çarşı

4 /
ala rase
şu fotoğrafla saygımı yitirdiğim oluşum.

http://tinyurl.com/7l8rlmc

bugün beşiktaşı bu hale getirenleri, o günden adam olmayacağını gören beşiktaş taraftırını susturma çalışmaları şu anki durumun sebeplerindendir.

(bkz: çarşı misyonunu tamamlamıştır)

o kadar çok söylenmesi gereken şey var ki. o kadar çok şey düğümleniyor ki boğazımda.

beşiktaş'ın bu halde olmasına kim ya da kimler sebep olduysa allah bin türlü belasını versin. eğer en ufak bir katkım varsa benim de belamı versin. aldırma kartal aldırma diyeceğim. diyemiyorum. boğuluyorum.
no more bets
quaresmaya karşı biraz cizgisinden sapmış taraftar grubumuz.q7 aşıkmıyız, aşıgız!!.okadarda olsun.genede içime sinmeyen çarşı ürünlerinin olması ve bu ürünlerin klübe hiç katkısının olmaması.onun yerine 1 forma belirlesinler her sene ,o formanın arkasınada çarşı yazıdırılsın işte kendini belli etme yolu.hem klüb kazanır hem de forma alıp arkasına yazıyazdırabilen, herkes aynı ruhu paylaşabilir.Bu sene genç oyuncuları destekleyip hepisne küçük hatta benzer marşlar yazasa,onları hermaç iyi, kötü sonuça bakmadan tribüne çagırıp alkışlasa.genç oyuncularla imza günleri düzenlese.gençlerle,gelecekle ve çarşıyla.ne güzel bir nesil yakalarız.
dingoc
başbakanımızdan ödül alan taraftar grubumuz. reklamlar fora!
http://www.kartalbakisi.com/ozel/basbakandan-carsiya-odul-h13571.html
language of the mad
Beşiktaş fener ve cincon ile kıyaslandığında daha az resmi ürün satmaktadır, bu da gelirleri etkilemektedir doğal olarak. bu az ürün satılmasında beşiktaş taraftarının çarsının ürünlerini alması maçlara onlara gitmesi onla sağ solda dolaşması etkilidir. belkide beşiktaştan daha çok ürün satmaktadır çarşı eğer beşiktaşın bunyesinde çarşı orjinal ürünleri satılırsa eminim ki gelirlerimiz önemli ölçüde artıcaktır. ancak bu taraftar grubu her ne kadar çok başarılı bir grup olsa sanırım beşiktaşa verdiği zararlar daha fazladır.
dingoc
bir toplanma durumunu sezebileceğimiz grup. hem de kemik tayfayla.
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=410451889014069&set=at.167593136633280.41477.100001477833559.1560510426&type=1&relevant_count=4&ref=nf
gidiyorum bu
yeni kapitalizm kültürünün kara kartal çarşı ve siyah beyaz çarşı ikilemeleri üzerinden yanağına iki adet buse kondurduğu caf caflı oluşum. eski/kadîm dünyanın temel özelliklerinden birisi de bir takım sosyal birliklerin oluşumunda aidiyet kavramının yerleşik olmasıdır. gönüllülüğe ve içselleştirmeye dayanan aidiyet olgusu, ilgili sosyal kümelenmeyi oluşturan insanların ayrıca bir kimlik ihtiyacı içerisine girmelerinin de önüne geçmiştir.

1980'li yıllarda çekirdeğini beşiktaş çarşısı esnafının oluşturduğu "çarşı" da kendi tarihselliği ile beslenen -ki buna sadece takım olarak beşiktaş'ın değil aynı zaman da bir semt olarak beşiktaş'ın geçmişini de göz önünde bulundurmak gerekir- gönüllülük esasına dayalı bir sosyal örgütlenme olmuştur.

buna mukabîl modernite ile birlikte insanlar aidiyet kültüründen sıyırılıp aynı zamanda birer "kimlik" kazanmakla kalmamış; elde ettikleri kimlik "tribün abisi", "amigo", "reis", "başkan" gibi sıfatlamalarla popüler olandan politik olana kadar uzanan kültür yelpazesinde kendisine yer bulmuştur. fakat modern dünya yeni kapitalizm marifetiyle bir şey daha yapmış; elde edilen kimliklerin endüstrileşmesinin önünü açmıştır.

Bu minvalde 80'lerin ortalarında kendisini çarşı grubu'na "ait" olarak niteleyen insanların beşiktaş çarşısı'nın neresinde esnaflık yaptığı, hangi işle uğraştığı gibi bilgiler üzerinden sağlaması yapılırdı. bugün ise çarşı grubu bünyesinde bireysel kimliklerinizi göstermeniz için önceleri yol üstünde tezgâhlardan, artık herhangi bir kartal yuvası'na gidip örneğin 20 tl'ye edinebileceğiniz bir polar almanız yeterli.

nasıl ki 70'li yıllarda marksist olduğunuzu söylediğinizde yaptığınız okumalardan ve ortaya koyduğunuz çözümlemelerden kapı açılırken; şimdilerde beyoğlu'ndan 10 liraya satın alacağınız bir che guevara tişörtü giymenizin yeterli olacağı gibi.

ha yarın öbür gün kapalı tribünde "sol" hassasiyetler üzerinden gündeme dair hoş pankartlar açılır mı? neden açılmasın?

yoksa aranızda ülker çikolatalı gofret sevmeyen yok mu?
hepimizzenciyiz
insanlardan oluşan bir topluluk.bak,insan diyorum ,hani senin benim gibi, nefes alan veren bildiğimiz insanlar. insan hata da yapar doğru da yapar a benim kardeşim, bunlar bir araya toplanınca insanlıktan mı çıksınlar? hatasız mı olmalıdır her grup? adına çarşı dediğimiz arkadaşlarımız da hatasıyla sevabıyla bu işin içindedirler, gelin görün ki şakşakçılıkla menfaatçilikle zorbalıkla falan suçlanır dururlar yıllar yılı. neden mi?çünkü ben de çarşıyım dediğinde birileri çıkıp sana yok arkadaş sen kim oluyosun falan demez.hissetmen yeterlidir, olay bitmiştir,artık sen de çarşıdan birisin.sorgulama olmaz,bi yerlerde gidip kayıt falan olunmuyor yani,tamamen hissi bir şey,parasız pulsuz.sonra sen gider adamın kafasını bozuk parayla yararsın,oouuv çarşı adamın kafasını yardı, vay lüzumsuz müptezeller vay. hakkını aramak istese bu grup,bizimle ilgisi yok demeye yeltense,medyası yoktur, kendi can arkadaşları, kardeşleri bile suç ithaf etmektedirler, yok kapitalist uşağı, yok filancanın adamı derler, güçlü olanı yıkmanın nedenlerine kimse bakmaz oysa ki, bugün çarşı çekilse tribünlerden çakallara kalacaktır bu güç mirası, kimin işine gelmektedir,işte bunu kimseler görememektemidir?ben çarşıyım arkadaşım, 20 senedir bilfiil stada gider maçımı izlerim, bağırırım,haykırırım,daha sahaya inmişliğim de yok,bir cisim atmışlığım da,faydam oldu, zararım asla, zararını da gördüm hatta bu hayatta ,ruh sağlığım bozuldu,saçım beyazladı,paramdan oldum,yeri geldi sevgilime tercih etmek zorunda kaldım bu hayatı, şimdi gelip karşıma sen kapitalizm uşağısın forma aldın falan diye zırvalayanda art niyet de ararım yani kimse kusura bakmasın.
4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol