21 aralık 2013 beşiktaş sanica boru elazığspor maçı

sahada yer alan 11 futbolcumuzun mücadele gücünü ön plana çıkartarak kazandığımız maçtır.teknik kapasitesi yüksek oyuncularımızın yokluğunda yapabileceğimiz buydu.bunu da çok iyi yapan bütün futbolcularımızı tebrik etmek lazım.maçın tek kötü yanı yönetimin bilet yok kombine var uygulaması nedeniyle 14 bin kişilik stadyumun epeyce boş kalmasıydı.8 bin kombine satıldı,4500 kombine satışta ancak bu kombinelerin hepsinin satılması pek mümkün görünmüyor.2.yarı oynayacağımız maçlarda bilet satışının olmasını tribünlerin dolmasını istiyorum.şahsen o stadyuma gitmeyeceğimi sezon başı söylemiştim.ama beşiktaş'ı orda da desteklemek isteyen çok beşiktaşlı var.onların beşiktaş'ın yanında olma isteğine yönetim kulak vermelidir.

maç hakkında teknik taktik analize girmiyorum. zira yukarı da zaten çizilip, yazılmış. oyuncuların hırsı ciddi ümit verici; ilk yarıda golü yedikten sonra ki dağınık görüntü ise tedirgin edici idi. bence maçın en güzel yanı beşiktaş tribünü idi. benim şahit olduğum son yılların en istikrarlı ve en iyi tribünü idi. kendi adıma eski yılların en çok özlediğim tribün özelliklerinden bestelerin saman alevi gibi bitmemesi; bu maçta vardı
1) bu maça gelen yaklaşık 5000 kişi bence kemik tayfa olarak adlanrılabilecek kişiler. o sebeple de anlık tepkiler yerine destek; küfür hakaret yerine ateşleme vardı. genelde ne olursa olsun desteklediler futbolcuları. sadece sabrımız taşıyor adam gibi oynayın tepkisi vardı, ilk yarının sonunda.
2)besteler uzun uzun söylendi. klasik olarak tekrar eden sorun, bu maçta yoktu. girilen beste hemen bitmedi. ses düşmeleri oldu, yavaşlama oldu ama bir çok beste uzun en az 5-10 dakika söylendi. yine maça gidenlerle ilgili bir durum bu bence. bağırmaya gelen, desteğe gelen bir kitle vardı dediğim gibi.
3)maç ile ilgili besteler söylendi. takım bayılmadı, sağa sola alakasız küfürler yoktu. sahadakilere destek vardı. sahadaki oyuncuya destek, rakibin üzerine baskı vardı. tek istisna; #322356

tek kötü tarafı stadın dolmaması olan maç.

2013-2014 sezonunun hemen hemen her maçında olduğu gibi, yine hızlı başlayıp, bu kez sonunu da getirebildiğimiz karşılaşma olmuştur.

ikinci yarıda oyundan düşmememizin sebebi, manuel fernandes gamsızının ve fizik gücü olarak yetersiz olan oğuzhan özyakup'un oynamıyor oluşuydu. veli kavlak çok fazla pas hatası yaptı, güçlü bir şekilde geri dönmesi tüm temennimiz olan oğuzhan'ın yokluğunda. uğur boral çok gayretli ve yaratıcıydı; özellikle açtığı ortalarla ve yarattığı tehlikelerle ön plana çıkmayı başardı. mustafa pektemek ise, ne yazık ki yine, bal yapmayan arı gibiydi.

olcay şahan için ayrıca bir paragraf ayırmak isterim. böylesine gayretli, iyi niyetli, golü düşünürken takım oyununu da unutmayan bir adam, âdetâ nimet bizim için. sol ayağıyla öyle bir "yapıştırdı" ki bugün; topu sol ayağına çektiği sırada, sitem etmek için açtığım ağzıma, tıpadı resmen[ybkz]swh[/ybkz]. takımın aklı selim isimleri tolga zengin ve tomas sivok tabii ama; takımı ateşleme ve kendisinin de ekstra motive olabilmesi adına, kaptanlık görevine uygun bir isim olabileceğini düşünüyorum.

bjk.com.tr--

“Önemli bir maç kazandık. 3 puandan fazla şeyler kazandık. Oyuncularım sahaya ruhlarını koydular. Dün akşam hafif bir antrenman geçirdik ama üç oyuncumuz sakatlık nedeniyle çalışmayı bitiremedi. Her şeye rağmen oyuncularım dik durdular. ‘Sizde kalite ve beceri var kendinize inanın yeter’ dedik. Oyuncularım ne istediysek yapmaya çalıştılar. Hak edilen bir galibiyet aldık. Kasımpaşa, Fenerbahçe ve Sivasspor maçlarında devre arasına önde gitmiştik. O maçların devre aralarında ‘tempoyu düşürmeyin’ dedik ama başarılı olamadık. Bugün tam tersi bir senaryo oldu. İkinci yarının hemen başında golü bulduk ve tempoyu sürdürdük. Pas oyunu yaptık ve galip geldik.”

bjk.com.tr--[ybkz]swh[/ybkz]

istekli, saldıran, koşan kadronun galip geldiği maç. bakıyorsun o kadar sakat var ama bu kadro çok daha diri, özlediğimiz bi ruh var sahada. böyle oynayın başka bi şey istemem.

isyan devrim beşiktaş'ın başbaşa romantik bir beşiktaş maçı izleme teklifini geri çevirdiğim için pişman olduğum maç. biraz pragmatik davranıp eğer maç kötü giderse, bir şeyler olursa moralim bozulur tüm gece çalışmam gerekirken, kafayı takar çalışamam diye kabul etmedimdi. oysaki kurban olduğum taraftar kardeşlerim ayakkabılarını çıkarıp o yaran tezahüratlarına terliklerimi çıkarıp eşlik edemediğim, 4 gol sevincine -4 diyorum bu 4 defa evin ortasında deliler gibi zıplamak demek çünkü- ortak olamadığım için son derece üzgün olmakla beraber, beşiktaşımın bir nebze moral bulduğunu düşünmek rahatlatıyor. her güzel maçın sonunda söylediğimiz gibi, haydi kalk ayağa yürü güneşe!

fernandes olmadığı için ilk kez dirençli ve rakibine oyununu kabul ettiren bir beşiktaş vardı. ayrıca mustafa pektemek gol atamadı ama topu ilerde tutması ve asistleri ile maça damga vurdu

maç sonunda necip uysal'ın gökhan töre'ye ağız dolusu küfürler ettiği maç. olcay ve mustafa ayırmaya çalışsa da necip dönüp dönüp küfretmeye devam etti, hayırdır inşallah.

ayrıca taraftar maç biter bitmez tüm futbolculara istinaden hepimizin içinden geçenleri bağırdı;

(bkz: hep böyle oynayın canımızı verelim)

ben izlemedim ya bana inat çok koşulan,çok mücadele edilen karşılaşma. beşiktaş hep oynayacaksa bir daha maç izlemem, o olmasa da yaşatırım ben bu aşkı

holosko ile 4-1 olan maç. asist pektemek.

tam tahmin ettiğim gibi tüm takımın hırsına şahitlik ettiğimiz maç. çok ekstra durumlar olmadıkça normal ve yerinde sevincini gördüğümüz tolga zengin bile her golün ardından karşı kaleye kadar koşarak sevince ortak oluyor. işte görmek istediğimiz görüntüler bunlar, biz yeneceksek şampiyon olacaksak böyle olacağız çünkü. hırsımız, isteğimiz biraz azalırsa o galibiyet hayal olur maalesef.

olcayın nefis şutuyla 3-1 olan maç. asist holosko.

buz gibi penaltımızın (vurgula: yine) hakemler tarafından es geçildiği maç.

(bkz: yeter yıldırım demirören yeter)

yine gol kaçırma yarışına başladığımız maç. biz akıllanmayız amk

baby face holoskonun golüyle 2-1 oldu. pektemek 40 yılda bir işe yarar gibi oldu.

46. dakikada holosko'nun golüyle 2-1 öne geçtik.

beşiktaş taraftarının şovunu yaptığı maçtır aynı zamanda. tribünler, yönetimin kombine stratejisi yüzünden boş olsa da gelen taraftarlar yine gerekeni yapıyor. maç başlar başlamaz "demirören'den hesap sorsana" ve "yeter yıldırım demirören" sesleri yükseldi. devamında yine susmadan devam ettiler, dakika 34 olunca yine "her yer taksim her direniş" sloganları geldi.

ama öyle bir tezahürat duyduk ki bugün, yine yaratıcı beşiktaş taraftarı deyimine cuk oturdu. gündeme uygun olarak; "neyleyim kutudaki milyon doları sen şampiyon olmayınca" diye bağırırken ayakkabılarını da çıkardılar. muhteşemsiniz gerçekten.

https://twitter.com/since1903_BJK/status/414453951266689024

sahanın en iyilerinden birinin uğur boral olduğu maç. sağ taraf neredeyse hiç çalışmadığı için bize öyle geliyor olabilir fakat sol kanat fena değil bugün. duran toplarda da oldukça etkiliyiz, zaten gol de gelse gelse öyle gelirdi.