beşiktaşlılık ölçer

androidde güncellemesi gelen uygulama, iosçular düşünsün.

her sene bu zamanlar, özellikle de lige havlu atılıp a'dan z'ye isimlerin tartışılır olduğu dönemde hortlayan zımbırtı. çocuklarının üzerine tartışan anne babalar gibiyiz her sene bu zamanlar.

taraflar aynı şeyi seviyor ve gözetiyorlar ama kavga gürültüden asıl amacı unutuyorlar.

bir kadeh (b: viski) ile (b: rakı masasında) kurtarabileceğimi düşündüğüm anlama noksanlığı.

zira uzun zamandır yazılarını takip ettiğim bir başka beşiktaş tabanlı forum alanında bu ve buna benzer maçlar için götümgene 17-23 yaş aralığı bir kaç beşiktaş sevdalısı gencimizin neredeyse 30'una merdiven dayayan ve güzel güzel her maçı kendince yorumlayan bir forum insanın üzerine birmilyon kaplan gücünde hakaret ederek saldırmaya çalışmışlardır. neyse ki konu fazla uzamadan yeterince kalbin kırıldığını düşünerek site yöneticileri başlığı kapatmış ve gerekli kişilere gerekli cezaları vermiştir. ha alttan alıp üsten çıkartıp görüş ve düşüncelerin ortaya oraya değil kartal sözlüğe yazınca buradaki bazı benzinlere ateşle yaklaşmış olduğumuzu gördük. genel muhalefette chp'nin ne denli başarılı olduğu güzide türkiyem de bir protesto ve tepki gösterme biçimi olarak artık topuklu ayakkabı atın topuklu zira köselenin modası geçti salonlarda.

içinden çıkılamayacak tartışmadır bana göre. zira adama sorarlar o halde, "2 aralık 2012 beşiktaş haslum hk ehf 3. tur maçında neredeydin?" diye ama sormuyorum, sormam da. gerek yok çünkü. yine de eğer hakikaten enerjinizi bu yönde harcamaya devam etmek istiyorsanız önden buyrun, benim hiç işim olmaz.

şunu unutmayın, hiç kimse her zaman her yerde olamaz. bunun iki istisnası var: 1- vampirler, 2-

(bkz: artin)[ybkz]swh[/ybkz]

herkesin çatır çatır birbirine giydirme peşinde olduğu mevzu. he anasını satayım; herkes o tek başına deplasman yapan çılgın taraftar kadar fanatik ve fedakâr, geri kalanlar bok. bilip bilmeden sallayıp durmayın, insanın zorla ağzını bozdurmayın ya. biri eleştiriyi kaldıramaz; diğerini savunursun, gelir sana da bok atar. bir kendinize gelin artık.

(bkz: 15 aralık 2012 beşiktaş rmk marine kdç karabükspor engelli basketbol maçı)

tribün kovalayanların kovalamadan kastı yeni açık'ta mal mal bağırmak heralde. basketbol takımına geçen sezon dışında hiç bir şey vermeyenler yine inliyor. dün abdi ipekçi'ye gelmeyenler, gözümde beşiktaşlı kalacaktır belki ama samimi hiç olamayacaklar.

(bkz: bugün beşiktaş için ne yaptın)

(bkz: feda tişörtü)

13 aralık 2012 beşiktaş lietuvos rytas maçına gelmeyenlere kızmakla bir alakası olmayan ölçüm biçimidir. beşiktaş erkek basketbol takımı, 1975 yılından bu yana ilk kez şampiyon olmuş; bir sezonda 4 kupa kazanmış; tarihinde ilk kez, futboldaki şampiyonlar ligi'ne eşdeğer olan euroleague'e katılmış ve bu organizasyona katılmak için en önemli etkenlerden biri seyirci, ama bizim taraftarımız gelmiyor. "ama ben yıllarca tribün kovaladım, siz kovalamadınız :(((" gidin euroleague yetkililerine, erman kunter'e, takıma anlatın bunları. geçmişte yaptıklarınızın şimdiye bir faydası olmadığına göre, şimdiyi eleştirme hakkımız da var demektir. kimsenin bir şeyi ölçtüğü yok. kendi hatalarımızı eleştirebilmeliyiz artık, bu kadar eleştiriye kapalı olmayın. kimse mükemmel değil, beşiktaş taraftarı da buna dahil. egolarınızdan kafanızı kaldırıp, bir dışarıdan bakmayı deneyin arada. maziye de sövdürtmeyin. bana göre maziyle övünmek = ama bizim uefa kupamız var.

öncelikli olarak işi olmayan, hasta olmayan, canı sıkkın olan bla bla bir sürü mazeretliler hariç gibi bir tanım ortaya sürmeden hödük gibi gidilen maç sonrası NERDESiN OMUğAGODUKLARIM serzenişlerini yapan kişilerin yaptığı ölçümdür kimi zaman. ben seviyorum bu arkadaşları siz benim yerime de sevmeyin.
(bkz: iki sezon tribün kovaladıktan sonra ömrünün bir çok sezonunu veren kişilere tüküren lama)

ense kökünden ve azı dişinden anlaşılabilinir. hüseyin nihal atsızdan sonra türklük inancı, şamanizm tarihinden sonra bir ilktir. göz kapakları hatta uykusuzluk çukurlarından dahi hatta avuç içi çizgilerine bakarak bile anlayabilenler olduğunu duyduk.

kimi insan ise sen git anadolu yakasından kalk işten çık oradan ancak beşiktaş'a yetiş ve maça gir yapar, gerizekalı ne işin var anadolu yakasında yürüyüp gitsene avrupa yakasında bir iş bulsana. pis fenerli kılıklı şapşalik akıl almaz timsah yürüyüşü yapasıcalar.

(b: hayati euroleague maçı yerine akhisar belediye maçına giden beşiktaşlı) nın değerleri 0 ın altında çıkmasına sebep olabilecek olan cihazdır. saçmalığa bak

denedim yüzde yüz çalışıyor diyebilenlerin yarattığı alet.

son zamanların modası.

mesela bunu yapmak istediğiniz insanlara, çarşı'ya üye veya çarşı kartının olup olmadığını sorabilirsiniz.

(bkz: beşiktaşlılığın sorgulanması )

bir çeşit adamlık ölçme cihazıdır. beşiktaşlılık evvela adamlık ister.
not:cinsiyet olarak algılanmasın sayın sözlük.

beşiktaşlılığı değilde, "beşiktaşlılık" ölçer, biçer, sever v.b şekilde kelime oyunu ile beynimde oluşmuş yanılgı.

tribünde de sık rastladığımız ve ne yazık ki, kıdemin ortaya çıkardığı bir ölçerdir. ben 3 yıldır tribündeyim, ben buraya ömrümü verdim gibi cümlelerle başlar ölçüm

diğer bir faşist alettir.
türklük ölçer, müslümanlık ölçer, din ölçer, terbiye ölçer gibi insanların birbirinden üstünlük sağlamasına sebebiyet olan bir kıstas çeşididir.
kimse kimsenin beşiktaşlılığını ölçmeye yetkin değildir.
allah bile kulumla arama girme demişken, hangi deyyuz kişi beşiktaşla bir başkasının arasına kalkmaya cürret eder?