beşiktaş taraftarının şovmen hayranlığı

(bkz: 10 yılda bir şampiyon oluyoruz madem gel de çatlasın elalem)

1982-85 arası ve öncesi doğanların içinde olmadığı grup. daha sonrakiler çok severler isimli yıldızları. bu ve önceki nesil halen romantik olarak türk, yerli ve alt yapı oyuncularına sıcak bakarlar. o nedenle eski oyuncularını daha bir çok sever, alt yapıdan çıkan veya çıkacak oyunculara daha müsemma gösterirler.

ronaldinho'nun beşiktaş'ın transfer teklifini red etmesinin dünyanın en büyük sorunlarından birinbe dönüşmesinin altında yatan ana sebep bence.
direk belirteyim ki; r10 büyük bir futbolcu ve bizim gördüğümüz yıldızlardan değil; kabulüm. gelse takımı iki tık yukarı çekecekti kabulüm.
ama bu adamı drogba'ya nispet olsun diye isteyen; kadromuzda yıldız yok yeaaa diye ağlayan adamlar; bize en büyük sıkıntıyı açanlardır. daha üzerine forma giymeiş; bir gol atmamış bir adam için ortalığı yakanlar; her şey bitti diye bağıranlar esas sorundur. adam siz de oynamış; 15-20 gol atmış, şampiyonluklar getirmiştir ve kulüpten gönderilir amenna. ben de sizinleyim. gösterelim tepkimizi. ama diğeri osla olsa şovdur; görsel bir sunumdur.

(bkz: beşiktaşlıların her futbolcuyu reyiz yapma sorunsalı)

glnr1903 ün gerekeni söylediği durum. her kelimesine katılıyorum.

27 ekim 2011 beşiktaş fenerbahçe maçı'nda sahanın en kötüsü hatta belki tek kötüsü quaresma asist yaptı diye alkışlanması. gerçi o asisti yapmasa da alkışlanırdı.
adam, harry potter lakabının hakkını veriyor. herkes efsunlu gibi hep destekliyor, hep alkışlıyor. hiç eleşirilmiyor!

ne yazık ki son dönemde türeyendir. transferde yıldızları almanın para etmediğini, takım olamnın önemli olduğunu söylediğimizde, gölge etmekle, geleneköi olmakla suçlandık ama gelinen nokta ortada

(bkz: Manuel fernandes)

beşiktaş mücadeledir sözünün tarihe dair güzel bir hatıra olarak kalmasından dolayı, mücadele edeni, canını dişine takanı değil de bir iki artistik hareket yapanı alkışlaması ve koruması durumudur.

örneğin, altı aydır berbat durumda olan guti'nin türk bayrağını öpmesi, formasının altına 'Serdal Adalı-Tayfur Havutçu sizinleyiz' yazılı tişörtü giymesi sonucunda onu korumaları. bunlar güzel şeyler ama bi oyuncu kendine bakmaz ve o formayı hakkıyla terletmezse şovdan öte birşey değildir bence.

ya da quaresma'nın kaptanlık pazubandıyla oynadığı maçta sorumsuzca atılması sonucunda bursa taraftarına formayı, armayı öperek yanıt vermesi. kesinlikle çok güzel bir hareket ama böyle sorumsuzca kart görmek kaptana hatta bir beşiktaş oyuncusuna yakışır mı? hem de o maçta hiçbir şey yapamamışken.