beşiktaş taraftarı

katılabilmek için, salondaki seyirci sayısının önemli bir etken olduğu bir organizasyonda, salonu boş bırakan taraftar. [ybkz]swh[/ybkz] bu konuda da utanmalıdır. sabaha kadar da aksini iddia etseniz, bu gerçeği değiştiremezsiniz. o maç, o saatte fenerbahçe ile oynansaydı ve yine aynı şekilde sıralamayı vs etkilemeyecek olsaydı, boş kalacak mıydı o salon? geçelim bunları. özeleştiriden bu kadar korkmaya gerek yok. ne olursa olsun euroleague maçında salonu boş bırakamazsın, bırakıyorsan da utanmalısın.

Beşiktaş taraftarının beşiktaş taraftarını eleştirmesi ve bu konuda tersi söylenince '' aman efendim kendini eleştirmelisin'' demesi moda oldu bu zamanlarda.
Beşiktaş basketbol takımını ahmet fetgerilerde, spor sergilerde takip eden birisi olarak, (yani son bir kaç senede gelen başarılar sonrası ilgi duyan topluluk gibi değil) şunu söylemeliyim ki, beşiktaş taraftarı asla basketbol maçlarını önemsemez. Geçen seneki hava ve durum istisnadır.
Ayrıca hiç bir iddası olamayan böyle bir maç, abdi ipekçi gibi cehhenmin bir yerinde saat 21.45 de başlarsa dolmaması kimseye utanç vermemelidir. Fenerbahçe taraftarını örenek gösterenlere 2 sezon önceki fenerbahçe-barcelona maçının kaç seyirciyle izlendiğini bakmalarını şiddetle tavsiye ederim.

an itibari ile deplasmanda destan yazan taraftarımız.

(bkz: 15 aralık 2012 gençlerbirliği beşiktaş maçı)

bugün ankara'dan 3 puanla dönen taraftar grubudur.

(bkz: 15 aralık 2012 gençlerbirliği beşiktaş maçı)

dayısı da beşiktaşlıdır. bu ona dayısından geçmiştir...

euroleague top 16 maçlarında artık şu görüntüyü vermesi gereken taraftarımız:http://tinyurl.com/btlh3yh görüntü, euroleague'in beşiktaş sayfasından alınmıştır. [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]

diğer "büyük" takımlarının taraftarlarının ön plana çıkan ve dolayısıyla -sözde- taşşak malzemesi yapılabilecek herhangi bir özelliği bulunmadığından, sürekli hedef noktasına dönüşen taraftar topluluğudur. bu bile büyüklüğünü fazlasıyla gösterir.

elin futboldan anlamayan italyanı bile evime gelip beşiktaş armasını gördüğünde duvarda, "sizin taraftarınız pek başkaymış hep duyuyoruz bizim oralarda" diyorsa, sizin gibilere anca sözlükte süpersonik laflar soktuğunu düşünen entryler girerek ego tatmini yapmak düşer. kolay gelsin. işiniz zor.

dünyada eşi benzeri olmayan tek taraftar topluluğu.

yine farkını ortaya koymuş.içinde olmak müthiş olduğu kadar sorumlulluk da istiyor.http://futbolasevdali.blogspot.com/2013/01/rengimizle-isitiyoruz.html

ne olursa olsun takımını yarı yolda bırakmayan, şampiyonlar ligindeki malûm hezimetten sonra bile[ybkz]swh[/ybkz] takımına daha bir sıkı bağlanan, asla başarı odaklı olmayan en asil duyguların taraftarıdır

19 ocak 2013 beşiktaş istanbul bşb maçında takım 2. golü yiyince; fernandes diye bağırmaya başlayan taraftar. lan olm; allah aşkına aklınızı basınıza lan. sahada mücadele eden o 11 adam ne düşünüyor lan siz böyle bağırınca, hiç düşündünüz mü?
edit; ferdi reyizin ısınmak için kenara geldiğini biliyorum. gene de saha da koşan 11 adama saygısızlık olarak görüyorum, bu durumu

--alıntı--

”Bize güvensinler ve maçlara gelip desteklerini versinler. Taraftarlar takımın altıncı adamıdır. Daha önceki sezonlarımda takıma büyük destek veriyorlardı. O zaman şampiyonluğa oynuyorduk. Önemli olan iyi günde değil, kötü günde de takımın yanında olmaktır. Sonuçta bu camianın içindeyiz. Herkesin beklentisi aynı.”

--alıntı--[ybkz]swh[/ybkz]

son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim; 31 ocak 2013 beşiktaş maccabi electra tel aviv maçından sonra, salonun boş kalmasına tek bir laf söyleyemem artık. ama bu, daha önce de çeşitli entry'lerde defalarca söylediğim gibi, beşiktaş taraftarının bu konuda masum olmadığı gerçeğini değiştirmez. evet, maccabi maçında, euroleague'in belki de en kötü beşiktaş'ını izledik. ama euroleague'in en çok sayı atan takımını [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz] 63 sayıda tutan da bu takımdı, barcelona ile maçı başa baş götüren de. bu süreçte değişmeyen tek bir şey vardı, o da hiçbir zaman dolmayan salon. dün de dolmadı. havaya, güne ve saate göre dolu sayılırdı ama, o salonu kapasitesinden fazla taraftarla doldurduğumuz günleri de biliyoruz. bir kısım şöyle düşünüyor:

-basketbol şubesi çok kötü yönetildi,
-şampiyon kadrodaki hiçbir oyuncu elde tutulamadı,
-kötü transferler yapıldı,
-bu nedenle başarı gelmiyor,
-haliyle taraftar da maçlara gelmek istemiyor.

yani şimdi bu mantıkla, misal carlos arroyo bizde kalmış olsaydı, içerideki bütün euroleague ve hatta beko basketbol ligi maçlarını dolu salonda oynayacaktı takım, öyle mi? o arkasından ağlamalara doyamadığımız kadroyu elimizden alan galatasaray mp, şu an eurocup'ta rezilleri oynuyor ama, onu nasıl yapacağız? ayrıca bu takımın başına erman kunter getirildiğinde, herkesin umudu vardı ve o beğenilmeyen kadroyla top 16'yı gördük. normal sezon maçlarındaki mazeret neydi o zaman? daha söyleyeceklerim vardı aslında ama dönüp dolaşıp aynı şeyleri anlattığımı fark ettim ve sıkıldım. dünkü maçta da, bitime 5 dakika kala salondan çıktım. böyle olmasını kimse istemedi ama erman hoca'nın da dediği gibi, bu bütçe ve kadroyla, ancak bu kadar oldu. yine de iddia ediyorum; salonun dolmamasını geçtim, maçlara gelen tayfa, goygoya değil de desteğe gelseydi, en azından bazı maçlar çok farklı olabilirdi. olmadı. bu saatten sonra da hiç olmaz zaten. fenerbahçe ülker ile oynayacağımız euroleague ve lig maçında, bir de galatasaray medical park ile oynayacağımız lig maçında doldururuz salonu, küfürlerimizi eder gideriz. neden? çünkü abdullah sözer yeaaa. evet.

üstünlüğü dünyaca kabullenilmiş olan, ama bazılarının hala hazmetmekte zorlandığı taraftardır. Beşiktaş taraftarı candır.

bakamayacağım şimdi daha önce burada da söylemiş miyim diye ama hep söylüyorum;

acilen tüm kibirinden arınması gereken taraftar grubudur. biz de biliyoruz diğer taraftar grupları gibi olmadığımızı ama bunu devamlı, günde 3 öğün tekrarlamanın hiçbir manası yok. manasız olduğu gibi inanılmaz bir rehavet yaratıyor, farkında değiliz.

kaldı ki, "büyüklük" konusunu takıntı yapmış fener camiasından pek bir farkımız kalmıyor böyle yapınca, haberiniz ola.

öyle bir taraftar ki kelimelerin yetmediği nefes almak kadar önemli bir taraftar.

afedersiniz ama bariz uykuda olan taraftardır. açıkçası dün oynanan karşıyaka maçındaki durum tam bir felaketti. ksk'lı taraftarlar resmen ipekçiyi bize deplasman yaptılar.

kendi futbolcusunu ıslıklamaktan son derece derin bir haz duyan, arabesk topluluk.

özellikle takımın maddi/manevi kötü günlerinde hiçbir katkısı olmayan, katkısı olmadığı gibi işleri daha da içinden çıkılmaz bir hale sokan, futbolcusunu kendi evinde rahatlıkla itin götüne sokan ama bu senenin ne zorluklara sahne olduğunu kolaylıkla unutan, buna rağmen korsan feda tişörtü almaktan zerre hicap duymayan insanların da bulunduğu insan yığını olduk, çıktık anasını satayım.

kusura kalmayın beyler, durum bu. sen hem feda senesinde kılını kıpırdatmayacaksın, bir de üstüne korsana tevessül edeceksin hem de çıkıp ağzını doldura doldura allan mcgregor'a, olcay şahan'a "topçu değil"; "beşiktaş'tan derhal gönderilmeli." gibi altı boş hoşnutsuzluklarla saldıracaksın. bunun adı, nereye gidersen git ikiyüzlülüktür hocam.

belki biraz acı oldu ama durumunuz, durumumuz bundan fazlası değil; hiç kendinizi, kendimizi kandırmayalım. bundan iki sene önce transfer nöbeti tutan, diego forlan'ı (vurgula: atletlen, donlan bekleyen) taraftar üstüne pijamalarını giydi uyudu; bugün olcay şahan tarafından öpülerek uyandırıldığında mızmızlanmayacak.

edit: bu yazı, muhatabını kendi içinde belirtmiş olup polemiğe açık değildir.

16 şubat 2013 beşiktaş gaziantepspor maçında yine, yeni, yeniden oyuncusunu ve nihayetinde tüm takımı ıslıklayan; ağzından saçtığı salyalar ile ana avrat küfretmekten zerre kadar hicap duymayan; emek düşmanı, kaşık düşmanı şerefsizlerin baskın olmaya iyiden iyiye yüz tuttuğu topluluk.

sen gelmiyorsun ya hani maçlara, heh işte, meydan o ibnelere kalıyor.

fikret orman başkanlığındaki beşiktaş yönetimine sözüm, ricam; en ucuz maç biletini 100 lira yapın. Böyle kancık, böyle kalleş bir güruh destekleyecek ve temsil edecekse bizi; hiç gelmesin, eksik olsun amına koyim.

16 şubat 2013 beşiktaş gaziantepspor maçında hata yapmış olan taraftardır.hatasına sürü psikolojisi diyebilirsiniz, tribüne liderlik edecek takıma moral verecek olan kemik tribünün dağılmasına bağlayabilirsiniz. aslında bağlayabilirsiniz değil, bağlamalısınız. işler saha da ve kulüpte ne kadar kötü gidiyorsa tribünde de bu sezon kanser olmamak içten değil, zincirin en güçlü halkası göz göre göre eridi gitti.

kendinize çeki düzen verin 90. dakikada yenen gole gösterdiği reflekse karşılık ne olursa olsun küfür etmemeniz gerekmez. münferit ve anlık olarak ikiye ayırmamız gerekiyor ayrıca yapılanları.
şu an sağlıklı düşünebiliyorum evet, ancak maçı izlediğim an aklıma geldi ağzımdan çıkan küfrün biri bin para. tribünde olsam bu sinir sekiz kaplan gücünde reaksiyon göstereceğinden eminim.

tribüne liderlik edecek bir güç yeniden kendisini kapalı sularında göstermezse bu tarz vak'alara çok sık rastlayacağız, eminim. kapalıdan el ele kol kola beşiktaş'ım buraya sesleri yükselseydi, tüm tribünler sırasıyla buna eşlik edecektir, gerçi cümleyi yazarken buna değecek bir futbol izlemediğimiz aklıma geldi neyse anlatmak istediğim bu maç özeli değil.

bu takım ilk yarı canını ortaya koydu olmadık maçları kazandı, hiç birimizin umudu yokken içimizi yüreğimizi ayağa kaldırdı, bu durgunluğa son vermezse tribün çok yalnız ve ne yapacağını bilmeyen bir güç konumunda. umarım bir taraf bir tarafı çabucak toparlar.