beşiktaş akatlar spor kompleksi

2 /
leia
basketbolda beşiktaş taraftarının oyuna katkısının maksimuma ulaşabileceği 1 numaralı salondur. tek salon mu sanmıyorum umarım değildir o zaman bu deplasmandaki beşiktaş taraftarının beşiktaş'a hiçbir katkısı yoktur anlamına gelir. bu acıtır.
anonymous
ankara arena'da maçların peşpeşe olmasından dolayı tribünlerin organizasyon tarafından bölünerek beşiktaş'ın seyirci gücünün azalmasından mütevellit akıllara hayıflanmayla ve özlemle gelen spor salonudur. dünkü maçta[ybkz]swh[/ybkz] sadece kale arkası bizimdi, yan tarafı çekirdekçi numaralı tribündü zaten ve yarısı ayrılmıştı. orada da insanlar ellerinden geleni yaptılar. tabii salon, hayatlarında hiç maça gitmemiş ya da 1-2 kere gitmiş genç arkadaşlarımızla, eşiyle çocuğuyla seyrek olan maçların coşkusunu yaşamak isteyen ailelerle dolu olunca gerçek çarşı desibeline ulaşılamamış olunabilir, doğrudur ancak bu beşiktaş semti kültürüyle yetişmeyen ya da beşiktaş'a hiç maç izlemeye gitmemiş, gidememiş ya da 1-2 kere gidebilmiş insanların desibel rekoru kırmalarını beklemek de biraz acımasızcadır diye düşünüyorum. türkiye'nin neresine giderseniz gidin beşiktaş'a mabedinden yani akatlar spor kompleksi'nden daha fazla desibelle seyirci desteği gelmeyecektir. çünkü ne her 2 haftada bir maçları vardır ne de semt kültürü. ve çarşı ankara gibi vasat, kendini aşamamış bir oluşum da olunca istanbul'dan bakanların tatmin olması kolay da değil. ama o heyecanı insanlarda görmek, gözlerindeki parıltıyı hissetmektir aslolan.
antakyalı
sıfırdan salon yapıyorsun neden sadece 3500 kişilik yapıyorsun sorusunu akıllara getiren salondur.

tamam dolunca etkisi güzel oluyor, genel olarak bunu bile dolduramıyoruz da bazı liselerin salonu gibi yapmaya da gerek yok. yap 10 bin kişilik kullan adam gibi de elin salonuna ihtiyaç duyma.

ayrıca her yıl adam gibi takımlar kurarsak o salon da dolar ya da en azından iyi bir sayıya oynarız.

avcarlıçürük
#337060

sanırım maçın gerginliğiyle tam anlatamamışım ne demek istediğimi. ankara'da veya başka deplasmanlardaki taraftarın etkisizliğini vurgulamak için yazmadım bunu. mesela geçen sezon, euroleague'de oynuyor olmamız sebebiyle, tüm iç saha maçlarımızı abdi ipekçi spor salonu'nda oynadık. ancak, sezon başlangıcındaki cumhurbaşkanlığı kupası maçı haricinde, tek bir maçta bile o salonu tamamen dolduramadık (galatasaray ve fenerbahçe derbileri dahil). nispeten dolu olan derbilerde ise, bench arkası tribününün orta yukarı kısmında toplanan kitle, çoğunlukla maçtan tamamiyle kopuk bir şekilde goygoy yaptı. bir tek euroleague top 16 turunun son haftasında oynadığımız fenerbahçe ülker maçında takıma etki edebildi taraftar. koca sezonda bir tek maç, o da zaten "şeref galibiyeti"ydi. yani demek istediğim, beşiktaş taraftarının basketbola yabancılığı. mesela, destekleyenlerini taraftardan saymadığımız anadolu efes'in euroleague'deki iç saha maçlarını, gidip salonda izleyin bir. ben en son real madrid ile oynadıkları maçı izledim ve sayıyla sonuçlanan her hücumda, artı rakip takımın her hücumunda, kulakları sağır eden bir gürültü oluyordu salonda. çünkü efes'i destekleyen insanların çoğu, basketol âşığı insanlar. hatta bu sebeple, maç bitiminde real madrid'i de ayakta alkışladılar. tamam, kabul, onlar "taraftar" değiller, takım aşkı falan söz konusu değil, tamam. ama basketbolda oyuna etki etmek, tam olarak öyle bir şey işte. kaybettiler, o ayrı; efes'in mallığı ve rakibin, tüm turnuvalarda namağlup devam eden real madrid olması sebebiyle. türkiye'den örnek vereyim diye efes'i seçtim, ha bir de karşıyaka taraftarı var, onlar da bu konuda oldukça iyiler. ama en iyisi için, partizan tribünlerine bakmak lazım elbette.

edit: akatlar'da da sezonda 1, bilemedin 2 maçta etkili olabiliyoruz ayrıca. onda da salonun kıç kadar, tribünlerin de sahanın dibinde olmasının etkisi büyük. o kadar yakın ki, tribünlerin en ön sırasına güvenlik görevlilerini oturtup, seyircinin oturmasına izin vermiyorlar. rakip de ergin ataman'ın beşiktaş milangaz karması olunca, o etki zaten kaçınılmaz oluyor. ama sürekliği, ne yazık ki yok. bilakis, ben çoğu maçta, pota arkasındaki goygoycu grup yüzünden saç baş yoluyorum. hatta bir gün o tarafa doğru bağırıp isyan bile etmiştim, o derece.
gidiyorum bu
sahne platformu bulunan pota arkası tarafında düzenlemelere gidilecek olan salon. söz konusu sahne oradan kaldırılıp 250 kişilik tribün yapılacak.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol