çok bilen zeki insanların yaşadığı kafa karışıklığına tutulduğunu düşündüğüm insan. op'la zo'nun dramını takip eden eski oyunlarının şu an yaptığı işlerden çok daha iyi olduğunu düşünüyorum. devlet tiyatrosu'nda oynanan yangın duası'da dahil buna. asıl "keşke bulaşmasaydı" denilebilecek işi ise sinemaya girişmek oldu bence. iyi seneler londra'yı işine keşke girmeseydi, kusura bakmasın ama kötü film olmuş ne yazık ki.
eli kalem tutan, iyi metin yazmayı bilen, müthiş zeki, estetik duygusu güçlü, memleketimizin en değerli tiyatro insanlarından biridir berkun abi'miz. fazla postmodernleşti kendisi için endişe duyuyorum. şu an yaptığı oyunlara da bayılmıyorum. uyguladığı biçem anlayışını tiyatronun doğasından çok uzak buluyorum. ama üretsin, takılsın yeter ki..
ha son zamanlarda popüler olmasına ise acaip uyuz oluyorum. her zaman söylerim popüler olacak şey vardır, olmayacak şey vardır. popüler olanı tüketmekte ise bir beis yoktur. popüler popülerken güzeldir. berkun oya dehasının popüler olması çok olası, ancak ürünlerinin popüler olmasını şahsım adına anlamam mümkün değil. bu yüzden şu anki tirajının, imaj çabası uğruna ne bok yiyeceğini şaşırmış genç neslin bir başarısı olduğunu düşünüyorum.
popüler olabilecek tiyatro, oyun atölyesi'dir, kenter'lerdir ve hatta dot'tur. ama krek asla değildir. eğer br kuzey avrupa ülkesi değilsek, ki değiliz, krek asla değildir. oyun atölyesi popüler olmazsa zedelenir, ancak krek gibi yerler de popüler olurlarsa zedelenir. bu sezonki oyunları hakkında duyduğum abartılı yergiler de bunları doğrular nitelikte..
neyse konuyu dağıtmadan şöyle bitirelim. bu adam öyle bir şey daha yazmıştır ki, öyle bir şey bir daha yazılamaz yani: (bkz: şapkadan babam çıktı)
eksik olmasın, var olsun, biraz daha az artist olsun.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?