iddaa oranları yükseltilen karşılaşma.bize verilen oran 1.70'den 2.00'ye çıkmış.handikaplı galibiyet oranımız 3.50.
http://www.goal.com/tr/news/598/bahis-iddaa/2013/12/27/4505543/iddaadan-be%C5%9Fikta%C5%9F-bombas%C4%B1?ICID=HP_BN_4
27 aralık 2013 gençlerbirliği beşiktaş maçı
bismillahirrahmanirrahim.
türkiye süper ligi'nin ilk yarısının son karşılaşması.
yine bir cuma maçı ve yine beşiktaş oynuyor.
fenerbahçe değil ,
galatasaray değil,
beşiktaş.
(bkz: yeter yıldırım demirören yeter)
kazanmamız gereken bir karşılaşma ve içimden bir his bu akşam galip geleceğimizi söylüyor. özellikle deplasmanlar da daha iyi oynadığımzı düşünüyorum , sıkıntı kendi sahamızda ki karşılaşmalarda.
bu maçı kazanıp ocak ara transferinde kaliteli yerli futbolcular transfer edip elimizde ki oynatmadığımız ve işe yaramayan yabancıları takas yolu ile veya satarak elden çıkarmamız gerekiyor.
bu saatten sonra puan kaybı yaşamamalıyız , özellikle iç sahada puan kayıpları olmamalı.
fenerbahçe'nin şampiyon olsa dahi şampiyonlar ligi'ne gidemeyeceğinin ve avantajın 2'inci ve 3'üncü de olduğunun bilincini futbolcuların anlaması lazım, ya da anlatılması lazım.
üzerimize oynanan oyunları da her zaman ki gibi birlik olup aşabileceğimizi düşünüyorum.
beşiktaş büyük taştır , altında kalırlar.
türkiye süper ligi'nin ilk yarısının son karşılaşması.
yine bir cuma maçı ve yine beşiktaş oynuyor.
fenerbahçe değil ,
galatasaray değil,
beşiktaş.
(bkz: yeter yıldırım demirören yeter)
kazanmamız gereken bir karşılaşma ve içimden bir his bu akşam galip geleceğimizi söylüyor. özellikle deplasmanlar da daha iyi oynadığımzı düşünüyorum , sıkıntı kendi sahamızda ki karşılaşmalarda.
bu maçı kazanıp ocak ara transferinde kaliteli yerli futbolcular transfer edip elimizde ki oynatmadığımız ve işe yaramayan yabancıları takas yolu ile veya satarak elden çıkarmamız gerekiyor.
bu saatten sonra puan kaybı yaşamamalıyız , özellikle iç sahada puan kayıpları olmamalı.
fenerbahçe'nin şampiyon olsa dahi şampiyonlar ligi'ne gidemeyeceğinin ve avantajın 2'inci ve 3'üncü de olduğunun bilincini futbolcuların anlaması lazım, ya da anlatılması lazım.
üzerimize oynanan oyunları da her zaman ki gibi birlik olup aşabileceğimizi düşünüyorum.
beşiktaş büyük taştır , altında kalırlar.
tribünlerdeki yerini alacak olan ankaralı yazarlarımızın, ufak ufak bulundukları mekânı terk ederek, stadyuma doğru yol almasını önerdiğim karşılaşma. zira, saat 19:00'da dahi orada olsanız, ilk yarıyı kaçırma olasılığınız çok çok yüksek.
--alıntı--
19 Mayıs Stadı'nda olağanüstü hal ilan edilmiş durumda. Aldığımız duyumlara göre 1600 polis görevlendirmiş ve her yerde TOMA var.
--alıntı-- [ybkz]swh[/ybkz]
19 Mayıs Stadı'nda olağanüstü hal ilan edilmiş durumda. Aldığımız duyumlara göre 1600 polis görevlendirmiş ve her yerde TOMA var.
--alıntı-- [ybkz]swh[/ybkz]
her yer rüşvet her yer yolsuzluk sesleriyle başlayan karşılaşma.
21. dakikada 1-0 geriye düştüğümüz maç.
ilk yarısını 1-0 geride kapattığımız maç.
yıllık beşiktaş kanserinin devam ettiği maçtır. olur da bir gün kansere yakalanırsak eğer sebebimizsin kartalım.
son derece zevksiz bir ilk yarının geride kaldığı maç. 3 tane pozisyon vardı: 2 bizden, 1 gençlerbirliği'nden. rakibinki gol olurken, biz ise saçmaladık.
ayrıca, çok merak ediyorum, gerçekten, 4-2-3-1 oynamak gibi bir zorunluluk var da ben mi haberdar değilim? gökhan töre de olcay şahan da saçmaladı fazlasıyla, forvet arkasında oynarken. bunda, rakibin, o bölgeyi kalabalık tutmasının da payı var tabii. mehmet özdilek bu anlamda iyi çalışmış dersine, orası kesin. ama, 4-4-2'ye dönerek, kanat organizasyonlarına ağırlık vermemek, hiç akıl kârı değil. uğur boral'ın bindirmelerinden ve etkili ortalarından faydalanmak gerekiyor. hem, gençler'in bekleri de yeterince vasat. hugo almeida da, filip holosko'nun desteğiyle daha verimli oynayabilir.
edit: 4-1-3-2 ney lan!
ayrıca, çok merak ediyorum, gerçekten, 4-2-3-1 oynamak gibi bir zorunluluk var da ben mi haberdar değilim? gökhan töre de olcay şahan da saçmaladı fazlasıyla, forvet arkasında oynarken. bunda, rakibin, o bölgeyi kalabalık tutmasının da payı var tabii. mehmet özdilek bu anlamda iyi çalışmış dersine, orası kesin. ama, 4-4-2'ye dönerek, kanat organizasyonlarına ağırlık vermemek, hiç akıl kârı değil. uğur boral'ın bindirmelerinden ve etkili ortalarından faydalanmak gerekiyor. hem, gençler'in bekleri de yeterince vasat. hugo almeida da, filip holosko'nun desteğiyle daha verimli oynayabilir.
edit: 4-1-3-2 ney lan!
gençlerbirliğinin 2. yarının başında çok fena bir gol kaçırdığı maç.
gökhan töre`nin yerini mustafa pektemek`in aldığı maç. bu arada baraj kurulmadan düdük çalmadan attığımız gol tabiki sayılmadığı maç.
#322358
beşiktaşımızın 1-0 kaybettiği maç.
futbolcuların, rûhunu ve becerilerini katamadığı; slaven bilic'in taktik ve mental yönetmenliğini gösteremediği karşılaşma.
o kadar boş ve gereksiz top oynadık ki, yaptığım tanımı dahi açmaya hevesim kalmadı.
o kadar boş ve gereksiz top oynadık ki, yaptığım tanımı dahi açmaya hevesim kalmadı.
--alıntı--
Hakem vurmadan önce bana "tamam oyna" dedi. Olup biteni anlamıyoruz. Kasımpaşa maçındaki olaylar... Bugünkü golüm de %100 goldü. Jimmy 'haklısın goldü' dedi.
--alıntı-- [ybkz]swh[/ybkz]
Hakem vurmadan önce bana "tamam oyna" dedi. Olup biteni anlamıyoruz. Kasımpaşa maçındaki olaylar... Bugünkü golüm de %100 goldü. Jimmy 'haklısın goldü' dedi.
--alıntı-- [ybkz]swh[/ybkz]
üzerine fazla konuşulmaması gerektiğini düşündüğüm , hakettiğimiz bir mağlubiyet aldığımız karşılaşma.
teknik, taktik kısmı geçiyorum.
ama ben tek bir noktaya değinmek istiyorum.
(bkz: takım ruhu)
nedir takım ruhu.
kelime anlamından yola çıkacak olursak, ortak bir amaç için ortak çalışma içinde olan en az iki kişiden oluşan gruba verilen addır ve bu ekibi bir arada tutan misyon ve vizyon olmalıdır.
Kısaca misyon; amaç, vizyon da çalışma şekli ve işin vitrinidir.
Ekibin üyeleri bir araya gelerek kendilerinden daha büyük bir bütünü oluştururlar. Bu nedenle ekip üyelerinin birbirlerini tamamlıyor olması gerekmektedir. Bireysellik ekibin içinde ve ekibin hedefleri doğrultusunda eritilmelidir. Bütün bunlarla bir sinerji oluşur ve bu da işin en iyi şekilde ortaya çıkmasını sağlar. Ekibin içinde artık “ben” yoktur ”biz” vardır. Ortaya çıkan iş “ben”im değil “biz”im ürünümüzdür.
benim bu takımda göremediğim ekip ruhudur, takım ruhudur ayrıca.
takım ruhuna örnek verecek olursam kasımpaşaspor maçını örnek gösterebilirim.
sahaya atlayan futbol holiganı fernandes'e saldırdığında oraya giden kaç futbolcu var , kaçı yürüyerek , kaçı koşarak gidiyor ve takım arkadaşını savunuyor.
motta mesela , ne kadar oldu takıma geleli ki oraya koşarak gidip o holigana tekmeyi basıyor ve bunun sonucunda 3 maç ceza alıyor.
ardından almeida aynı hareketten dolayı kart görüyor.
beşiktaş amaçsız bir şekilde ilerliyor yani ortada bir misyon yok.
ayrıca alınan sonuçlara göre de vizyon yok, işin vitrini bunu gösteriyor.
akhisar belediye ile aranda sadece 4 puan fark var.
“Aman bana ne, bu benim işim değil ki” denildiği sürece de bu her zaman böyle olacaktır.
benim takımımdan gördüklerim bunlar ve bu yazıyı yazmamda ki sebep
misyon ve vizyonsuz beşiktaş istemiyorum.
teknik, taktik kısmı geçiyorum.
ama ben tek bir noktaya değinmek istiyorum.
(bkz: takım ruhu)
nedir takım ruhu.
kelime anlamından yola çıkacak olursak, ortak bir amaç için ortak çalışma içinde olan en az iki kişiden oluşan gruba verilen addır ve bu ekibi bir arada tutan misyon ve vizyon olmalıdır.
Kısaca misyon; amaç, vizyon da çalışma şekli ve işin vitrinidir.
Ekibin üyeleri bir araya gelerek kendilerinden daha büyük bir bütünü oluştururlar. Bu nedenle ekip üyelerinin birbirlerini tamamlıyor olması gerekmektedir. Bireysellik ekibin içinde ve ekibin hedefleri doğrultusunda eritilmelidir. Bütün bunlarla bir sinerji oluşur ve bu da işin en iyi şekilde ortaya çıkmasını sağlar. Ekibin içinde artık “ben” yoktur ”biz” vardır. Ortaya çıkan iş “ben”im değil “biz”im ürünümüzdür.
benim bu takımda göremediğim ekip ruhudur, takım ruhudur ayrıca.
takım ruhuna örnek verecek olursam kasımpaşaspor maçını örnek gösterebilirim.
sahaya atlayan futbol holiganı fernandes'e saldırdığında oraya giden kaç futbolcu var , kaçı yürüyerek , kaçı koşarak gidiyor ve takım arkadaşını savunuyor.
motta mesela , ne kadar oldu takıma geleli ki oraya koşarak gidip o holigana tekmeyi basıyor ve bunun sonucunda 3 maç ceza alıyor.
ardından almeida aynı hareketten dolayı kart görüyor.
beşiktaş amaçsız bir şekilde ilerliyor yani ortada bir misyon yok.
ayrıca alınan sonuçlara göre de vizyon yok, işin vitrini bunu gösteriyor.
akhisar belediye ile aranda sadece 4 puan fark var.
“Aman bana ne, bu benim işim değil ki” denildiği sürece de bu her zaman böyle olacaktır.
benim takımımdan gördüklerim bunlar ve bu yazıyı yazmamda ki sebep
misyon ve vizyonsuz beşiktaş istemiyorum.
futbol adına pek bir etki göstermesek dahi beraberliği hak ettiğimiz maç. cidden zaten kazanamayacağız modunda çıkıyoruz sahaya ve bu beni artık deli ediyor. acilen bu psikolojinin düzelmesi gerek.
beşiktaş futbol takımının beşiktaş taraftarına şahane(!) bir yeni yıl hediyesi verdiği maç.devre arasına moralli girelim dedik ama yalan oldu.gökhan töre manuel fernandes'in vurdum duymazlık rolünü üstlenmiş resmen.takımda iyi oynayan maalesef kimse yoktu.bu oyunla 2.yarıya umutla bakmak hayal.
(bkz: söyleyecek bir şey bulamamak)
spoiler--
Ankara’daki Gençlerbirliği-Beşiktaş maçında KaraKızıl ve Çarşı buluştu, yaklaşık 20 bin kişi “Her yer Taksim her yer direniş” sloganları attı
spoiler--
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?