Vicdani red;kişinin ahlaki tercih, dini inanç ya da politik nedenlerle askere gitmeyi red etmesidir.Türkiye'de yasal olarak tanınmıyor, fakat birçok Avrupa ülkesinde bir hak olarak tanınıyor, vicdani redçiler sivil hizmet alanlarında istihdam ediliyor.
gayet mantıklıdır,insanın ''ben hiç bir koşulda,hiçbir nedenle elime silah almak istemiyorum'' demesinden daha doğal birşey de olamaz.
gerilerden gelen edit:en kısa sürede türkiye'de bir yasa haline getirilmesi temennilerimle...
vicdani ret
kesinlikle gelmesini, yasalaştırılmasını istediğin, desteklediğim bir tercih hakkıdır.
gelmesi halinde ise bir turnusol kağıdı görevi görecektir.
her şehit haberinden sonra aslan, kaplan kesilenlerin aslında bir sikim yapamayacakları ortaya çıkacaktır.
not: şahsi tercihimi açıklamakta bir sakınca görmüyorum. vicdani red yasalaştığı anda askere gitmeyi [ybkz]swh[/ybkz] reddedeceğim.[ybkz]swh[/ybkz]
gelmesi halinde ise bir turnusol kağıdı görevi görecektir.
her şehit haberinden sonra aslan, kaplan kesilenlerin aslında bir sikim yapamayacakları ortaya çıkacaktır.
not: şahsi tercihimi açıklamakta bir sakınca görmüyorum. vicdani red yasalaştığı anda askere gitmeyi [ybkz]swh[/ybkz] reddedeceğim.[ybkz]swh[/ybkz]
silahlanma meselesine karşı, bireysel tercih olarak eline silah almayan bireyin tercihidir. kimi ülkelerde askerlik denen görev sosyal görevlerle geçirilerek uygulanmakta, kimi ülkelerde yasal bir haktır vatandaşa tanınan. ordu millet geleneğinden bahseden bir ulus olarak bizde lafı bile fırtınalar kopartılır. bireysel tercih olarak son derece normaldir ve uygulanması gerekir.
diğer ülkelerde uygulanıyor diye bizde de uygulanmalıdır tavrı mevcut türkiye için geçersizdir.
bilgisayar başından kalkmayan, tarihini bilmeyen-ilgilenmeyen, yozlaşan bir millet olarak belkide kaybettiğimiz değerlerimizi tekrar hatırlamamız için, uğruna yüzbinlerce şehit verilerek kurulmuş bir türkiye'de rahat özgür bir şekilde[ybkz]swh[/ybkz] yaşıyor olduğumuzu hatırlamak ve silkelenip kendimize gelmemiz için gereklidir askerlik. çok basit bir örnek vereyim:
çalıştığım ofiste askerliğini yapmamış-kaçmış 2 kişi var. bu son şehit haberini sanırım ilk ben gördüm ofiste beynimden vurulmuşa döndüm ekrana baktım bi süre mal gibi. sonra kendime gelip arkadaşlara söyledim ve askerliğini yapmış olanlarla olmayanlar arasındaki farkı tam olarak gördüm. o dediğim iki kişiden elle tutulur bi tepki gelmeyip 'umursamaz' havalarındaydılar. aa üzüldüm falan tripleri. ne diyim ben başka daha.
son olarak bunu savunan kişilere şunu sormak istiyorum: vatan borcunuzu ne şekilde ödemeyi planlıyorsunuz?
bilgisayar başından kalkmayan, tarihini bilmeyen-ilgilenmeyen, yozlaşan bir millet olarak belkide kaybettiğimiz değerlerimizi tekrar hatırlamamız için, uğruna yüzbinlerce şehit verilerek kurulmuş bir türkiye'de rahat özgür bir şekilde[ybkz]swh[/ybkz] yaşıyor olduğumuzu hatırlamak ve silkelenip kendimize gelmemiz için gereklidir askerlik. çok basit bir örnek vereyim:
çalıştığım ofiste askerliğini yapmamış-kaçmış 2 kişi var. bu son şehit haberini sanırım ilk ben gördüm ofiste beynimden vurulmuşa döndüm ekrana baktım bi süre mal gibi. sonra kendime gelip arkadaşlara söyledim ve askerliğini yapmış olanlarla olmayanlar arasındaki farkı tam olarak gördüm. o dediğim iki kişiden elle tutulur bi tepki gelmeyip 'umursamaz' havalarındaydılar. aa üzüldüm falan tripleri. ne diyim ben başka daha.
son olarak bunu savunan kişilere şunu sormak istiyorum: vatan borcunuzu ne şekilde ödemeyi planlıyorsunuz?
vicdani reddin farklı sebepleri olabilir.
*Birey, emir almak ve vermek, itaat etmek ve hükmetmek istemiyor olabilir.
*Birey,şiddet kullanmayı ve insan öldürmeyi öğrenmeyi istemiyordur.
*Birey savaşlara karşı olabilir ve savaşların yürütücüsü olan ordulara hizmet etmek istemeyebilir.
*Birey,dini inançları gerekçesiyle her türlü şiddete karşı olabilir.
*Birey,politik görüşleri doğrultusunda ordusuz, sınırsız, devletsiz, özgür bir dünyada yaşamak istiyor olabilir.
bunun yozlaşmayla hiçbir ilgisi yoktur,hiç kimse vicdanıyla bağdaştıramadığı silahlı bir savaş hizmeti olan askerliğe zorlanamaz.
*Birey, emir almak ve vermek, itaat etmek ve hükmetmek istemiyor olabilir.
*Birey,şiddet kullanmayı ve insan öldürmeyi öğrenmeyi istemiyordur.
*Birey savaşlara karşı olabilir ve savaşların yürütücüsü olan ordulara hizmet etmek istemeyebilir.
*Birey,dini inançları gerekçesiyle her türlü şiddete karşı olabilir.
*Birey,politik görüşleri doğrultusunda ordusuz, sınırsız, devletsiz, özgür bir dünyada yaşamak istiyor olabilir.
bunun yozlaşmayla hiçbir ilgisi yoktur,hiç kimse vicdanıyla bağdaştıramadığı silahlı bir savaş hizmeti olan askerliğe zorlanamaz.
zorunlu askerlik uygulamasında sıklıkla tartışılan konuların başında gelir. öncelikle şunu belirteyim ben zorunlu askerlik uygulamasına karşıyım. bir çocuğu 20 yaşında askere alıp vereceğin 3 aylık bir eğitimle yıllarını o dağlarda geçirmiş ve o dağları avcunun içi gibi bilen insanların karşısına sürmek mantıklı değil bana göre. yapılması gereken şey, orduyu profosyonelleştirmektir. böylece daha küçük ama daha kabiliyetli ve daha deneyimli bir ordu elde edilecektir.
profosyonel askerlik isteğe bağlı olacağından vicdani red gibi bir kavramın tartışılmasına da böylece gerek kalmaz. böylece isteyen vatan borcunu dağda kurşun sıkarak öder, isteyen de vergisini verip bu ülke için çalışıp vatanına karşı olan borcunu öder.
profosyonel askerlik isteğe bağlı olacağından vicdani red gibi bir kavramın tartışılmasına da böylece gerek kalmaz. böylece isteyen vatan borcunu dağda kurşun sıkarak öder, isteyen de vergisini verip bu ülke için çalışıp vatanına karşı olan borcunu öder.
her şeyden önce tercihdir. saygı duyulması zorunludur.
##149521
savunduğuma ve istediğime göre cevap vermek de en doğal hakkımdır herhalde.
vatan dediğimiz şey kara parçasından ibaret değildir. vatan denilen şeyi değerli yapan üstünde yaşayan halktır. yani vatan ve halk birbirinden bağımsız düşünülemez.
(b: yukarıda söylediklerimi aklınızda tutarak devam edin.)
ve çok açık söyleyeyim benim bu vatana zerre kadar bir borcum yok. aksine bu vatanın bana çok borcu var. benim geleceğim yok edilmişken nasıl bu vatan borcum olabilir? asıl ben hakkımı istiyorum bu vatandan. çalınan, çöpe atılan geleceğimi talep ediyorum. benim atatürk'ten başka kimseye borcum yok kardeşim. zaten ona olan borcumu her gün, her an kendime göre bir şekilde ödüyorum. gerisi sikimde bile değil.
##149521
savunduğuma ve istediğime göre cevap vermek de en doğal hakkımdır herhalde.
vatan dediğimiz şey kara parçasından ibaret değildir. vatan denilen şeyi değerli yapan üstünde yaşayan halktır. yani vatan ve halk birbirinden bağımsız düşünülemez.
(b: yukarıda söylediklerimi aklınızda tutarak devam edin.)
ve çok açık söyleyeyim benim bu vatana zerre kadar bir borcum yok. aksine bu vatanın bana çok borcu var. benim geleceğim yok edilmişken nasıl bu vatan borcum olabilir? asıl ben hakkımı istiyorum bu vatandan. çalınan, çöpe atılan geleceğimi talep ediyorum. benim atatürk'ten başka kimseye borcum yok kardeşim. zaten ona olan borcumu her gün, her an kendime göre bir şekilde ödüyorum. gerisi sikimde bile değil.
yanlış anlaşılmasın, ben o coğrafyayı bilmeyen hayatında eline silah almamış gençlerimiz dağlara çıksın onlarla savaşsın demiyorum. o savaşı yapacak kişiler kesinlikle profesyoneller olmalı. fakat bu ülkeye benim borcum yok yapmıyorum ben askerlik demek, cumhuriyet kurulana kadar ölüme giden yiğitlerin kemiklerini sızlatır, başta mustafa kemal atatürk olmak üzere. başka da hiçbişey ifade etmez benim için. nereye gidiyoruz biz arkadaş.
"vatan borcu kanla, savaşla, ölümle ödenir" düsturunu benimsemiş ataerkil ve göçebe geleneklerinden kendini soyutlayamamış toplumumuzda kabul görmemesi normal olan bir mefhumdur.
bir kere vatan borcu nedir, bunu irdelemek lazım. 20 küsür sene okul okuyorsun ki iyi bir mesleğe sahip olayım, hem kendi hayatımı belli standartlarda idame ettireyim hem de ülkeme, topluma bir faydamın dokunabileceği işler yapayım diye. mühendis oluyorsun, bankacı oluyorsun, doktor oluyorsun, avukat oluyorsun vs. ve yine verdiğin hizmeti alacak kişiler bu toplumun fertleri oluyor. o halde ben neden kendi mesleğimi topluma fayda sağlayacak şekilde sürdürerek başarılı olmak, ülkeme katkıda bulunmak yerine benimle ne alıp veremediği olduğunu bile bilmediğim bir düşmanla, hangi perde arkası pazarlıklar sonucu hazırlandığı belli olmayan bir mizansenin içinde piyon olayım ki? neden öleyim bu vatan için? ben ölmeyeceksem gencecik çocuklar neden ölsün? bu işi gönüllü yapmak isteyenler, profesyonel meslek olarak düşünenler varken neden ben istemediğim bir savaşın ortasında olayım ki? kime çıkar sağlamak için? düşman diye bana gösterileni baş tacı eden, muhatap alıp müzakere yapan, saçma salak isteklerine boyun eğen iktidar sahiplerine mi? kana susamış, ırkçı hezeyanlarla çığrından çıkmış, soykırım yapmaya hevesli faşist güruha mı? yoksa ekonomik gücüyle dünya dengelerini elinde tutan, ülkemi açık açık sömürgeye çeviren bir emperyal gücün stratejik bekasına mı?
önce bunların cevabı verilmeli ki, sonra vicdani red eleştirisi yapılabilsin.
edit: askerliği 2 sene önce tamamlamış biri olarak bu yazıyı yazdığımı da belirteyim.
bir kere vatan borcu nedir, bunu irdelemek lazım. 20 küsür sene okul okuyorsun ki iyi bir mesleğe sahip olayım, hem kendi hayatımı belli standartlarda idame ettireyim hem de ülkeme, topluma bir faydamın dokunabileceği işler yapayım diye. mühendis oluyorsun, bankacı oluyorsun, doktor oluyorsun, avukat oluyorsun vs. ve yine verdiğin hizmeti alacak kişiler bu toplumun fertleri oluyor. o halde ben neden kendi mesleğimi topluma fayda sağlayacak şekilde sürdürerek başarılı olmak, ülkeme katkıda bulunmak yerine benimle ne alıp veremediği olduğunu bile bilmediğim bir düşmanla, hangi perde arkası pazarlıklar sonucu hazırlandığı belli olmayan bir mizansenin içinde piyon olayım ki? neden öleyim bu vatan için? ben ölmeyeceksem gencecik çocuklar neden ölsün? bu işi gönüllü yapmak isteyenler, profesyonel meslek olarak düşünenler varken neden ben istemediğim bir savaşın ortasında olayım ki? kime çıkar sağlamak için? düşman diye bana gösterileni baş tacı eden, muhatap alıp müzakere yapan, saçma salak isteklerine boyun eğen iktidar sahiplerine mi? kana susamış, ırkçı hezeyanlarla çığrından çıkmış, soykırım yapmaya hevesli faşist güruha mı? yoksa ekonomik gücüyle dünya dengelerini elinde tutan, ülkemi açık açık sömürgeye çeviren bir emperyal gücün stratejik bekasına mı?
önce bunların cevabı verilmeli ki, sonra vicdani red eleştirisi yapılabilsin.
edit: askerliği 2 sene önce tamamlamış biri olarak bu yazıyı yazdığımı da belirteyim.
vicdanı olanların red edemeyeceği bişeye sempatik isim koymaktan ileri gitmeyen bi ifadedir. götünden korkusu olanların uydurduğu ifade de olabilir tam karar veremedim şu an.
savaş karşıtı olarak kısa tanımı yapılabilen düşüncedir.Türkiyede VR açıklayan sadece 137 kişi vardır
vicdanı olanların, insan öldürmekten uzka durmak için açıkladıkları red kararıdır. elimde olsa anında açıklardım.
(bkz: mahalle baskısı)
(bkz: sosyal baskı)
(bkz: mahalle baskısı)
(bkz: sosyal baskı)
çıktığı anda kimse askere gitmez gibi bir korku doğuran düşünce. e hani biz kahraman millettik, hani gözümüz kapalı savaşırdık? bizi mi kandırdılar yoksa gerçeklerden mi korkuyorlar?
son çıkan tartışmalara göre pkk ya karşı olan mücadelede ivme kaybedileceği düşünülerek karşı olunan uygulamadır.
hani biz pkk ile savaşta değildik?benim en son hatırladığım insanlar askere tehditle kurtuluş savaşı nda alınıyordu..demek ki pkk ile mücadelemiz o kadar ciddi ve halkın bilmediği boyuttadır ki milli savunma'yla ilgili olan bir kararı devlet bu terör örgütüne göre karar verebilmektedir.
diğer yandan şehitliğin islami bir rütbe olduğunu ve her müslümanın bunu kabul etmesi gerektiği için askerliğin de zorunlu olması isteniyor...pardon ama bu ülkede cihad mı yapılacak ki insanlar asker olmayı öğrensin?vaktinde devletin beslediği ve otuz senedir bitirilemeyen bir terör örgütü için neden islam argümanı kullanılıyor?
şehit cenazelerinin olduğu dönemlerde herkesin dilinde arabesk vatan-millet-sakarya klişeleri dönüyor, herkes asker, herkes katliamsever kesiliyor...neden şimdi bedelliden ve vicdani redden korkuluyor?hani biz kahraman bir milletin ahvadıydık?
henüz 20 yaşında ve eline oyuncak silah bile verilmemiş gencecik insanlar askere gitmek zorunda değil..!
kalem tutmaktan başka birşey istemeyen ve vatanına başka türlü hizmetler vermek isteyen bir insan kutsallar arasına konulmuş bu 18 aylık hizmeti yapmakla yükümlü değil!
hele hele oğlunun gözünün içine bakarak büyütmüş bir anne, her sabah korkuyla uyanmak zorunda hiç değil!
yok ülkemizin şartları, yok şehadet, yok vatan borcu bunları bir kenara bırakalım önce insan olduğumuzu, yaşayıp ve yaşatmakla yükümlü olduğumuzu hatırlayalım...
hani biz pkk ile savaşta değildik?benim en son hatırladığım insanlar askere tehditle kurtuluş savaşı nda alınıyordu..demek ki pkk ile mücadelemiz o kadar ciddi ve halkın bilmediği boyuttadır ki milli savunma'yla ilgili olan bir kararı devlet bu terör örgütüne göre karar verebilmektedir.
diğer yandan şehitliğin islami bir rütbe olduğunu ve her müslümanın bunu kabul etmesi gerektiği için askerliğin de zorunlu olması isteniyor...pardon ama bu ülkede cihad mı yapılacak ki insanlar asker olmayı öğrensin?vaktinde devletin beslediği ve otuz senedir bitirilemeyen bir terör örgütü için neden islam argümanı kullanılıyor?
şehit cenazelerinin olduğu dönemlerde herkesin dilinde arabesk vatan-millet-sakarya klişeleri dönüyor, herkes asker, herkes katliamsever kesiliyor...neden şimdi bedelliden ve vicdani redden korkuluyor?hani biz kahraman bir milletin ahvadıydık?
henüz 20 yaşında ve eline oyuncak silah bile verilmemiş gencecik insanlar askere gitmek zorunda değil..!
kalem tutmaktan başka birşey istemeyen ve vatanına başka türlü hizmetler vermek isteyen bir insan kutsallar arasına konulmuş bu 18 aylık hizmeti yapmakla yükümlü değil!
hele hele oğlunun gözünün içine bakarak büyütmüş bir anne, her sabah korkuyla uyanmak zorunda hiç değil!
yok ülkemizin şartları, yok şehadet, yok vatan borcu bunları bir kenara bırakalım önce insan olduğumuzu, yaşayıp ve yaşatmakla yükümlü olduğumuzu hatırlayalım...
gelmesini sonuna kadar isterim.biz cumhuriyeti ilan ettiğimizde avrupanın çoğu ülkesinde vicdani ret hakkı vardı hadi onu geçtim kimse silah tutup kurşun sıkmak zorunda değil.
etnik, dini, ideolojik sebeplerle askerliği reddetmektir. haktır ve yasallaştırılmalıdır.
http://youtu.be/sMyFevs7l3M
http://youtu.be/D7PDVp4R7DM
http://youtu.be/sMyFevs7l3M
http://youtu.be/D7PDVp4R7DM
15 mayıs 2013 tarihinde derneği kurulan,tercih özgürlüğü.
http://www.radikal.com.tr/turkiye/vicdani_ret_dernegi_resmen_kuruldu-1133591
http://www.radikal.com.tr/turkiye/vicdani_ret_dernegi_resmen_kuruldu-1133591
olması gerekendir . biz yapamadık o başka yapana saygı destek ve hürmet gösterilmesi gereken durum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?