[ybkz]swh[/ybkz]
--spoiler--
Ancak Medical Park Antalyaspor maçındaki performansımızdan kesinlikle memnun değilim. Yetersiz şekilde oynadık. İlk beş maçtaki performansın uzağında kaldık. Oyuncuların psikolojik ve fiziksel olarak mutlaka yüzde yüzde olmaları gerekiyor. Oyunun her alanında hep birlikte hareket etmemiz lazım. Tekrar kazanmaya başlamak için ihtiyacımız olan bu
--spoiler--
30 eylül 2013 medical park antalyaspor beşiktaş maçı
kaybetmemizi beklediğim maçtı, nitekim de öyle oldu. bundan sonra eskişehir maçında da[ybkz]swh[/ybkz] puan veya puanlar kaybettikten sonra galibiyet serisi yakalayacağımızı umuyorum. takımın üzerinde hala olimpiyat stadında kaybedilen galatasaray maçının verdiği baskı var, bariz belli oluyor...
3 puandan daha fazlasını kaybettiğimiz maç.maalesef takım özgüvenini kaybetmiş durumda;coşkusuz,isteksiz,mücadele etmeyen bir takım görüyoruz sahada.mücadele eder kaybedersin ama bu şekilde yenilgiler kabul edilemez.takımda oynamaya çalışan atiba hutchinson,ramon motta ve sonradan oyuna giren muhammed demirci idi.diğerlerinin neden sahada olduklarını ise çözmekte zorlandım.slaven bilic'in saha kenarında olmayışı takımı bu kadar kötü etkilememeli.önümüzde eskişehir deplasmanı var.bu şekilde kazanmamız çok zor görünüyor umarım 4 günde takım toparlanır.son olarak ilker meral hakemden başka her şey olabileceğini bir kez daha gösterdi.emre güngör'ün tam kontra atak yaparken motta'yı engellemesine sadece baktı.2.sarı karttan ihraç etmek zor geldi belli ki oysa bizim 5 oyuncumuza kart göstermek ne kadar kolay.
antalyaspor'un 6 hafta sonunda ilk kez galibiyet yaşadığı maç.
bursaspor maçında[ybkz]swh[/ybkz] oynadığının yarısını oynasa fark atacak beşiktaş'ın; galatasaray maçından[ybkz]swh[/ybkz] sonra, üzerindeki ölü toprağını atamadığını gösteren maç olmuştur. nazar boncuğu olsun diyelim.
ölmüş beşiktaş'ın cenazesini antalya'nın kaldırdığı maç. bu takım yenilecek elbette ama böyle değil. sanki ligin 32 haftası şampiyonluk gitmiş, uefa kupasına katılma garanti, bitse de gitsek gibi oynanan maç. sayın beşiktaş futbol takımı ve teknik yöneticilerimiz, bizim takımımızın silahı kompakt futbol, yardımşalmalı futbol, çok koşan oyuncular. öyle gs'deki gibi at drogba'ya, ver sow'a mantığı ile biz bu ligde başarılı olamayız. en star özellikli oyuncularımız ferdi ve almeida bizim. yani skoru bir anda değiştirecek, maça ağırlığını koyacak, maçı tek başına alacak oyuncularımız yok. sosyalist takımız dedik ya hani.
bunu saymıyoruz kartallar. bursa maçı gibi oynayın, savunma arkasına atılan toplardan gol yiyelim, hatta 3 gol yiyelim, yenilelim. o zaman daha çok sevelim sizi. bunu saymıyoruz.
bunu saymıyoruz kartallar. bursa maçı gibi oynayın, savunma arkasına atılan toplardan gol yiyelim, hatta 3 gol yiyelim, yenilelim. o zaman daha çok sevelim sizi. bunu saymıyoruz.
uzun zamandır gördüğüm en kötü Beşiktaş'ı izlediğim maç.
sahada ne yaptığını bilmez insanlar topluluğuydu Beşiktaş. acemi askerler gibi düdük sesini duyunca nereye gideceklerini, ne yapacaklarını bilemiyorlardı sanki. hatalar zinciri öylesine uzundu ki neresini onaracağını bilememiştir Biliç. maçlar kazanılır, kaybedilir önemli değil. ama önemli olan birşey var ki duruma yada skora isyan etmemek ! sahada dün bunu gördüm takımımızda oyuna sonradan girenlerde bile inanılmaz bir durgunluk, vurdumduymazlık hakimdi.
skor 2-0'ken kulübeyi gösterdi tv. ömer bacaklarını çelmiş, ersan yan yatmış gayet rahat bir görüntü sergiliyorlardı. bizim gibi beraberliğe bile ağlayarak büyüyen bir nesile küfür gibi geliyor bu hareketler !
yazarların birleştiği ortak nokta geçen hafta ki olaylı derbi ve sonrasındaki cezaların takımı etkilediğiydi ! kabul etmiyorum ben bu yorumları. evet derbi ve cezalar takımı etkilemeliydi ama negatif değil pozitif etkilemeliydi. takım birbirine kenetlenmeli ve "alayınız gelse yıkamaz Beşiktaş'ı" mesajını vermeliydi hem oyunu hem de skoruyla.
kaybedilen sadece 3 puansa eğer eyvallah ama kaybedilen beraber oynayan, basan, coşan Beşiktaş ise vay halimize.
sahada ne yaptığını bilmez insanlar topluluğuydu Beşiktaş. acemi askerler gibi düdük sesini duyunca nereye gideceklerini, ne yapacaklarını bilemiyorlardı sanki. hatalar zinciri öylesine uzundu ki neresini onaracağını bilememiştir Biliç. maçlar kazanılır, kaybedilir önemli değil. ama önemli olan birşey var ki duruma yada skora isyan etmemek ! sahada dün bunu gördüm takımımızda oyuna sonradan girenlerde bile inanılmaz bir durgunluk, vurdumduymazlık hakimdi.
skor 2-0'ken kulübeyi gösterdi tv. ömer bacaklarını çelmiş, ersan yan yatmış gayet rahat bir görüntü sergiliyorlardı. bizim gibi beraberliğe bile ağlayarak büyüyen bir nesile küfür gibi geliyor bu hareketler !
yazarların birleştiği ortak nokta geçen hafta ki olaylı derbi ve sonrasındaki cezaların takımı etkilediğiydi ! kabul etmiyorum ben bu yorumları. evet derbi ve cezalar takımı etkilemeliydi ama negatif değil pozitif etkilemeliydi. takım birbirine kenetlenmeli ve "alayınız gelse yıkamaz Beşiktaş'ı" mesajını vermeliydi hem oyunu hem de skoruyla.
kaybedilen sadece 3 puansa eğer eyvallah ama kaybedilen beraber oynayan, basan, coşan Beşiktaş ise vay halimize.
tuncel kurtiz için pankart açılan maç.
beşiktaş kanseri umuyorum tek maçla kalır, böyle mücadeleden yoksun bir takım anlayışla ilerlememiz zor çünkü.
1-0'dan sonra yediremeyerek ekran başından kalktığım maç.
üzücü bir karşılaşma oldu.
üzen şey kaybetmemizden ziyade mücadele edemeyen halimizdi. yine de vurun ama öldürmeyin, ben şu anki halimizi hollywood'un klişe kolej basketbol konulu filmlerine benzetiyorum; sezon başında şans tanınmayan ama yeni koçu etrafında kenetlenip herkesi şaşırtan takım sezon ortasında kibir ve süperstar psikolojisinin kurbanı olur, bir anda kaybetmeye başlarlar, en sonunda koç bunlara ayarı verir ve takım eski günlere dönerek mutlu sona bağlar.
beşiktaş mücadele etmeden asla kazanamaz. kadrosunda cristiano ronaldo, ribery, schweinsteiger bir arada olsa bile kazanamaz. kulübün kimliğine ters. mücadele etmeyen beşiktaş, beşiktaş değildir.
maçla ilgili kısaca yorumlara ve maçın yıldızı lamine diarra'ya dair nota şuradan ulaşabilirsiniz;
http://www.fourfourtwo.com.tr/2013/09/30/yarisinda-cikilan-mac/
enseyi karartmayalım. ammavelakin rotasyona başvurmak da şart.
üzen şey kaybetmemizden ziyade mücadele edemeyen halimizdi. yine de vurun ama öldürmeyin, ben şu anki halimizi hollywood'un klişe kolej basketbol konulu filmlerine benzetiyorum; sezon başında şans tanınmayan ama yeni koçu etrafında kenetlenip herkesi şaşırtan takım sezon ortasında kibir ve süperstar psikolojisinin kurbanı olur, bir anda kaybetmeye başlarlar, en sonunda koç bunlara ayarı verir ve takım eski günlere dönerek mutlu sona bağlar.
beşiktaş mücadele etmeden asla kazanamaz. kadrosunda cristiano ronaldo, ribery, schweinsteiger bir arada olsa bile kazanamaz. kulübün kimliğine ters. mücadele etmeyen beşiktaş, beşiktaş değildir.
maçla ilgili kısaca yorumlara ve maçın yıldızı lamine diarra'ya dair nota şuradan ulaşabilirsiniz;
http://www.fourfourtwo.com.tr/2013/09/30/yarisinda-cikilan-mac/
enseyi karartmayalım. ammavelakin rotasyona başvurmak da şart.
anlam veremediğim bir karşılaşma oldu. ne diyeceğimi bilemiyorum.
çok afedersiniz ama bombok oynadığımız maç
an itibari ile antalyaspor'un 2-0 öne geçtiği maç. eğer tolga böyle golleri yiyorsa cenk niye oynamıyor dedirtiren maçtır.
an itibari ile antalyaspor 1-0 öne geçtiği maç. dk.47 gol diarra.
ilk yarısı 0-0 biten mücadele
atiba hutchinson ile bir topumuzun direkten döndüğü maç. umarım açılır takım bu pozisyon sonrası
uzerimize olu topragi atilmis galiba ama duzelir dedigim mac
ilk onbirimiz;
tolga, serdar, sivok, escude, ramon motta, atiba h. , veli, gökhan, fernandes, olcay, almeida
tolga, serdar, sivok, escude, ramon motta, atiba h. , veli, gökhan, fernandes, olcay, almeida
maç sonu "atın intikamı" adlı filmi izlemek istemediğim karşılaşma.
la yeter artık gülsün yüzümüz.
la yeter artık gülsün yüzümüz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?