birbirini tamamlamayan parçaları bir araya toplamaktır ilk yaptıkları şey. önce bir aptallaşırlar. anlayamazlar neye uğradıklarını. kimyalarının değişmesi sersemletir onları. bünyeleri buna alışkın olmadığı için de anlamlandıramazlar. ama bir şeyin onların elini kollarını bağladıklarını hissederler. bu da onların güçlü görüntülerine zıt düşer. ki bir erkek için güçsüz düşmek acziyet olarak adlandırılır. oysaki en insani yanıdır bu onun. ne yaparsa yapsın bir kızı "sana aşk oldum" sözüyle (içten gelerek söylemesi şart tabii) etkileyebileceğinden daha fazla etkileyemez.
neyse, devam edelim. güçsüz düştüklerini zannettikleri bu anlarda ne yapacaklarını düşünürler. hani sigarayı bırakmaya çalışmak gibi. içmek istersin aslında, son nefesine kadar ciğerlerine çekmek istersin o dumanı. ama içemezsin. ve kaçmaya başlarsın onun bulunduğu ortamdan. işte aynen böyle olur erkek aşık olduğu kişiye karşıda. gidip söylemek kolayken o zoru seçer. onu uzaktan severler. kaçarlar, ona ters davranırlar ve sonunda vazgeçerler genellikle. ve bilmezler belki de açmak üzere olan bir çiçeği soldurduklarını.
ya da belki başka şeyler yaparlar aşık olunca bilemem ama. bir tek şey var be sözlük. eğer sizin erkek olanlarınız bir gün gerçekten aşık olduğunu hissederse, ondan kaçmasın, söylesin. çünkü kızlar güçlü erkeklerden ziyade, ne istediğini bilen, kararlı ve cesur erkeklerden haz alırlar. cesaret be sözlük. cesaret...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?