22 eylül 2013 beşiktaş galatasaray maçı

5 /
ozdemirozdemir
maçta bulunmuş biri olarak buram buram siyaset kokan bir maç olduğunu söyleyebilirim. daha stada girmeye çalıştığımız anda insanları germe politikaları ağır şekilde işliyordu. turnikeler uzunca bir süre çalışmadı, içeriye ciddi oranda kaçak girişler oldu, hakem oyuna çok fazla tesir etti ama asıl olay bunların hiç biri değildi. polislerle karşı karşıya geldiğinizde size karşı güdümlendiklerini açık şekilde hissediyordunuz. işin içine farklı para ve siyaset konuları girince, üstüne joplar ve biber gazı karışınca futboldan keyif almak imkansızdı zaten.

iki bir yenildik, bir sıfır yenebilirdik de ancak artık beşiktaş ve türkiye için orada taraftar, destek, seyirci falan değil saf anlamıyla müşteriydik. satın aldığımız ürün, ambalajının çok güzel ancak içindeki ürünün kalitesizlik abidesi olduğu pazarlama harikasıydı.

beşiktaş, siyah-beyaz son nefesime kadar tutkum, hayatımdır ancak futbol artık dandik bir mal.

not: sahaya giren, onlarca pet şişe fırlatan, beşiktaş'ı deşarj olma yolu olarak gören şerefsizlerden olmadım, olmayacağım.
forzaquila
yorgunluktan hakkında bir şeyler yazamadığım maç. tekniğini taktiğini sikeyim zaten size bir şey olmasın. ben bir yazımı kopyalayacağım, bir şeyler anlayan olursa ne mutlu;

Abi ben oradaydım ya. Kahroldum, sinirimden ağladım, "Takımı satıyorsunuz şerefsizler" diye bağırdım. Bu olay o kadar düzmeceydi ki. Geniş topluluklar beyinlerin devre dışı kaldığı alanlardır, hani hiç bahsedilen komplo teorileri olmasa, o maçın gerginliğiyle Melo'nun yaptığı insanlık dışı davranış üzerine tüyü bitmemiş ergenin biri sahaya atlasa koca koca adamlar sahaya girebilir, bunu ayrı bir köşede tutalım.
Ben ama sahaya girilmeden önceki kısma dikkat çekeyim; Doğu tribün alttayız, Kapalı oluyor yani. 2-1 mağlubuz, bazı tek tük kişiler stadı terkediyor. Üst kattan adamlara ısrarla küfür edildi, sopa atıldı, durduk yere husumet çıkarılmaya çalışıldı. Beşiktaş tribününde kavga çıkarsa örtbas etmek için hemen tezahürat girilir, o iş yapıldı, tutmadı. Adamlar maçı bıraktı kavga etmeye çalışıyor, bir yandan da "Maça bakın lan" diye bağırıyorum. Lan daha 4 dakika var temizinden.
Velhasıl Melo'nun davranışı da tetikledi ama 1. Dünya Savaşını da Gavrilo Princip başlattı diyemeyiz. Bilmiyorum ya, işi komploya vurursak "Beşiktaş'ı devre dışı bırakmak isteyenler yaptı" bile dersiniz. Benim kafam karışık. Durduk yere takımın içine sıçılmış, kaderiyle oynanmış. Hocası 2-3 maç ceza alacak, tribün 10 maç ceza alacak belki de, her şeyin rengi değişecek. İster istemez öfkem "Bilmemneciyim ama yükselenim Çarşı" diyen sevgi kelebeklerinde odaklanıyor. Olmasın yükseleniniz Çarşı. Şu olaydan sonra Beşiktaş taraftarı gözünüzde tinerci,terörist,vandalsa olmasın. Bir yandan bütün hükümet yandaşı kanallarda alttan alttan göndermeler var, aynısı Fenerbahçe tribünününde de yaşanıyor. Beşiktaş, hatta Fenerbahçe oyun dışı bırakıldığında "İşte bu marjinaller kulüplerimize zarar verdi, biz de istemezdik" diyecek bu yetkili şerefsizler. Ben Beşiktaş'ın harcanmasını istemiyorum. Siz sırf 34. dakikada çArşı bağıracak mı diye bakıp bu tribünü bir şeylere memur ederken milyonlarca insanın hayatta en çok değer verdiği şeyin harcanması canımı yakıyor. Demiyorum ki bağırılmasın, biz de bağırıyoruz 34. dakikada, boynumuzun borcu, ama az biraz akıllı olun. Ulan Rotschildlerin, Rockefellerlerin ipliklerini pazara çıkaran akıllı, entel adamlarsınız, içinizde nice Michael Sikkofieldlar var, gözünüzü seveyim yedirmeyin ya şu camiayı.

Ulan yazdım yazdım Gençliğe Hitabe yazdım. hala doluyum. Gözünüzü açın ya gözünüzü. Bugün tribüne "3. köprü ofsayttasın!" diye pankart asan adam bu kadar malca davranıp takımını satmış olabilir mi? Bir kolpa kokusu alıyorum ama duygularım çok karmaşık, hayallerimizin içine sıçtılar. Buna izin vermemek lazım efendiler.
unknownartist
doğu üst tribünden ilk yarı coşkuyla, ikinci yarı içim çıkarak izlediğim maç.
maç başlamadan, daha yolunda keyif almaya başlamıştım. trafikte herkes beşiktaşlı, bütün arabalar taraftarla dolu, seksen bin kartal yolları zaptetmiş. girişe yakın bir yerlerde bir otobüsün önünde fotograf çektiren 1453 kartal grubunu gördüm. böyle bir grup olduğunu duymamıştım, ismi hiç hoşuma gitmedi. olimpiyata geldiğimde işin rengi biraz değişir gibi oldu, içeri girdiğimizde turnikelerde uzun kuyruklar ve izdiham vardı. biletsiz içeri girmeye çalışan bir sürü insan vardı, turnikelerin üstlerine çıkıp, tepelere tırmanıyorlardı. her turnikenin başında çevik kuvvet duruyordu.. gezi olaylarından deneyimimizle, çevik kuvvetin müdahale edeceğini düşünüyoruz haliyle.. biz k kapısından içeri girerken, yan taraftaki l kapısının turnikesini kırdılar.. içeri yüzlerce taraftar koştu. polisin minik bir müdahalesi oldu.
içeri girdiğimizde merdivenlerde dahi yer kalmamıştı.. maçı koltuğun üstünde izledim ancak önümdeki ayak koyma boşluğunda bile sıkışmış iki insan vardı. çarşı grubu hemen arka tarafımızdaydı, herkes maçın coşkusunu bu grupla yaşamak istiyordu.
ilk yarı çok güzeldi.. ikinci yarıda kaçırdığımız bir gol, üstüne yediğimiz bir golden sonra bir panik ortamı oldu sanki. tribünün de enerjisi düşmeye başladı. bir ara kale arkası tarafında bir kavga gördüm ya da öyle anladım. hakem aldığı kararlarla ortamı iyice germişti. sinirler üst düzeydeydi.. maçın sonlarına doğru doğu alt tribünden bizim tribüne doğru bir karmaşa yaşandı.. bulunduğum yer o kadar kalabalıktı ki bir hadise çıksa polis gazla müdahale edecek ve benim boğulmadan çıkmam mümkün olmayacaktı, hatta ezilme tehlikem bile vardı. uzatmalar başladığında bunun paniği ile aşağı doğru inmeye çalıştım, kapıya yakın olmak, nefes alabilir durumda olmak istedim. ne olduysa o anda oldu. önce melo hadisesi yaşandı. zaten hakem yüzünden gergin olan taratar, melo ile çıldırma noktasına geldi. herkes olduğu yerde tepiniyor ve bağırıyordu. sonra birden sahaya giren taraftarlar oldu. sahaya giren taraftarlardan mı geliyordu o tekbir sesleri tribünün neresinden geliyordu anlamadım ama "ya allah bismillah allahü ekber" diye bağırıyorlardı.. gezi olayları süresince polis müdahalesine kesintisiz maruz kaldım, ancak bu tekbir sesleri bana polis müdahalesini değil başka şeyleri çağrıstırdı, beşiktaş taraftarı olmaz bu dedim.. sandalyeler havada uçuşmaya başladığında stattan çıktım.
twitterda ve facebookta çarşı grubunun sahaya atlaması ile ilgili itibarlarını düşürecek bir sürü paylaşım gördüm. sahaya giren grubun çarşı olması imkansız. doğu üst tribündeydik ve bahsettiğim gibi çarşı bizim de üstümüzdeydi.. benim kavgadan daralıp sadece merdivenlerden aşağı inmem on dakikamı aldı. çarşı grubunun o merdivenleri aşıp bir de alt tarafa girip orada ilerleyip oradan sahaya girmesinin ne kadar imkansız bir şey olduğunu stadın fiziksel özelliklerini bilenler anlayabilirler. zaten çarşı grubu neden böyle bir şey yapsın.. biz beşiktaş taraftarları kanser olarak maç izlemeye alışkın değil miyiz? bugüne kadar ne zaman yaptık böyle birşeyi, şimdi en kritik anda yapalım bunu.. üstelik zaten lideriz.
sonuç olarak her yerde 1453 isimli grubun sahaya girdiği, devlet desteği ile çarşıya karşı oluşturulmuş bir grup olduğu yazılıyor. twitterdan maç öncesinde yazdıkları bir tweet ile de planlarını vurgulamışlar. bunu yapan onlar ise, beşiktaş taraftarı olmayı hak etmiyorlar. yenebilirdik, yenildik.. yenilmeyi biliriz. ama şerefimize laf söyletmek yakışmadı.
dingoc
ikinci yarı futbol oynamadığımız maç. iki pas üst üste yaptığımızı ben hatırlamıyorum.hakem hatası; tribün saçmalaması; rakibin kışkırtması vardır; doğrudur. ama beşiktaş futbol takımı bu maçın ikinci yarısında futbol oynamadı. şahsım adına en büyük gerçek budur
pepük
takım olarak iyiydik. bireysel hatalar sonucu kalemizde iki gol gördük. beni şaşırtan muhammed demirci'nin oyuna girmesi. çok mutlu oldum. 5 değil 10 şut çekseydi hepsi dışarı gitseydi umurumda bile değildi. hele ki; o direği sıyırıp dışarı çıkan topu tek yeterdi. bilic muhammed'i niye oyuna aldı diye bir çok kişi tarafından eleştiriliyor. bu çocuk ne zaman oynayacak. çok iyi oldu, çokta güzel oldu. bu sezonun 2. yarısından sonra muhammed'i 45-60 dakika boyunda sahada görmek, hem kendisi adına hem bizim adımıza güzel olacak.
gidiyorum bu
--alıntı--

beşiktaş derbi kaybedebilir. şampiyonlar ligi standardına göre dizayn edilmiş hem de real madrid'e kaybetmiş, kazanmaya mecbur bir galatasaray'a karşı bu çok normal. genç, her kesimden sempati toplamış, umut vaad eden bir takım, hocasıyla, futbol direktörüyle sevilen bir beşiktaş. seyirci rekoru kırmış, kaybetme kredisi olan bir ekip.

seyiricisi neden bu takımı sabote etsin ki? kusura bakmayın ama hiç aklıma yatmadı.

çok beşiktaşlı tanırım, çok taraftar tanırım... ama daha ligin başında bu kadar umut vaad eden bir takımı 3-0 hükmen yenik duruma getirecek, sahasını beş maç kapattıracak bir taraftar tanımam. kimse kusura bakmasın ama hiç aklıma yatmadı.

bu normal değil, hem de hiç.

tribünde şaşkın şaşkın bakan büyük çoğunluk kadar şaşkınım.

çünkü benim bildiğim hiçbir taraftar bu kadar umut vaad eden bir takımı sabote etmez. muhtemelen onlar için de durum bu olduğu için şaşkınlar.

--alıntı--[ybkz]swh[/ybkz]


musalla tasi
beşiktaşlıları karamsarlığa götürmemesi gereken maçtır. sadece üzülebilirler. benim gibi "sahaya girmeyin" diye boğazını yırtan yüzlerce beşiktaşlı vardı o stadda. girenlere zaten lafımız yok. değmezler. bu taraftar böyle değildir. ben sporla ilgili konuşmak istiyorum ayrıca.

ne oldu gs'ye yenildiysek, ne kaybettik? 5. hafta 12 puanlı 3 takım var. biri biziz. ligde 5 maç sonunda şampiyonluk görmüş 3 takımla oynadık ve 12 puan aldık. sahamız 12 maç kapatılsa ne olur. sahada taş gibi oynayan takım duruyor. hem de gözlerimizin önünde. ne bekliyorduk, namağlup şampiyonluk mu? tabi ki kaybedecek takım. kötü oynayacak bazen. camiada sanki şampiyonluk gitti elden havası esmeye başlamış. bize vermeyecekler diye ortada dolaşan adamlar türedi.

5 kırmızı kartlı samsunspor maçını örnek gösterenler var. korkmayalım beşiktaşlı kardeşlerim. takım sahaya çıkacak, topunu oynayacak. bu takım bu sene 80 puanın üzerinde puan alacak. derler ya buraya yazıyorum diye, aha yazıyorum. 80 puan üzerinde alacak. şampiyon olur olmaz ayrıca lig ilerledikçe daha mantıklı, net verilerle tartışılır. şimdi 80 puan nerden çıkıyor derseniz, takım sahada kendini gösteriyor. bu takımı yenecek 4 takım anca çıkacak. en fazla 4 maç kaybedecek bu takım. ben buna yürekten inanıyorum.

karşımızda oynayan gs takımının oyunu yok. planı yok düzeni yok. al topu at drogba'ya fatih terim allah kerim. selçuk frikik atsın, burak bala atsın, taktikleri yok. yıldızlarla işi götürüyorlar ve bu adamlar şampiyonluğa inanıyor. bu sene şampiyonluğa inanmayan beşiktaşlı kardeşim, lütfen o maçlara stada gelme. evinde kime küfür ediyorsan et, ama o stada gelme.

evim olimpiyat stadının dibinde, takım iyi gittikçe seyirci geldikçe maçlar biraz daha burada kalır, şu takım için bağırırım diyorum, kaşerlenmiş ibneler çıkıyor, takımın üzerine kara bulut kapatıyorlar. o sahaya girenler, ister siyasi operasyon olsun ister klasik gaza gelme olsun ne olursa olsun. bu takımı seven kaç milyon kişinin ahı ömrünüz boyunca üzerinizde olsun.
blackeagle1903
gece 4'te bursa'ya döndüğüm için anca uyanıp birşeyler yazabildiğim maç.

yok amk yazamıyorum. yazık oldu, herşeye.[ybkz]swh[/ybkz]
blackeagle1903
beşiktaş taraftarının seferber olduğu maç. maç öncesi 5 kişiyle tanıştım. biri almanya, biri van, biri trabzon, biri uşak, biri de mersin'den geliyordu, onlara yazık oldu yoksa 3 puanın amk.

almanya'dan gelen amca ile konuşmam;

+abi valla bu beşiktaş aşkı delilik
-aynen öyle bizim uçağın yarısı beşiktaşlıydı tezahüratlarla geldik.

sözün bittiği yer...
roll a joint
beşiktaş'ı hazmedemeyen orospu çocuklarının yine yapacağını yaptığı maçtır. elle atılan golü bir yana koyun çünkü onlar ince kıyım. ülkenin en etkili taraftarı olan beşiktaş taraftarının (vurgula: tarihte seyirci rekoru) kırdığı maçta hakemin tüm takdir haklarını deplasman takımından yana kullanabilmesi ne cesarettir ne başka bişey. ne zaman ters domaltıp düz pompalamaya başladı bu kulüp yolumuza atılacak taş arayışına girip attılar.


(vurgula: çareyi ligden çekilme olarak goruyorum.)

mutlu olsunlar beşiktaş'sız. sneijder'li drogba'lı kadrosuyla şampiyonluk yarışının gerisinde kalmamalı diye düşünen lig tv de 2 büyük projesi olan gizli lobilerde gelip kapımıza kopek olsun.


turkiye'nin dort bir yanından gelen beşiktaş taraftarına planlanan senaryoları izletmek insanlık ayıbıdır. bu insanlara yazık günah.
roll a joint
ayrıca siyaset ile anılacak olmasından müthiş rahatsızlık duyduğum maçtır.

beşiktaş'tan aldığı gücü kimse siyasete kullanmasın. siktirin gidin nerde yapıyorsanız yapın siyasetinizi. sağcısı solcusu adam olsun aslolan hayattır hayatta beşiktaş
engnkya
Çok büyük oyunların döndüğü maç

Maça girerken güvenlik görevlileri benim insiyatıfim olmadan benim biletimle turnikeden başka bir adamı daha geçirdi??
Ayrıca o giren adamla beni güvenlik görevilleri vede polisler aramadı, sadece su şişesinin kapağını çıkarmam istendi,
maç öncesi ve sonrası hengameye zin verildi,
özel güvenlikçiler kargaşa anında amirleri tarafından geri çekildi müdahale etmeleri istenmedi.
vs. vs


dingoc
medyanın isteği üzerine, televizyoncuların teşviki ile siyasal tartışmaya dönen maç. hayırlı olsun. beşiktaş tribünlerinin ne zamandır çatırdaması boşuna değilmiş.
dingoc
benim için maçın özeti;
http://www.youtube.com/watch?v=DSL7SnDZV_0&app=desktop

fena halde küfür içerir dikkat.
dingoc


--spoiler--

Beşiktaş ile Galatasaray arasında oynanan olaylı derbi için Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı. Karşılaşmanın ardından gözaltına alınan 67 kişi sabah saatlerinde serbest bırakılırken, şahıslara 1 yıl müsabakalardan men cezası verildi

--spoiler--

5 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol