı istemeyeceğinden aşık olduğunu hissettiği anda önce o kızdan uzaklaşmaya çalışır. beceremezse ise ilişkisine odaklanır, sonrası iyilik sağlık zaten.
(bkz: şizofreni)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?