28 şubat 2014 beşiktaş medical park antalyaspor maçı

4 /
maniktaraftar
Genel olarak takip ettiğim kadarıyla Holosko, Uğur Boral isimleri üzerinden falan tartışılıyor. Taraftar yine hataya düşüyor. Ancak hiçbir taraftar futboldan anlamak zorunda değil. Futboldan anlamayan taraftar anlaşılabilir bir öznedir ama iki yüzlü olanı asla! Takıma olan desteğinin skorla alakası olmadığını söyleyenlere bu lafım. Arkadaşlar Beşiktaş kötü futbol oynuyor. İkinci yarı hiçbir maçta (Kasımpaşa dahil) iyi futbol oynamadık. Girdiğimiz pozisyonları değerlendirdik sadece. Şimdi bu kötü futbola bir de Bilic'in anlamsız tercihleri eklenmiş oldu tekrardan, fazlası değil yani.

Diyecek lafı olup da biz skor aldığımız zaman susan taraftar bu camiaya lazım değil. Belki de skor gelince eksikleri görmek istemiyordur insanlar. Sonuçta çoğu kişi için karar noktası topun kalenin içine girip giremeyişi.

Şu maç üzerinden de takımının oynadığı futbolu eleştirmeyip ihaleyi Uğur Boral'a, Holosko'ya çıkaranlar sadece gölge ediyorlar. Camiaya zarar veriyorlar. Oysa eleştirel bir eleştiri kimseye zarar vermez. Mutfak sanatlarına dönelim:

Şimdi sizin elinizde belli bir malzeme var. Yemek yapmanız lazım. Ancak dün alınan sebzeler yeterli değil, bazıları çürük hatta. Gidip yeni malzemeler de alıyorsunuz. Maalesef bunlar arasında da çürük olanlar var; ama olmayanlar çoğunlukta. Şimdi siz elinizde en azından henüz çürümemiş bir domates varken çürümüş olanı yemeğe koyarsanız o yemek güzel olmaz. Bunu suçu da çürük domateste değildir. O zaten çürük!

Holosko'nun emeği büyük bu takıma. Saygı duyarım; ama çürük. Kerim Frei ise taze, ben artık Holosko'nun adamın içinden geçme denemelerini izlemek istemiyorum. Kaptırılacak bir top varsa Kerim Frei kaptırsuın. Uğur Boral 32 yaşında, büyük bir tecrübe. Ama kimse iki topu içeri dürtemedi diye ona kızmasın. O girene kadar bu şekilde karambolden de olsa pozisyon bulamıyorduk. 1 tane bulduk sanırım onu da içeri sokamadık. Hayırlısı da oldu zira kazanmayı haketmedik.

Beşiktaş'ın hem takım planlamasında hem de teknik direktöründe sıkıntı var. Bilic ligin "taktik" anlamında en kötü hocalarından biri. Elindeki malzeme zaten belli onu da mundar ediyor. Necip'ten sağ bek yaratmaya çalışıyor falan. Önder Özen bu duruma inceden ayar olmaya başladı bence. Ama kendisinin de hataları var. Tüm transfer boyunca stoper lazımken Lescott ve Dany'den başka isim düşünülmedi. Gönüllü scout'lar onlarca isim önermişti oysa. Dün Ersan'ın maçın başındaki sakarlıkları gol getirse artık 3.'lük de zora girerdi.

Son olarak eleme turuyla Şampiyonlar Ligi'ne girmek bizim harcımız değil. Geçebilme ihtimalimiz olan takım sayısı 2. eleme turu için 6-8, 3. ön eleme için 1-2 olur en fazla. 3.'lük bu yüzden yeterli değil bizim için.
blackeagle1903
--alıntı--

Bir maçı kazanmak için 90 dakikanız var daha fazla değil… Siz bu 90'ın 60'ını Jones'u denemek için harcar ve takımı Oğuzhan'dan mahrum bırakırsanız kaybettiğiniz puanların temel sebebinin bu olduğu gerçeğini kabul etmek zorundasınız.
Aklın yolu şudur; Oğuzhanla başlarsın, maçı kurtardıktan sonra denersin kimi deneyeceksen...
Beşiktaş üç ön libero ile çıktı sahaya; Veli, Atiba, Jones!
Peki kim top yapacak, kaleye akıl dolu pasları kim gönderecek?
O belli değil. Kör döğüşü şeklinde geçiyor ilk 60 dakika. Antalya da ayak uyduruyor Beşiktaş'a.
Ne zaman Oğuzhan giriyor oyuna Beşiktaş hem rakip kaleye daha kolay gidiyor hem de pozisyon buluyor.
Dolayısıyla Bilic'in her maç yeni bir icatla karşımıza çıkması Beşiktaş'ın bu sezon yaşadığı en büyük sorunlardan biridir. Reçeteyi yazmak için mutlaka 60 ya da 70. dakikakayı beklemesi ise ikinci büyük sorundur.

--turgay demir--
oyunbozan
slaven bilic'in yaptığı oyuncu değişikliklerin ciddi anlamda sorgulanması gereken maç. ama yine söylüyorum slaven bilic'in çarmıha gerilmemesi gereken sezonuna ait bir maç.

arkadaşlar yamulmuyorsam antalyaspor'u geçen sene 5-3 ve 2-0 gibi net skorlarla geçmiştik. geçen sene antalyaspor ligin üst sıralarına oynayan bir ekipti, bu sezon ise rakibini oynatmamaya uğraşan bir futbol takımı olmayı tercih etti. bu sezon çatır çatır tüm kulüplere kök söktüren bir takım. sen adın beşiktaş sen yeneceksin diye bir şey yok. öyle skor taraftarı diye yargılamayı bi kenara bırakın. ben mesela eleştirileri okudukça "adam haklı" demeyi biliyorum ama size baktıkça "ben haklıyım beni dinleyeceksiniz" modunda vuruyorsunuz herkese.

zor bir maçtı, seyir zevki son on dakika dışında çok düşük olan bir maçtı hatta. evde bi internette haber okurken bir de maça bakıyordum. hep savunuyorum en az 5 senedir taktik olarak hiçbir şey koyamamış bu takım oynadığı futbolun üzerine. güm pat çat ortalarla, defanstan uzun toplarla, kanatlardan bireysel başarılarla gelip doldur boşalt taktiğiyle senelerdir gol arıyoruz. nah atarız.

ama gerçekten bu ve buna benzer maçlar oynamaya devam edeceğiz. dünyanın en iyi teknik direktörü dahi gelse bu böyle olacak. şeref bey stadı bitmeden beşiktaş bu sene formasıyla maç kazanmaya mahkum. hani diyoruz ya formayı koysan zaten ilk üçte bu takım diye. hah işte bu sezon o sezon. rakiplerin kendini senden önce geliştirdi ve yine de halleri ortada. öyle bu sezon ne yönetimi yerim gözümde ne de teknik ekibi. futbolcuya kızarım sadece. başkası umrumda olmaz. bireysel kazmalıklarla gol kaçırmadan tık tık 1-0 2-0 maç kazanmamız gereken bu sezonda ne yazık ki eşek yükü dertle uğraşıyoruz. bir de taraftar kendini futbol uleması olarak gösteriyor ya o an cidden deliriyorum.

sakin. bu takım bu sezon şampiyon adayı sıralamasında 2. dir benim gözümde. bu takım seneye döve döve şampiyon olacaktır yazın bunu bi kenara.
ben öyle bi insan mıyım
son derece kötü top yaptığımız, son derece kötü mücadele ettiğimiz, son derece kötü yönetildiğimiz karşılaşma.

yeterince taraftar desteği varken hem de.

4-2-3-1 sistemine ve bazı oyunculara olan saplantısı devam ederse hocanın, fikstür avantajımıza rağmen, 3.lük basamağını tehlikeye atabiliriz. bilic gibi devrimci rûha sahip bir adamın bazı düşüncelere karşı anlaşılmaz seviyede saplantılı olması, aleyhimize sonuçlar vermekte. umarım, en kısa sürede bunlardan kurtulur, ben dahi inancımı yitirmeye başlıyorum zira.

son olarak; ligin ikinci devresindeki ilk 4 maç sonrasında, 2 maçtır, kötü sonuçlara imza atıyoruz yine. bu psikolojik etkinin bir an önce aşılması gerekiyor.
zago30
slaven bilic'in necip uysal'ı sağ bek oynatarak kendi ayağına sıktığı maç.22 şubat 2014 galatasaray beşiktaş maçında wesley sneijder'i durdurması için necip'i sağ bek oynattığını söylemişti bilic.bunda da çok başarılı oldu demişti.rakip antalyaspor iken necip'in sağ bek oynaması gerçekten anlaşılır gibi değil hele önünde holosko varken.olcay şahan'ın oyundan çıkmasına da anlam veremedim zira holosko bildiğimiz görüntüsündeydi etkisizdi.kerim frei neden bu takımda forma şansı bulamıyor gerçekten düşündürücü içeri kat edebilecek bir oyuncu oysa ki.uğur boral'dan nasıl bir katkı bekliyor bilic gerçekten merak ediyorum.ilk 2 yolunda çok önemli 2 puan bıraktığımız maç oldu kısacası.
4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol