#337060
sanırım maçın gerginliğiyle tam anlatamamışım ne demek istediğimi. ankara'da veya başka deplasmanlardaki taraftarın etkisizliğini vurgulamak için yazmadım bunu. mesela geçen sezon, euroleague'de oynuyor olmamız sebebiyle, tüm iç saha maçlarımızı abdi ipekçi spor salonu'nda oynadık. ancak, sezon başlangıcındaki cumhurbaşkanlığı kupası maçı haricinde, tek bir maçta bile o salonu tamamen dolduramadık (galatasaray ve fenerbahçe derbileri dahil). nispeten dolu olan derbilerde ise, bench arkası tribününün orta yukarı kısmında toplanan kitle, çoğunlukla maçtan tamamiyle kopuk bir şekilde goygoy yaptı. bir tek euroleague top 16 turunun son haftasında oynadığımız fenerbahçe ülker maçında takıma etki edebildi taraftar. koca sezonda bir tek maç, o da zaten "şeref galibiyeti"ydi. yani demek istediğim, beşiktaş taraftarının basketbola yabancılığı. mesela, destekleyenlerini taraftardan saymadığımız anadolu efes'in euroleague'deki iç saha maçlarını, gidip salonda izleyin bir. ben en son real madrid ile oynadıkları maçı izledim ve sayıyla sonuçlanan her hücumda, artı rakip takımın her hücumunda, kulakları sağır eden bir gürültü oluyordu salonda. çünkü efes'i destekleyen insanların çoğu, basketol âşığı insanlar. hatta bu sebeple, maç bitiminde real madrid'i de ayakta alkışladılar. tamam, kabul, onlar "taraftar" değiller, takım aşkı falan söz konusu değil, tamam. ama basketbolda oyuna etki etmek, tam olarak öyle bir şey işte. kaybettiler, o ayrı; efes'in mallığı ve rakibin, tüm turnuvalarda namağlup devam eden real madrid olması sebebiyle. türkiye'den örnek vereyim diye efes'i seçtim, ha bir de karşıyaka taraftarı var, onlar da bu konuda oldukça iyiler. ama en iyisi için, partizan tribünlerine bakmak lazım elbette.
edit: akatlar'da da sezonda 1, bilemedin 2 maçta etkili olabiliyoruz ayrıca. onda da salonun kıç kadar, tribünlerin de sahanın dibinde olmasının etkisi büyük. o kadar yakın ki, tribünlerin en ön sırasına güvenlik görevlilerini oturtup, seyircinin oturmasına izin vermiyorlar. rakip de ergin ataman'ın beşiktaş milangaz karması olunca, o etki zaten kaçınılmaz oluyor. ama sürekliği, ne yazık ki yok. bilakis, ben çoğu maçta, pota arkasındaki goygoycu grup yüzünden saç baş yoluyorum. hatta bir gün o tarafa doğru bağırıp isyan bile etmiştim, o derece.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?