22 aralık 2011 beşiktaş karabükspor maçı

2 /
cihan tekin
pozitif bakmaya çalıştığım, her şeye rağmen sevmek, savunmak istediğim carvalhal'in yine sıçıp sıvadığı başka bir maç... geçen haftanın oyuna girdikten sonraki en iyi ikilisi burak ve alves dururken ekrem nereden çıktı amına koyayım? tek başına 4-5 tane %100 lük pozisyonu harcadı, yedi... o pozisyonlarda alves, burak olsaydı, ikisi veya ikisinden biri gol atsaydı da kesin atarlardı o pozisyonlarda, tamamen ekrem'in kazmalığıydı, kendilerine olan güvenleri de yerlerine gelmiş olurdu, takımla ve seyirci ile de bütünleşmiş olurlardı... maç da şu an 1-0 dan farklı olurdu... karabük gibi takımın her ne kadar kötü oynarsa oynasın hafife alınacak yanı yoktur... şimdi 1-0 giden maçta dakika 70 te 1 tane sıkıştırır üstüne yatıverir... her şey biter... carvahalciğim de bunu bekler, son 10 dk. kala burak ve alves i alır... bir mucize yaratsınlar da 2-1 olsun diye kanser oluruz... burak ile alves son 10 dakika güzel oynadılar lan ile avunuruz...
şutmesafesişutpozisyonu
altın değerinde üç puan ile devreyi kapattığımız maç olmuştur. Kıyaslama açısından geçen sezon devreyi 28 puan ile kapatmıştık, yani 4 paun daha iyyiz.Liderle aramızda 14 puan fark vardı, şimdi ise 5 puan var.şike ile de olsa şampiyon olan fener geçen sezon liderin 9 puan gerisindeymiş. Ayrıca bu sezon playoff düşünülürse aslında liderin 3 puan gerisindeyiz.Ayrıca renkli kardeşlerden bu sıkışık takvimde tam 8 maç (yani %50) fazla maç yapmışız, bebe ve gülümün sezon öncesi sakatlığı, gutiden hiç yararlanamamız, fernandesin 7 maçlık burun sürtme periodu, almeidanın 1 ay yokluğu ve aynı dönemde mustafanın hazır olmaması, simaounun ne olduğu belli olmayan sakatlığı ile nerdeyse 8 maçtır oynamaması, quaresmasız maçlar ve derbi maçlarında mucize eseri kaybettiğimiz puanlar göz önüne alınırsa bize düşen tek şey carvallahal ve ekibini canı gönülden tebrik etmektir.
ermoo
manuel fernandes'in ve veli kavlak'ın insan üstü gayretini izlediğimiz maçtır.

artık gerçek bir takım hüvviyetine kavuştuğumuzun da resmidir.
conrad
önemli galibiyettir.Fakat sakallı Ferno abimizin orta sahada kaybettiği toplar gol pozisyonu oluyor,kansere devam diyoruz.
rizelikartal
Bülent Uygunu hapisten çıkarıp,Karabük teknik direktörü yapan ,haber muhabirinin aklı anlaşılan maçta değil metriste.Bülent Kormaza da sanırım biraz da olsa haksızlık olsa gerek
artin
Değişen birşey yok

Hızlandırılmış “Züper” ligin ilk yarısının son maçına gidiyoruz… Ortalık tenha, maça ilgi yok denecek kadar az… Futbol severlerin haklı sebepleri var bu tiyatroyu izlememek için…

Taraftar da maç sıklığından şikayetçi, sezon başında yüksek fiyatlarla satışa çıkartılan kombinelerden edinemeyenler, mecburen maç seçer oldu, haliyle Tribünler de boş kaldı…

Maç öncesi “deniz tarafındaki” kale arkasında bir hareketlilik… Beşiktaş taraftarı, dışarıda kalan Karabüklülere yardımcı olmaya çalışıyor…

Stadın önünde yine bildik “pembe borsa” faliyetleri tam gaz sürüyor… Pembe borsa: sponsor biletini gişedekinden daha ucuza satma girişimi, malum böyle ilginin az olduğu maçlarda bu yöntem deneniyor…

Neyse stada girdik, Numaralı Tribün boş… üzerinde “satılamaz” ibareleri bulunan sponsor biletleri ellerde… Numaramızı arayacak halimiz yok, Karabük yedek kulübesinin arkasına mevzileniyoruz… O sırada protokolde bir hareketlilik, alkışlar… Tayfur Hoca tribünleri selamlıyor, tam karşısında “Nos Te Amanos” pankartı… Acı bir tebbessümle izliyoruz tiyatroyu…

Bu sırada velihat prens ve prenses de, kralın yokluğunda yerlerini almışlar tribünde…

“Taraftar dışarda” tezahüratları arasında maç başlıyor…

Maç öncesi iki takım birlikte tribünlere çağrılıyor, alkışlanıyor… Taraftarın az olduğu maçlarda tribün “güzel” olmuştur, onlardan birini yaşıyoruz… Kapalı sazı eline alıyor, çoşku tavan yapıyor…

Maçın 16. dakikası Karabük taraftarından bir atraksiyon… Keza biz, bu deplasman maçında takımlarını desteklemek yerine 3. şahıslara küfür etme tercihini yanlış buluyoruz…

2. yarıda yeni açıktan bir atraksiyon geliyor, önce kapalı, ardından eski açık kapalı köşe ile karşılıklı tezahürat yapılıyor…

ismail’de sürekli geriye dönme telaşları… Egemen’in üst düzey konsantrasyonu, Necip’in 90′da üst direkte patlayan topu, akılda kalanlar…

Maçın sonlarında bir kaza golü yemeyelim endişesi ile takım ileri çıkmıyor… Ataklarda Mustafa yalnız kalıyor…

Maç da 1-0′lık skorla bitiyor…
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol