9 şubat 2013 sanica boru elazığspor beşiktaş maçı

ben öyle bi insan mıyım
başıma bir şey gelmeyecek ise, orgazmik bir zafer kazandığımızı söyleyeceğim maçtır.

sinan kurumuş'u böyle bir maça ilk 11 çıkarmak ne denli büyük bir hataysa, samet aybaba'nın o felaket performansa 40 dakika sabretmesi de bir o kadar büyük bir sabrın örneğiydi. bu çocuğun pişmesi gerek, aceleci olmamak gerek, a2'de biraz hırpalanması gerek hocam.
ibrahim toraman'ın oynaması gereken pozisyonun stoper değil de, ön libero olduğunun artık net bir şekilde anlaşıldığını ummaktayım. zira adam ağır beyler, arkaya çok adam kaçırıyor. halbüse ön liberoda oldukça iyi bir kesici, neredeyse taştan bir duvar, beton beton...[ybkz]swh[/ybkz]
filip holosko çılgın attı desem yeridir. gol vuruşu ne kadar akıl doluysa da, beceri ve sezgi yetenekleriyle girdiği pozisyonlar da bir o kadar önemliydi. sağ kanatta harcanmamalı; ya klasik 4 3 3'te, ya da 4 4 2'de yardımcı, çakal forvet olarak görev almalı.
olcay şahan gizli kahramandı. özellikle ilk yarıda müthiş oynadı; fakat ona ayak uydurabilen olmadı. bu yüzden de ön plana çıkamadı. leş yiyenlere, kan emicilere aldırma sen kartalım; doğru yoldasın, yolundan şaşmayasın. oyun bilgin dâim olsun, şevkin kaçmasın.
oğuzhan özyakup'un bileklerine şarkılar yazılır, ağlamaklı şiirler okunur; fakat o bileklerin bağlı olduğu bacaklar güçlenmedikçe kendi oyununu ilerletmesi oldukça güç. biraz güçlen b'oğlum artık yavaş yavaş.
manuel fernandes'in gol atması son derece önemliydi. çünkü reyiz, ligin ikinci yarısı başladı başlayalı, evlerden ırak bir futbol oynuyor. bu maçta da el freni görevi gördü desek bokunu çıkarmış olmayız mevzunun. kendini toparla be koca reyiz, az hareketli oyna; karadayı ile birlikte yola getireceğiz daha nice endüstriyel arsızları.
tomas sivok kafası diye bir gerçek var. savunmada böylesine sağlam, ayakları yere pençe misali perçinlenen, geriden oyun kuran, duran toplarda rakiplerin kâbusu olan bir defans oyuncusu... çocuğumun adını tomas koyduracaksın bana kardeşim; sen torun sahibi olmadan ben çocuk sahibi olursam tabii...
7 aralık 2012 beşiktaş eskişehirspor maçına göz kırparak, savunma bloğu arasına petrol boru hattı kuran veli kavlak, orta sahada yalnızım dostlarım'dan bir kuble okunurken yakalanmış diyorlar. yüz ifadesinden tahmin etmeliydim...
son olarak; mamadou niang... daha ilk maçtan methiyeler düzmek değil niyetim ama; fernandes'in golünde, roberto hilbert'in önüne attığı pas; yıllardır, gerçek anlamda bir forvet oyuncusuna sahip olmadığımızı hatırlattı bana. nitekim zenci iyidir, arkasında durmakta fayda var bu adamın.[ybkz]swh[/ybkz]

maça 1-0 geride başladıktan sonra, kendimize gelmemiz bir devre sürdü. ikinci yarıda, ligin ilk yarısından paralelkenarlar izledik. paralel heyecanlar ile de, yine paralel bir skor elde ettik. bu takım, ısırdığı zaman, her şekilde sonuca gidiyor bu sezon; yeter ki arzusunu yitirmesin, yeter ki hocası rakip takımdan korkmasın, yeter ki ekmeğine kan doğranmasın.

geri dönüşlerinin hastası, bize dönüşlerinin hayrânı, öze dönüşlerinin kurbânıyız ey şanlı beşiktaş.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol