deniz gezmiş

3 /
last director
68 kuşağının en masumudur, sembolüdür.

6. filoyu denize dökmüş olması başarılıdır. ama aslında kapitalistleri kendisi ülkeye almıştır. nasıl mı?

şöyle efenim;

"-profesyonel- devrimci"

kendisinin ölümüne inandığı "kemalizm" der ki;

"bir milleti yok etmek istiyorsanız önce dilini yok edin"

dilimize henüz bugünkü kadar yerleşmemiş bir kelime olmasına rağmen havalı durması için kullandığı profesyonel kelimesi uğruna canını verdiği davaya yakışmamıştır.
genckartal301
şimdiki temsilcilerinin fikirlerini kendime yakın bulmadığım, temsilcilerinin de deniz gezmiş'ten uzaklaştığını düşündüğüm büyük dava adamı. sağ görüşlü birisi olarak dava adamlığına cidden çok hayranım. ve her ortamda kendisiyle ilgili söz açılınca tam dava adamı oluşunu beğendiğimi belirttim.

bugün doğum günüymüş. kızdığım ve eleştirdiğim tarafları elbette var. ama çelik gibi iradesine ve dava adamlığıyla bende oluşturduğu saygı nedeniyle, doğum günün kutlu olsun gezmiş.

"yiğit düşman iyi olur
namert dost başa bela" [ybkz]swh[/ybkz]
newcastle
çalıştığım yerdeki slovenyalı stajyer kardeşime kim olduğunu bir türlü açıklayamadığım (vurgula: halk kahramanı). denis isimli bu arkadaşla aramızda şöyle bir diyalog geçti:

newcastle - isminin türkçe'de de kullanılan bir isim olduğunu biliyor musun?
sloven stajyer - evet söylediler. "deniz" imiş galiba.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
n - çok yaygın bir isimdir burada. bir nedeni de bu isimde bir halk kahramanımızın olmasıdır.
ss - halk kahramanı mı? ne yapmış peki?
n - (burada ortamdaki diğer insanlara dönerek) ulan ben şimdi deniz gezmiş'i nasıl anlatıcam buna?

sonra işte dilim döndüğünce önceleri kendisine halk kahramanı değil, bir terörist gözüyle bakıldığını; hatta kendisi ve arkadaşları için bir insan avı başlatıldığını, yakalandığında da asıldığını; fakat bugün en faşistin bile facebook hesabında resmini veya bir sözünü post ettiğini anlattım.

ne yaptığını ise anlatmanın kolay olmadığını söyledim. doğuştan gelen lider karakteri, kısa fakat kişilikli ve onurlu sürdüğü yaşamı, birçok haksızlığa maruz kalmış olması ve temelinde halkı için mücadele etmiş olması gibi birçok etmenin bu durumda rol oynadığını anlattım. hatta eğer ilgisini çekecekse darağacında üç fidan'ın ingilizce çevirisini kendisine hediye etmekten mutluluk duyacağımı söyledim. seve seve okuyacağını söyledi. "istersen okuma lan!!" dedim. bunun ağzını burnunu kırmışım o gazla... yok, yok öyle bir şey. dinliyor musun diye seni denedim sevgili yazar.

velhasıl, bir insana deniz'i anlatmak zor açıkçası ama onu deniz ile tanıştırmak müthiş bir keyifmiş sahiden.
pepük
adına nice anlamlar yüklenilebilecek yiğit. ölümden önce yutkunmayı unutmuş delikanlı. devrimdir, hayattır, namustur, ölümdür deniz gezmiş...
last director
bugün [ybkz]swh[/ybkz] deniz gezmiş'in yayınlanmamış mektupları ve hikayeleri ile cumhuriyette yayınlanan yazıya konu olmuş 68 kuşağının sembol isimlerinden biri. Yazının bir kısmı şu şekilde;

alıntı--

1960’lardan günümüze taşan iki gençlik lideri. 68 kuşağının efsaneleri. kendileri dahil kimsenin bilmediği bir tesadüf, onları çok genç yaşta, aynı eylemde bir araya getirdi. yıl 1963 idi. ikisi de haydarpaşa lisesi’nde öğrenciydi. deniz 1’de, mahir 3’te. onları bir araya getiren eylem, hürriyet gazetesinde çıkan bir haberle başladı. habere göre, “haydarpaşa lisesi’nin pansiyon müdürü, fenerbahçeli ünlü futbolcu ömer boncuk, orta ve lisede okuyan yatılı öğrencilerden altısına, ‘sizi sınıf geçirteceğim’ diyerek odasına götürmüş ve tecavüzde bulunmuştu.”

bu bir iftiraydı.

okulda “boncuk ömer” diye tanına beden öğretmeni ömer boncuk, öğrencilerin sevgilisiydi. genç yaşta bir oğul yitirmiş, o yüzden bütün sevgisini öğrencilere vermişti.

cemil gezmiş’in de arkadaşıydı. bir ihbar üzerine atılan bu iftira, onu seven öğrencilerini ayağa kaldırdı. haberden sonra boncuk ömer’in görevden alınması ise bardağı taşırdı. hocalarına iftira edildiğini düşünen öğrenciler, büyük bir öfkeyle ayaklandı ve protesto kararı aldı. 500’ü aşkın öğrenci, okulda toplanıp vapurla sirkeci’ye geçti. cağaloğlu’na gidip hürriyet gazetesinin önüne geldi.

ellerindeki pankartta, “boncuksuz haydarpaşa olmaz, böyle palavra atılmaz” yazıyordu.

sloganlar atarak gazetenin camını taşladılar. o günkü hürriyet’in nüshalarını yaktılar. binaya girip çıkanları tartakladılar. hürriyet çalışanları, -o dönemin adetince- camlara türk bayrağı asarak canlarını kurtarabildi. gazete yönetimi, başbakan inönü’ye telgraf çekerek yardım istedi.

kızgın öğrenciler bu eylemin ardından milli eğitim müdürlüğü'ne yürüdü. boncuk ömer’i görevden alanlara ateş püskürdü. müdürle görüşerek, okullarına kara leke sürülmek istendiğini söylediler.

müdür, boncuk ömer tahrikatta aklanırsa hemen göreve iade edileceğinin teminatını verdi. boncuk ömer, kendisine destek eylemini, odasının penceresinden gözyaşları içinde izledi. ancak ertesi gün emniyet’in karşı atağı geldi. gazete önündeki eylemde çekilen fotoğraflardan tespit edilen öğrencilerin okuldan atılacağı duyuruldu.

bunun üzerine öğrenciler ortak bir kararla, tanınmamak için saçlarının üç numara asker tıraşı yaptırdı. işte o eylemde, başı çeken öğrencilerden biri, son sınıf öğrencisi mahir çayan’dı. diğeri, birinci sınıf öğrencisi deniz gezmiş.

deniz’in ilk eylemiydi bu. mahir’in ilk yargılanışı. 8 yıl sonra, biri, diğerinin kurtarmak için ölümü göze alacaktı.

alıntı--

tamamı cumhuriyette.
dingoc
ölüm yıl dönümü olan kişi. değeri herkes için farklıdır ya; tam bağımsızlık adı ile savunduğu değerler yadsınamaz.
koktengri
kör olası dış mihrakların oyunu ile başlayan ve ön saflara itilen daha sonra bu kör olası dış mihraklar tarafından asılan türk genci.
genckartal301
katıldığı silahlı eylemleri ve icraatlerini merak ettiğim devrimci.

tam anlamıyla bir dava adamı olması ve öyle ya da böyle bu ülkenin kendince iyiliğini istediği ve bunun için çaba sarfettiğine inandığım için gerçekten büyük saygı duyduğum rahmetli insan. ah bir de ülkemizde her kesimin kendi önderlerine yapıldığı gibi putlaştırılmasa..
anonymous
alıntı--

(vurgula: isteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık. yazlık, kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu.ama yüreğimiz işçiyle birlikte attı, köylüyle birlikte attı.)

alıntı--
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol